Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 22.04.2009, 12:42   #1
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 23 Nisan 1935 yılından itibaren kutlanan, Türkiye Cumhuriyeti'nin millî bayramıdır.

23 Nisan 1920 yılında TBMM'nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan Hakimiyet-i Milliye bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin 23-30 Nisan'ı Çocuk Haftası ve haftanın ilk gününü de çocuk bayramı ilan ettiği 1935'den itibaren kutlanmaya başlanan bayramdır. Bu iki bayram 23 Nisan 1935 yılında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adı altında bir araya getirilmiştir.

Hakimiyet-i Milliye bayramı , Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM'nin açılışını kutlamak amacını taşırken ; Çocuk bayramı savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocukların bir bahar şenliği ortamında sevindirmek amacını taşımakta idi.

Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, Unesco'nun 1979'u Çocuk Yılı olarak duyurmasının ardından, Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ni başlatarak, bayramı uluslararası düzeye taşımıştır.


__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
Eski 23.04.2009, 00:59   #2
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Tüm Cocuklarin Bayrami kutlu olsun

Ne yazik ki yarin hava yagmurlu olacakmis






  Alıntı ile Cevapla
Eski 23.04.2009, 03:17   #3
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Bugün 23 Nisan...
Atatürk’ün ’ulusal egemenlik’ anlayışının gerçekleştiği ve bunun da tarih olarak perçinlendiği gün...

Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Ulusal egemenlik; milletin namusudur, haysiyetidir, şerefidir” diyor ve “Hakimiyet, kayıtsız ve şartsız milletindir” hükmünü veriyor.


Kuvayi Milliye ruhuyla gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı’nın ilk gününden itibaren; kişi ya da zümre hakimiyetinden, milli hakimiyete geçişi sağlamak için mücedele veren Atatürk, bu kararlılığını Amasya Genelgesi’ndeki şu sözleriyle de ortaya koyuyor: “Milletin istiklâlini yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır...”


Atatürk
’ün gelecek kuşaklara da öğütleri vardır:

“Arkadaşlar! Türkiye devletinde ve Türkiye devletini kuran Türkiye halkında tacidar (kral-padişah) yoktur, diktatör yoktur! Tacidar yoktur ve olmayacaktır. Çünkü olamaz. Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdani ve mevcudiyetidir. Egemenliğine doğrudan doğruya sahip olmanın kıymetini pek iyi anlayan ve pek iyi bilen millet, bu mukaddes egemenliğine karşı başgösterecek her tehlikeyi kahredecektir. Millî egemenlik uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.”


Ulusal egemenlik; bir milletin namusu, haysiyeti ve şerefidir


Ulu Önder Atatürk, “Yabancı bir devletin himaye ve sahipliğini kabul etmek, insanlık vasıflarından acizliği ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir” demişti


Bugün 23 Nisan!.. Atatürk’ün ’milli egemenlik’ anlayışının gerçekleştiği ve bunun da tarih olarak perçinlenmesinin 89. yılı. ’Millî egemenlik’ bir kişi veya sınıfın egemenliğine dayanmadan, milletin kendi yönetiminde söz sahibi olması demek. Ulu Önder Atatürk de bunu “Ulusal egemenlik; milletin namusudur, haysiyetidir, şerefidir” diyerek kabul etmiş ve şu sözlerle dile getirmiş: “Hakimiyet kayıtsız ve şartsız milletindir.” Atatürk’ ün bu konudaki düşünceleri, bütün hayatını etkilemiş. Kurtuluş Savaşı’nın ilk gününden itibaren; kişi ya da zümre hakimiyetinden, milli hakimiyete geçişi sağlamak için uğraşmış. Mustafa Kemal, giriştiği mücadelenin daha ilk basamağı olan Amasya’da, Amasya Tamimnamesi (genelgesi)’ndeki şu sözleriyle ortaya koymuştu: “Milletin istiklâlini yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır.”


Atatürk önderliğinde başlatılan Milli Mücadele döneminde bazı kesimler, ülkenin kurtuluşunu, bir büyük devletin himayesi (mandası) altına girmekten başka çare olmadığını savunuyordu. Atatürk bunu da; “Efendiler, ben bu kararların hiçbirinde isabet göremedim. Çünkü bu kararların dayandığı deliller ve mantıklar çürük ve esassızdı. Efendiler, bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı: O da millî hâkimiyete dayanan, kayıtsız ve şartsız yeni bir Türk Devleti kurmak!..” sözleriyle ifade etmiştir.



Kulun egemenliğinden milli egemenliğe!..


Atatürk, milletin ’kulluktan birey olmaya’gitmesi gerektiğinin bilincindedir. Ve bu bilinci yerleştirmenin çabası içindedir. Erzurum Kongresi’nde, millî iradenin başlıca güç kaynağı olduğunu belirtmek için de; “Kuva-yı Milliyeyi âmil ve İdare-i Milliyeyi hakim kılmak esastır” sözleriyle ilân etti.


Milli iradeyi halk adına vekillerinin toplandığı TBMM’ye veren Atatürk, milli hakimiyetin korunması konusunda Türk Milletine düşen görevi de, şu sözleriyle ifade etmiştir:

“Hiç şüphe yok, Devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet herşeyimiz için, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz!..” Milli egemenlik anlayışını yorumlamayı bir kenara bırakarak, O’nun bu konuda söylediklerini tekrarlayalım:


“Egemenlik hiçbir mâna hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve işarette ortaklık kabul etmez. (1922)


Müsamaha gösteremeyiz
.

” Toplumda en yüksek hürriyetin en yüksek eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam ve kat’î mânasiyle millî egemenliğin kurulmuş bulunmasına bağlıdır. Bundan ötürü hürriyetin de eşitliğin de adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir. “ (1923)


” Bir insan belki kendi arzusiyle şahsî hürriyetini yok etmek ister. Fakat bu teşebbüs koca bir milletin hayatına ve hürriyetine zarar verecekse muazzam ve şerefle dolu bir millet hayatı bu yüzden sönecekse ve o milletin çocukları ve torunları bu yüzden yok olacaksa bu teşebbüsler hiçbir vakit meşru ve kabule değer olamaz. Ve hele böyle bir hareket hiçbir vakit hürriyet namına müsamaha ile telâkki edilemez. “ (1923)


“Millî emeller millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil bütün millet fertlerinin arzularının emellerinin bileşkesinden ibarettir.” (1923)


“Millî egemenlik öyle bir nurdur ki; onun karşısında zincirler erir taç ve tahtlar yanar yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmağa mahkûmdurlar.” (1929)


“Bir millet varlığı ve hukuku için bütün kuvvetiyle bütün fikri ve maddî güçleriyle alâkadar olmazsa bir millet kendi kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını temin etmezse şunun bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz. Millî hayatımız tarihimiz ve son devirde idare tarzımız buna pek güzel delildir. Bu sebeple teşkilâtımızda millî güçlerin etken ve millî iradenin hâkim olması esası kabul edilmiştir. Bugün bütün cihanın milletleri yalnız bir egemenlik tanırlar: Millî egemenlik...” (1920)


“Dünyanın belli başlı milletlerini esaretten kurtarmak için egemenliklerine kavuşturan büyük fikir akımları köhne müesseselere ümit bağlayanların çürümüş idare usullerinde kurtuluş kuvveti arayanların amansız düşmanıdır.” (1923)



Kral ve padişah kabul edemeyiz
.

“Arkadaşlar! Türkiye devletinde ve Türkiye devletini kuran Türkiye halkında tacidar (kral-padişah) yoktur diktatör yoktur! Tacidar yoktur ve olmayacaktır. Çünkü olamaz.” (1923)


“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi vicdani ve mevcudiyetidir.” (1923)


“Egemenliğine doğrudan doğruya sahip olmanın kıymetini pek iyi anlayan ve pek iyi bilen millet bu mukaddes egemenliğine karşı başgösterecek her tehlikeyi kahredecektir.” (1923)


“Millî egemenlik uğrunda canımı vermek benim için vicdan ve namus borcu olsun.” (1923)


“Millî egemenlik öyle bir nurdur ki; onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmağa mahkûmdur!..” (1923)


“Mahkûm olmak istemeyen bir milleti esareti altında tutmağa gücü yetecek kadar kuvvetli müstebitler artık dünya yüzünde kalmamıştır.” (1924)


Mustafa Kemal ve arkadaşları, Meclis’i “Hiç şüphe yok devletimizin ebedi müddet yaşaması için memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için, hayatımız namusumuz şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç hislerimizle bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz” diyerek açmıştı.


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 23 Nisan 1935 yılından itibaren kutlanan, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir millî bayramıdır.


23 Nisan 1920 yılında TBMM’nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan Hakimiyet-i Milliye bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin 23-30 Nisan’ı Çocuk Haftası ve haftanın ilk gününü de çocuk bayramı ilan ettiği 1935’den itibaren kutlanmaya başlanan bayramdır. Bu iki bayram 23 Nisan 1935 yılında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adı altında bir araya getirilmiştir.


Hakimiyet-i Milliye bayramı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM’nin açılışını kutlamak amacını taşırken; Çocuk bayramı savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocukların bir bahar şenliği ortamında sevindirmek amacını taşımakta idi.


Türkiye Radyo Televizyon Kurumu,
Unesco’nun 1979’u Çocuk Yılı olarak duyurmasının ardından, Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ni başlatarak, bayramı uluslararası düzeye taşımıştır. Ancak önceki gün alınan bir kararla, TRT’nin milli günlerde eskisi gibi özel yayın yapmayacağı, bu tip yayınların yapımcının arzusuna bıraktığı açıklandı.

Milli iradeyi halk adına vekillerinin toplandığı Meclis’e veren Atatürk, milli hakimiyetin korunması konusunda da Türk milletine düşen görevler olduğunu ifade etmişti. Kalemleriyle kılıçlarıyla dimdik durdular


TBMM’nin Cumhuriyeti nasıl ilan ettiğini ünlü tarihçimiz Enver Behnan Şapolyo’nun kaleminden aktarmak istedik:


”...Güneşli bir hava. Samanpazarı ve Karaoğlan’dan insanlar sel gibi Meclis’e doğru akıyordu. Kalpaklı, başlıklı, fesli erkekler ve bunların arasında kadınlar, meclisin karşısındaki Millet Bahçesi’nde meydana toplanmışlardı.


Halk Millet Meclisi’nin kararını merakla bekliyordu. Birçokları tanımadıkları milletvekillerine yaklaşıyor, haber soruyordu. Güneş battı. Karanlık bastı. Buna rağmen halk dağılmıyordu. Hepimiz sabırsızlıkla bir haber bekliyorduk. Meclisin dar kapısından bir milletvekili çıktı. Orada bulunan gazeteciler, hepimiz milletvekilinin etrafını çevirdik.


Milletvekili
:

- Şu dakika içerde pek mutlu ve tarihsel kararlar veriliyor, dedi. Dışarıya sızan haber bu kadardı.


Akşam saat on sekiz kırk beş’ti. Millet Meclisi oturumu açıldı. Donuk bir ışık. Sağda dinleyicilere ayrılmış bir yer, solda gazeteciler balkonu, ortada okul sıralarında oturmuş milletvekilleri, Atatürk yok. Bütün milletvekilleri sıkışık bir durumda oturuyorlardı.



İsmet İnönü’nün Konuşması


Bu sessizlik içinde İsmet İnönü: Anayasanın birinci maddesinin ’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türkiye Devletinin hükümet şekli cumhuriyettir’ biçiminde değiştirilmesi için görüşme açılsın dedi. Değiştirilmesi istenen başka maddeler de vardı. Değişiklik isteği üzerine birçok milletvekili söz aldı. Heyecanlı konuşmalar yapıldı. Bu sırada milli şair Mehmet Emin Yurdakul, söz alarak orada bulunanları ’Yaşasın Cumhuriyet’diye bağırmaya davet etti. Bütün milletvekilleri tek bir vücut gibi harekete geçti, ayağa kalktılar. Gün görmüş gaziler, generaller, kalemleriyle, kılıçlarıyla bu memlekete hizmet etmiş kahramanlar dimdik durdular. Sonra hep bir ağızdan ’
Yaşasın Cumhuriyet’ diye bağırdılar. Anayasa değişikliği görüşmeleri tamamlandıktan sonra değişiklik isteği oya sunuldu. Bütün eller ’Kabul’diye kalktı. Türkiye devletinin cumhuriyet olduğunu belirleyen değişiklik oy birliği ile kabul edildi. Saat sekiz buçuktu. Bu dakikadan itibaren Türkiye Devleti’nin adı Cumhuriyet olmuştu.


* * *


Halk Meclis’in önünde bekliyordu. Cumhuriyetin ilanını ve Atatürk’ün Cumhurbaşkanı seçildiğini duyunca coştu. Bu arada 101 pare top atıldı. Top sesleri Türk ulusuna cumhuriyeti ilan ediyordu. Türk ulusu, yıllardan beri hasretini çektiği egemenliğe ve cumhuriyete kavuşmuştu.


“Millî egemenlik öyle bir nurdur ki; onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdur!..”


’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türkiye Devleti’nin hükümet şekli cumhuriyettir’ diyen ilk Meclis milletvekilleri. Önderleri Gazi Mustafa Kemal’le birlikte hatıra fotoğrafı çektirmeyi ihmal etmediler.


Güneşli bir havada Samanpazarı ve Karaoğlan’dan insanlar, sel gibi akarak ilk TBMM binası önünde toplandılar.

  Alıntı ile Cevapla
Eski 23.04.2009, 03:56   #4
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi vicdani ve mevcudiyetidir.” (1923)
  Alıntı ile Cevapla
Eski 23.04.2009, 11:01   #5
Çevrimdışı
Süperman
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan
  Alıntı ile Cevapla
Eski 23.04.2010, 09:50   #6
Çevrimdışı
TÜRKçe
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Hiç dolmuyorum açıkçası..Her 23 Nisan gibi yine hüzün doluyum..

Nedendir bilmiyorum ama 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günlerinde hep hüzünlü oluyorum..

Herkes'in bayramını kutlarım...
__________________

  Alıntı ile Cevapla
15 Üyemiz TÜRKçe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 23.04.2010, 10:14   #7
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Tarihçe


TBMM'nin açılması
23 Nisan'ın Türkiye'de ulusal bayram olarak kabul edilmesinin nedeni, 1923'te o gün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmış olmasıdır. Milletvekillerinin belirlenişi ve Ankara'ya gelişi çok kısa bir zamanda gerçekleşmiştir. Milletvekili seçimleri Atatürk'ün Ankara'da bir meclisin toplanacağını ve neden toplanması gerektiğini açıklayan 19 Mart 1920 tarihli bildirisiyle başlamış, yine Atatürk'ün 21 Nisan'daki şu genelgesiyle de meclisin açılacağı tarih duyurulmuş ve milletvekillerinin Ankara'ya gelmesi istenmiştir:
"Nisan'ın 23'üncü Cuma günü Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır."
23 Nisan 1923'te Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır. O günkü ilk toplantıya daha önce belirlenen 337 milletvekilinden sadece 115'i katılabilmiştir.



Bayram olması

TBMM'nin açılışından 2000'li yıllara kadar Türkiye Cumhuriyeti'ne ait bu ulusal bayram konusunda eksik bilgilenme ve yanlış tarihlendirmeye çokça rastlanmıştır. Hatta bazı tarihçilerce böyle bir günün tarihinin genişçe araştırılmamış olması büyük bir eksiklikti. Yrd. Doç. Dr. Veysi Akın 1997'de yayımlanan bir makalesiyle bu eksikliği gidermeye çalışmıştır.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın ortaya çıkışında 3 ayrı bayramın payı vardır. Çocuk Bayramı tamamen ayrı bir kavram olarak gelişirken, Ulusal Egemenlik ve 23 Nisan Bayramları baştan ayrı bayramlarken, birleşmişler; en son da onlara Çocuk Bayramı katılmıştır.

Hâkimiyet-i Milliye
"23 Nisan", 1921'de çıkarılan 23 Nisan'ın Milli Bayram Addine Dair Kanun ile, Türkiye'nin ilk ulusal bayramı olmuştur. İlk kez ortaya çıkan bu bayramda ne ulusal egemenlikten ne de çocuklardan söz edilmekteydi. Zaten daha o yıllarda Osmanlı saltanatı hala kanunen hüküm sürmekteydi. 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla 1 Kasım, Hakimiyet-i Milliye Bayramı (Ulusal Egemenlik Bayramı) olarak kabul edilmiştir. Daha sonraki yıllarda, TBMM'nin açılış tarihi olan 23 Nisan "Milli Hakimiyet Bayramı" olarak kutlamış ve bu durum 1 Kasım'ın uzun vadede bayram olarak unutulmasına neden olmuştur. 1935'te bayramlar ve tatil günleriyle ilgili kanun değiştirilmiş ve "23 Nisan Millî Bayramı"nın adı "Millî Hakimiyet Bayramı" haline getirilmiş, böylece 1 Kasım Hakimiyet-i Millîye Bayramı ile 23 Nisan Millî Bayramı birleştirilmiştir.


Çocuk
Bayramı adı

23 Nisan'ın Çocuk Bayramı oluşu yine TBMM'nin açılışıyla ilişkili olmasına rağmen, tamamen ayrı bir bayram olarak gelişmiş ve 1981 yılına kadar da öyle devam etmiştir. Bu Bayram 23 Nisan 1927'de Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin (günümüz Çocuk Esirgeme Kurumu'nun) o günü "Çocuk Bayramı" olarak duyurmasıyla başlamış kabul edilir. Aslında Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin 23 Nisan'la ilgili çalışmaları daha önceki yıllarda vardır ve hatta çocuklardan da söz edilmiştir. Kurum, 23 Nisan 1923'te millî bayram için pullar bastırmış ve satmıştır. 23 Nisan 1924'te Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde "Bu gün Yavruların Rozet Bayramıdır" ibaresi yer almış, 23 Nisan 1926'da da yine aynı gazetede "23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür" başlıklı bir yazı kaleme alınmış ve bu yazıda cemiyetin bu günü çocuk günü yapmaya çalışarak doğru yolda olduğu ve para kazanan herkesin bu gün cemiyete çocuklar için bağışta bulunması gerektiği vurgulanmıştır.Çocuk Bayramı Nihayet 23 Nisan 1927'de Himaye-i Etfal Cemiyeti o günü olarak şöyle duyurmuştur:
"Millet Meclisimizle millî devletimizin Ankara'da ilk teşkile günü olan Millî bayram Cemiyetimizce çocuk günü olarak tesbii edilmiştir. Bize yeni bir vatan veyeni bir tarih yaratıp bırakan mübarek şehitlerle fedakar gazilerin yavruları fakir ve ıstırabın evladları ve nihayet alelıtlak bütün muhtac-ı himaye-i vatan çocukları namına milletin şevkatli ve alicenab hissiyatına müracaat ediyoruz. Kadın, erkek, genç, ihtiyar hatta vakti ve hali müsait çocuklardan mini mini vatandaşlar için yardım bekliyoruz. Her sayfası başka bir şan ve muvaffakiyetle temevvüç eden milletimizin, yarın azami derecede muavenet göstermekle beraber, çocuk gününün layıkı veçhiyle neşeli ve parlak geçirilmesi için aynı derecede alaka ve müzaheret göstereceğinden emin olan Himaye-i Etfal Cemiyeti, şimdiden arz-ı şükran eder."
Bu tarihten itibaren bu üç kavram, aynı gün üzerinde birleşecek ve çocuk bayramı olma konusunda bir kanunla belirlenmişlik olmaksızın kutlanmaya başlanacaktır. Cemiyeti buna iten neden ise cemiyetin yetim çocukları için gelir kaydetme anlayışıdır. Böylece çocuk bayramı ortaya çıkmıştır. Çocuk bayramı adı daha resmiyet kazanmamış olsa da, bundan sonra 23 Nisan "Millî Hâkimiyet Bayramı"nın yanısıra "Çocuk Bayramı" olarak da kutlanacaktı.

1927'de ilk kez kez kutlanan çocuk bayramı, başta kaynak oluşturma olmak üzere, çocuklara neşeli bir gün geçirtmeyi hedeflerinde bulunduruyordu. Mustafa Kemal Paşa himayesinde gerçekleştirilmiş, etkinlikler için Atatürk arabalarından birini çocuklara tahsis etmiş ve Cumhurbaşkanlığı Bandosu'nun konser vermesini sağlamıştır. O yıl cemiyetin Ankaradaki binalarından birine Çocuk Sarayı adı verilmiş ve burada düzenlenen çocuk balosuna İsmet (İnönü) Bey'in çocukları da katılmıştır. 23 Nisan 1927'deki ilk bayram Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve dönemin cumhurbaşkanı 1929'da çocuklara ilgi daha da artmış ve o yıl ve daha sonraki yıllarda 23-30 Nisan haftası "çocuk haftası" olarak kutlanmıştır. Daha sonraları, 70'li yıllara kadar ulusal boyutta ünlenerek ve katılımı artırarak ilerleyen 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlamalarına 1975'te Türkiye Radyo Televizyon Kurumu da katılmış ve bir hafta çocuk programları yayımlamıştır. 1978'de Meclis Başkanlığı'nın izniyle meclisteki törenlere çocukların da katılması sağlandı. 1979'da bu uygulama Ankara ilkokullarından gelen çocuklarla düzenli olarak başlatıldı, 1980'de de bütün illerden gelen çocuklarla "Çocuk Parlamentosu" oluşturuldu. 1979 yılının UNESCO tarafından Dünya Çocuk Yılı olarak duyurulması üzerine, TRT tarafından dünyanın bütün çocuklarını kucaklamayı amaçlayan bir proje hazırlandı ve 1979 yılından itibaren TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği adıyla uygulamaya kondu.

Bayramın en son şeklini alışı ise 1981'de gerçekleşmiştir. Darbe döneminde Milli Güvenlik Konseyi bayramlar ve tatillerle ilgili kanunda yaptığı değişiklikle o güne kadar kanunen adı konmamış bir şekilde kutlanan bayrama "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" adını vermiştir.

Kutlanması




23 Nisan, Türkiye Cumhuriyeti'nde 23 Nisan 1921'de resmî bayram olarak kabul edilmesinden bu yana, değişik adlarla da olsa resmî törenlerle kutlanmıştır. En yalın haliyle bu törenlerde İstiklâl Marşı okunur ve saygı duruşunda bulunulur.


23 Nisan'ın Çocuk Bayramı olarak kutlanışı 23 Nisan 1927'de Atatürk'ün himayesinde başlamış, Cumhurbaşkanlığı Bandosu çocuklar için konser vermiş ve Ankara'da çocuk balosu düzenlenmiştir. 1928'de Dr. Fuat (Umay) Bey'in teklifiyle daha geniş içerikli bir program hazırlanmış, ilanlar verilmiş, halk davet edilmiş, çocuk alayları oluşturulmuş, yarışmalar ve geziler düzenlenmiştir. 1929'daki 23 Nisan'dan önce HEC 23-30 Nisan haftasını çocuk haftası olarak duyurmuş, etkinlikler çoğaltılarak bir haftaya yayılmıştır. Asıl bayram yine 23 Nisan'da kutlanmış, çocuk balosu yine Atatürk tarafından himaye edilmiştir. Yine de HEC ve Türk Ocağı'nın bütün çabalarına rağmen ülke çapına yayılmada sorunlar yaşanmıştır. Birkaç yıl böyle gitmesi üzerine, Kırklareli milletvekili Dr. Fuat Umay'ın teklifiyle 20-30 Nisan arasında tüm telgraf ve mektuplara Himaye-i Etfal Şefkat Pulu yapıştırılması mecliste onaylandı. Yasa, 14 Nisan 1932'de yürürlüğe girdi.

1933, 23 Nisan'ında Atatürk yeni bir gelenek başlattı. O sabah çocukları makamında kabul etti ve onlarla sohbet etti. Aynı yıl stadyumlarda beden hareketi gösterileri yapılmaya başlandı. O bayram, Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip Bey'in kaleme aldığı Andımız çocuklar tarafından ilk kez okundu. Yalnız resmî ismi konmamış olsa da, Milli Hâkimiyet Bayramı'nın yanında "23 Nisan Çocuk Bayramı", devlet ve toplum örgütlerinin ortaklaşa hazırladığı programlarla kutlanmaya devam edildi. 1933'te artık Çocuk Bayramı devlete de mal olmuştu. Yine de 1935'teki yasa değişikliğinde çocuk bayramında hiç söz edilmedi.

1970'lerde artık 23 Nisan Çocuk Bayramı tüm ulustan katılım alan bir bayram halini almıştı. 1975'ten itibaren TRT de programlarıyla destek vermiş, 1979'da resmî Millî Hakimiyet Bayramı törenlerine çocukların da katılmasına karar verilmiş, 1980'de de "Çocuk Parlamentosu" oluşturulmuştur. Böylece 23 Nisan Çocuk Bayramı, Millî Hakimiyet Bayramı'yla tamamen aynı etkinliklerde kutlanmış oluyordu. Nitekim 1981'de birleştirilecekti.

Günümüzde 23 Nisan günlerinde bayram Türkiye Cumhuriyeti devleti erkanının başta Anıtkabir olmak üzere çeşitli Atatürk anıtlarında yaptıkları resmî törenlerle başlamakta, stadyumlarda ilköğretim öğrencilerinin hazırladığı gösterilerin sergilenmesi ve resmî geçit töreniyle devam etmektedir. Akşamları da büyük şehirlerde fener alayı düzenlenir. Resmî törenlerden sonra bayram yeri olarak nitelendirilen çayırlarda güreşler, koşular ve başka çeşit yarışmalar düzenlenir. Çeşitli sivil toplum örgütleri veya kuruluşlar tarafından düzenlenen etkinlikler yer alır. Önceden belirlenmiş öğrenciler kısa bir süreliğine kurumlardaki devlet memurlarının makamlarına oturur, onlarla orada sohbet edilir. Ayrıca 23 Nisan günü Türkiye'de resmî tatil günüdür. İlköğretim öğrencilerine 22 Nisan günü de tatildir.

TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği


1979 yılında düzenlenmeye başlayan TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, 23 Nisan'ı tüm dünya çocuklarının kutladığı bir bayram haline getirmeyi amaçlayan bir şenliktir. İlkine yalnızca SSCB, Irak, İtalya, Romanya ve Bulgaristan'ın katıldığı şenlik, günümüzde yaklaşık 50 ülkenin çocuklarının katılımıyla düzenlenmektedir. 1979'dan 2000'e kadar Türkiye'nin başkenti Ankara'da düzenlenmiş, ondan sonra Türkiye'deki başka kentlerde de gerçekleştirilmiştir.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Eski 23.04.2010, 10:29   #8
Çevrimdışı
saya35
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı






Eğlenin yavrular, gülün çocuklar.
Coşsun gönlünüzde Türklük duygusu.
Havanın bile bir coşkun hâli var,
Her yönden geliyor nisan kokusu





__________________
İnsanlığın haline baktığın zaman, Nuh'un gemiyi kaçırmamış olmasına üzülmemek elde değil.
Mark Twain

  Alıntı ile Cevapla
Eski 23.04.2010, 11:05   #9
Çevrimdışı
Öykü
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Büyük devrimci, büyük Türk, güneşimiz Atamızın Cumhuriyet Devrimleri ile yoktan var ettiği Türk ulusunun bayramını kutluyorum.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Eski 23.04.2010, 11:05   #10
Çevrimdışı
€zgÎ
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

herkesin içinde bir çocuğun olduğu düşünüyorum vee herkesin 23 Nisan Bayramını Kutluyorumm
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
2016, 2020, 2021, 23nisan, anlam, anlamı, bayramı, bayramımız, çocuk, dönümü, egemenlik, fikstürü, kuruluş, kutlu, nisan, olsun, önemi, sonuçları, süper, tarihinin, tbmm, ulusal


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 14:15.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.