21.11.2009, 14:28 | #1 |
Çevrimdışı
|
Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402)
Ankara Savaşı - 28 Temmuz 1402 Yıldırım Bayezid Han; Niğbolu zaferiyle Rumeli'de Osmanlı hâkimiyetini tesis ettikten sonra, Anadolu'da birliği sağlamak için harekete geçti. Bu niyetle Aydın, Menteşe, Karaman ve İsfendiyaroğulları beyliklerine son verdi. Ancak bu beyliklerin başındaki beyler, Asya'da kuvvetli bir devlet kurup, batıya yönelen Timur Han'a sığındılar. Aynı şekilde Timur Han'ın, hükümdarlığına son verdiği Karakoyunlu beyi Kara Yusuf ile Tebriz hükümdarı Ahmed Bey de Yıldırım Bayezid Han'a sığınmış, Erzincan beyi Mutahharten de akrabalarını Yıldırım Bayezid Han'a göndererek yardım istemişti. Timur Han'a sığınan Anadolu beyleri, Osmanlı sultanı hakkında; Timur Han'ın önünden kaçan beyler de Yıldırım Bayezid Han'a Timur'la ilgili olmadık şeyler söyleyip kötüleyerek, her iki Müslüman Türk hükümdarının arasını açtılar, iki taraf da karşılıklı kendilerine sığınanları müdafaa ettiler. Timur Han, Yıldırım Bayezid Han'a mektup göndererek kendisine sığınanların iadesini istedi. Bu mektuplarda her iki hükümdarın birbirlerine hakaret dolu sözlere yer verdikleri, ilim adamları arasında kabul görmemektedir. Bugün, bilinen hakaret dolu mektupların sahte olduğu ispatlanmıştır. Yıldırım Bayezid Han, Timur Han'ın isteğini kabul etmeyince savaş kaçınılmaz oldu. Osmanlı ordusunun merkezinde Yıldırım Bayezid Han bulunuyordu. Yanında sadrazam Çandarlı Ali Paşa, şehzade İsa, Mustafa ve Musa Çelebiler yer alıyordu. Sağ cenahta bulunan Anadolu birliklerine vezir Timurtaş Paşa, sol cenahta yer alan Rumeli birliklerine Şehzade Süleyman Şah kumanda ediyordu; ihtiyat kuvvetlerinin başında da Şehzade Mehmed Çelebi bulunuyordu. Sol cenahın ihtiyat kuvvetlerini, Sırbistan despotu ve Sultan'ın kayın biraderi Stefan Lazareviç'in kumandasında yirmi bine yakın zırhlı Sırp askeri meydana getiriyordu. Merkez ihtiyatında Karakoyunlular, sağ cenahın ihtiyatında Kara Tatarlar denilen Türkleşmiş Moğollar yer alıyordu. Ayrıca Süleyman Şah'ın kumandasında akıncı kuvvetleri de vardı. Osmanlı askerinin sayısı yetmiş binden fazla idi. Timur Han, kendisini iyi karşıladı ve tesellide bulundu. Bir Osmanlı padişahına yaraşır şekilde, izzet ve ikramda bulundu. Timur'un, Yıldırım Bayezid Han'a iyi davranmadığı iddiaları uydurmadır. Ancak, esaret zilletini çekemeyen Yıldırım Bayezid Han, kederinden ve nefes darlığından kırk dört yaşında vefat etti. Timur Han, ölüm haberini alınca; "Yazık oldu, büyük bir mücahid kaybettik" demekten kendini alamadı. Ankara Savaşı, Orta Çağ'ın en büyük meydan muharebesidir. İki yüz binden fazla Türk askeri, birbiri ile savaşmıştır. Anadolu topraklarında iki Müslüman devlet arasında yapılmış olan büyük meydan muharebelerindendir. Timur Han, Ankara Savaşında kırk bine yakın zayiat vermiştir. Halbuki o, bu muharebeye kadar altı binden fazla kayıp vermemişti. Buna, Osmanlı ordusundaki sevk ve idarenin mükemmeliyeti sebep olmuştur. Bazı tarihçiler, Yıldırım Bayezid Han ile savaştığı için Timur Han'ı haksız olarak kötülemekte, harp sahasında olanları, zulüm ve ortalığı kana boyamak şeklinde bildirmektedir. Halbuki bunun iki devlet arasında bir hâkimiyet savaşı olduğu unutulmamalı, bu savaş, tarafsız bir şekilde ele alınıp değerlendirilmelidir. |
22.11.2009, 00:26 | #2 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402)
Ellerine sağlık, teşekkürler LaLe...
* * * Tarihler ile aram olmasa da Ankara savaşının tarihini hiç unutmam... Sıkıyönetim kanunu sayısı ile aynı sayı... 1402
__________________
|
ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti |
22.11.2009, 00:38 | #3 | |
Çevrimdışı
|
Cevap: Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402)
Alıntı:
Teşekkürler Lalecim... |
|
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti |
30.03.2012, 11:10 | #4 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402)
KÖR İLE TOPALA KALAN DÜNYA
Savaş sonrasıydı. Yıldırım Bayezid Hân mağlup ve esir olmuştu. Ancak o da bir Türk hükümdarı olduğu için töreye uyuldu ve silâhı alınmadı. Onu Emir Timur’un huzuruna getirdiler. Üstü-başı toz toprak içinde olmasına rağmen, dimdik duruyordu. Vakar ve haysiyetinden hiçbir şey kaybetmemiş ve galibin önünde eğilmeyi zûl addediyordu. Hayatının bu en zilletli anında dahi tam bir yaralı aslan gibiydi. Timur ona baktı, baktı, baktı… ve bir müddet sonra gülmeye başladı. Bu gülüş Yıldırım’ı çileden çıkarmaya yetmişti: — Allâh’ın bedbaht etmiş olduğu birisiyle alay etmek fenâdır! dedi. Timur hâlâ gülüyordu… — Sana değil, dedi, Allâh’ın bu dünyayı senin gibi bir “kör” ile benim gibi bir “topal”a bıraktığına gülüyorum. ************************ Bu hikayenin doğruluk derecesini bilmiyorum fakat bu günkü devlet yöneticilerine baktıkça aklıma bu hikaye geliyor. Atatürk uyansa da kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin kimlere kaldığını görse idi ne yapardı acaba. Gülermiydi ağlarmıydı ? |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
1402, ankara, savaşı, temmuz |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |