Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 03.11.2011, 14:12   #1
Çevrimdışı
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart İsmet İnönü ve Erdal İnönü Mektupları




Can Dündar, Erdal İnönü’nün de babasına ABD’den yazıp gönderdiği mektuplarla, baba İnönü’nün yazdıklarını karşılıklı yayınladı: “Canım Erdalım, Sevgili Babacığım” (Can)

Yakın tarihe meraklılar için hayli ilginç bilgilerin bulunduğu mektuplar, Cumhurbaşkanı baba ile üniversite öğrencisi oğlun ilişkisinin ne derece sıcak, düzeyli, saygılı olduğunu gözler önüne seriyor.

Son yıllarda İsmet İnönü AKP’liler tarafından siyaset malzemesi yapılıyor ve neredeyse “faşist” denmeye getiriliyor. Bu nedenle baba-oğlun birer mektubunu yayınlıyoruz. 1950 seçimini DP kazanmış ve iktidara gelmiştir. 12 yıllık “Milli Şef” iktidarı son bulmuştu.


Bakın oğul Erdal İnönü 16 Mayıs 1950’de babasına yazdığı mektupta ne diyor:


En Büyük Zaferimiz

16 Mayıs 1950 / Salı

“Sevgili Babacığım,

Dün sabah erkenden Ömer'in çoğunluğu kaybettiğimizi bildiren telgrafını aldım. Akşam gazetelerinde biraz havadis vardı. Malatya'dan seçildiğinizi, fakat genel sonucun 150'ye karşı 300 civarında olduğunu yazıyordu. Geçmiş olsun. Ne kadar ihtiyatlı beklenmiş olursa olsun gene bir şok tesiri yapmıştır herhalde. Umarım şimdiye kadar hepsi geçmiş, neşeniz yerine gelmiştir.

Teferruattan haberim yok tabii. Bir haberde seçimlerin gayet muntazam geçtiğini, büyük bir çokluğun seçimlere katıldığını okudum, çok sevindim. Asıl başarı bu. Netice itibarıyle memleketimizde demokrasi olduğunu dünyaya ispat edecek kesin olay, düzgün, hadisesiz bir iktidar partisi değişmesi geçirmekti. Bunu yapabilmek, bu seçimlerin hakikatta en büyük zaferimizi ilan ettiği anlaşılacak. Gerisinin ne ehemmiyeti var, canınız sağ olsun.

Bir defa da muhalefet liderliğini tecrübe etmek mukaddermiş demek. Bunun da başka bir tadı olacak herhalde. Memlekete hayırlı olsun. İnşallah Demokrat Parti iktidarı bir duraklama devresi olmaz, yürümekte olduğumuz ilerleme yolunda sendelemeyiz.

Yeni Kamutay ne zaman toplanıyor acaba; o zamana kadar sıkıntılarınız bitmeyecektir. Bir an evvel toplansa da dinlenecek hale gelseniz. Rahat rahat dinlendiğinizi, keyfinizin yerinde olduğunu duymaktan büyük sevinç duyacağım.

Sevgilerle, özleyişle ellerinizden öperim canım babacığım!

Erdal İnönü”

İsmet İnönü oğlundan gelen bu mektubu son bakanlar kurulu toplantısında okudu.

Sonra oğluna da yanıt yazdı:

Ne Kadar İyi Yürekli Yazıyorsun

22 Mayıs 1950 / Pazartesi

“Sevgili Erdalım,

Şimdi mektubunu aldık. İlk duyguların. Ne kadar iyi yürekli, filozofik ve ahlaklı yazıyorsun. Teşekkür ederim. Seninle bir daha iftihar ettim.

Evimize taşındık. İçinden hiç çıkmamış gibi bir rahatlık içindeyim. Bu mektubumu eski kütüphanemden yazıyorum. Annen bir haftadır taşınma için pek çok çalıştı. Yorgun olduğunu görüyorum. Amma sıhhati, neşesi yerinde çok şükür. Özden, Ömer, büyükannen herkes vaziyeti iyi ve tabii aldılar. Benim üzüntüye düşmemekliğim için bütün hünerlerini kullandılar. Hepsinin kıymeti gönlümde bir derece daha artmıştır, eğer buna imkan var ise...

Seçimi fena nispette kaybettik. (...) Niçin kaybettik? İnsaflı, insafsız bin bir sebebi var. Fakat en başta geleni değişiklik arzusudur. Bu da milletlerin hem masum, hem tabii bir arzularıdır. En sıkıntılı zaman, kaybolmuş bir seçimden sonra geçen bir haftadır. Şimdi bu bitti. İki gün sonra yeni cumhurbaşkanı ve hükümet seçilecektir. Saat 18.30'da da ben yeni cumhurbaşkanını tebrik edeceğim. Bu bir hafta, çok şükür sarsıntısız geçmiştir.

5 seneden beri, politikacılar benim için nasıl bir düşmanlık havası yaratmaya çalıştılar, bilirsin. Seçimin neticesini alır almaz her yerden bize karşı sempati duyulmaya çalıştı. Hatta yanlış bir şey yapıldığı hissinin halkta göründüğünü söyleyenler bile var. Bunların ehemmiyeti yalnız bir noktadadır; o da İnönü ailesine karşı düşmanlık telkini muvaffak olmamıştır; itibarımız içeride, dışarıda artmıştır. Taşıdığınız adla haklı olarak iftihar edeceksiniz.

Bu seçim, memlekette yeni bir hayat tarzı kurmak için giriştiğimiz teşebbüste ne kadar ciddi ve samimi olduğumuzu ispat etmiştir. Memleket için, hepimiz için şeref olmuştur.

Hep iyiyiz. Gözlerinden öperiz.


Sağ ol, var ol, canım Erdalım.”

Rahmetli İsmet İnönü, “İnönü ailesine karşı düşmanlık telkini muvaffak olamamıştır” diyerek ne derece yanıldığını 1950’den başlayarak görecektir.

Ve öyle ki o düşmanlık aradan 60 yıl geçmesine karşın, hâlâ devam etmektedir.

Kaynak
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.11.2011, 14:25   #2
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnönü'yü Diline Dolayanlar Bu Mektuptan Utanır Mı?

Mustafa Kemal Atatürk'ün karakterine, inatçılığına ve başarısına güvenerek Lozan'a Barış Konferansına yolladığı ve orada İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanıstan'in sinsi planlarını yıkıp, teslimiyetçi olmayan ruhuyla gece gündüz çalışan İsmet Paşa...


Teşekkürler paylaşım için.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.10.2013, 10:40   #3
Çevrimdışı
M_KemalinKızı
... I Am Çapuling ...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İsmet İnönü ve Erdal İnönü Mektupları

Hazır mektuplarını tekrar hatırlamışken Erdal İnönü'yü ölüm yıldönümünde anmadan olmaz..

Işıklar içinde uyu güzel yürekli insan, ruhun şad olsun..

Erdal İnönü (1926 - 2007)

  • Yaşam Öyküsü


İsmet ve Mevhibe İnönü'nün üç çocuğunun (Ömer ve Özden) ortancası olarak 1926 yılında Ankara'da dünyaya geldi. 1943'te Ankara Gazi Lisesi, 1947'de Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik-Matematik Bölümü'nü bitirdikten sonra ABD'ye gitti. California Teknoloji Enstitüsü'nde (Caltech) fizik dalında yüksek lisans (1948) ve doktora (1951) dereceleri aldı. Bir süre Princeton Üniversitesi'nde araştırma yaptıktan sonra 1952'de Türkiye'ye döndü. Asistan olarak girdiği Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nde 1955'te doçent oldu. 1957'de Sevinç (Sohtorik) İnönü'yle evlendi. 1958-60 arasında Princeton Üniversitesi'nde ve Oak Ridge Princeton National Laboratory'de konuk araştırmacı olarak bulundu. Ardından kuramsal fizik profesörü olarak Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne (ODTÜ) girdi.



ODTÜ'de Teorik Fizik Bölüm başkanlığı (1960-64),Fen ve Edebiyat Fakültesi
dekanlığı (1965-68) yaptı. 1968'de ABD'ye giderek Princeton ve Columbia üniversitelerinde bir yıl süreyle konuk profesör olarak ders verdi. 1969'da yurda dönerek ODTÜ rektör vekilliğine, 1970'te de rektörlüğüne seçildi. Mart 1971'de rektörlükten ayrılarak yalnızca öğretim ve araştırma görevlerini sürdürdü. 1974'te fizik dalında TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazandı. Aynı yıl altı ay kadar Princeton Üniversitesi'nde konuk araştırmacı olarak çalıştı. 1975'te Boğaziçi Üniversitesi'ne geçti. Bir yıl sonra aynı üniversitenin Temel Bilimler Fakültesi dekanlığına getirildi. Altı yıl süren bu görevden sonra 1982'de, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) İstanbul'da kurulan Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü (Feza Gürsey Enstitüsü) müdürlüğüne atandı.

  • Siyasi Yaşamı

Mayıs 1983'te, 12 Eylül Darbesi'nin ardından siyasi faaliyetler serbest bırakılınca bütün öğretim ve yöneticilik görevlerinden ayrıldı ve 6 Haziran 1983'te Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP) kurucu üyesi ve ilk genel başkanı olarak siyasal yaşama atıldı. Kurucu üyeliğinin Haziran 1983'te Milli güvenlik Konseyi'nce veto edilmesine karşın, Aralık 1983'te yeniden SODEP genel başkanlığına seçildi.

SODEP ile Halkçı Parti'nin (HP) birleşmesinde yapıcı bir rol oynadı. SODEP'in 2-3 Kasım 1985'te Halkçı Parti ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) adı altında birleşmesinden sonra, SHP genel başkanlığını partinin ilk genel kuruluna kadar Halkçı Parti genel başkanı Aydın Güven Gürkan'a bıraktı. Haziran 1986'daki kurultayda genel başkanlığa getirildi. 28 Eylül 1986'da yapılan ara seçimlerde İzmir'den Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) seçildi. Haziran 1987'deki SHP kurultayında yeniden SHP genel başkanlığına, 30 Kasım 1987'deki erken genel seçimlerde de ikinci kez İzmir milletvekilliğine seçildi.




İnönü liderliğindeki SHP, iktidardaki Anavatan Partisi
'nin (ANAP) ağır bir hezimete uğradığı 1989 yerel seçimlerinde oyların yüzde 28.7'sini alarak birinci parti konumuna yükseldi; SHP, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere 67 il merkezindeki belediye başkanlıklarının 39'unu elde etti.

İnönü, parti içinde Deniz Baykal, İsmail Cem ve Ertuğrul Günay'ın başını çektiği muhalefet grubuna karşı, kurultayları (Haziran 1988'de İsmail Cem'e, Aralık 1989, Eylül 1990 ve Ocak 1992'de de Baykal'a karşı) kazanarak genel başkanlık görevini sürdürdü. Kasım 1991'deki erken genel seçimlerinde oyların yüzde 20'sini toplayabilen SHP üçüncü parti olunca parti içi muhalefet yitirilen oyların sorumluluğunu İnönü yönetimine yükledi. Ama seçimlerden birinci parti olarak çıkan Doğru Yol Partisi'nin (DYP) SHP ile koalisyon hükümeti kurması, hükümette başbakan yardımcılığını üstlenen İnönü'nün parti içindeki durumunu güçlendirdi.





25-26 Ocak 1992'deki 7. Olağanüstü Kurultay'da İnönü'ye karşı bir kez daha yenilen ve parti yönetimini ele geçirme umutlarını kaybeden Deniz Baykal ve muhalefet grubu "Yeni Sol", SHP'den ayrılarak Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) yeniden kurdu (Eylül 1992).

Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ani ölümü ve ardından Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığına seçilmesinden sonra yaklaşık 1.5 ay süreyle başbakanlık görevine vekalet etti. Haziran 1993'te SHP genel başkanlığından ve hükümetteki görevinden ayrılacağını açıkladı. 11-12 Eylül 1993'te yapılan SHP 4. Olağan Kurultayı'nda genel başkanlığa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın seçildi.
18-19 Şubat 1995'te SHP ile CHP'nin birleştiği kurultayda CHP'nin "Onursal Genel Başkanı" seçildi. Kurultaydan hemen sonra DYP-CHP koalisyon hükümetinin CHP kanadında yapılan atamalarda dışişleri bakanı oldu. Nisan 2001'de CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın bazı uygulamalarına tepki göstererek CHP'den istifa etti. Üç kez milletvekili seçilen İnönü, 17. (ara seçim), 18. ve 19. dönemlerde İzmir milletvekilliği yaptı. Sosyalist Enternasyonal başkan yardımcılığı görevinde bulundu.
  • Bilimsel Çalışmaları

TÜBİTAK Bilim Kurulu, Atom Enerjisi Komisyonu, UNESCO Yürütme Konseyi üyeliği ve Türk Fizik Derneği başkanlığında bulunan Erdal İnönü'nün fizik alanında önemli çalışmaları vardır. Uluslararası bilim dergilerinde de yer alan araştırmalarının en önemlisi, 1951'de Macar asıllı ABD'li atom fizikçisi Eugene Wigner ile Princeton Üniversitesi'nde ortak yaptığı çalışmadır. "Grupların İndirgenmesi ve Gösterimi Üstüne" adlı bu çalışma gruplar kuramında genel bir yöntem niteliği kazanarak, matematiksel fiziğin temel yöntemleri arasına girmiştir. "İnönü-Wigner Grup İndirgenmesi" adıyla bilinen çalışması (1951), çağdaş matematiksel fiziğin temel kavramlarından biri kabul edilir.




Erdal İnönü, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu
'nun (TÜBİTAK) kuruluşuna katkıda bulundu ve TÜBİTAK Temel Araştırmalar Enstitüsü'nde kurucu müdürlük görevini yürüttü. 2004 yılında, fizik alanında Nobel’den sonraki en önemli ödül olan Wigner Madalyası’nı alan İnönü, bu ödülü Feza Gürsey’den sonra alan ikinci Türk oldu. İnönü ayrıca Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanli İmparatorluğu üzerindeki bilimsel çalışmaları ile bilinir.

2002'den tedavisi başlayana kadar Sabancı Üniversitesi ve TÜBİTAK Feza Gürsey Enstitüsü'nde görev yaptı.

  • Ölümü

Nisan 2006'da kan kanseri teşhisi konan Erdal İnönü, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir süre tedavi gördü. Başarılı geçen ilk tedavinin ardından Türkiye’ye dönen İnönü, kanser hastalığına bağlı zatürre teşhisi ile 20 Ağustos 2007 tarihinde yeniden hastaneye kaldırıldı. Tetkikler sonucunda, ilk tedavi döneminde kontrol altına alınan lösemi hastalığının tekrar ortaya çıktığı belirlendi ve yine ABD’ye götürüldü.

31 Ekim 2007 günü kan kanseri tedavisi gördüğü hastanede, 81 yaşında yaşamını yitirdi. Cenazesi 2 Kasım Cuma günü akşam saatlerinde Türk Hava Yolları’nın tarifeli uçağıyla Ankara’ya getirildi. Definine ilişkin ilk tören 3 Kasım Cumartesi günü saat 11.00’de TBMM'de yapıldı; cumartesi gününe dek cenazesi Gülhane Askeri tıp Akademisi'nde (GATA) korundu. İnönü’nün naaşı devlet töreninin ardından, doğduğu Pembe Köşk’ün bahçesine getirildi. İnönü için burada da bir tören gerçekleştirildi. Daha sonra eşi Sevinç İnönü’nün isteği doğrultusunda İstanbul’a götürülen İnönü’nün cenazesi, 4 Kasım Pazar günü Teşvikiye Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verildi.

  • Yapıtları

Erdal İnönü'nün başlıca bilimsel yapıtları;
  • 1923-1966 Döneminde Fizik Dalındaki Araştırmalara Türkiye'nin Katkısını Gösteren Bir Bibliyografya ve Bazı Gözlemler (1971)
  • 1923-1966 Dönemi Matematik Araştırmaları Bibliyografyası ve Bazı Gözlemler (1973)
  • Group Theoretical Methods in Physics (1983; Meral Serdaroğlu'yla birlikte)
Erdal İnönü'nün diğer yapıtları;
  • Mehmet Nadir Bir Eğitim ve Bilim Öncüsü (1997)
  • Anılar ve Düşünceler 1. Cilt (1996)
  • Anılar ve Düşünceler 2. Cilt (1998)
  • Anılar ve Düşünceler 3. Cilt (2001)
  • Kurultay Konuşmaları (1998)
  • Fikirler ve Eylemler Tarih, Bilim ve Siyaset Üzerine Konuşmalar (1999)
  • Bilim Konuşmaları (2001)
  • Üçyüz Yıllık Gecikme Tarih, Kültür, Bilim ve Siyaset Üzerine Konuşmalar (2002)
  • Bilimsel Devrim ve Stratejik Anlamı (2003)


__________________
Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.

Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...

  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz M_KemalinKızı'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.10.2013, 11:18   #4
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İsmet İnönü ve Erdal İnönü Mektupları

Siyaset hiç Erdal İnönü'ye göre değildi.

Alçak gönüllü, mütevazi, kibar, nazik, hoşgörülü.. Bir daha siyasette bu kişilikte birinin geleceğini sanmıyorum..
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.10.2013, 12:30   #5
Çevrimdışı
Damon
Ne Mutlu Türk'üm Diyene
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İsmet İnönü ve Erdal İnönü Mektupları

Eski insanlar birbirleriyle ne kadar saygılı konuşurlarmış. Böyle tanıdık tarihi kişilerin yazışmalarını okumayı çok seviyorum

Hem bulundukları dönemlere yönelik bilgiler de içeriyor hem yaşadıkları zamanların toplumsal ilişkilerin nasıl olduğunu gözler önüne seriyor.

Real' in dediği gibi çok kibar bir kişiliği var, konuşması kulaklarımda şuan, incecik sesi bile kibar kibar çıkıyor

Allah kendisine de babasına da rahmet eylesin tekrar. Her siyasetçinin hataları olur, insan sonuçta onlar da ama şeref ve milli gururdan yoksun olmamak önemlidir.

Erdal İnönü ile ilgili bilmediğim şeyleri okumamı sağladığın için teşekkürler Banemin ):
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Damon'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.10.2013, 15:01   #6
Çevrimdışı
C.Cienfuegos
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İsmet İnönü ve Erdal İnönü Mektupları

Huzur içinde yatsın, Türkiye böyle birisini bir daha görebilir mi bilmem.
__________________

"Tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla , ama Nietzsche'yi okudun mu?"

John Fante
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz C.Cienfuegos'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.10.2013, 18:55   #7
Çevrimdışı
Sagay88
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İsmet İnönü ve Erdal İnönü Mektupları

Cok zaman gecti aradan tarihini hatirlamiyorum.
Gazetede okumustum
Yanlis hatirlamiyorsam Erdal bey Basbakan yardimcisi.
Kis mevsimi ve doguda yollar kapanmis. Bir olay oluyor ve Erdal bey
dogudaki bir yere gitmek istiyor. Gorevliler bunun imkansiz oldugunu,
yollarin haftalarca kapali kalabilecegini soyluyorlar. Kendisi su mealde
bir yanit veriyor. ''Devletin kendi sinirlarinda ulasamayacagi bir yer
olamaz. Hazirlanin, yollari acsinlar yarin o yeri ziyaret edecegim.''
Ertesi gun o yeri ziyaret etti, yollar acilmisti...

Benim devlet adamligindan anladigim bu!
Allah rahmet eyleye.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Sagay88'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
diline, dolayanlar, inönüyü, mektuptan, utanır


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:31.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.