Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 19.12.2014, 15:48   #1
Çevrimdışı
Chevy
XooX

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Hülagu Han'ın Arap Halifesine Mektubu ve Bağdat Seferi



HÜLAĞÜ HANIN ARAP HALİFESİNE MEKTUBU;
Biz, Tanrının kuvveti ile kaldık ve onun kuvveti ile muvaffak olduk ve olmaktayız. Hiç şüphe yoktur ki biz, Tanrının yeryüzündeki askeriyiz; kendisi gazabına uğratmak istediği kimselerin üzerine bizi gönderir. Hadiseler, size ibret ve sözümüz size nasihat olsun.

Nice kimseleri yok ettik, nice çocukları atasız bıraktık, yeryüzünün üstünü değiştirdik ve altüst ettik; size kaçmak var, bizde ise kaçanları yakalamak var, sizin için bizim kılıcımızdan kurtulmak yoktur; siz nerede bulunursanız bulunun oklarımız size yetişir, atlarımız her attan ziyade koşar ve oklarımız bütün siperleri deler, kılıcımız indiği yere yıldırım gibi iner, akıllarımız dağlar gibi sağlamdır, sayımız ise kumlar kadar çoktur; bizden aman dileyen selamete erer, bizimle savaşa yeltenenler sonunda pişman olurlar.

Siz bize kafir diyorsunuz, biz de size fasık diyoruz. Biz, bütün işleri tedvin ve takdir eden Tanrı tarafından, size musallat edildik. Yeryüzünün batı ve doğusu bizim elimizdedir, hiçbir yere kaçıp kurtulamazsınız.

Diye haber gönderdiği rivayet edilir.

Korku nedir bilmeyen bir kişi olduğu söylenir; en büyük zevki ormandan yakalanıp getirilen vahşi boz ayılarla özel bir arenada güreş tutmakmış.

Hıristiyan Gagauz Türkü olan eşi Tokuz Katundan doğan oğlu Abaka Kağan da babası Hülagü ve dedesi Çingizin izinden gitmiş yaman bir yiğittir. Babasının ölümünden sonra İlhanlı Devletinin başına geçti ama çok genç yaşta zehirlenerek öldürüldü.

Türklüğe sarılmanın, tek kurtuluş olacağı yakın bir gelecekte; Hülagü Han iyice tanınacağına eminim.

Hülagu Han; genelde Müslümanlar ila savaştığı için islamcı-ümmetçi-sentezci kesim tarafından hiç sevilmezler; Türklükten dışlanıp kötülenirler. Fakat fiziksel açıdan Moğollara hiç benzemeyen; sarışın, mavi gözlü, beyaz tenli bir kişi olduğu bilim adamlarınca da kanıtlanmış olan Çingiz, soyu Gök-Türklere dayanan safkan bir Türktür, dolayısıyla Hülagu de Türktür.

Hülagu Hanın bir diğer özelliği ise; Feth ettiği yerlerde Türkçe konuşmayı mecbur kılmıştır. Bunu İran tarihini incelediğimiz de görüyoruz. Türkçe konuşmayı mecbur kılan bir hükümdarı, Türklükten nasıl dışlarız, bu en büyük insafsızlıktır.

İslamlaşmayı; araplaşmak ve onun kültürünü yaşatmak olarak anlayan, Türk milleti belki bu gün Türkçe konuşmasını bile Hülagu Hana borçludur.(1937 kadar camilerde hutbeler bile Arapça okunmuştur. Bu son derece önemlidir)

Bağdat seferi olmasa; Anadolu Türklüğü belki de tamamen Araplaşacak yada farsileşecekti.

Tarih yazanlar; hiçbir zaman tarihi yapanlara, sadık kalmadığı için birçok şey göz ardı edilir. Örneğin; Arapların (Kuteybe Bin Müslim) Talkan ve Curcanda katlettikleri Yüz binlerce Türkün adı bile anılmaz. 24 Km yol boyunca ağaçlara asılarak katledilen Türklerin adı bile geçmez.

Türk Gençliği olarak: Tarihimizin noktasından, virgülüne kadar her şeyine sahip çıkacağız. Türk çocuğu; Irkından binlerce kahramanın çıktığını bilecek, Türk olmanın gururunu yaşayacak, gelecek için ümitsizliğe kapılmayacaktır.


Kaynak : Hülagu Han | Bilinmeyen Türk Tarihi



1258 Bağdat Seferi

Mengü Han'ın Büyük Han seçildiği kurultayda, ondan önceki hanlarda olduğu gibi bütün prens ve devlet yöneticilerinin onayıyla Hülagû; İran, Anadolu, Ermenistan, Şam ve Mısır valisi seçilmiş, bu bölgelerin tamamen hakimiyet altına alınması kararlaştırılmıştır. Hülagû sefer öncesi hazılıklara başlamış ve yine Mengü Han'ın emri üzerine her 10 Moğol erkeğinden 2'si orduya alınmıştır. Mengü Han bununla da yetinmeyerek vasal durumundaki Kirman, Fars, Musul Atabeylerine elçiler göndererek, sefer halindeki Moğol ordusuna asker, teçhizat ve erzak yardımında bulunmalarını emretmiştir. Ayrıca bölgede bulunan Baycu'ya da haber gönderilerek saldırılarını sıklaştırmasını ve Hülagû'ye destekte bulunmasını bildirmiştir.

Hülagû çıkacağı sefer için özel olarak kale kuşatmalarında ve zorlu yollarda geçiş kolaylığı sağlamak için 1.000 kişilik Hitaylı mühendisi de ordusuna dahil etmiştir. Ordunun gıda ve ihtiyaç stokları devletin bütün yörelerinde sağlanmıştır. Önden gönderilen mühendis alayı sayesinde ordunun izleyeceği güzergah tespit edilmiştir. Bu hazırlıklar sırasında Ketboğa Noyan komutasında 10.000 kişilik öncü bir kol, 1252 Mayıs'ında Mazenderan ve Huzistan bölgesine gönderilerek, ana ordu gelene kadar bu bölgede bulunan Haşhaşiler'e saldırmasını emredilmiştir. Ocak 1254'te de büyük Moğol ordusu harekete geçmiştir. 1254 yılı sonlarına doğru Almalıg'a, 1255 Eylül'ünde ise Semerkant'a varan Hülagû ve ordusu burada İran'da bulunan sultanlara elçiler göndererek ilk olarak saldırıda bulunacağı Haşhaşiler'e karşı asker takviyesinde bulunmalarını istemiştir. Abbâsî Halifesi Mustasım Billah'a da elçi gönderen Hülagû, aynı talebi halifeden de istemiş ve Mengü Han'ın hükümdarlığını kabul etmesini istemiştir. Halifenin göndermiş olduğu mektupta istekleri reddedilen Hülagû, buna sinirlenerek halifeye hakaret dolu mektuplarla karşılık vermiş, yönetmiş olduğu devleti yıkmak ve kendisini öldürmekle tehdit etmiştir. Ocak 1256 yılında Amuderya'yı geçtikten sonra ilkbaharda vardığı Şuburkan otlağı mevkiinde ordusunu dinlendiren Hülagû, burada İran emiri Argun Ağa'nın getirmiş olduğu hediyeleri kabul etmiş, ona ikramda bulunmuş ve Mengü Han'ın yanına dönmesini emretmiştir. Bu bölgenin yönetimini ise geçici süreliğine oğlu Giray Melik, Ahmet Bitikçi ve Alâeddin Atâ Melik Cüveynîye bırakmıştır.


Haşhaşiler Üzerine Sefer

Moğol orduları tarafından Alamut kalesinin kuşatılışını gösteren minyatür
1253'de Ketboğa'nın bölgeye gelmesiyle Haşhaşiler'e karşı başlatmış olduğu geniş kapsamlı operasyonda, büyük Moğol ordusu gelene kadarki süre zarfı içerisinde kayda değer başarılar elde edilmiştir. Mazenderan bölgesinde bulunan yaklaşık 100 Haşhaşi kalesinin büyük çoğunluğunu ele geçiren Ketboğa, Mansûrîyye ve Rudbar'daki köylere saldırarak büyük talanlarda bulunmuş fakat Alamut, Lembeser, Gerdekuh gibi kuvvetli kalelerin direnmesine karşı kuşatmasını uzatmak zorunda kalmıştır.

1256 ilkbaharında Tus şehrine varan Hülagû komutasındaki Moğol ordusu, alınamayan kalelere karşı mancınıklar ve kuşatma kuleleri kurarak saldırılarını yoğunlaştırmışlardır. Alınamamış olan kaleler de bir bir zaptedilip istila edilmiş, savunucuları son askerine kadar kılıçtan geçirilmiştir. 20 Kasım 1256 yılında son İsmailî İmamı Rükneddin Hür Şah'ın teslim olmasına karşın hala ele geçirilememiş olan Alamut Kalesi'ni yok etmek için Hülagû, emrindeki mühendis alayına kalenin bulunduğu dağ'ın altına tüneller açılmasını, tünellerin içini ise petrol ve barut doldurmasını emretmiştir. Bu sayede dağ patlatılmak suretiyle son Haşhaşi kalesi de imha edilerek ele geçirilmiştir.


Kaynak : Vikipedi
  Alıntı ile Cevapla
Chevy'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 19.12.2014, 19:13   #2
Çevrimdışı
ZeZe
Alea İacta Est
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hülagu Han'ın Arap Halifesine Mektubu ve Bağdat Seferi

Mustafa Kemal Atatürk hitabenin sonunda kullandığı cümleyi laf olsun diye söylemedi.
Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.

Bizleri aşağılayıp, asimile etmeye ve dejenerasyona uğratmaya çalışıyorlar. Ama kanımızda yok esaret, boyun eğmek.
__________________

Hükümetlerin icraatı olumsuz olupta millet itiraz etmez ve düşürmezse, bütün kusur ve kabahatlere katılmış demektir.

Gerçekten şunun bunun oyuncağı olabilen milletler, haklarını algılamamışlar demektir. Ve böyle bir millet, denetim altında bulundurulmaya layık olur..
Mustafa Kemal ATATÜRK




Benim dinim adalet, hak, vicdan.
Buna göre yaşayanlarla aynı dindeniz.
Kendinize ne derseniz deyin, kim olursanız olun.
Genç evli çifti üç ay kira ödemedi diye
sokağa attıran hacı ile cennette olmaktansa,
kediye ağlayan ateistle cehennemde yanmaya razıyım.

İhsan Eliaçık
  Alıntı ile Cevapla
ZeZe'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 19.12.2014, 19:53   #3
Çevrimdışı
Chevy
XooX

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hülagu Han'ın Arap Halifesine Mektubu ve Bağdat Seferi

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi ZeZe Mesajı göster
Mustafa Kemal Atatürk hitabenin sonunda kullandığı cümleyi laf olsun diye söylemedi.
Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.

Bizleri aşağılayıp, asimile etmeye ve dejenerasyona uğratmaya çalışıyorlar. Ama kanımızda yok esaret, boyun eğmek.
Aynen katılıyorum

Yazıda en çok şu aşağıdaki kısımları beğendim. Gerçekten millet olarak sırtımızda büyük bir kambur taşıdık yüzyıllarca.. Umarım gelecekte yeni bir Hülagü Han gelir. Ve Anadoluyu bu gaflet uykusundan uyandırır.

"İslamlaşmayı; araplaşmak ve onun kültürünü yaşatmak olarak anlayan, Türk milleti belki bu gün Türkçe konuşmasını bile Hülagu Hana borçludur.(1937 kadar camilerde hutbeler bile Arapça okunmuştur. Bu son derece önemlidir)

Bağdat seferi olmasa; Anadolu Türklüğü belki de tamamen Araplaşacak yada farsileşecekti.

Tarih yazanlar; hiçbir zaman tarihi yapanlara, sadık kalmadığı için birçok şey göz ardı edilir. Örneğin; Arapların (Kuteybe Bin Müslim) Talkan ve Curcanda katlettikleri Yüz binlerce Türkün adı bile anılmaz. 24 Km yol boyunca ağaçlara asılarak katledilen Türklerin adı bile geçmez.

Türk Gençliği olarak: Tarihimizin noktasından, virgülüne kadar her şeyine sahip çıkacağız. Türk çocuğu; Irkından binlerce kahramanın çıktığını bilecek, Türk olmanın gururunu yaşayacak, gelecek için ümitsizliğe kapılmayacaktır."
  Alıntı ile Cevapla
Chevy'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 19.12.2014, 23:15   #4
Çevrimdışı
ZeZe
Alea İacta Est
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hülagu Han'ın Arap Halifesine Mektubu ve Bağdat Seferi

Bir Hülagü Han gelmişti zaten Mustafa Kemal, bir daha böyle bir şansı göreceğini sanmıyorum bu milletin. Kendi kendimizi bitirebilen tek toplum olacağız galiba ( :
__________________

Hükümetlerin icraatı olumsuz olupta millet itiraz etmez ve düşürmezse, bütün kusur ve kabahatlere katılmış demektir.

Gerçekten şunun bunun oyuncağı olabilen milletler, haklarını algılamamışlar demektir. Ve böyle bir millet, denetim altında bulundurulmaya layık olur..
Mustafa Kemal ATATÜRK




Benim dinim adalet, hak, vicdan.
Buna göre yaşayanlarla aynı dindeniz.
Kendinize ne derseniz deyin, kim olursanız olun.
Genç evli çifti üç ay kira ödemedi diye
sokağa attıran hacı ile cennette olmaktansa,
kediye ağlayan ateistle cehennemde yanmaya razıyım.

İhsan Eliaçık
  Alıntı ile Cevapla
ZeZe'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
arap, bağdat, halifesine, hanın, hülagu, mektubu, seferi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:28.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.