Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Tekerleme Nedir?
Tekerleme için, ‘1. Tekerlemek işi. 2. Çoğunlukla basmakalıp söz. 3. ed. Çoğunlukla masalların başında bulunan kafiyeli giriş sözleri. 4. Birbiriyle uyumlu hazır söz kalıbı. 5. ed. Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışı. 6. tiy. Orta oyununda, özellikle Kavuklunun kullandığı sözler.’ (Türkçe Sözlük 1998: 2171) biçiminde tanımlar yapılmaktadır.
Sözlükte "ağızda yuvarlanan söz, saçma sapan söz, eşsesli kelimelerle kurulu konuşma" anlamlarına gelir. Özellikle anonim edebiyat türlerimiz olan masal, halk hikâyeleri, bilmece, meddah, karagöz, ortaoyunu, köy seyirlik oyunları gibi geleneksel halk tiyatrosu türlerinde ve bazı edebi türler içinde söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir.
Doğu Anadolu'da döşeme, Güney Anadolu'da sayışma denir. Karagöz ve ortaoyununda muhavere, çocuk oyununda ebe, çıkarmada ise sayışma diyebiliriz.
Türk edebiyatında ilk tekerleme örneklerine islami dönemin ilk yazılı eserlerinden biri olan Divanü Lügati't Türk'te bazı tekerlemelere yer verilmiştir.Bu folklorik anonim edebiyat türüne çocuklar arasında eş ve ebe seçmek, hoş vakit geçirmek, konuşma kabiliyeti kazanmak ve kazandırtmak için başvurulur.
Tekerlemelerde anlamdan çok, kelime oyunları, ahenk, ses uyumu, uyak, sözcük tekrarı ve şiirsellik ön plândadır. Bu nedenle anlamsal açıdan birbiriyle hiçbir ilgisi olmayan sözcükler rasgele ve alışılmamış bağdaştırmalarla bir araya gelerek, birbirini izleyen anlamsız, zincirleme bir yapı oluşur. Bazen normal düzyazı, bazen şiirsel bir anlatımın söz konusu olduğu ve hatta yer yer şiirlerin araya serpiştirildiği nesir biçiminde, bazen de dizelerle tamamen şiirsel özellikleri içeren nazım biçimindedir.
Tekerlemelerde söz yakıştırmaca, ses benzeşmesi, kafiyeye getirme temel amaç olduğundan birbirlerinden kopuk anlamsız bağdaştırmalar, anlamca bağıntısı bulunmayan anlam parçaları art arda gelir. Hayal, yakıştırma ve benzeştirme esasına dayandığından gerçek hayattan kopuk ve mantıksal yanı olmayan sözler benzeştirme için birbirini izlemektedir. Bu anlamsız ve mantıksız söz ve cümle dizilerinin belli bir ölçüde kalıplaştığı gözden kaçmaz. Karışık, şaşırtıcı, hatta gülünç bir sıralama göze çarpar.
Tekerlemelere özellikle masal türünde çok sık başvurulur. Masalların baş, orta ve sonlarında yer alan özel masal tekerlemeleri vardır.
Tekerlemelere Doğu Anadolu’da "döşeme," Güney Anadolu’da "sayışma "denir. Karagöz ve ortaoyununda muhavere, çocuk oyununda ebe, çıkarmada ise sayışma diyebiliriz.
Türk edebiyatında ilk tekerleme örneklerine Divana Lügati’t Türk’te rastlanmaktadır.
Tekerlemeler MANZUM ve NESİR şekillerinde iki tip özellik gösterirler. Manzum yapıdaki tekerlemelerde şiirin şekli hususları gözükür, fakat ölçü ve durak sistemine genellikle kayıtsız kalanmanzum tekerlemelerde kuvvetli ses benzeşmeleri ve kafiye bulunur. Nesir olanlarında da kafiye ve ses benzeşmesi tekerleme olmasını sağlayan başlıca unsurlardandır.
Tekerlemeleri maksat ve yapıları bakımlarından üç ana kola ayırmak mümkündür. Bunlar:
a) Masal Tekerlemeleri
b) Söz Cambazlığı Tekerlemeleri
c) Oyun ve Tören tekerlemeleri
MASAL TEKERLEMELERİ:
Tekerlemeler masallarda anlatılanların yalan olduğunu, masalda belirtilen yer, mekân, olay, kişi ve zaman unsurlarının gerçek olmadığını, anlatanın dahi buna inanmadığını, amacın hoşça vakit geçirmek olduğunu vb belirtmek maksatlıdır. Masal tekerlemeleri masalın özellikle başlarında dikkat çekiciliği arttıran bir unsur olarak kullanılır. Türk halk masallarının başlarında kalıplaşmış birçok giriş tekerlemeleri vardır.
Masal başı tekerlemeleri:
"Var varanın, sür sürenin destursuz bağa girenin hali budur padişahım."
"Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde deve tellaklık eder, eski hamam içinde, hamamcının tası yok, külhancının baltası yok, koca karılar hamama gider, koltuğunda bohçası yok. Handedir hande, yetmiş iki zorba ile bir manda, yedik içtik, dişimizin dibi et yüzü görmedi. Bereket versin hacı cambaza. Bize bir at verdi durdur diye, at bize bir tekme vurdu geri dur diye... Kızkule açığına uğradık, kıyıdır diye... Tophane güllesini cebimize doldurduk, darıdır diye... Kızkulesi’ni belimize soktuk, borudur diye... Tuttu bizi bir zaptiye, delidir diye... Attı tımarhaneye bir gün, iki gün üç gün... Tuttuk pirenin birisini, yüzdük derisini... Çadır kurduk Üsküdar’dan birisini... Masaldır bunun adı, söylenmekle çıkar tadı. Hekim dinlemezse hakkından gelsin kambur kadı. Evvel zaman içinde bir padişah bir de karısı varmış..."
"Bir varmış bir yokmuş, Allah'ın kulu çokmuş... Masalların ortalarında yer alan tekerlemelere örnek verecek olursak Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik bir de bakmışız ki bir arpa boyu yol gitmişiz" “Tepelerden yel gibi, derelerden sel gibi…”, masal sonu tekerlemeleri ise : "Onlar ermiş muradına, bir çıkalım kerevetine.” " ... Gökte üç elma düştü..." şekillerindeki kalıplaşmış masal tekerlemeleridir.
SÖZ CAMBAZLIĞINA DAYANAN TEKERLEME ÖRNEKLERİ
Halk arasında latife etmek, hoş vakit geçirmek, bir tür oyun oynamak maksatlı tekerlemelerdir. Bu tip tekerlemelere, meddah, ortaoyunu ve karagözde de rastlayabiliriz.
Çocuklara dili öğretmek, konuşmada ustalık kazandırmak maksadı da taşıyan bu tekerlemelere örnekler:
Bir dalda kara kartal kartal kalkar dal sarkar, dal sarkar. Kartal kalkar
Ramazanda Rizeli Rıza rümeysaya; radyo, radyoaktif, ruh, rencide, ralli, radyo, ring, rengeyiği, radyoloji, rivayet, ranzarot nedir diye sormuş?
Çatalca da topal çoban, çatal, sapan yapar, satar; niçin yapar, niçin satar çatalca da topal çoban çatal, sapan.
Çağatay'da çarmıha çakılan çarın çavuşu, çamurlu çamçağı çakıllı çayda çalkalarken, çantasından çamaşırlarını çaldırdı...
EMİŞLE MEMİŞ MAHKEMEYE GİTMİŞ, MAHKEMELEŞMİŞLER Mİ, MAHKEMELEŞMEMİŞLER Mİ?
Bir berberi berber, bir berberi berbere," Bre berber, gel beraber bir berberi berberle beraber, bir berberi berber dükkânı açalım" demiş.
Hakki, hakki ya gitmiş, Hakki. Hakki`dan dan hakkini istemiş, Hakki, Hakkinin hakkini vermeyince, Hakki`da Hakki`nin hakkından gelmiş.
Sen ne zamandan beri tekere mekere şekere mekere bir porsuksan bende o zamana kadar şekere mekere tekere mekere bir porsuğum.
Şu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak sarımsaklamasak da mı saklasak.
Şemsi paşa pasajında kırk kulpu kırık tunç tas has hoş kayısı hoşafı.
İndim dereye sarul seke teke çepiç tek otlarlar. Dedim niçin sarul seke teke çepiç tek otlarsınız? Dedi bizim sorumuz sopumuz torumuz topumuz sarul seke teke çepiç tek otlarlar.
Gökten bir damla düştü, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına...
Al bu takatukaları takatukacıya takatukalattırmaya. götür, eğer takatukaları takatukacı takatukalatmazsa takatukaları takatukacıya takatukalaştırmadan getir.
Be birader buraya bak, başı bereli burma bıyıklı bastı bacak bayan berberiyle bizim Bedri bey birlikte bir pirinci birinci buluşta birbirine dizip Bursa pazarına indi.
Cüce çinici Celali Hoca gizlice marpuççular içindeki zücaciyecilere gidip içi Çince yazılı cicili bicili cam çubukları cepceğizine indirmiş.
Bir pirinci birinci buluşta bir inci gibi birbirine bağlayıp, Perlepe berberi bastıbacak Bedri ile beraber Balıkesir pazarına parasız giden bu paytak budala, babası topal Baki’den biberli bir paparayedi.
|