07.05.2016, 12:02 | #1 |
Çevrimdışı
|
Solculuk ve Türkiye
|
7 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
07.05.2016, 12:09 | #2 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Solculuk ve Türkiye
Böylelikle sağ ve sol kavramları günlük siyaset diline girmiştir. Geniş açıdan bakıldığında 1908-1921 arası yıllar Türkiye’de modern solun doğduğu dönemdir. Ancak 1908 ile 1917 arası yıllar hazırlık dönemi gibi görülmekte ve Türkiye’de sol hareketin başlangıç tarihi 1917 Ekim Devrimi kabul edilmektedir. Özellikle 1918’den itibaren milli mücadele döneminde sol akımların Türkiye’de gelişmesinde Türkiye-Sovyetler Birliği ilişkilerinin etkisi görülmektedir. Sovyetlerin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyalist ve komünist hareketin öncülüğünü üstlenmeye çalışmıştır. İşgal altında bulunan Anadolu’nun milli mücadelede yanında bulunmasını istediği yardımcı bir güce ihtiyaç duyması ve bunun sonucu olarak dönemin idarecilerinin sol akımları destekleme düşüncesini benimsememelerine rağmen o yılların şartları gereğince Sovyetler ile yakın ilişkilere girmesi Türkiye’de sol hareketleri canlandırmıştır. |
8 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
07.05.2016, 12:16 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Solculuk ve Türkiye
|
8 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
07.05.2016, 12:21 | #4 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Solculuk ve Türkiye
1921 yılından yaklaşık 1960’lı yıllara kadar aydın kesimin hegemonyasında gelişen sol düşünce, bu dönemde ilk büyük propaganda dönemini yaşamıştır. Birçok edebiyatçı ve düşünce adamı, eserlerinde ve çalışmalarında sol görüşün temel dinamiklerine yer vermiş ve bunları halka anlatmayı öngörmüştür. Bu çalışmalarından ötürü birçok edebiyatçı bu dönemde “sol düşünce propagandası” gerekçesiyle hapis cezalarına çarptırılmıştır. Hatta Sabahattin Ali tarafından halk dilinden yararlanarak 1933 yılında yazılmış ünlü bir şiir ve şarkı da vardır.Şairin, Sinop Cezaevi'nde hükümlü bulunduğu sırada yazdığı ve adlandırmak yerine numaralandırdığı Hapishane Şarkısı "aldırma gönül" günümüzde de bolca dinlenmektedir. Bu yüzden, sol motifli edebiyatın(mahpushane edebiyatı) kökleri bulunmaktadır. (1930'lu, 1940'lı yılların tek partili ''tekelci devlet kapitalizmi'' nin baskı yöntemleri, 1950'li yıllarda Mendres dönemiyle birlikte ''köylü kırması komprador (tedarikçi) kapitalizmi'' tarafından devralınmıştır) Adı “Aldırma Gönül" buyrun dinleyin.... |
8 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
07.05.2016, 12:29 | #5 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Solculuk ve Türkiye
Acaba, Sol Nedir?
19 yy. boyunca ortaya çıkan liberal burjuva hegemonyası sağcı ve solcu eleştirmelere maruz kalmıştır. Bu yüzyıl içerisinde “Marksçılığın” ortaya çıkışına kadar birçok sol hareket “sosyalist” denen bir grup adı altında toplanıyordu. Bunların arasında şiddet yanlıların olduğu kadar genel de ütopyacı tipler daha fazlaydı (2). Sol un o zamanki amacı zaten el değiştirmiş olan egemenliğini toplumun en kalabalık ama en az mutlu olan kitlesine vermek idi. Ama sosyalistler bunun üzerinde olan en büyük engelin kapitalist rejim olduğunu gördüler. Bu yüzden solcular, özel mülkiyeti kaldırmayı içeren ekonomik bir politikaya ağırlık verdiler. Bütün halklara siyasal vatandaşlık hakkı sağlanmalı ve ekonomik vatandaşlık hakkı verilmeliydi. Marksçı teoride sosyalist dönemi bir sınıf diktatörlüğüdür. Kapitalist burjuvanın yerini alacak sosyalist proleterler, “iyi topluma” geçişi sağlayacaktır. İyi toplum her şeyin kişilerin gereksinimine göre paylaştırılacak olması ve kişilerin kendi emeğinin üzerinden yabancılaşmanın sona ereceği bir durumdur. Marksçılar için solculuk, işçi sınıfının yararınadır ve en çok onlar kapitalizm tarafından sömürüldüğü için devrim onların sırtına yüklenmiştir (Maoculukta feodal düzende olan toplumlar için bu durum çiftçilerdedir). |
8 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
07.05.2016, 12:36 | #6 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Solculuk ve Türkiye
1960’lar, sol hareketin, ikinci kez doğduğu ve günümüze kadar yansıyan etkilerini oluşturan yıllardır. Marksizmin Türk Solu içinde, bu dönemin ortalarına doğru, etkin olmaya başladığını görmemiz mümkündür. 1960"li yıllar Türkiye siyasal ve toplumsal hayatına damgasını vuran gelişme 27 Mayıs 1960 askeri darbesidir. Darbe, 1950’ler boyunca iktidarda olan Demokrat Parti (DP)’nin özgürlükleri kısıtlayan otoriter tavrına bir tepki olarak gelişmiştir ve dolayısıyla ana motivasyonu siyasi durumlardır. Darbenin ardından 30 Eylül 1960 tarihinde anayasal yetkilerle donatılmış Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)’nin kurulmuş ve bu kurumun, 20 yıl boyunca hüküm sürecek yeni iktisadi felsefeyi ve politikalarını formüle etmesine imkan tanımıştır. |
8 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
07.05.2016, 12:37 | #7 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Solculuk ve Türkiye
Kaynaklar 1. https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0...e%C5%9Frutiyet |
7 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
07.05.2016, 15:36 | #8 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Solculuk ve Türkiye
3 Şubat 1961'de, 1961 Anayasasının getirdiği demokratik ortamda kurulan TİP, 1960'ların siyasetinde önemli bir rol oynamıştır. TİP, meclise girmeyi başaran Türkiye'nin ilk sosyalist partisi oldu: 1965 seçimlerinde, 54 ilde, %3 oy alarak TBMM'ye 15 milletvekili göndermeyi başarmıştır. Sağcılar solcuları "Moskof" olmakla, solcular sağcıları Amerikancılıkla suçlamaktadır. İki kutuplu dünyanın iki kutbu,bu yıllarda ülkemizde de böyle şekillenmiştir. Şevket Süreyya Aydemir, 1963’de Yön dergisinde Türk sosyalizminin özelliklerini sayarken, “temelini bütün sömürge/yarı sömürge ülkelerin bağımsızlık mücadelesinin önderi olan Türk Milli Kurtuluş hareketinden alan Türk sosyalizmi, Mustafa Kemal’in anladığı manada milli, milliyetçi, anti-emperyalist, devletçi, halkçı ve laiktir” der. Aydemir’in bu tespitleri, 1960’lar “sol”unun referans kavramlarını ve çerçevesini de belirler niteliktedir: Anti-emperyalist Milli Kurutuluş Savaşı, Mustafa Kemal ve Kemalizm. Türkiye’nin ilk demokrasi deneyiminin bir askeri darbe ile sona erdiği 1960 yılı, hem sol düşünce hem de Kemalizm açısından yeni bir başlangıç gibidir. Kemalizmin kuruluş aşaması olan 1920’ler sol düşüncenin en azından parti olarak Türkiye’de varlık göstermeye başladığı yıllarken, 1960’lar, solun örgütlü bir yapı, legal bir parti, hem de bir düşünce hareketi olarak siyasal yaşamın önemli bir aktörü haline geldiği; Kemalizm’in ise, bir askeri darbe ile yeniden temin edildiği yıllardır. Uzun süre illegal olmak ya da iktidarın gözetiminde olmak durumunda kalan sol için bu dönem, örgütlenme ve toplumsal destek için öncelikle kendini yeniden tanımladığı bir dönemdir. |
8 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
07.05.2016, 15:41 | #9 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Solculuk ve Türkiye
|
6 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
07.05.2016, 15:47 | #10 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Solculuk ve Türkiye
16 Şubat 1969 tarihinde İstanbul Taksim Meydanı'nda ABD'nin 6. Filo'sunu protesto etmek için 76 gençlik örgütünün toplandığı sırada meydana Kanlı Pazar olayları meydana gelmiştir. . Filo'nun İstanbul'a gelişini protesto eden Ankara, İzmir, Trabzon ve İstanbul'daki küçük çaplı gösterilerin ardından, öğrenci ve işçi örgütleri 16 Şubat'ta İstanbul'da emperyalizm ve sömürüye karşı bir yürüyüş ve miting yapma kararı aldı. 76 gençlik örgütünün katılacağı gösteri için valilikten gereken izin de alınmıştı. Gösteri yapılmadan önceki günlerdeyse gerilim artmıştı, çünkü 14 Şubat'taki Cuma namazından sonra Komünizmle Mücadele Derneği ile sağ kesimin denetiminde olan Milli Türk Talebe Birliği'nin öncülüğünde "Bayrağa saygı" mitingi düzenlendi. Bu mitingde komünistlere karşı savaş açıldığı ilan edilerek halka iki gün sonra düzenlenecek olan 6. Filo'yu Protesto Yürüyüşünde komünistlere gereken dersi vermek üzere toplanma çağrısı yapıldı. 6 Şubat günü, göstericiler Taksim'e doğru yürüyüşe geçmek üzere Beyazıt'ta toplanırken, "komünistlere gereken dersi verme" çağrısına uyan sağ görüşlü kişiler de Taksim Meydanı'na geldiler. Burada toplu kılınan namazın ardından taşlı ve sopalı bir biçimde beklemeye koyuldular. Beyazıt Meydanı'nda toplanan gençlik örgütleri yürüyüşe geçtiler. Sultanahmet, Sirkeci, Eminönü, Karaköy ve Dolmabahçe üzerinden Taksim Meydanı'na ulaşan göstericilerin önünü kesen polis, alana küçük gruplar halinde girmelerini sağladı. Alana girenler de burada bekleyen ve sadece iki sıra olan polis barikatını kolaylıkla aşan sağcıların sopalı, taşlı ve bıçaklı saldırısına uğradı. Tekbir getiren saldırganlar, göstericileri şiddetli bir biçimde dövdü. Olaylar sırasında Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan adlı gençler bıçaklanarak öldürülür. Arkadaşlarını kaybeden öğrenciler, protesto gösterilerini yoğunlaştırır.
|
8 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
solculuk, türkiye |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |