Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 30.11.2014, 08:21   #1
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Tarihten Kesitler

Tarihten Kesitler




Vahdettin'in gerçek kimliğini, İngiltere'ye sığındığını belirten mektubu açıkça ortaya koymaktadır.



* * *

Dersaadet İşgal Orduları Başkomutanı

General Harrington Cenaplarına
İstanbul'da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere Devleti fahinamesine sığınmak ve bir an önce İstanbul'dan başka bir yere götürülmemi istiyorum, Efendim. 16 Kasım 1922

Halife-i Müslimin Mehmet Vahdettin



Vahdettin'in General Harrington'a yazdığı bu mektubu yalnızca Halife niteliğiyle imzalaması dikkate değerdi. Demek ki o da Osmanlı Padişahı olarak işlediği politik cinayetin farkındaydı.

Bundan dolayı Osmanlıları bir tarafa bırakıyor, kendini İngiliz sömürgeciliğindeki Müslümanların Halifesi olarak görüyordu. Ama buna da olanak yoktu. Çünkü Halife Mührü de kendisinde değil Topkapı Müzesindeydi.


» Atif Büyüktuğrul, Osmanlı Deniz Harp Tarihi, c.4, syf.578, Dz Kuv. Basımevi, İstanbul,1983
  Alıntı ile Cevapla
Eski 30.11.2014, 08:45   #2
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Tarihten Kesitler

Sevr Antlaşmasını imzalayan Osmanlı heyeti (soldan sağa, Rıza Tevfik, Damat Ferid Paşa, Bağdatlı Mehmed Hadi Paşa ve Reşad Halis)


Fransa'da Sevr Antlaşmasını imzalayan heyette yer alan Damat Ferit Paşa, Paris dönüşü, trenden indiğinde selamı dahi alınmıyor.




Lozan'dan döndüğünde işgal kuvvetleri Karargâhına yaptığı ziyarette “İstanbul'u terk ediniz” emrini alan işgalcilerin, kapılara kadar uğurlamakla kalmayıp, selam durdukları İsmet İnönü









  • Sevr Antlaşması Neydi?
I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükümeti arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km. batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde (Musée National de Céramique) imzalanmış antlaşmadır.

Antlaşma imzalandığı dönemde devam eden Türk Kurtuluş Savaşı'nın sonucunda Türklerin galibiyetiyle, bu antlaşma yerine 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanıp, uygulamaya konduğundan Sevr Antlaşması geçerliliğini kaybetmiştir. Sevr Antlaşması 433 maddeden oluşmaktaydı.

Sevr Antlaşmasına Göre Osmanlı İmparatorluğu'nun Paylaşılması





  • Lozan Barış Antlaşması Neydi?
24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta imzalanmış barış antlaşması.

Lozan Antlaşması'na Göre Türkiye'nin Sınırları




__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
Eski 30.11.2014, 19:44   #3
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Tarihten Kesitler

Seyit Onbaşı olarak bildiğimiz, Oduncu Seyit


"Savaş biter 1918 yılında köyüne döner. Çok fakirlik çeker ormandan odun kesip bu odunları satarak hayatını sürdürmeye çalışır. Mustafa Kemal Edremit'ten geçerken onu görmek ister, yetkililer Seyit Onbaşı'ya hemen kaymakamın yedek takım elbisesini giydirip Ata'nın huzuruna çıkarır.

Atatürk'ün seni iyi gördüm Seyit bakıyorum durumun iyi demesi üzerine Seyit Onbaşı aslında durumunun iyi olmadığını ve elbisenin kaymakamın olduğunu söyler. Bunun üzerine Atatürk gazilere maaş bağlanmasını ilk kez burada emreder. Fakat Seyit Onbaşı bu maaşı kabul etmez ben bunu maaş için değil vatan için yaptım der.

Ama yinede İş Bankasında bir hesap açılır ve maaşı oraya yatırılır. Soyadı kanunuyla “Çabuk” soyadını alan Seyit Onbaşı Mustafa Kemal'den bir sene sonra 1939 da vefat eder. Ve öldüğünde bakarlar ki İş Bankasındaki hesabına yatan maaşından tek kuruş çekmemiştir..."





__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
Eski 30.11.2014, 20:58   #4
Çevrimdışı
Mihri Sultan
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Tarihten Kesitler

1922 de saltanat kaldırıldığı için Vahdettin zaten padişah kimliğini kullanamazdı ki bu mektubun tarihi muhtemelen saltanatın kaldırılmasından sonradır.

Sevr anlaşması da Türk tarihindeki ölü doğan bir anlaşma ama vatan haini Damat Ferit dua etsin suratına tükürülmediğine. Yanlış değilsem TBMM 19 Ağustos 1920 de resmen bu saltanat şurasını vatin haini ilan edecekti ama bilmediğim resmi kaynaklarda sonraki yıllarda affedildi mi..!

Şeyit onbaşının da kızının da fakirlik içinde öldüğünü okumuştum. Yanlış bilgi vermek istemiyorum ama sanırım kızıydı bu maaşı kabul etmeyip devletten para almadan fakirlik içinde ölecekti..!

Sevr ve Lozan, Mondros ve Mudanya Damat Ferit ve İsmet İnönü ve hırsızlar ve Seyit Onbaşı..! Tarihimizin utanç ve gurur kaynakları

Ben çok keyif aldım konudan ellerine sağlık Real
__________________
  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Mihri Sultan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.11.2014, 22:09   #5
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Tarihten Kesitler

Bu konuda kısa kısa tarihten kesitler, pasajlar sunulacak. Herkes katkı sağlayabilir.

Teşekkürler Mihri..
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.12.2014, 00:56   #6
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Tarihten Kesitler

Uğur Mumcu, Çocukları Oğlu (Özgür) ve Kızı (Özge) ve "O Araba"



Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu suikaste kurban giderek yaşamını yitirdi. Suikastın hemen ardından olay yerinde inceleme yapan uzmanların hiçbir delil bulamadığı, patlamayla etrafa dağılan ve cımbızla toplanması gereken delillerin ise süpürgeyle süpürüldüğü iddia edilmiştir.

__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.12.2014, 16:59   #7
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Tarihten Kesitler



İsmet İnönü bir gün yorgun ve sinirli bir halde Çankaya'ya çıkıyor.

Kahveden sonra Atatürk soruyor:

- Hayrola İsmet?.. Sende bir fevkaladelik var bugün... Ne oldu?.. Neye sinirlendin?

- Türk Hava Kurumu'nun toplantısı vardı da...
- Eee, ne olmuş varsa?
- Fuat beyi (THK Başkanı) epey terlettim... İstifaya falan kalktı.
- Çalışkan çocuktur Fuat... Kurumu da iyi yönetiyor.
- Bunlara bir diyeceğim yok... Fakat canımı sıkan bir şey oldu.
- Neymiş o?
- Hesaplarda bir kuruş oynuyor.
- Bir kuruş.

İnönü:

- Daha önceki toplantıda dikkatimi çekmişti... Bu bir kuruşun nereye gittiğini öğrensinler diye talimat vermiştim. Bulamamışlar... Fuat beyin hassasiyetini anlıyorum... Ama milletimiz ondan daha hassastır... Verdiği paranın nereye gittiğini mutlaka bilmek ister... İstifa bu gibi hallerde en kolay çıkar yoldur... Ama kimseyi rahatlatmaz... Hatta söylentilere bile sebep olur.

Atatürk:

- Demek mesele bu... Bir kuruşun hesabı seni bu kadar üzdü... Haklısın... Kırk para (bir kuruş) günün birinde 40 lira, 40 lira da 400 lira olur... Bu da giderek büyür halkın ağzında... Cumhuriyet'i kurarken böyle bir kuruşlara çok ihtiyacımız oldu.. Peki ne yaptın sonunda?

İnönü:

- Memurları seferber ettim... Ve bir kuruşun yanlışlıkla başka bir hesaba geçirildiğini bulup, çıkarttırdım... Bizim milletimiz cömerttir, elindekini, avucundakini verir... Ama verdiğinin doğru, dürüst yerlere harcandığını görmek ister... Buna inanmak ister.

Atatürk'ün "manevi kızı" Sabiha Gökçen anlatıyor (Atatürk'ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti-Türk Hava Kurumu Yayını- 1982)
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.12.2014, 00:44   #8
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Tarihten Kesitler

Osman Hamdi Bey'in 1882 Yılındaki Nemrut Kazısından Bir Görüntü


Türk Arkeolog, Müzeci ve Ressam Osman Hamdi Bey'in Ayrıntılı Konusu. Tıklayınız.
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.12.2014, 16:41   #9
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Tarihten Kesitler

Savaşa Gönüllü Gidip Enver Paşa'nın Emriyle Kurşuna Dizilen Teğmen
"...9.Kolordu komutanı İhsan Paşa, geride yere çömelmiş, soğuktan tir tir titreyen genç bir teğmeni 29.Tümen komutanı Albay Arif'e gösterdi:

"Enver Paşa bu çocuğun yerini terk ettiğini görerek yakalamış!.. Bana teslim ederek derhal idam edilmesini istedi!.. Harp divanınca sorgusu yapılıncaya kadar yanınızda kalsın!.."

İhsan Paşa'nın soruşturma, sorgu diyerek zaman kazanmak istediği anlaşılıyordu. Teğmen 17-18 yaşlarında gösteriyordu. Zayıf yapılı, sarı benizliydi. Üstünde yıpranmış ince bir kaput vardı. Ayağındaki ayakkabı patlamış ve dağılmıştı. Titreyip duruyordu.

29.Tümen komutanı Albay Arif teğmeni tanımıştı. 9. Kolordu Komutanı İhsan Paşa'ya dönerek şöyle dedi:

"Paşam!... Bu çocuk seferberlik ilan edildiğinde harp okulunun son sınıfındaymış. Gönüllü olarak savaşa katılmak için bize başvurmuştur!.. Tümenin en genç teğmenidir!.. Savaşın başından beri takım komutanıdır. Şimdiye dek iyi hizmeti geçmiştir!.."

29.Tümen komutanı Albay Arif genç teğmene döner ve sorar:

-"Oğlum, Enver Paşa seni neden yakaladı?.."

Genç teğmenin cevabı tam bir dramdı:

"Efendim, bir hafta önce, takımımda 40 kişi vardı. Yollarda çok kayıplar verdik. Sabah Çerkezköy'e doğru saldırıya geçtiğimizde ancak on kişiydik!.. Hep birlikte ileri atıldık!.. Ruslar inatla direniyorlardı, çok zor ilerliyorduk!.. Çerkezköy'e yaklaştığımızda şiddetli bir ateşle karşılaştık. Askerlerin hepsi de şehit düştü, tek başıma kaldım!.. Ne yapacağımı şaşırmıştım!.. Alay komutanını ararken biraz soluk almak için bir ağacın dibine oturdum. Ön hatlara gelen Enver Paşa hazretleri beni orada buldu!.."

Biraz sonra Enver Paşa çıka geldi. Yanında General Bronsart Von Schellendorf, Yarbay Feldman ve Yarbay Felix Guze vardı.

Saldırının umutsuzluğu artık gizlenemez olmuştu. Enver Paşa'nın gittikçe hırçınlaştığı her halinden belliydi. Saldırı bir bozguna dönüşmek üzereydi. Bu hırçınlık ve bedbinlik içinde İhsan Paşa'ya dönerek sordu:

-"Teğmen hakkında verdiğim emir yerine getirildi mi?.."

İhsan Paşa büyük bir soğukkanlılıkla şöyle cevap verdi:

-"Hakkında idam kararı almak için harp divanına verdik, sorgusunu yapıyoruz!.."

Bu cevap üzerine Enver Paşa şöyle haykırır:

-"Ne sorgusu? Derhal idam edilecek!..."

Enver Paşa'nın emri çaresiz olarak yerine getirilecekti.

Askerlerden oluşturulan bir idam mangası Enver Paşa'nın ve Alman subaylarının bulunduğu yerin biraz gerisine düzenlerini aldılar. Ardından ağlamaklı bir ses duyuldu:

-"Ateş!..."

On tüfek birden patladı. Genç teğmen önce sarsıldı, sonra da kaykılıp karlar üstüne kapaklandı. Bir iki titreme belirtisi görüldü, ardından o da kesildi. Sıcak kanı kari eritmiş, cepheye gelirken, uğruna can vermeyi düşündüğü toprağa karışıp gitmişti!.

Enver Paşa'nın bu kanun tanımaz despotluğunun ardından Albay Arif Bey şöyle demektedir:

-"Zavallı genç bir zorba komutanın emriyle karargâh bölüğü tarafindan kurşuna dizildi!.. Zayıf vücudu yere yıkıldı!.. Fakat gözlerimizin önünde çöplüğe atılmış bir suçlu gibi değil!.. Sarıkamış'ta hayatlarını feda edenler gibi, şeref meydanına serilmiş bir şehit gibi gözlerimizde büyüdü ve yüreklerimizde öylece yer tuttu!..

(Hadiseye şahit olanlardan biri olan) Yarbay Şerif (Köprülü) ise şöyle diyor:

-"Donuk gözleri, zayıf ve bitkin, iki bacağının üstünde zorlukla duran iki avuçluk vücudu, ince kolları, bükülen boynu hâlâ gözümün önündedir. Bu çocuk da bir anadan doğdu!.. O ana da çocuğunun beşiğini sallarken aynen Enver Paşa'nın annesi gibi "oğlum büyük adam olsun, paşa olsun!.." diye ninni söyledi. Enver şimdi paşa oldu!... Ocak söndürmeyi, ev bark yıkmayı, ordular batırmayı becerdi!..."

(Sarıkamış Gerçeği / Beyaz ölüm - Hanri Benazus shf.554-559)

Hareket Ordusu Komutanları ve Kurmaylarıyla




Kısaca; Enver Paşa Kimdi?

Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında etkin olan Osmanlı asker ve siyaset adamı.

İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kurucu ve önderleri arasında bulunmuş, 1913'te Bâb-ı Âli Baskını adı verilen askeri darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağlamış, 1914'te Almanya ile askeri ittifaka önayak olarak Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesine öncülük etmiş, savaş yıllarında "Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili" sıfatıyla askeri politikayı yönetmiştir.





Sarıkamış Harekatı

Enver Paşa, ülke 1. Dünya Savaşı’nda girdikten sonra Harbiye Nazırı olarak askeri harekâtın yönetimini eline aldı. 3. Ordu'nun Doğu Cephesi’nde Rus kuvvetlerine karşı giriştiği Sarıkamış Kış Harekâtı'nın komutanlığını üstlendi. Ocak 1915’te gerçekleşen harekâtta Türk birlikleri tam bir bozguna uğradı.

Enver Paşa, ordunun komutasını Hakkı Hafız Paşa’ya bırakıp İstanbul’a döndü ve savaş boyunca başka hiçbir cephede komutanlık üstlenmedi. Uzun bir süre İstanbul basınında Sarıkamış hakkında herhangi bir haber veya yayın yapılmasına izin vermedi. 26 Nisan 1915’te Harbiye Nazırlığı’nın yanı sıra Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, Eylül ayında korgeneralliğe yükseldi.

__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.12.2014, 22:27   #10
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Tarihten Kesitler

1930 lu Yıllarda Atatürk’ün Yabancı Devlet Görevlisi Kabulü






(Detay)




__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
kesitler, mektubu, olarak, osmanlı, tarihten


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 13:03.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.