945 yılında Antalyada doğdu. Daha ilkokul sıralarında ders dinlemek yerine, tahtaya kalkan sınıf arkadaşlarının veya öğretmeninin resmini karalardı. Bu yüzden öğretmeninden sık sık ihtar alır, bazen de dayak yerdi. Bu hırçın çocuk, öfkeli öğretmenine "bana vurmayın, ben dersimi de dinliyorum, isterseniz sorabilirsiniz" deyip, sonra da verdiği doğru yanıtlarla öğretmeninin şaşırmasından büyük haz duyan Erkan Gürkan'dan başkası değildi. Kendi yarattığı dünyada elde edebildikleriyle yetinen yoksul ve hiç eğitim almamış bir ailenin ilk çocuğuydu.

arklı düşündüğü için ailesiyle sürekli ters düşerdi. Çevresindeki insanlar kendilerine yöneltilen soruları anlamaya çalışırken, o ikinci ve üçüncü etapta gelebilecek soruların cevaplarına hazır olurdu. Çok zeki bir çocuk olan Erkan Gürkan çevresindekilerin ona yakıştırdığı "haylaz, hırçın, sivri, taşkın, zırzop" gibi sıfatları haketmiş olduğunu söylemekte. Bugün kendisini yaşadıklarıyla tekrar değerlendirdiğinde rahatlıkla fazlasını söyleyebilen ve kendisini; " aykırı, uçuk, dahası bazı resim sanat uzmanlarının deyimiyle MANYAK !" olarak tanımlayabilen biridir ayrıca.

oğrusu ya, böylesine aykırı bir teknik geliştirmek için, ellidört yılını harcayan bir sanatcının da biraz manyak olması gerekiyor herhalde. Sanatçı dostlarının bu yakıştırmalarını iltifat olarak kabul ediyor. İlkokul sıralarında, çok istediği ama parası olmadığı için kitabevi sahibine günlerce yalvardıktan sonra sahip olduğu ve defalarca okuduğu üç kitaptan söz edersek, O'nu daha iyi tanıyabilirsiniz sanırım,

1. Düşünce tarihi,
2. Empresyonistler,
3. Söz söyleme ve dost kazanma sanatı

kokulu bitirdikten sonra babasının kendisine işyerlerinde yardım etmesini istemesinden dolayı eğitimine 1 yıl ara vermek zorunda kaldı. Bu 1 yıl süresince babasına işyerinde iyi bir yardımcı olursa kendisini daha çok seveceğini ve bu şekilde tekrar okula gidebileceğini düşünür ve bu bir yıl boyunca büyük bir özveri ile çalışır. Bu süre sonunda tüm ağlamalarına ve yalvarmalarına rağmen ne okula dönmesine ne de istediği başka bir meslekte çalışılmasına izin verilmez ve yediği kötü bir dayak sonucu evden kaçar.

öylece 13 yaşında ailesiyle bağlarını koparan sanatçımız artık hayat mücadelesinde yalnızdır. Akrabalarından bir yakınını velisi olarak gösterir ve Antalya Lisesinin ortaokul kısmına kaydını yaptırır. İlk günlerde akrabalarından çeşitli yardımlar alarak ayakta kalmaya çalışır ve ilerleyen zamanda hem okuyup hem de değişik işlerde (simitçilik, mısır ve sinemalarda gazoz satmak gibi) çalışmaya başlar. İşte bu günlerde resim hocası ressam Kenan Kerestecioğlu kendisini Alman uyruklu sekiz kişilik sanatçı grubuyla tanıştırır. Bu grubun tamamı ressam, mimar ve mühendislerden oluşmaktadır ve Antalya'nın geleceği ile ilgili projeler üretmek üzere görevlidirler.

957 yılından itibaren tam 5 yıl bu grupla birlikte çalışmaya başlar. Resim sanatındaki tüm temel bilgileri bu gruptakilerden öğrenen sanatçımız, 5 yılın sonunda artık üretmeye başlayan iyi bir desinatör olmuştur. 1968 yılında Ankara'ya yerleşen ve ünlü mimarlardan Vedat Dalokay, Nejat Tekelioğlu ve Emrullah A. Özdenal ile de çalışan Erkan Gürkan, 1970' te kendi bürosunu kurarak Ankara'da 220 'den fazla mimari projeye çizen desinatör olarak imza atmıştır. Bu yıllarda yağlıboya ve karakalem ağırlıklı klasik resim çalışmalarını da sürdürmüştür. Hayatı boyunca resim sanatı aşkı ve teknik birikimi yaşam savaşındaki en etkili silahı oldu.

lasik resim çalışmalarında sürekli bir arayış içinde olan ve resim sanatında alışılmışın dışında bir çalışma yapmak isteyen Erkan Gürkan 1973 yılında sıradışı bir düşünceyle işe koyuldu. Klasik resim sanat dünyasında uygulanmasının mümkün olmadığı düşünülen Tükenmez kalemle bir teknik geliştirmek, olmazı olur yapmak ve tabuları yıkmak istiyordu. Bu nedenle uzun yıllar çalışmalarını sürdürürken araştırmalarına da devam eder. Avrupa ve Amerika'da çok sayıda tükenmez kalem sanatçısının çalışmalarını takip eder. Bu sanatçıların tükenmez kalem çalışmalarından tatmin olmaz.

ünkü kullanılan kalemin olumsuz özellikleri nedeniyle bu sanatçılar farklı kalemleri birarada kullanıyorlar veya yan ürünlerden yararlanıyorlardı. 1970 yılında yaptığı bu değerlendirmeler 40 yıl sonra günümüzde bile geçerliliğini korumaktadır. Kaldı ki günümüzde Amerika ve Avrupa ülkelerinde yapılan çalışmalar Tükenmez Kalemin ingilizce karşılığı olan ballpoint pen adı altında toplanan pilot, rapido ve flamaster kalemlerle yapılmaktadır. Kağıt üzerinde yüzeysel boyama tekniği ile çalışan bu kalemlerin, sanatçımızın kullandığı, bilyanın açtığı kanalı mürekkeple doldurma tekniğiyle çalışan tükenmez kalemle hiçbir ilgisi yoktur.

alışmalarını tüm bu varsayılanların dışında yoğunlaştıran, kurşun kalemle bir ön çalışma veya etüd yapmadan, hele hele günümüz teknolojisinden faydalanarak herhangi bir dijital ortam veya bilgisayar yardımı almadan, basit bir tükenmez kalemle başlanan ve aynı kalemle bitirilen klasik resim çalışmasını başaran sanatçımız, 20 yıllık bu uğraşının neticesinde, sunum ve satış normlarına uygun çalışmalarına 1990 'ların başında imza attı. Kısa bir süre öncesine kadar sır gibi sakladığı bu çalışmalarını artık Rusya'dan Amerika'ya kadar Dünyanın pek çok ülkesinde ki sanat forumlarında gösterebiliyor ve tanıtımını yapıyor.

ldığı yoğun ve güzel tepkiler, kendi geliştirdiği tekniğiyle resim sanatına farklı bir yorum getirmiş olmasının da en güzel kanıtı ve ödülü oluyor.

Erkan bey, Tükenmez kalem çalışmalarınız, Anılar | erkangurkan ve Anılarda Antalya konularınızdan sonra şimdi de biyografinizle bizimlesiniz.

Hayat hikayenizi ve çalışmalarınızda geldiğiniz noktayı bir çırpıda okudum. Azminiz ve başarınız gerçekten takdir edilecek, örnek alınacak ve imrenilecek bir noktada.

Sizinle aynı forum çatısı altında olmaktan ve buraya renk katan simalardan biri olmanızdan memnunluk duyduğumu da ifade etmek isterim.

Başarılarınızın daimi ve şimdiye kadar olduğu gibi ses getiren türden olmasını dilerim.

Lale sana da, forumumuzun güzide insanlarından biri olan sanatçımızın biyografisini bu şekil de hazırlayıp bize sunduğun için teşekkür ederim.

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

Günün birinde bir sanat eserine bakıp "Ben bu usta ressamı tanıyorum." diyebileceğimi hiç tahmin etmemiştim..

Forumgerçek'in bu şansı hepimize tanıdığı ve sizinle tanışabildiğimiz için gerçekten çok şanslıyız Erkan Bey..

Zorlu zamanlarınıza rağmen tutkunuzdan hayallerinizden vazgeçmemişsiniz. İbret olunacak bi hayat hikayesi tebrik ediyorum..

Lalecim eline emeğine sağlık. Teşekkürler..

__________________

Sevgili Erkan Ustam,

Gerek (Dünya’da çok az ressamın cesaret edebileceği) tükenmez kalemle resim yapma tekniğinizdeki ustalığınız,
gerekse de, her yaşta ki bireylerle ilişkilerinizde gösterdiğiniz, sevgi, saygı ve nezakete dayalı, yapıcı ve olumlu kişiliğiniz nedeniyle, sizi tanımaktan, sizinle Forum Gerçek çatısı altında birlikte bulunmaktan her zaman onur duydum, duymaya da devam ediyorum.
İyi ki varsınız, iyi ki aramızdasınız…


Sevgili Lale,

Böylesine bir konu açarak ,büyük ustamızın yeni nesillerce de tanınmasına yol açtığın için sonsuz teşekkürler. Ellerine sağlık…




Mediter

__________________

Sui generis, latince bir kavram, Türkçeye ''kendine özgü''olarak çevrilebilir. Bizim zamanımızda,''Nev'i şahsına münhasır''denirdi.

Bu kavramı, Türk sanatçılarından biri için kullanmak gerekirse, bunu en çok Erkan Gürkan üstadımız hak etmekte.

Özellikle kullandığı malzeme ve uyguladığı teknik bakımından. Malzemesi çok riskli.

Şu tükenmez kalem, baş belası adeta: yazsan silemezsin, bulaşsa yıkamakla çıkmaz, düzeltme eklemeye izin vermez vs.

Buna rağmen hocamız, sabır ve inatla bu asi malzemeyi yola sokmuş, uysallaştırmıştır. Üstelik fevkeade eserler vererek.

Bana bildirdiğine göre Erkan Bey'in Mart'ta İstanbul'da sergisi var. Forumumuza gününü bildirecek.

İzleyin ve kaçırmayın derim..

__________________

Formumuza ilk geldiği konuyu hatırlıyorum da, daha sonra dan yapmış olduğu açıklamalarla ve eklemiş olduğu görsel metaryallerle geliştirmiş olduğu tekniğin tek sahibi Erkan Gürkan üstadımız.

Sabırın ve azmin bir temsilcisi olarak sizinle aynı çatı altında bulunmak gerçekten gurur verici.

Yapmış olduğunuz bazı eserleri iş yerinde resim sanatına meraklı olan bir kaç arkadaşıma göstermiştim Ve ilk dedikleri "çok güzel ve farklı bir yöntem. Peki bu tükenmez kalemle yapılan resimler zamanla canlılığını yani güneş gördüğü zaman kaybolmuyor mu ki?" Verdiğim cevap ise "yakınlarda bir sergisi olursa sorunuzun cevabını kendisinden alırsanız" olmuştu.

Umuyorum ki tekniğinizle daha çok kişiyi hayran bırakacanız.


Üstadımızın biyografisini bizlere sunduğun için ne kadar teşekkür etsek azdır. Ellerine sağlık, teşekkürler Lale.

Sayın Banemin;

Güzel övgüleriniz ve temennileriniz için teşekkür ederim, bu nadide forumda siz çok değerli ve güzel insanlarla bir arada olmanın bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Bu nedenledir ki şahsıma gösterdiğiniz incelik dolu
nezaketiniz ve desteklerinizle yarınlara bir başka güzellikler le birlikte yürüyeceğimize inanıyorum.

Saygı ve sevgiler.

Sayın DarkAngel,
ne mutlu bize ki Forumgerçek var,
birbirlerini hiç tanımayan bu güzel insanların biraraya gelmesine vesile oldu,
ve ben de siz değerli arkadaşları tanıma şansı buldum,
teşekkür ederim.

sayın mediter,
değerli dostum, ilk mesajınızdan bu güne tükenmez eforunuzla
beni sürekli desteklediniz,
sizin dostluğunuzu kazanabilmemin bir ayrıcalık olduğunu düşünüyor
ben de onur duyuyorum teşekkür ederim,
iyi ki de varsınız.

__________________

Forumumuzda bir sanatçımızın olması ne güzel, eserleriniz ve başarılarınız daim olsun üstadım

Lalecim ayrıca senin de ellerine sağlık

__________________