Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 10.05.2010, 21:47   #1
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Lightbulb İstanbul Meyhaneleri Tarihçesi

İstanbul Meyhaneleri Tarihçesi

Türkiye'nin kültür, sanat ve eğlence başkenti... Ve eğlence hayatı denilince de ilk akla gelen elbette meyhaneler olmakta. Şimdi sizlerle İstanbul'da meyhanelerin tarihine kısa bir yolculuğa çıkacağız. Öncelikle "meyhane" sözcüğünün Farsça'dan geldiğini ve "şarap içilen yer" anlamına geldiğini belirterek başlayalım söze.İstanbul'da meyhanelerin tarihi Bizans'a kadar dayanmakta. Bizans döneminde şehrin çeşitli semtlerinde meyhaneler bulunmaktaymış. Şarap içilen bu meyhaneler Osmanlı döneminde giderek çoğalmış. Osmanlı padişahlarının çeşitli dönemlerde koydukları "içki yasakları"na rağmen, "inadına" yaşayan mekânlar olmuş, meyhaneler.Osmanlı döneminde, Kanuni Sultan Süleyman, I.Ahmet, IV.Murad ve III.Selim tarafından içki yasağı konulmuşsa da meyhanelerin azalması bir türlü mümkün olmamış. Reşat Ekrem Koçu içki yasağını şöyle anlatır:"Memleketimizde devir devir konulmuş, şiddetle takip edilmiş, göz yumulup unutulmuş, sonra tekrar konulmuş ve son zamanlara kadar devam etmiş yasaklardan biri alkollü içkiler yasağıdır. Hattâ Cumhuriyet devrinde bile, 1946 ve 1950 bir dereceli mebus seçimi günlerinde yirmi dört saat için içki yasağı konulmuştur." İçki yasağı bahsini IV. Murad döneminde geçen bir fıkra ile noktalayalım. Reşat Ekrem Koçu'dan aktarıyoruz: "İçki yasağının en amansız devri, IV. Murad zamanı olmuştu. Ne kadar garip bir tesadüftür ki ayyaşların piri Bekri Mustafa da o devirde yaşamıştır.



Mustafa Üsküdar iskelesinde kayıkçılık yaparken, bir gün Sultan Murad ile Sadrazam Bayram Paşa tebdil gelirler ve mahsus koca ayyaşın kayığına binerler, sahilden bir hayli açılınca, kayıkçı rakı destisini dikip birkaç yudum içer. Sultan Murad: - Baba destiyi uzat, bir yudum su da ben içeyim! der. Mustafa, güler: - Sen içemezsin oğul, içindeki su değil, rakı! der... Padişah: - Niye içemeyelim? deyince -Tahammül edemezsiniz, belli olur, hem kendinizi hem beni yakarsınız!., der. Beriki ısrar edince destiyi uzatır... Yol aladursunlar, desti elden ele dolaşır... Bir ara Sultan Murad: - Baba, sen Padişah yasağından korkmaz mısın?. diye sorar... Bekri Mustafa: -Korkarım, amma Padişah beni burada nerden görecek? Der. Padişah: - Ya ben haber verirsem? Deyince - Veremezsin, sen de içtin, kellelerimiz beraber düşer! Cevabını verir. Bunun üzerine çakır keyf olan hükümdar: - Ya ben Padişah, bu adam da Sadrazam Bayram Paşa ise!., deyince, Bekri Mustafa kürekleri bırakıp kahkahayı atar: - Seni köftehor... Ben demedim mi tahammül edemezsin diye!. Şunun şurasında iki yudum rakı içtiniz, biriniz Padişah, biriniz vezir olmağa kalktınız!, der!"




Osmanlı'da meyhane denilince Galata gelirmiş akla... Eski Galata meyhanelerini Orhan Türker'in Galatadan Karaköy'e isimli kitabının "Galata Meyhaneleri" bölümden birlikte okuyalım: "Reşat Ekrem Koçu, Galata meyhaneleri için şunları yazmıştır: 'Yakın zamana kadar halkın çoğunluğu Rumlarla Frenklerin teşkil ettiği Galata, İstanbul'un fethinden bu yana yüzyıllar boyunca meyhanelerin çokluğu, büyüklüğü hepsi Rum milletinden meyhanecilerinin de işret erbabının keyfine uygun hizmetleri pek iyi bilmeleri ile meşhurdu!' (...)I.N.Karavia'nın 1933 yılında İstanbul'da Rumca olarak basılan "Allote Ke Tora" isimli kitabında Galata meyhanelerinden şu şekilde söz edilmektedir: "Eski Galata'da çok sayıda meyhane vardı. Meyhanelerin egemenliği tabiatıyla akşam saatlerinde başlardı. Meyhaneler o zamanın kanunlarına göre alaturka saatle 1.30'a kadar açık kalabilirlerdi. Bu saat aşılırsa ağır cezalar vardı. Ancak meyhanecinin açgözlülüğü ya da müşterilerin bir türlü gitmek istememelerinden dolayı kanuni süre çok zaman aşılırdı. Bu meyhanelerde çok miktarda duziko (rakı) ve mastika (sakız rakısı) tüketilirdi. Kapanma saatine yakın meyhaneci son mezeleri getirip hesapları toplardı. Bu son meze genellikle pastırma veya sahanda kaşar peyniri olurdu. Son mezenin servisi müşteriye kibarca gitme vaktinin geldiğini hatırlatırdı."



Tarihi Agora Meyhanesi



1830'ların İstanbul'unda Yedikule, Samatya, Kocamustafapaşa, Langa, Kumkapı, Fener, Balat, Galata, Ortaköy Arnavutköy, Tarabya, Büyükdere, Çengelköy, Üsküdar ve Kadıköy meyhaneleriyle ünlü olan semtlermiş... Bu dönemde meyhanelerde genellikle şarap içilirmiş... Rakının yavaş yavaş şarabı gerilerde bıraktığı yıllar 1850'li yıllar olmuş. Meyhaneler şarap içilen yerler olmaktan çıkarak, çoğunlukla rakı içilen mekânlara dönüşmüş. O yılların meyhanelerini bir İstanbul aşığı olan yazar Sermet Muhtar Alus şöyle anlatmakta, "Eski Meyhane Alemleri" başlıklı yazısında: "Yenikapı'daki Sandıkburnu ile Langa'daki Maksud'un meyhanesini unutmak kabil midir? Sandıkburnu o vakitler, devrin kibarlarının rakı içtikleri yegâne yeridir. Yazın, mehtaplı gecelerde, yüz elli metre kadar denize doğru uzanan salaş gazinolar hıncahınç dolar, oturacak yer bulunamazdı. Bunların içinde Artin'in gazinosu, mezelerin nefaseti itibariyle en mükemmellerinden ve en çok müşterisi olanlardandı. Hele damadı Aris'in yaptığı fasulye pilakisi ile ciğer tavasının emsali yok. Seyyar mezecilerden Onnik de buranın maruf simalarındandır!



Çiçek Pasajı



"1920'lerdeyiz... İşgal altındaki İstanbul'da araştırma yapan Amerikan Bilim Heyeti'nin yazdıklarına göre İstanbul'daki birahaneler ve meyhaneler uluslar itibariyle gruplara ayrılmış. On sekiz ulustan insanın işlettiği toplam 257 lokanta, 31 kafe, 471 birahane arasında örneğin, İngilizlerin bir lokantası, Rumların 171 lokantası, 26 kafesi, 444 birahanesi, Çekoslovakların 2 lokantası, Almanların 2 lokantası, Ermenilerin 13 lokantası, 1 kafesi, 15 birahanesi bulunurken Türklerin ise 35 lokantası ve 4 birahanesi mevcutmuş. Geldik Cumhuriyet dönemine... Bu dönemde Galata'da ki meyhaneler yavaş yavaş kapanmış, Beyoğlu'nda ise yeni meyhaneler açılmaya başlanmış. Asmalımescitte, Çiçek Pasajı ve Krepen Pasajı içinde 1930'lardan itibaren açılan bu meyhaneler 1960'lı yıllara kadar popülerliğini yitirmemiş. Haldun Taner'in "dünyanın en civcivli meyhanesi" olarak nitelendirdiği Çiçek Pasajı, 1978 yılında çökene kadar popülerdi. Banker Hristaki Zografos Efendi tarafından 1876 yılında "Cite de Pera" adıyla yaptırılan ve sonradan "Çiçek Pasajı" ismini alan bina; 18 lüks daireden ve Paris modasına uygun bir tarzda döşenmiş 24 dükkandan oluşmaktaydı.


Çiçek Pasajı



Haldun Taner şöyle anlatmıştı pasajı. "Çiçek Pasajı, sade Beyoğlu'nun değil, belki dünyanın da en civcivli meyhanesi idi. Her Tanrı'nın günü bu pasaj sabahın yedisinden gecenin yarısına kadar her çeşit insanla dolar taşardı. Yirmi kadar meyhanenin içi, fıçıların masa olarak kullanıldığı kaldırımları, pasajın ortasındaki boşluk, Balıkpazarı ve Beyoğlu kapılarına sıralanmış seyyar karidesçi, kokoreççi ve midyeciler günün hiçbir saatinde müşterisiz kalmazlardı. Müşterilerin hepsi birbirinden renkli, canlı ve çelişkendi, iflah bulmaz esrarkeşle snob aydın, sırıtık turistle karamsar sanatçı, ipini koparmış aylakla çiçeği burnunda asistan, dejenere mirasyedi ile ağır işçi, burada dirsek dirseğe kafa cilalarlardı"Çiçek Pasajı denilince, Degüstasyon'u anmadan geçmek mümkün değil elbette. Edebiyat tarihimizde özel bir yeri olan Degüstasyon eski bir İtalyan lokantasıydı. 1940'lu yıllarda edebiyatçıların, sanatçıların uğrak yeri olan Degüstasyon'u, "Canan ki Degüstasyon'a gelmez, Fakirhaneye hiç gelmez" mısrasını oturduğu masada yazı-veren Orhan Veli'yi ardımızda bırakıp devam edelim. Şimdi var olmayan ama yine İstanbul meyhaneleri tarihinde özel bir yeri olan Krepen Pasajı'na gelince; pasaj 19'uncu yüzyılın ikinci yarısında inşa edildi. Kunduracıların topluca bulundukları bir pasaj iken meyhaneleri ile ünlendi. Sonra bu güzel pasaj yıkılarak yerine sıra sıra sahafların bulunduğu Aslıhan Çarşısı yapıldı.




Geldik, günümüzün Beyoğlu meyhaneleri denilince ilk akla gelen sokağına, Nevizade'ye... 1980'lere kadar üç beş meyhanenin bulunduğu bu sokak, Krepen Pasajı'nın yıkılmasından sonra oradaki meyhanelerin de taşınması ile giderek meyhaneler sokağı oldu. Sokaktaki meyhaneler arasında Krepen'deki İmroz meyhanesi 1941 yılında Krepen Pasajı'nda Tanaş ile Ispiro Usta'nın kurduğu İmroz'un bugünkü sahipleri Krepen'deki İmroz garsonlarından Yorgi Okumuş, Mustafa Yıldırım ve İrfan Kara. Eski Rum meyhanelerinin meze ve servis geleneğini devam ettiren İmroz'un yanı sıra Boncuk, Neyle Meyle, Asırlı, Çağlar, Keyif, Çardak, Demgâh sokağın popüler meyhanelerindendir. Sokağın bitiminde bulunan Mini Meyhaneyi, sokağın en küçük ancak en sevimli meyhanesini de unutmadan geçmeyelim... 1980'lere kadar üç beş meyhanenin bulunduğu bu sokak, Krepen Pasajı'nın yıkılmasından sonra oradaki meyhanelerin de taşınması ile giderek meyhaneler sokağı oldu. Balıkpazarı'ndan ayrılmadan sokağın sonunda yer alan ve tarihi Cumhuriyet kadar eski olan Cumhuriyet Meyhanesi'ne de bir uğrayalım. Her zaman olduğu gibi, dolu...
Tünel'e doğru uzanalım artık... Arada Kallavi'ye ve Garibaldi sokağındaki Garibaldi'ye bir selam verdikten sonra Asmalımescit Sokağı'ndayız. Sokağın başında Fikret Adil'in ünlü kitabından ismini alan Intermezzo karşılıyor bizi. Eskiden meyhanelerin bol olduğu bir sokak olan Asmalımescit'de iki meyhane var ki, akşamcıların, rakıyı sevenlerin uğrak yeri. İlki Refik Restoran, Refik Arslan tarafından 1954 te açılmış. 1938'de İstanbul'a gelen Refik Arslan hâlâ müşterilerine hizmet etmekte... Refik'i arkamızda bırakıp Asmalımescit'in ikinci ünlü meyhanesi, Yakup 2'ye doğru ilerliyoruz. Yakup 2'in sahibi Yakup Arslan, Refik Restoran'ın sahibi Refik Arslan'ın yeğeni. Yakup'u Rize'den Asmalımescit'e getiren de amcası Refik, 1975'de İstanbul'a gelip amcasının meyhanesinde çalışan Yakup, sonra Yakup 1'i ve ardından 1982'de Yakup 2'yi açıyor. Yakup 1 artık yok... Yakup 2, kimilerine göre entelektüel meyhanesi, kimilerine göre ise eski İstanbul Rum meyhanelerinin devamı.

Beyoğlu'ndaki meyhane turunu hızla bitirdikten sonra Meyhane denilince akla gelen bir başka semte, Kumkapı'ya geldik. Bizans, Osmanlı ve yakın zamana kadar yoğunlukla Ermeni ve Rumların yaşadığı bu semt, uzun zamandır meyhaneleri, balıkları ve eğlenceleriyle ünlü bir semtimiz. O eski meyhaneler ve meyhaneciler artık yoksa da, gelenek devam etmekte. Kumkapı şimdilerde boydan boya meyhane.


Kumkapı’da Kör Agop’un Meyhanesi



İstanbul'un yaşayan en eski ve tanınmış meyhanelerinden birisi Kör Agop'dur. Kumkapı'nın en gözde meyhanelerden biri olan Kör Agop'u 1938 yılında Agop Usta açmış. Meyhane kültürüne terbiyeli balık çorbasını, sıcak fasulyeyi katan Kör Agop'un ölümüyle meyhaneyi önce oğlu Hayko işletmiş.


Günümüzde de torunu Daniel tarafından işletilen Kör Agop, Ermeni ve Türk mutfağının en seçme lezzetlerini bir arada sunmaya devam ediyor. Diğer meyhaneleri, daha doğrusu diğer balık lokantalarından bazılarını da, unutmadan sıralayalım: Neyzen Balık Restaurant, Kumkapı Balık Lokantası, Denizkızı Restaurant, Fener Balık Restaurant... Evet, ne yazık ki yazı bitmekte ancak biz daha ne İstanbul meyhanelerinin belli başlıcalarından, ne meyhane âdetlerinden, ne mezelerinden, ne de eğlencelerinden, sazlı sözlü fasıllardan söz edemedik. Bunlarda başka bir yazının konusu olsun... Bir kusur ettiysek affola !
Kaynak : Yıldız Ünsal

  Alıntı ile Cevapla
20 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.05.2010, 21:51   #2
Çevrimdışı
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Meyhaneleri Tarihçesi

LaLe teoride öğrendik.

Şimdi bir de pratik yaptırman lazım

Teşekkürler...
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.05.2010, 21:54   #3
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Meyhaneleri Tarihçesi

Pratik için sen daha müsaitsin Banemin.

Çık dışarı yürüye yürüye Kumkapı'ya git
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.05.2010, 21:58   #4
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Meyhaneleri Tarihçesi

Ellerine sağlık, teşekkürler LaLe...

* * *

Zorla akıllara sokuyorsun iyimi.. Müzik de tam olmuş...

Ne yapsam, ne yapsam..
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.05.2010, 22:09   #5
Çevrimdışı
Öykü
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Meyhaneleri Tarihçesi

Beyoğlu'ndaki çiçek pasajı ve kumkapı çok beğendiğim yerlerdir. Teşekkürler canım. Güzel bir paylaşım olmuş.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Öykü'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.05.2010, 22:09   #6
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Meyhaneleri Tarihçesi

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi ReaL Mesajı göster
Ellerine sağlık, teşekkürler LaLe...

* * *

Zorla akıllara sokuyorsun iyimi.. Müzik de tam olmuş...

Ne yapsam, ne yapsam..

Yapacağın çok basit ReaL.

Mutfağa gidip bir tabağa biraz beyazpeynir, bir iki ufak çeri domates, dolapta başka meze olarak ne varsa.

Sonra da bir kadeh buz gibi rakı, ohhh yarasın
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.05.2010, 22:13   #7
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Meyhaneleri Tarihçesi



Günahım boynuna o zaman...

* * *

İçelim güzelleşelim...
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.05.2010, 22:22   #8
Çevrimdışı
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Meyhaneleri Tarihçesi

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi LaLe Mesajı göster
Pratik için sen daha müsaitsin Banemin.

Çık dışarı yürüye yürüye Kumkapı'ya git

Yürüyerek gitme fikri kafama yatmadı ama dönüş olabilir.
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.05.2010, 22:32   #9
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Meyhaneleri Tarihçesi

İçine girince seni büyüleyen bir yer Kumkapı...

Kör Agop'ta ve Nevizade'de içmişliğim de var hani...

Bir daha İstanbul'a ne zaman giderim bilmiyorum ama ilk uğranılacak mekanlardan biri Kumapıdaki meyhaneler...

Teşekkürler Lale. Eski günlere götürdün beni...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.05.2010, 12:57   #10
Çevrimdışı
Pitsy
. . . En Çatlak Kiremit . . .

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Meyhaneleri Tarihçesi

Teşekkürler Lale.
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Pitsy'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
istanbul, meyhaneleri, tarihçesi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:05.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.