Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 31.01.2017, 21:02   #1
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kanije Savunması 1601



Kanije- Nagykanizsa


Şehrin adı olan Nagykanizsa, "Büyük Kanije" anlamına gelir ve "Kanije" adı, ilk olarak 1245 tarihli bir belgede yer almıştır.



Kanije Kalesi 13. yüzyıl sonu ya da 14. yüzyıl başlarında inşa edildi. Kale adını arazinin sahibi olan Kanizsai ailesinden almaktadır. Kanizsai ailesi hakimiyetinde kale genişletildi. Burayı yöneten aile buraya bir kale yapmış ve sonrasında kale etrafında yerleşim başlamıştır. 1532 yılında Kanizsai ailesinin son erkek varisi de ölünce, I. János tarafından toprakların mülkiyet hakkı tek varis olarak kalan Orsolya Kanizsai'ye verildi. Orsolya' nın Tamás Nádasdy ile evlenmesiyle kale ve topraklar onun denetimine geçti.


1566 yılında Zigetvar' ın Osmanlı denetimine geçmesiyle kalenin önemi daha da arttı. Osmanlı tehditi üzerine kale Habsburg krallığına bırakıldı. Habsburglar tarafından kalenin komutanlığına György Thury getirildi. György Thury' nin 1571 yılında Osmanlı kuvvetlerince pusuya düşürülerek öldürülmesinden sonra kaleye saldırılmış ancak Osmanlı kuvvetleri kayıplar vererek çekilmek zorunda kaldı. 1600 yılında Sadrazam Damat İbrahim Paşa tarafından 40 günlük kuşatma sonrasında, savunucularının teslim olmasıyla Kanije kalesi Osmanlı egemenliğine geçti.

Kanije Kalesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun en geniş topraklara sahip olduğu zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun en batıdaki kalesi olmuştur. 1601'de Avusturya Arşidükü olan Prens Ferdinand komutasındaki Habsburg kuvvetlerince kuşatılmış ancak Tiryaki Hasan Paşa'nın ünlü Kanije Savunması ile Osmanlı egemenliğinde kalmıştır.

Önceleri Zigetvar'da bulunan eyalet merkezinin buraya taşınmasıyla Kanije Eyaleti'nin merkezi oldu. Kale, 1664 yılında da Hırvat soylusu Miklós Zrínyi tarafından kuşatılmış ancak ele geçirilememiştir.

1690'da Habsburg ordusu tarafından ele geçirilmiş ve 90 yıllık Osmanlı egemenliği son bulmuştur. Osmanlılar bölgeden çekilince şehir stratejik önemini kaybetmiş ve Kanije Kalesi Viyana'dan gelen bir karar ile 1702 yılında yıkılmıştır.


Hans Rudolf Miller tarafından 1653 yılında yapılmış eser.

Sarvar Şatosu Müzesi, Macaristan.


Kanije Savunması
1601

1593'te başlayıp, 1606 Zitvatorok Antlaşması'yla sona eren Osmanlı-Avusturya Savaşları devam ettiği sırada Avusturyalıların Budin'e baskı yapmak için Eflak-Boğdan bölgesinde faaliyette bulunmaları sebebiyle Sadrazam Damat İbrahim Paşa, 22 Mayıs 1599'da sefere çıkarak Belgrad'a geldi.

Burada iken (Peçuy) Pecs şehrinde oturmakta olan eski Budin Beylerbeyi ve "Alaca Atlı" lakaplı Tiryaki Hasan Paşa, emrindeki askerlerle "Baranyavar" civarında bir Avusturya kuvvetini imha ettikten sonra Essek mevkiinde orduya katıldı.

Kahve'ye olan düşkünlüğü sebebiyle "Tiryaki" denilen Hasan Paşa, 87 yaşında ihtiyar bir kurttu. Uzun yıllar devlete hizmet etmiş bu adamın tecrübesinden faydalanmak isteyen Sadrazam son derece memnun olarak kendisine itimat gösterdi.

Estergon üzerine yapılacak harekâtın tartışıldığı harp meclisinde, Tiryaki Hasan Paşa kendisine söz sırası geldiği zaman, Estergon yerine Basocsa Kalesi ve ilk defa Kanuni Sultan Süleyman döneminde fetih edilmiş olan Kanije'nin zaptıyla Budin yolunu güvenceye almanın mümkün olacağı değerlendirmesinde bulundu. Teklifi kabul edilerek Basocsa Kalesi ve Kanije Kalesi zorlu bir kuşatmanın ardından sıra ile zapt edildi.



O yıllarda Osmanlı-Avusturya sınırında çok önemli stratejik bir üs konumunda olan ve Balatin Gölü'nden çıkıp, Drava nehrine karışan Berk suyunun üç taraftan çevrelediği bataklık bir yer üzerinde bulunan Kanije, tahkim edildi. Kale muhafızı yani Dizdar olarak ise Tiryaki Hasan Paşa, 4-5 bin kadar asker ve 100 parça topla burada bırakıldıktan sonra Osmanlı ordusu kışı geçirmek üzere Belgrad'a döndü. Sadrazam İbrahim Paşa'nın burada ölmesi üzerine yerine Yemişçi Hasan Paşa sadrazamlığa getirildi. Serdar-ı Ekrem unvanıyla derhal ordunun başına geçen Yemişçi Hasan Paşa bölgeye geldiği sırada Macaristan'da bulunan iki düşman ordusu, birincisi "Duc de Mercoeur" kumandasında İstoni-i Belgrad(Stuhlweiszenburg) Kalesi'ni, ikincisi Avusturya Arşidük'ü Ferdinand kumandasında olarak Kanije'yi kuşatmıştı.


İşte bu kuşatma ile beraber Osmanlı tarihinin en parlak savunma savaşlarından biri yaşandı ve "Tiryaki Hasan Paşa" ismi "Kanije" ile birlikte tarihe geçti.

Tiryaki Hasan Paşa, bölgede kurduğu istihbarat ağı sayesinde Arşidük Ferdinad'ın Kanije'ye doğru gelmekte olduğunu haber alınca derhal tedbir ittihazına girişti. Erzak stoklayarak, Beylerbeyliği'nde bulunduğu Kanije çevresinden asker topladı. Bu tedbirler sayesinde emrindeki kuvvetler 9 bini buldu.

Alman, İtalyan, İspanyol, Fransız, Macar, Malta ve Papalık askerlerinden oluşan 60 ila 80 bin civarındaki düşman ordusu ise 47 büyük topa sahipti.

İlerleyen yaşına rağmen Tiryaki Hasan Paşa, cesaretli, gözüpek, oldukça akıllı ve kurnaz bir kumandandı. "Harp hiledir" taktiğini iyi kavramış olduğu için düşmanı aldatmakta son derece başarılıydı.

Hasan Paşa ilk başlarda sadece tüfek atışı yaptırdı. Haçlı Ordusunun komutanı Arşidük II. Ferdinand Osmanlı ordusunun topu olmadığını düşünüp saldırıya geçti. Bu tuzağa düşen Haçlı Ordusu, Osmanlı ordusunun aniden bütün toplarının ateşlemesi sonucu ağır kayıp verdi.

Verdiği ağır kayıptan sonra Haçlı Ordusu, daha sert bir şekilde saldırmaya başladı. Bir süre sert saldırılara direnen Tiryaki Hasan Paşa, artık kalenin sadece silahlarla savunulamayacağını anladı. Bunun sonucunda, aklına düşmanın psikolojisini bozarak onları geri çekilmeye zorlamak fikri geldi. İlk iş olarak kalenin dışında ölen askerlerin ceplerine kurmaca mektuplar koydu. Bu mektuplarda yazdığına göre, kalenin uzunca bir süre daha direnebilecek erzağı ve cephanesi bulunuyor; ayrıca Belgrad yakınlarında bulunan padişahın ordusunun her an orada olabileceği yazıyordu.

Bu yalanları okuyan Arşidük Ferdinand, zaten kale hala düşmediği için sinirliydi, telaşlandı ve küplere bindi. Bunun sonucunda, saldırıları daha sıklaştırdı ve sertleştirdi. Ayrıca, Hasan Paşa'nın kellesini getirecek askere, 40 köy bağışlayacağını söyledi. Saldırıların sertleştiğini ve sıklaştığını gören Tiryaki Hasan Paşa, yalan mektupların kendilerine zararlı olduğunu anladı. Ama aklına başka bir fikir geldi. Bu fikir sürekli mehter marşı çaldırarak, sanki kalenin içinde sürekli şenlik yapılıyormuş gibi görünmekti. Fikrini uygulamaya koyunca, Arşidük Ferdinand sinirinden delirdi. Her yerde avaz avaz bağırmaya başladı. Bütün askerlerini daha saldırgan yapmak için, onlara bağrıp durdu. Kanije Kalesi'nin illaki düşmesini istiyordu.


Bunun yanında muhasara boyunca huruç- yararak dışarı çıkma- yarma- hareketleriyle düşman ordusunu yıpratmaya çalışarak, kaledeki durumunun iyi olduğunu anlatan ve Serdar-ı Ekrem Yemişçi Hasan Paşa'ya yazılmış sahte mektupları düşman eline geçirtmek suretiyle onları yanlış bilgilendirme yoluna giden Tiryaki Hasan Paşa, ayrıca düşman ordusundaki Macarların hıyanet içerisinde oldukları söylentisini yaydı.

Kanije başarı ile müdafaa edilmekte iken Tiryaki Hasan Paşa, Serdar-ı Ekrem Yemişçi Hasan Paşa'ya çeşitli batı dillerini bilen "Kara pençe Osman" isimli bir gazi ile yardım talep eden mektuplar gönderdi.

Sadrazam, ilk önce Kanije'ye yardıma gelindiğini söylemesine rağmen daha sonra "Duc de Mercoeour"un İstoni-i Belgrad(Stuhlweiszenburg) Kalesi'ni zapt etmesi sebebiyle önce oraya gidileceğini bildirdi. Bunun üzerine Tiryaki, Sadrazam Yemişçi Hasan Paşa ordusunun yardıma gelmekte olduğuna dair sahte bir mektubu merasimle askere okuttu ve müdafaaya devam etti. Fakat bu sırada Sadrazam Yemişçi Hasan Paşa'nın giriştiği bir harekâtta Merccoeur'a mağlup olduğu, Osmanlı ordusunun ricat halinde bulunduğu haberi geldi. Budin Beylerbeyi Minkarkuşu Mehmet Paşa ile kethüdasının kesik başları Kanije önüne getirildi. Bu durum müdafiiler üzerinde olumsuz bir tesir yaptı ise de Tiryaki Hasan Paşa, başların onlara ait olmadığı konusunda askeri ikna ederek vaziyeti idare etmeyi başardı.

Kalede mevcudu azalmakta olan askerlerin moralinin yüksekliğine karşılık düşman cephesinde ise tam bir ümitsizlik hâkimdi. İstoni-i Belgrad (Stuhlweiszenburg) 'un düşüşünün ardından Arşidük Matyas da yardım için kuvvetleriyle gelmiş ve 80 binden fazla askerle Kanije'yi kuşatmış olmalarına rağmen ele geçirememişlerdi.

Ayrıca düşman ordusu pek çok kayba uğramış, Kanije çevresinin bataklık olması sebebiyle kaleye bile yaklaşamamış, şiddetli müdafaa neticesinde siperlerinden dahi çıkamamışlardı.

Düşmanın kötü vaziyetinden faydalanmak isteyen Tiryaki Hasan Paşa, Sadrazama gönderdiği haberle tekrar yardım talep etti. Bunun üzerine maiyetindekilerin olmaz demelerine rağmen Zigetvar'a kadar gelen Sadrazam burada Yeniçerilerin patırtı çıkarması üzerine Kanije'yi önce Allah'a sonra Tiryaki Hasan Paşa'ya emanet ettiğini bildiren bir cevap verdi.

Fakat yine de Sadrazamın Zigetvar'a kadar gelişi düşman üzerinde olumsuz bir tesir yaptı.

Haberin ulaştığı günlerde başlayan şiddetli yağmur ve soğuktan da faydalanarak huruç- yarma harekâtı ile işi sonlandırmaya karar veren Tiryaki Hasan Paşa'nın emri üzerine askerler şiddetli bir taarruza başladı.

Bu harekât neticesinde ise Arşidük Ferdinand ve ordusu 18 Kasım 1601'de ağır kayıplara uğramış bir halde şan ve şerefi Tiryaki Hasan Paşa ve ordusuna bırakarak Kanije önünden kaçtı.

Düşman ordusunun bütün ağırlıkları ve hazinesi Tiryaki Hasan Paşa'nın ve askerlerinin eline geçti. Tiryaki Hasan Paşa bu kesin zaferin ardından Arşidük Ferdinand' ın otağına girdiğinde sevincinden ağladı.

Böylece 2 ayı aşkın bir süre devam eden Kanije Muhasarası sona erdi.

Zafer haberi üzerine İstanbul'da uzun zaman sonra şenlikler yapıldı. Sultan III. Mehmet, Tiryaki Hasan Paşa'ya çeşitli hediyeler vererek Paşa'ya"Vezirlik ünvanı" verdi.

Bununla ilgili Hattı Hümayun geldiği zaman Tiryaki Hasan Paşa, yine yüksek ahlakının bir yansıması olan bir tevazu ile "Kanije Müdafaası gibi pek küçük bir hizmete karşılık bize vezirlik vermişler, devletin vezirliği bizim gibi kocamış ihtiyarlara mı kaldı" demişti.


Kaynak
__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.01.2017, 23:02   #2
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kanije Savunması 1601

Çok güzel bir konu hazırlayıp sunmuşun yine Dilaver modum.
Ellerine sağlık olsun teşekkürler.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
1601, arşidük ferdinand, kanije, kanije kalesi, kenaije şehri, savunması, tiryaki hasan paşa, yemişçi hasan paşa, zigetvar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 19:42.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.