Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 03.10.2010, 15:18   #1
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Harem Nedir? Osmanlı’da Harem | Sırlar Perdesi: Harem

Harem Nedir? Osmanlı’da Harem
Sırlar Perdesi: Harem





Osmanlı Haremi'nin sır perdesi ardındaki öyküsü... Valide Sultanlar, gözdeler, cariyeler, hadımağalarıyla "Padişahın evi"...

Harem–i hümâyûn: duvarlarla çevrili; dünyanın en güzel kadınlarının padişahın gönlünü almak için birbiri ile yarıştığı, en büyük dedikodu ve entrikaların döndüğü, en acımasız cinayetlerin işlendiği bir "Altın Kafes"...





Haremde Türk Hanım ve Cariyesi



Bu ve benzeri tanımlamaların çoğu, Harem'i bir kez dahi görmemiş Avrupalılara aitti. Avrupalılar için Harem, esrarengiz, her zaman ilgi uyandıran ve hayalleri süsleyen bir yerdi. Üst düzey Osmanlı devlet görevlilerinin bile giremediği Harem'i Avrupalı Hıristiyanlar'ın görmesiyse hayal dahi edilemezdi. Buna rağmen, Harem'in işleyişi ile ilgili hayaller kuran Avrupalılar, Harem'le ilgili pek çok –yanlış!– bilgiyi içeren yazıları da kaleme aldılar. Örneğin, IV. Mehmed (1648–1687) döneminde İngiliz Elçiliği Kâtibi Rycaut, padişahın geceyi birlikte geçireceği cariyeyi seçmek için iki sıra hâlinde dizilmiş cariyeler arasından geçerken beğendiği güzelin önüne mendil bıraktığını söylemişti ki bu bilgi bir fanteziden öteye gidemezdi.

Ressam: Jean-Leon Gerome
Resim Adı: The Terrace of the Seraglio - Sarayda Kız ve Teras (1898)



III. Ahmed döneminde (1703–1730) İngiltere'nin İstanbul elçisi olan Wortley Montagu'nun eşi Lady Montagu, üst düzey devlet görevlilerinin eşleriyle kurduğu ilişki nedeniyle Harem hakkında bilgi edinebilen nadir Avrupalılardandı. Lady Montagu, 10 Mart 1718 tarihli mektubunda Osmanlı padişahı II. Mustafa'nın (1695–1703) eşlerinden Hafsa Sultan'ın ağzından mendil hikâyesinin doğrusunu şöyle aktarmıştı:

"Öteden beri söylenildiği üzere, padişahın hangi kızı isterse ona bir mendil attığının kesinlikle doğru olmadığını ifade etti. Padişah, kızlardan hangisini isterse onu harem ağası vasıtasıyla çağırtırmış. Harem halkı, padişahın çağırttığı kızı, hamama götürürler, vücuduna kokular sürerler, gayet zarif giydirirlermiş. Padişah kendisinden evvel kıza bir hediye gönderir, sonra da bulunduğu daireye gidermiş. Yatağın eteğine kadar kızın sürünerek geldiği de yalanmış..."

Akkadça'dan Arapça'ya geçmiş bir kelime olan harem, "korunan, mukaddes şey ve yer" anlamına geliyor. Evlerde kadınların erkeklerle karşılaşmadan günlük hayatlarını sürdüreceği bölüme "harem" deniyor.

Ressam: Rudolf Swoboda
Resim Adı: Shopping in the Harem - Harem Alışveriş (1914)



Osmanlı Harem teşkilatının ilk yılları hakkında pek bilgi yok. Osmanlı Devleti'nin ikinci hükümdarı olan Orhan Gazi (1326–1362) döneminde devletin teşkilatlanmasına paralel olarak Harem kurumunun ilk çekirdeği atıldı. Orhan Gazi, Bizanslı iki prensesle evlenmişti. Fatih Sultan Mehmed (1451–1481) zamanında devlet ve saray teşkilatının gelişmesine paralel olarak Harem–i Hümâyûn da teşkilatlandırıldı. III. Murad'la (1574–1595) birlikte Harem halkının sayısı arttı ve Harem–i Hümâyûn büyüdü. Harem denildiğinde akla cinsellik gelse de Harem–i Hümâyûn padişahın evi ve bir eğitim kurumuydu.



Ressam: Quintana Blas Olleras
Resim Adı: Harem Scene - Harem Sahne (1915)




Osmanlı sarayı Birun, Enderun ve Harem olmak üzere üç bölümden meydana geliyordu. Ve Harem–i Hümâyûn, Harem'le birlikte Enderun'u da içine alıyordu. Osmanlı tarihçisi Halil İnalcık'ın söylediği gibi Enderun, Osmanlı devletinin erkek yöneticilerinin yetiştiği üst düzey bir okulken, Harem de kadın yöneticilerin yetiştiği bir mektepti.

Harem'de padişah ve ailesiyle birlikte, onlara hizmet eden kadın köleler, yani cariyeler ve harem ağaları yaşıyordu. Osmanlı padişahları, II. Bayezid zamanına (1481–1512) kadar Bizans'tan, Balkan prensliklerinden Anadolu'daki Türk beyliklerinden prenseslerle evlenmişlerdi. Sultan II. Bayezid'den sonra ise Anadolu'daki Türk beyliklerinin sona ermesi ve Harem–i Hümâyûn'un iyice kurumlaşması ile birlikte –II. Osman (1618–1622) ve Sultan Abdülmecid (1839–1861) istisna olmak üzere- padişah ve şehzadelerin eşini sadece cariyelerden seçmesi âdet haline geldi.
Ressam: John Frederick Lewis
Resim Adı: The Reception Resepsiyon (1873)


Osmanlı sarayının cariye ihtiyacı, savaşta ele geçen esireler veya esir pazarlarından satın alınan kadın kölelerden sağlanıyordu. 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında Hanedan'la yakın ilişkisi olan şair Leyla Saz, hatıratında, "Bazı Çerkez kadınlarının kızlarını padişah haremi olup ihtişam ve elmaslar içinde hayat süreceğine dair ninnilerle büyüttüklerini" ifade etmişti.


Harem sözcüğü Arapça haram (yasaklama) kökünden türetilmiştir ve sözcük anlamı olarak kutsal bir alanı tanımlasa da kullanım olarak; giriş ve çıkışın denetimli olarak yapildığı, belirli kişilerin veya belli tür davranışların bulunmasının yasak olduğu bir yeri anlatır. Osmanlı İmparatorluğu'nda, haremin kutsallığı, saygıdeğerliği, dinsel saflığı temsil eden bir yer olması, sadece burada kadınların (anne, eş(ler), cariyeler vs.) bulunmasından değil, hane reisinin de haremde yaşamasından kaynaklanır.

Fakat Batı'daki Doğubilimcilerin haremden anladığı ile Müslüman ülkelerdeki harem anlayışı ve yaşayışı arasında ciddi farklılıklar vardır. Doğu'da harem, hanede ailenin yaşadığı, yabancıların alınmadığı kısımken. Batı'da sadece kadınların yaşadığı ve erkeklerin sahibi olduğu bir zevk ve sefa mekânı olarak düşünülmektedir. Bu görüş birçok ressamın Doğu hakkındaki masallardan etkilenerek yaptığı tablolarla desteklenmiş, Batı'da adeta bir dogma (asla değişmeyeceği kabul edilen mutlak değerler) halini almıştır.
  Alıntı ile Cevapla
Eski 03.10.2010, 15:22   #2
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Harem Nedir? Osmanlı’da Harem – Sırlar Perdesi: Harem

Osmanlıda Harem


Orhan Gazi ile birlikte devlet içinde yer edinmeye başlayan harem Kanuni Sultan Süleyman devrinde kurumsallaşmasını tamamlamıştır. İki temel fonksiyonu vardır. Padişahın özel yaşamını sürdüğü ve eş bulduğu yerdir. Fatih'le birlikte şehzadeler yabancı hanedanlarla evlenmeyi bıraktıklarından bu çok önemli ve hanedanın devamı için vazgeçilmez bir fonksiyondur. Ayrıca bir okuldur. Enderun mezunu devşirme gençlerle sarayda eğitim almış cariyelerin evlendirilmesiyle eğitime dayanan bir aristokrasi kurulmuştur. Padişaha ve hanedana bağlı bir aristokrasi yaratılmasını sağlamak için cariyelerin eğitilmesini sağlayan kurumdur.



Ressam: Frederick Arthur Bridgman
Resim Adı : La fontaine du Harem - Harem Çeşme (1875)



Osmanlı’da harem, herkesin giremediği bir ortamdı. Sözcük olarak harem ‘dokunulmaz, kutsal’ anlamına gelir. Bilinenin aksine Osmanlı’da ‘Harem-i Humayun’, devlet adamları yetiştiren ‘Enderun’ mekteplerine paralel bir kurumdu. Buralar, cinselliğin ayyuka çıktığı, padişahın canı çektiğinde içinden kadın seçip beraber olduğu bir yer degildir. Buradaki kadınlar, Osmanlı’nın en üst kültür grubunu temsil ederdi.


Kızlarağası: Haremağalarının Amiri
Cüce: Saray Soytarılarından
Ak Ağa: Harem’de Vazifeli Ak Hadım





Ressam: Jean-Léon Gérôme
Resim Adı:Pool in a Harem - Harem Havuzu (1876)



Ressam : Jean Auguste Dominique Ingres
Resim Adı: Odaliske und Sklavin - Cariye ile Odalık (1842)




Ressam: Jules Joseph Lefebvre
Resim Adı: Odalisque - Cariye (1874)





Ressam: Paul Désiré Trouillebert
Resim Adı: Harem Servant Girl - Hizmetçi Kız (1874)



İlginizi Çekebilir:

  Alıntı ile Cevapla
Eski 03.10.2010, 15:35   #3
Çevrimdışı
Böcü Dayı
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Harem Nedir? Osmanlı’da Harem – Sırlar Perdesi: Harem

Konu çok güzel ve bilgi verici..

Harem konusu çok konuşulan ve merak edilen konulardan birisi..

Avrupalı ressamların bu resimleri nasıl çizdiğini sorgulamadık bile.. Padişahların bile destursuz giremediği bir yere gayrimüslim avrupalıların girmesi düşünülemezdi bile..

Avrupalı ressamların çizdikleri portreler, anlattıkları şeyler tamamen onların yabancısı oldukları ve etkilendikleri doğu kültürünü sağdan soldan dalgasına anlatılan şeyler ve hayal güçlerini kullanmalarıyla ortaya çıkmış şeyler olduğuna inanıyorum..

Padişahlarda öyle sanıldığı gibi önüne gelenle halvet olmuyorlardı, onunda bir adabı vardı ve nikahsız olmuyordu bu işler..


Bir diğer konuda, padişah saraylarında yaşayan şehzadeler olsun, cariyeler olsun, gözdeler olsun sözde padişah sarayında yaşıyorlar ama bir nevi mahpus gibiler.. Acı verici onlar açısından aslında.. Padişah gözdesisin, şehzadesin vs. ama sadece sarayın içini biliyorsun ... Tabi bu bütün şehzadeler açısından geçerli değil.. Yıllarca sözde sarayda özde gözlem altında tutulupta tahta çıkarılan padişahlar var...

Hür olmayı tercih ederdim heralde..
__________________
"Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir."
  Alıntı ile Cevapla
Eski 03.10.2010, 15:48   #4
Çevrimdışı
Emilio Santos
. . . . . Erlik'in Katili . . . . .

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Harem Nedir? Osmanlı’da Harem – Sırlar Perdesi: Harem

Konu süper, resimler daha da süper Sağol patron
__________________
kahrolsun bağzı şeyler!
  Alıntı ile Cevapla
20 Üyemiz Emilio Santos'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.10.2010, 16:57   #5
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Harem Nedir? Osmanlı’da Harem | Sırlar Perdesi: Harem

Alıntı:
Osmanlı’da ‘Harem-i Humayun’, devlet adamları yetiştiren ‘Enderun’ mekteplerine paralel bir kurumdu
Harem-i Humayun erkeklerin işine yaramış anlaşılan.

Bir eğitim yeri olarak nitelendirilen haremde, savaşta ele geçen esireler veya esir pazarından satın alınan kadın köleler yerine, neden Türk kızları yetiştirilmemiş acaba?





Ellerine sağlık ReaL. Resimlerle beraber konu çok güzel olmuş
  Alıntı ile Cevapla
Eski 03.10.2010, 19:10   #6
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Harem Nedir? Osmanlı’da Harem | Sırlar Perdesi: Harem

"Osmanlı Sarayında Hayat" adında bir kitap var elimde.

Henüz okumadım. Harem'e epey yer ayrılmış kitapta. Okuduğumda ilginç olan kısımlarını buradan aktarırım artık.

Konu ve resimler için çok teşekkürler ReaL.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
20 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.10.2010, 22:24   #7
Çevrimdışı
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Harem Nedir? Osmanlı’da Harem | Sırlar Perdesi: Harem

Çok güzel hazırlanmış bir konu yine. Harikasın Real, teşekkürler...


Alıntı:
Bir eğitim yeri olarak nitelendirilen haremde, savaşta ele geçen esireler veya esir pazarından satın alınan kadın köleler yerine, neden Türk kızları yetiştirilmemiş acaba?

Lale olaya çok değişik bir boyuttan bakmışsın.

Osmanlıda saray Halktan özellikle kendi halkından çok ayrı yaşardı zaten. Düşünsenize halkın konuştuğu Türkçe yi bile kullanmayan ve Farsça ve Arapçadan oluşturulmuş Osmanlıcayı kullanan bir saray.

Saraya en yakın Yeniçerilerde devşirmelerden oluşturulmuştu.

Sanki kendi halkına karşı bir güvensizlik var ve halktan çok kopuk yaşamışlar...

Bence...
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
Eski 04.10.2010, 07:51   #8
Çevrimdışı
saya35
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Harem Nedir? Osmanlı’da Harem | Sırlar Perdesi: Harem

Görseliyle,müziğiyle & ayrıntılı bilğileriyle çok güzel bir konu...
Teşekkürler Real...
__________________
İnsanlığın haline baktığın zaman, Nuh'un gemiyi kaçırmamış olmasına üzülmemek elde değil.
Mark Twain

  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz saya35'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.10.2010, 11:46   #9
Çevrimdışı
Böcü Dayı
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Harem Nedir? Osmanlı’da Harem | Sırlar Perdesi: Harem

Çandarlı soyuyla birlikte Fatih Sultan Mehmet zamanında devlet kademesinde Türk soyluların kökü neredeyse kesildi.. Türkler tamamen yönetim kademesinden uzaklaştırılıp uçlarda görevlendirildiler, yerleştirildiler , Anadoluda kalanlarsa unutuldular, hiç hükmüne koyuldular neredeyse..

Yönetim kademesinden uzaklaştırılmalarının nedenlerinden birisi sanırım Türklerde neredeyse gelenek haline gelin güçlü hanedanların güçsüzden saltanatını almasıdır... Çandarlılarda güçlü bir aileydi, Osmanlı padişahları saltanatlarına tehdit olarak gördüklerini bertaraf etmiştir herzaman..

Lale'nin dedikleri hep aklıma takılmıştır, bir fazla olarak erkekleride katıyorum olaya.. Niçin bir Türk çocuğunuda okutmamışlar acaba?

Bu devşirme olayı konusu sanıldığı kadar dramatik değildir.. Aslında ballı bir iştir.. Sanırım katolikleri almıyorlarmış devşirme olarak ve ismi yanlış olabilir Sırp katolikleri eylem bile yapmışlar bizim çocuklarımızı niye almıyorlar diye..

Şimdi beni Amerika'ya alıp okutsalar, ileride Amerikan başkan yardımcısı olacaksın deseler hayır mı diyeceğim.. Devletin gücü sürdüğü müddetçe saltanatımı sürdürürüm, yok olursada banane, ben zaten Türk'üm derim.. Hiçte içim acımaz Amerika yıkıldı diye..

Alınan devşirme çocuklarıda öyle aklı ermezken alınmıyorlardı hepsi, mesela Sokullu (Sokoloviç) 18 yaşındayken alınmış, kendisinin hristiyan olduğunu, sırp olduğunu bildiği çağda alınmış saraya..


Osmanlı zamanında bir Türkmen beyliği tarafından kurulduysada sonradan Türklükle bir alakasının kalmadığını düşünüyorum.. Biz ne kadar Osmanlıysak, Sırplar, Yunan, Bulgar,Arnavut vs.lerde o kadar Osmanlı... Hatta en az Osmanlı biziz bunların içinde.. Yitik bir milletiz Osmanlı içinde..
__________________
"Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir."
  Alıntı ile Cevapla
21 Üyemiz Böcü Dayı'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.10.2010, 12:35   #10
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Harem Nedir? Osmanlı’da Harem | Sırlar Perdesi: Harem

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Banemin Mesajı göster
Lale olaya çok değişik bir boyuttan bakmışsın.

Osmanlıda saray Halktan özellikle kendi halkından çok ayrı yaşardı zaten. Düşünsenize halkın konuştuğu Türkçe yi bile kullanmayan ve Farsça ve Arapçadan oluşturulmuş Osmanlıcayı kullanan bir saray.

Saraya en yakın Yeniçerilerde devşirmelerden oluşturulmuştu.

Sanki kendi halkına karşı bir güvensizlik var ve halktan çok kopuk yaşamışlar...

Bence...
Osmanlı Türk milletinin içinde kendi hanedanını yaratmış. Böyle olunca da hangi halkına karşı bir güvensizlik olmuş ki? Sadece hanedanı yürütme çabası içinde olmuş.


Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi BÖCÜ DAYI Mesajı göster

Osmanlı zamanında bir Türkmen beyliği tarafından kurulduysada sonradan Türklükle bir alakasının kalmadığını düşünüyorum.. Biz ne kadar Osmanlıysak, Sırplar, Yunan, Bulgar,Arnavut vs.lerde o kadar Osmanlı... Hatta en az Osmanlı biziz bunların içinde.. Yitik bir milletiz Osmanlı içinde..
Yani Osmanlımıyız? Türkmüyüz? Tartışmasına böylelikle noktayı koyuyorum mu diyorsun Böcü?

Çok güzel özetlemişin.

Osmanlı'nın Türk'e nasıl baktığı aşağıdaki dizelerden de daha iyi anlaşılıyor.

Alıntı:
Kanuni Sultan Süleyman döneminin Divan-i Hümayun katiplerinden Hafiz Hamdi Çelebi, bunun ibret verici örneklerinden biridir; Hafiz Hamdi Çelebi efendi, vaktiyle Muhammed'in Türklere ölüm saçmis olmasini adeta "mutluluk" sayarak Padisah'a su satirlari sunmustur.

"Padisahim kainatin yaratilisindan bu yana
Dünya içinde Türklügün kötülügünden bahsedilir,
Allah Türk'e hiç anlayis gücü vermemistir...
..........................
Türk'ü öldür, baban olsa da,
O iyilik madeni, yüce peygamber,
'-Türk'ü öldürünüz, kani helaldir-' demistir..."

Görülüyör ki bizim ünlü Hafiz Hamdi Çelebi efendimiz, yine bizim ünlü Padisahimiz Kanuni Sultan Süleyman'a: "Padisahim Türk'ü öldür, baban olsa da" diyebiliyor ve buna destek olarak da Muhammed'in: "Türk'ü öldürünüz, kani helaldir" seklindeki sözlerini gösterebiliyor. "Tarih içerisinde kendi milletini, böylesine asagilatabilen aydinlar acaba hangi toplumda çikmistir?" diye düsünmek gerek.

Prof. İlhan Arsel


Harem konusunu
daha fazla farklı bir yöne götürmeyiz umarım
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
harem, harem nedir, harem yaşamı, haremde, haremin, haremin gizemi, haremin sırları, haremleri, nedir, nedir?, osmanlı haremi, osmanlıda, osmanlıda harem, padişahların, perdesi, sırları, yaşam, yaşamı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 15:11.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.