Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Kültür | Sanat | Edebiyat > Türk Edebiyatı


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 12.10.2011, 18:22   #1
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden

Bir Varmış, Bir Yokmuş
Kayıp Masallar





Bir Yörük Tekerlemesi


Evvel biz üç kişiydik. Gede gede üç eve vardık. İkisi yıkık mıkık, birinin de dört duvarı yok. Dört duvarı yoğun içinde üç adam yatıyor. İkisi ölü mölü, birinin heç canı yok. Heç canı yoğa bir depik vurduk. Sen emret, biz tutalım dedik. Ben emredip siz tutacağsanız kundaksız tüfeği alın dedi. Anasından doğmadık, bitmedik, tespih dibindeki tavşanları vurun gelin dedi. Gettik, vurduk, geldik. Bir garıya gazan istemeye vardık. Üç tencere verdi garı. İkisi delik melik, birinin dibi yok. Dibi yoğa gattık, ocağa goduk. Pişiyor, biraz pişti. Bunun kapağını bir açalım, tuzuna bir bakalım dedik. Kapağını açtık. Patladı, gaçtı davşan. Bundan yok bize bir hayır dedik. Bir al horozum var, bir de bal horozum var. Al horoza bir gem taktım. Üstüne bindim. Çarşıya vardım. Orda da bir değirmenci var. Eey! Arkadaş, biz bunu ne yapacağız dedik. Değirmenci dedi, geri dep geri geri (çuvala geri koy). Orda da bir ceviz ağacı var. Taşlayı taşlayı ettiler bir tarla. Tarlaya tuttuk bir karpuz ektik. En büyüğü Hindistan cevizi gibi, en güççüğü eşek sıpası gibi. Birini yuvarlaya yuvarlaya kölgeye (gölgeye) getirdik. Kel anamın başı pekmez, çalarım çalarım ötmez, goca garılara gücüm yetmez, himdiki (şimdiki) devire akılım yetmez…




Yayık Soğutan



Bir ağanın Akgül adında bir kızı varmış. Bir de ağanın Mehmet adında çobanı varmış. Mehmet çok güzel goval (kaval) çalarmış. Govalı dillendirirmiş. Yani o kadar güzel çalarmış. Öyle ki goyunlar onun çalışından her dediğini anlarmış. Oğlan karşı tepelerden goval çalarmış, Akgül’e söylemek istediklerini hep böyle söylermiş. Kız da oğlan ne söylerse anlarmış.

Bir gün sürüyü eşkıyalar basmış. Goyunları çalacaklarmış. Mehmet’i de kolundan bağlamışlar. Mehmet demiş ki, siz beni öldürmeye öldüreceksiniz de müsaade edin ölmeden önce bir goval çalayım, sonra bildiğinizi yapın. Çoban başlamış govalı çalmaya. Akgül de sabah yayığı kurmuş, yayık yayıyormuş. Oğlanın kavalını duyuyor. Gız govalı dinlerken yayık soğumuş gitmiş.

Akgül’üm ağla akbeli bağla Kara köpek kan kustu Kıl bağcık kolumu kesti Eşkıyalar sürüyü bastı Tabii eşkıyalar bunu anlamamış. Ama kız hemen anlamış. Babasına kakıve (kalkıver) baba demiş, eşkıyalar sürüyü basmış! Babası, gızım nerden öğrendin, naal (nasıl) öğrendin demiş. Mehmet goval çaldı, govalın içinde söyledi demiş. Ağa fedailerine geliverin, gidiverin etmiş. Çevirmişler eşkıyaları, belde yakalamışlar. Eşkıyaları cezalandırmışlar.

Ağanın çevresindekiler, Akgül’ü Mehmet’e vermelisin demişler. Ağa, olur mu hiç, ben de ağa olayım çobanıma gız vereyim, olmaz demiş. Bu sefer, ağa verelim, demişler. Bak senin sürünü kurtardı. Bu, bunun hakkı, demişler. Neyse, ağayı yola getirmişler. Ağa, bir şartım var demiş. Mehmet şartımı kabul ederse kızımı verdim gitti.

Şartın ne demişler. Üç gün goyuna tuz yedirecek, su içirmeyecek. Üç günün ardından goyunu dereye sürüp goval ile geri döndürürse gızımı verdim gitti demiş. Mehmet’e ne dersin demişler. Mehmet bir deneyelim demiş. Tuzu bir gün vermişler, iki gün vermişler. Üçüncü gün de verip goyunu dereye sürüyorlar. Çoban taşın üstüne oturup govalı eline alıp bir çalmış. Goyun suyu hiç içmeden geri dönmüş. Bir kara goyun, tek bir kara goyun, ayağını suya batırırmış, çekermiş. Batırırmış, çekermiş. İçmemiş de üç sefer ayağını indirmiş, çıkarmış. Adamlar bunun bir hikmeti var demişler. Mehmet’e sormuşlar. Mehmet bu kara goyunun ayağını batırıp batırıp suyu içmediğinin bir hikmeti var. Nedir bu? Mehmet, goyun sağarken Akgül’ü biceez (bir kere) öptüm. Ondan oldu, demiş. Ondan sonra ağa da kabul etmiş. Kırk gün kırk gece düğün etmişler.


Kaynak Kişi: Abdullah Aydın (Honamlı Yörüğü, Yağcıoğlu Köyü, Polatlı, Ankara)





[MEDIA]http://www.fileden.com/files/2011/1/25/3067117/Seherezada%20%20%20%20%20%20-%20YouTube%20%20.mp3[/MEDIA]




  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.10.2011, 19:19   #2
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden




Yedi Gardaşın Bacısı




Yedi erkek gardaşın bacısı varmış. Bu bacı bir gün pınarın başına varmış, yatmış. Orada içine yılan girmiş. Gızın garnı büyüdükçe büyümüş. Gardaşları da bunu hamile sanmış. Götürün demiş babası, atın kesin bunu. Hâlbuki içinde yılan varmış. Gardaşları gızı götürmüş. Ama gıyamamışlar, pınarın başında bırakmışlar.

Oradan bir bey oğlu geliyormuş atını sulamaya. Şöyle bir bakmış. Orada gız yatıyormuş. Söyle nedir derdin, demiş. Gız da demiş böyle böyle, beni hamile diye gardaşlarım bıraktı. Bey oğlu buna süt içirmiş. Yılanlar dışarı çıkmış, iyileşmiş. Evlenmişler. Çocukları olmuş.

Bir gün gardaşları develerle tuza gidermiş. Yedi deve, yedi kardeş gidiyormuş. Gadın da bilmiş gidenlerin kardeşi olduğunu. Oğluna demiş ki:

Oğlum bu elmayı al. Bu gelen develerin önündekiler senin dayın. Bu elmayı bir öte at, bir beri at.

Çocuk gitmiş, anasının dediğini yapmış. Adamlar oğlum, sen kimsin de böyle yapıyon demiş. Oğlan da demiş ki:
Hoppala elmam hoppala Yedi gardaşın yeğeniyim Zülfü Gadın’ın doğanıyım Ben sizin yeğeninizim
Oğlan bizim evimiz şu konak demiş, dayılarını çağırmış. Sonra gız kardeşlerini yine gördüklerine sevinmişler…

Kaynak Kişi: Elif Kuş (Honamlı Yörüğü, Yağcıoğlu Köyü, Polatlı, Ankara)





  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.10.2011, 20:47   #3
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden

Amma da güzel masallarmış ha
Filmin adı neydi hangi filmdi, Yılmaz Güney de salmıştı koyunları suya. Kavalıyla geri getirtmişti onları su içmeden
Teşekkürler Başakça.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.10.2011, 20:49   #4
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden

Bu daha bir başlangıç.
Daha çok var kayıp olan masallarımızdan.






__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.10.2011, 21:26   #5
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden




Tak Tak Eden Gabacık




Bir varmış, bir yokmuş, eski zamanlarda bir aile varmış. Üç çocukları varmış. Çocukların annesi ölmüş. Baba çocuklara bakamayacak duruma düşünce evlenmiş. Üvey anaları çocukları sığdıramamış, babaya bu çocukları başımdan defet demiş.

Baba bir çare düşünmüş. Çocukları alıp ormana gitmiş. Ağaçları ben keseyim, siz toplan (toplayın) demiş. Çocuklar gitmiş, arkadan baba da gitmiş. Baba yanında bir de gabak götürmüş. Kuru bir ağaca gabacığı asmış. Rüzgâr estikçe gabak tak tak ses çıkarıyormuş. Çocuklar babalarını ağaç kesiyor sanmış. Baba o ara kaybolup gitmiş. Zaman geçip akşam olmuş. Bekliyorlarmış. Baba almaya gelecek. Yok! Çocuklar acıkmışlar, susamışlar, uykuları da gelmiş. Eve gitmişler, evde de kimse yok. Üvey anne odun ocağının içine bir kömbe (yöresel bir hamur işi) koymuşmuş. Onu almışlar, yemişler. Beklemişler, gene kimse yok.

Aramaya çıkmışlar. Ormana bakmışlar, gene kimse yok. Bir dağın tepesine çıkmışlar. Oradan aşağı inerken iki tane çadır görmüşler. Bir duman tüten yer ki, duman tüten yere gidersek açlığımızı gideririz. Bunlar gitmişler. Varmışlar, bir nine çıkmış. Nine de cadı bir kadınmış. Buyurun yavrularım, ben sizi misafir ederim demiş, içeriye almış. Bunları bir ısıtmış. Bir karınlarını doyurmuş, yatırmış. Demiş ki, küçük kız benimle yatsın, siz de ikiniz yatın. Onlar ikisi yatmışlar. Küçük kızı yanına almış.

Bu cadı arada kızı iğneliyormuş, çuvaldız batırıyormuş. Çocuk ağlıyormuş. Abisi ve ablası merak ediyormuş. Ne oluyor kardeşimize, diye sormuşlar. Kadın da sarı karınca ısırdı yavrum, sarı karınca demiş. Çocuğu iğneleye iğneleye öldürmüş. Kardeşimiz nerede nine demişler. Kadın da kardeşiniz gece karıncadan uyuyamadı yavrum, uyuyor demiş. Sonra demiş ki ben bir sizin karnınızı doyurayım. Onlara bir sofra kurmuş. Çocuklar yemeklerini yerken yemeğin içinden kız kardeşlerinin kınalı parmağı çıkmış. Onu görünce varmış. Bir de köpek havlayan yer varmış. Nereye gidelim, nereye gidelim? Büyük demiş çocuklar korkmuşlar, kaçmaya karar vermişler.

Cadı ninenin bir de gelini varmış. Gelin demiş ki, sizi ben kaçırayım, bu sizi de yiyecek, hep böyle çocukları yer. Daha sonra size ben bir tarak vereyim, bir tane de oklava vereyim, bir de kalıp sabun vereyim demiş. Arkadan cadı gelirken ilk önce tarağı atın, pıtırak (bitkinin dikenli parçası) olsun, dolaşsın. Ondan sonra oklavayı atın, orman olsun, önüne gölge olsun, sizi göremesin.

Sabunu atın, önüne deniz olsun geçemesin. Çocuklara bunları vermiş. Çocuklar tam kaçarken cadı bunları görmüş. Arkalarından yavrularım gitmeyin, bırakmam, ben sizi çok sevdim demiş.

Çocuklardan küçük olanı susamış. Abla demiş, ben çok susuladım (susadım), ben su içeceğim. Orada bir yalak varmış. Öküz oraya işemişmiş. Onu içme derken çocuk onu içmiş. Abla bir bakmış, kardeşini görememiş. Hasan, Hasan nerdesin kardeşim diyor. Hasan mööh demiş. Korkmuş buna ne oldu diye. İleri gidip yine seslenmiş. Bakmış, kardeşi öküz olmuş.

Ondan sonra kardeşini almış yanına. Gitmişler, bir köylüye rastlamışlar. Köylü orada demiş ki, bu öküzü bize satar mısın? Benim kardeşim o, satmam, demiş ablası. Öküzü çocuğun elinden zorla almışlar. Kesecekler. Ablası demiş ki, kardeşim kesilme. Kızı dövmüşler. Bu sefer, kesil de yüzülme demiş. Gene dövmüşler. Bu sefer, yüzül de doğranma demiş. Gene dövmüşler. Bu sefer kız, doğran da pişme demiş. Gene dövünce kız, piş de boğazlarında kal demiş. Gene dövmüşler. En sonunda bunlar öküzü yerken kız, bağırsağında tıkan da çatla demiş. Öküzü yiyen adamlar çatlayıp ölmüş. Sonra kız ağlayarak kemiklerini toplamış kardeşinin. Kemikleri götürmüş denize atmış. Oraya oturup ağlamış. Ağlarken bir ağanın oğlu gelmiş.

Niye ağlıyorsun, ne oldu demiş. O sırada kızın attığı kemikten dalgalanan su, kızın yüzüne yansıyormuş. Suyun şavkı vurunca kız ayna gibi parlamış. Sonra ağanın oğlu kızı almış, muradına ermiş.

Kaynak Kişi: Kısmet Kayış (Honamlı Yörüğü, Yağcıoğlu Köyü, Polatlı, Ankara)







  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.10.2011, 22:21   #6
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden

Tanıyorum bu masalıı Babannem anlatırdı. Yalnız aklımda bir tek kalan ''tak tak eden kabacığım, beni aldatan babacığım''

Şimdi masalı okuyunca hatırladım lakin babannem bana yarım anlatıyormuş Cadı falan yoktu onun anlattığında

Teşekkürler Başakça.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.10.2011, 23:30   #7
Çevrimdışı
Yörük Kahya
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden

Yörüklerin sözlü kültürü çok kuvvetlidir, maniler, masallar,ağıtlar, atışmalar boldur.

Babannem rahmetli ben çocukken çokça söylerdi, şimdiki aklım olsa hepsinin ses kaydını alırdım...

Yörük ağzıyla yazılınca okuması daha bir tatlı oluyor.
__________________
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Yörük Kahya'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.10.2011, 00:00   #8
Çevrimdışı
Yörük Kahya
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden

Bunları da anneannemden aktaralım ruhu şad olsun.

***

Ali ile Veli, dört de ondan eveli, Iramazan, Şaban, ırahmatlı buban, bi de şu köşede yatan, anan kocamı gördü ay oğul...

***

Bir gün bir koca inek, pek çakıllı pek yokuş bir yolda yürüyormuş. Derken bir kara sinek, boynuzuna konarak demiş;
"Kuzum bana bak, yolumuz hem çakıllı hem yokuş, yorulursa boynuzun, haber verde ineyim. Sana ağır gelmeyeyim."

"Budala sivrisinek, o kadar küçüksün ki, öyle hafif yüksün ki , seni duymadım bile..."

***


Bir tanede bilmece soralım;

Dört lap, bir küp, eğri çember, demir top ?

***

Bu kadar yeter, şimdi daha çok masal istiyoruz!




__________________
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Yörük Kahya'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 22.10.2011, 23:14   #9
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden





Yılan Eniği





Bir varmış, bir yoğumuş. Evvel zaman içinde, galbur saman içinde demiş. Biri oğlan, biri kız iki kardeş varmış. Oradan aç galmış bunlar. Galbur da samanlıkta olunca, samanlığı elemişler. Yiyecek çıkaracaklar ya, yiyecek yok. Eleye eleye goca samanlığı elemişler. İki kilo buğday çıkmış. Üğüdeceklermiş (öğüteceklermiş). İki kilo çıkınca öğütmeye kalmamış. Ne edelim bunu? Böyle bişirelim yiyelim, demişler. Yemek etmişler. Bunlar gene acıkmış. Böyle böyle büyümüşler.

Oğlan yetişmiş. Oğlan evlenecek olmuş, evlenmiş. Karısı uyanık titizmiş. Kızcağız mağdur kalmış. Kadın bir kurnazlık düşünmüş. Ben buna bir ilan (yılan) yumurtası yedireyim demiş. Karnını şişireyim, bu koca bulmuş diyeyim, bunu yollasın diye düşünmüş. Naal (nasıl) yedirdiyse pişirmeden yumurtayı yedirmiş. Kızcağız gün güne şişmeye başlamış. Kadın da kocasına anlatmış. Bu demiş, gün güne şişiyor, koca bulmuş herhalde. Ee, nedelim bunu? Götür bunu demiş, yüce dağın başına goy da gel, ya götür gel, ya da kes gel. Oradan götürmüş. Oğlanın da bacısı ya, kıyamamış. Bir şey etmemiş. Orada bir yüce dağın başına oturtup gelmiş.

Gelmiş. Karısı sormuş ne ettin diye. Kestim attım demiş karısına. Kızın yanına öteden bir koyun çobanı gelmiş. Yengem, bacım sen ne oturuyon burada demiş. Böyle böyle oldu. Ben hasta oldum. Kardeşim vardı. Beni buraya godu gitti demiş kız. Çoban düşünüyor, düşünüyor. Neden şiştin sen böyle diyor, kocan mı vardı, bir şey mi yedin diyor. Kız, bolca yumurta yedik biz demiş.

Garnı hep ilan eniği olmuş ya. Çoban, gel bacım, ben seni götüreyim. Emme bir şart ile götürürüm, iyi edersem alacam ben seni demiş. Oradan götürmüş kızı, koyunu da getiriyor. Çoban koyunu sağmış, bir kazan süt yapmış. Kızı yüzü aşağı ağaca asmış. İlan sütü sever ya. Kızın içinde ne kadar ilan varsa dökülmüş. Oradan çobanın umudu gelmiş. Bu ilandan oluk demiş. Kız da yumurta yedik demiş ya evveli. Çoban, yarın bir daha deneyeyim demiş. Koyunu bir daha sağmış. Oo, hep inivermiş ilan. Kalmamış gayri, kız iyi olmuş. Birbirlerini almışlar.

Kaç gün geçtiyse gayri gelin hamile kalmış. Bir oğlan çocuğu olmuş. Kaç sene geçti aradan bilemem. Çocuk büyümüş biraz. Sormuş, bizim kimsemiz yok mu hiç? Oğlum işte filan yerde bir dayın vardı ya unuttum gitti. Böyle böyle oldu dememiş, anlatmamış. Ben demiş çocuk, oraya bir gideyim. Git demişler çocuğa. Evveli ağaçtan at yapardık. Şöyle bir çubuk keser de biner giderdik çocukken. Çocuğa işte öyle bir değnek kesip vermişler. At oluşu bu. Sonra çocuğa demişler ki, sen eve misafir olarak var. Sana içeri geç derler. Geçtiğinde böyle böyle söyle.

Oğlan varmış. Kapıyı çalmış. İçeri buyur edince oğlan, yenge atıma yem koyuver demiş. Oğlum bunun neresi at demiş, ağzı yok, dişi yok. Bu yem yer mi demiş. E yenge, demiş oğlan, anasının yanında kız gebe olur mu? Gelin, oğlum necisin, nerelisin sen demiş. Yenge demiş oğlan, böyle ilanın böyle eniği olur, ben oyum...

Kaynak Kişi: Hatice Fent (Honamlı Yörüğü, Yağcıoğlu Köyü, Polatlı, Ankara)







  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 22.10.2011, 23:31   #10
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden

Ne güzel, Yörük Hatice'nin ağzı ile de aktarılınca daha bir ilginç olmuş. Teşekkürler Başakça
__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
masallar, yokmuş, yörüklerden


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:16.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.