Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 01.11.2013, 21:45   #1
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart TBMM Hangi Şartlar İçinde ve Nasıl Açıldı?

TBMM Hangi Şartlar İçinde ve Nasıl Açıldı?
(23 Nisan 1920)




Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Açılış Töreni



Meclis'in açılacağı günlerde batı dünyası dinsel fanatizmin ve emperyalizmin acımasızlığının en canlı örneğini veriyorlardı.

12 Şubat–10 Nisan 1920 günleri arasında Londra'da Türklerle yapılacak barış antlaşmasının esaslarını tespit etmek amacıyla yapılan toplantıda, Türkiye'nin tasarlanan antlaşmayı onaylamaması halinde onu zorlamak için ne kadar asker gerekeceği konusu üzerinde de duruldu ve bu konuda Fransa cephesindeki İtilaf ordularının Başkomutanı olan Mareşal Foşh'tan görüş istenmesine karar verildi. Konferansta Venizelos'da vardı.(1)

16 Mart'ta Türkleri yıldırmak için İstanbul'da yapılan barbarca gösterilerden sonra, 19 Mart'ta Savaş Bakanı W. Churchill ile İngiliz İmparatorluğunun Genelkurmay Başkanı Mareşal Henry Wilson, Yunanistan Başbakanı Venizelos'la bir saat kadar görüşürler.

«Mareşal ona: «Ülkenizi çöktüreceksiniz, yıllar boyunca Türkiye ve Bulgaristan'la savaşacaksınız, insan ve para bakımından giderleriniz, Yunanistanın taşıyabileceğinden çok aşırı olacaktır» der ve Yunanistanın ileride karşılaşabileceği problemlere dikkati çeker.. Venizelos söylenenlerin hiçbirini kabul etmediği gibi, «Anadolu'ya Lloyd George, Clemencau ve Başkan Wilson'un isteği üzerine gitmiş olduğunu ve üç büyük devletin desteğiyle iyi bir sonuca ulaşacağından kuşkusu bulunmadığı» karşılığını verir.(2)


I.Türkiye Büyük Millet Meclisi Binası



Bu görüşmeden birkaç ay kadar önce Çar taraftarı General Denikin'i yenmiş olan Bolşeviklerin Kafkaslara el atmasını önlemek amacıyla alınacak önlemleri görüşmek için İngiltere, Fransa ve İtalya Başbakanları (Lloyd George, Clemencau ve Nitti) ile Amerikan ve Japon temsilcileri, 19 Ocak 1920'de Paris'te yaptıkları toplantıda, Mareşal Foş ile Mareşal Henry Wilson'un görüşlerini öğrenirler. Bu generallerin görüşüne göre Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan'ı Bolşeviklere karşı savunmak için en az üç tümen (60.000 kişi kadar bir kuvvet) gerekeceği düşünülmekteydi.(3) Bu kuvveti hiçbir devlet göndermek istemediğinden Kafkaslar kolaylıkla yeniden Rus boyunduruğu altına girecektir.

«Nisan'ın sonlarında İngiliz gazetelerininin birinde bir devlet adamının «Big Stick Policy (Sopa Siyaseti)» adlı beyanatını okuduğum zaman fena halde isyan ettim. Mustafa Kemal Paşa büroma geldiği zaman, bu söylevin çevirisini önüne koydum. Paşa hiçbir zaman bu kadar öfkelenmemişti. Adeta sesi kısıldı. Bizimde onlar derecesinde olduğumuz gün anlayacaklarını ve bize baş eğeceklerini söyledikten sonra, en son insana kadar onların medeniyetlerini başlarına parçalamak için can vereceğimizi ekledi» .(4)

II.Türkiye Büyük Millet Meclisi



Bu olaya Benoist Mechin ve H. C. Armstrong'da «Kurt» ünvanlı kitaplarında şöyle temas etmektedirler: «Mustafa Kemal Lord Balfeur'un, sulh konferansının bir celsesinde, kendisini «Haydutlar Reisi» diye yadettiğini duyduğu zaman, yalnız omuzlarını kaldırmakla iktifa etmişti; fakat Lord Curzon'un Türklerden kibirli bir küçümseyişle bahsettiğini haber alınca açıkça hiddetini gösterdi ve «İngilizlere bizi daha iyi öğrenmelerini öğreteceğiz. Onları bizimle müsavi kimseler gibi konuşmaya mecbur edeceğiz. Onların önünde hiçbir zaman başımızı eğmeyeceğiz. Son ferdimiz kalıncaya kadar onlara karşı koyacağız. Ve onların o melun medeniyetleri (imparatorlukları, şımarıklıklarının nedeni olan imkanları kastediyor) başlarında parçalanıncaya kadar onlara mukavemet edeceğiz.» (5)
Armstrong «Bu daha muhteşem bir iman ifade eden bir muhteşem kahramanlık taslağı idi» (6) diyor. Çünkü o saatte Mustafa Kemal'in ordusu, ne devlet idaresi, ne de milli kaynakları vardı. Ankara'nın kudreti hemen hemen hiç gibiydi ve memleketin durumu her gün daha kötüye gidiyordu.(7)

İngiliz tarihçisi Lane Poole, 1903 yılında basılan ''Türk Tarihi'' adlı eserinin sonunda şu hükme varmaktadır:

''Bazı kimseler var ki, Türklerin aslanlar gibi döğüşen, aynı zamanda dürüst, hikmet, basiret ve fazilet sahibi insanlar oldukları parlak devrin tekrar geri geleceğine inanıyorlar. Türk halkında bu cevher hala bol bol vardır. Fakat lideri nerede? Carlylle'in büyük adamı, bir milleti yüksek değere ve doğru yola geri götürebilen kahraman gelinceye kadar, Türkiye'nin yeniden doğacağını hayal etmek temelsiz bir spekülasyondur.''(8)

İngiliz tarihçesinin 1903 yılında sorduğu kahraman galiba ortaya çıkıyordu.


Ankara, 23 Nisan 1920



İstanbul'un askerî işgal altına alınmasından sonra Nisan ayı başında Osmanlı Meclisi Mebusan'ı feshedilmiş ve gelişmeleri yakından izleyen Mustafa Kemal dağılan Meclis üyeleri dahil askeri ve sivil ileri gelenlere gönderdiği mesajla Ankara'da yeni bir Meclis için üye seçilip gönderilmesini talep etmiş ve Meclisin 23 Nisan'da açılacağını bildirmişti. Ankara'da Türk Halkı'nın hak ve menfaatlerini savunmak amacıyla bir siyasi kurum oluşmasını istemeyen işgal güçleri ve İstanbul Hükümeti inanılmaz bir birliktelik ve ihanet örneği verdiler. Halife Sultanın Hilafet Gücü ve Şeyhülislamın Fetva Gücü birleştirilip Mustafa Kemal ve arkadaşlarını hain ilan eden fetvalar ard arda yayınlanmaya başladı. Bu fetvalar ve Hükümet bildirilerinin Anadolu'ya girmesi önlenince inanılmayacak bir olay gerçekleşti. Fetvalar ve bildiriler Yunan Ordusu'na ait uçaklar ve Anadolu'ya dağılan din adamları vasıtasıyla dağıtıldı.

Bu fetvaların yarattığı etki cidden korkutucu boyutlarda olmuş ve Anadolu'nun dört bir yanında, mısır patlağı gibi isyanlar başlamıştı. Mondros Ateşkes Anlaşması gereği orduların dağıtılmış olması nedeniyle elde asker de çok azalmıştı. En büyük güç olarak Ege Bölgesi ve değişik yörelerde işgal güçlerine karşı oluşmuş çeteler vardı ve o günlerde bu çeteler isyanların bastırılması konusunda muazzam işler başardılar.
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.11.2013, 21:46   #2
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: TBMM Hangi Şartlar İçinde ve Nasıl Açıldı?

23 Nisan 1923 günü Ankara'da yeniden açılan Büyük Millet Meclisi'nde bulunması tasarlanan milletvekillerinin sayısının 414 olması gerekiyordu. Ölen ve istifa edenler nedeni ile bu sayı 381'e düşmüştü. Kendilerine özgü nedenlerle katılmak için çekingen davranan sivil üyeleri cesaretlendirmek için bazı komutanlar da bu meclisin üyesi yapılmışlardı. Meclis üyelerinin 51 tanesi büyük veya küçük rütbeli subay veya subay emeklisiydi.(9) Böylelikle askerler birinci Meclis'te %13,5 oranında görev almış bir durumda idiler.

II. TBMM Binası (Halk Fırkası Mahfeli), İnşaat Sırasında



Birinci Meclis'i meydana getiren milletvekillerinin siyasi partileri yoktu ama ilk günlerden sonra belirli siyasi gruplar yavaş yavaş oluşmaya başladı. Amerikalı bir temsilci, Julian E. Gillespie'nin İstanbul'dan ABD Ticaret Bakanlığına gönderdiği bir raporda, Türkiye Büyük Millet Meclisinde şu şekilde bir gruplanma olduğu belirtiliyordu.


a
. Kemalistler: Bunlar Mustafa Kemal Paşa'yı yakından izleyen, tam bir siyasi, ekonomik ticari özgürlük ve bağımsızlık isteyenlerdi.

b. İstanbul Grubu: Padişah'ın devletin başı olarak kalmasını ve bazı yetkilere sahip olmasını isteyenler

c. Enver Paşa Taraftarları: Eski İttihat ve Terakki Partisi üyeleri ile Pan-İslamcılar bu grubu oluşturmaktaydılar.

d. Bolşevikler: Rusya ile yakın işbirliği kurulmasını isteyenlerin oluşturduğu grup (10)


Meclis'in açılmasından kısa bir süre sonra farklı amaçlar istikametinde çatışmalar da başlayacaktır. Askerlerin bu dönemde sorunları dev boyutlara ulaşmıştır. En önemli görev Meclis'in yüceliğinin korunması ve düşmanca faaliyetlerin önlenmesidir. Padişah taraftarı hocalar, din adamları inanılmaz bir gaflet içinde, ne olup bittiğinin farkına varmadan, sadece inançları etkisinde kalarak Padişah'ın hükümetinin emirlerine uymakta ve subaylara karşı günümüzdeki davranışlara benzer şekilde, sanki ateş püskürtmekteydiler.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (1. Dönem)



Haziran'ın üçüncü günü Konya'nın Aziziye Camiinde halka vaaz veren 40 yaşlarında Müderris Hacı Ahmet adında birisi, vaaz esnasında''Subayların evlerinde erkek hizmetçi bulunduranları (hizmet erleri kastediliyor) deyyus, çocukları da piçtir. Bu çocukların bazısı kumandan olarak yetiştiği için memlekete mazarratlarından başka faydaları olmaz'' demiştir.(11)


19 Mayıs 1920 tarihinde yayınlanan bir bildirinin subayları hedef alan ve halkı direnç göstermeye davet eden sözleri şöyledir:

''Ey padişaha, dine, devlete beş yüz seneden beri bağlılığı ile dünyayı hayrette bırakmış olan gerçek Müslümanlar. Bolşevik adı altında dört yüz yıllık din ve devlet düşmanımız olan Moskoflardan çıkmış dinsel yasaya aykırı ve kanun dışı olan bir görüşe kapılan bir takım eşkıya, vatanı kurtaracağız diye Anadolu'nun siz saf ve dürüst halkını aldatarak, padişahına, müslümanların halifesine isyan bayrağı çekmişlerdir. Bolşeviklik, paranın, malın ve arazinin ayak takımı yersiz, yurtsuz bir takım haydutlar tarafından yağma edilerek bu haylaz, tembel, cani herifler arasında bölünmesi, hiç kimsenin nikahlı karısı olmayıp her kopuğun her kadını istediği gibi kullanması, çocuklar iki yaşına kadar analarının kucağında kaldıktan sonra alınıp genelevlerde beslenerek anasız ve babasız yetiştirilmesidir ki, ne bir baba çocuğunu, ne bir evlat ana babasını tanımaması demektir. Bu, dinimiz olan İslam'a aykırı olduğu gibi aile hayatına, insanlığa her şeye zıt bulunduğu için Müslüman memleketlerinde sökemez...

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, yanında İsmet İnönü, Fevzi Çakmak ve kadrosunun diğer üyeleriyle birlikte TBMM'den çıkıyor. (29 Ekim 1930)


Ancak memleketimiz ötedenberi haydutluk ve soygunculuğa alışmış, seferberlik sürdüğü müddetçe vurgun vurarak kanunun üstünde bir üst gibi bulundukları yerlerde zorbacasına hareket ve rahat yaşamayı, eğlence ve içkiye rezaletle ulaşmış birtakım subaylar ile hapishaneden kaçmış yahut her nasılsa yakasını şimdiye kadar kanunun pençesine vermemiş olanlar vardır ki bunlar kanunu, hükümeti, padişahı tanımıyorlar. Vatanı kurtaracağız, Padişahımız tutsaktır kurtaracağız diye zorla asker ve para topluyorlar.'' (12)

Anzavur ayaklanmasını bastırmak için Eskişehir'den gönderilen İkinci Piyade Alayı'nın taburları Bursa'dan geçerken, Bursa halkının kötü söz ve davranışlarına maruz kalmışlardır. Hatta onlar çok acı sözlerle zehirlenmişlerdir. Bahçelerde çalışan kadınlar bile askerlerin karşısına çıkarak''subaylarınız sizi padişahımızın gönderdiği Anzavur Paşa'ya karşı kavgaya götürüyorlar. Padişah askerlerine karşı kurşun arttıracaklar'', diyerek bir taburun daha Bursa'ya varmadan önce diğer bir taburun da Bursa'dan çıktıktan sonra dağılmasına yol açmışlardır. (13)
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.11.2013, 16:50   #3
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: TBMM Hangi Şartlar İçinde ve Nasıl Açıldı? (23 Nisan 1920)

Atatürk'ün TBMM’den Ayrılışı
Ankara (15-20 Ekim 1927)

Orduya karşı saldırılar 22 Haziran tarihinde başlayan Yunan ilerlemesi sonucunda inanılmaz boyutlara ulaştı. Bu haksız tecavüz karşısında, İstanbul hükümetinin bir bakanı ile yapılan bir röportaj ihanetin boyutlarını açıklamak için yeterlidir:

Damat Ferit Hükümetinin Adliye Nazırı'nın bir gazeteci ile yaptığı konuşma şöyledir:


«Soru : Hükümet Yunan Ordusu tarafından yapılan hareketi protesto etmek niyetinde midir?

Nazırın Cevabı:
Hükümetimiz Mustafa Kemal taraftarlarını resmen mahkûm etmiş ve hilafet ve vatan haini olduklarını ilan etmiştir. Binaenaleyh vazifesi asilere layık oldukları cezayı vermektir. O halde kendi programımıza dâhil olan bir hareketi niye protesto edelim.

Soru :
Bu hareket mühim güçlüklerle karşılaşacak mıdır?

Cevap :
Hayır, bunun sebebi şudur ki, Mustafa Kemal ordusu öteden beriden toplanmış haydutlardan, sabıkalılardan ve sırf yağma hırsıyla hareket eden bir takım şahıslardan mürekkep, teşkilatsız, inzibatsız ve mümaresiz bir ordudur.

Soru :
Fikrinizce hareket uzun sürecek midir?

Cevap :
Asker değilim fakat intibaım şu merkezde ki; General Paraskevopulos'un ordusu şimdi süratle ve şiddetle harekete devam eyleyecek olursa, birkaç hafta da Ankara sınırları önünde bulunacaktır» .(14)


Atatürk TBMM de Nutuk'u Okurken
Ankara (15-20 Ekim 1927)



Türk askeri üstün düşman kuvvetleri karşısında çekilirken özellikle Bursa yöresinde mürteciler de harekete geçirilecektir. «Milli kuvvetlerin dağılması ve Yunan ordusunun ilerlemesi tabii olarak mürteci ruhun mukavemet ve müdafaa taraftarlarına (Ordu mensupları ve onları destekleyen sivillere) karşı olan hiddetini kamçıladı. Çekilen askerimize ve bilhassa subaylara karşı bazı kasaba ve köylerde çok kötü muameleler yapıldı. Bunlara yiyecek, hatta su verilmedi ve içlerinden bazıları öldürüldü. Bazı subaylar, köylülerin tecavüzlerinden korunmak için üzerlerindeki askeri elbiseleri atıp, köylü kıyafetine girmekle kendilerini kurtardılar» .(15)

Bursa'nın düşüşünden sonra, TBMM'de de ordu aleyhindeki kampanya daha da ağırlaştırıldı.(16) Ancak, bütün bu zorluklara rağmen başarılması gereken önemli görevler vardı. Büyük Millet meclisi ve Türk Ordusu mensupları, özgürlüğe giden o uzun ve çetin yolda hiç durmadan ilerlemek mecburiyetindeydiler.

Atatürk, TBMM Önünde Dua Ederken (28 Mayıs 1920)



Not : Sevgili okurlarımız, aradan 90 yıl geçmiş, çevrenize ve genel havaya bakın, Mürteciler bu sefer Saltanat ve Hilafet Makamları yerine Demokrasiyi öne sürerek, yanlarına İngiliz ve işgal güçleri yerine Dış Güçleri ve Ayrılıkçı Güçleri alarak yine ayni kaleye, Türk Ordusu'na saldırıyorlar. Bu ülkede Demokrasiyi kuran ve çağdaş laik düzenin en büyük savunucusu olan Ordu, bin bir oyunla Demokrasi düşmanı ilan ediliyor. Biz tarihi gerçekleri söylemek mecburiyetindeyiz gelişmelerin takdiri ve değerlendirilmesi özgür bireylerimizindir.


Dipnotlar:
(1) Yusuf Hikmet Bayur, XX. Yüzyılda Türklüğün Tarih ve Acun Siyasası üzerindeki Etkileri, s.182, 183 (Türk tarih Kurumu Ankara–1989); O. Olcay, Sevres Andlaşmasına Doğru, s.178-196, 482-487
(2) Hikmet Bayur, XX. y.y.da, s.183
(3) Aynı eser, s.178
(4) Halide Edip Adıvar: Türk'ün Ateşle İmtihanı, s.118; Lord Curzon'un sözleri için bknz. Bilal N. Şimşir, İngiliz Belgeleri ile Sakaryadan İzmir'e (Ankara–1989)
(5) Benoist Mechin: Kurt ve Pars,Mustafa Kemal s.99( Le Loup et Leopard (İstanbul-1955))
(6) H. C. Armstrong, Bozkurt ( The Grey Wolf), s.122(İstanbul-1955)
(7) B. Mechin, s.99
(8) H. Cemil Çambel, Makaleler, Hatıralar, s.103 (TTK, Ankara-1987)
(9) Damar Arıkoğlu, Hatıralarım, s.148 (İstanbul–1961)
(10) Orhan Duru, Amerikan Gizli Belgeleriyle Türkiye'nin Kurtuluş Yılları, s.153 (İstanbul–1978); Hamza Eroğlu, Türk İnkılâp Tarihi, s.281, 282( MEB, İstanbul–1982)
(11) Fahrettin Altay: Görüp Geçirdiklerim, 10 Yıl Savaş ve sonrası (1912–1922) s.246( İstanbul–1970)
(12) Ömür Sezgin: Türk Kurtuluş Savaşı ve Siyasal Rejim Sorunu, s.28, 29 ( Ankara–1984)
(13) Şükrü Erkal, İkinci Askeri Tarih Semineri, s.165( Gen kur. Ankara–1987)
(14) İhsan Güneş, İkinci Askeri Tarih Semineri, s.149, 150
(15) Rahmi Apak: Yetmişlik Bir Subayın Hatıraları, s.198 ( TTK, Ankara- 1983)
(16) Aynı eser, s.152; detaylı bilgi için bkz. Samet Ağaoğlu: Kuvayı Milliye Ruhu, s.115–128( İstanbul–1944)


Dr. M.Galip Baysan

Türkiye Büyük Millet Meclisi Binaları

__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
açıldı, hangi, içinde, nasıl, tbmm, İçinde, şartlar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 22:21.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.