Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi > Türk Tarihinde Yer Alanlar

Türk Tarihinde Yer Alanlar Türk tarihinde yer alan olay ve portreler


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 02.05.2014, 15:33   #1
Çevrimdışı
Mislina
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Leyla Saz | (1850 - 1936) | Türk Besteci | Yazar | Şair







Leyla Saz (1850-6 Aralık 1936) Türk besteci, yazar, şair.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarına tanıklık etmiş, bu dönemde yaşanan kültürel geçiş sürecini eserlerine yansıtmış bir sanatçıdır.

Osmanlı harem hayatını ve İmparatorluğun son döneminde kadınların yaşamını anlatan anıları değişik dillere çevrilip ilgi görmüştür.

Tanınmış mimar Vedat Tek’in ve İstanbul’un işgal yıllarında şehremini (belediye başkanı) olarak görev yapmış Yusuf Razi Bel’in annesidir.

“Yaslı gittim şen geldim" dizesiyle başlayan ünlü marşın ve "Seni sevda çiçeğim, tac-ı serim” (hicaz) gibi şarkıların bestecisidir.








1850 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Annesi Nefise Hanım; babası, Osmanlı saray hekimlerinden Hekim İsmail Paşa'dır. Babasının sarayın harem bölümünün özel doktoru olarak görev yapması sonucu Leyla Hanım, ablası ile birlikte sarayda yaşadı; çocukluğunda yedi yılı sarayda geçti. Bu sırada sultan hanımların nedimeliğini yaptı; harem hayatını yakından tanıdı ve iyi bir eğitim gördü. Sarayda kaldığı dönemde Nikoğos Ağa ve Medeni Aziz Efendi'den aldığı dersler ile Klasik Türk müziği alanında kendini geliştirdi, bestekârlık yeteneğini ilerletti; piyano dersi aldı. Sultan Abdülmecit’in ölümü üzerine 11 yaşında eve döndü.






Sultan Abdülmecit’in öldüğü yıl babası Girit’e vali olarak atanmıştı; onunla birlikte Girit’e gitti. Hanya’da geçen ilk gençliği sırasında Fransızca ve Rumca öğrendi; batı kültürünü yakından tanıdı; sarayda başladığı piyano eğitimini geliştirdi. Bir yandan da Giritli Kutbi Efendi’den Osmanlı şiirini öğrendi; ilk şiirini 14 yaşında yazdı

Aydın’a vali olarak atanan babası ile bu kente giden Leyla Hanım; 19 yaşında iken Sırrı Efendi adlı gençle evlendi. Eşi, daha sonra “Giritli Sırrı Paşa” olarak anılacak bir devlet adamı, şair ve hattattır. 26 yıl süren evliliklerinden Yusuf Razi, Vedat (1873), Nezihe, Ferihe isimli çocukları dünyaya geldi. Eşinin görevleri nedeniyle Anadolu ve Balkanlar’da seyahat etti. Eşinin Bağdat valisi olduğu dönemde bir cariye ile ilişkisi olduğunu öğrenince o devirde bir kadın için boşanma çok zor olsa da padişahın izni ile eşinin yanına gitmedi ve böylece evliliğini bitirdi

1895’te İstanbul'a yerleşti; kendisini müziğe ve şiire adadı. Osmanlı’daki kadın hareketi içinde yer aldı. “Hanımlara Mahsus Gazete”’de yazılar yayımladı. Anılarını kaleme aldı. 70’li yaşlarında iken Bostancı semtinde bulunan köşkünün yanması ile notaları, şiirleri ve hatıra defterlerinin kül olunca eserlerini yeniden toparlama azmini gösterdi. Şiirlerini daha sonra “Solmuş Çiçekler” adlı kitapta bir araya getirdi (1928); anılarını yeniden yazdı.

1934’te Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonra “Saz” soyadını aldı.

Leyla Saz Hanım 6 Aralık 1936'da, İstanbul'da vefat etti. Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi.







İki yüze yakın bestesi vardır ancak Leyla Hanım'ın Bostancı'daki köşkü İstanbul'un işgali yıllarında yandığında bütün eşyaları, şiirlerinin çoğu ve hatıra defterleriyle birlikte bu beste notalarının çoğu da yandı. Günümüze 52 eseri gelebildi. Bu eserleri arasında Hicaz makamındaki 'Seni sevda çiçeğim, tac-ı serim' şarkısı vardır. Klasik eserlerin yanı sıra Cumhuriyetin ilk yıllarında çok sevilmiş olan “Yaslı Gittim Şen Geldim” marşının da bestecisidir
.







Şiir yazmaya 14 yaşında başlamış olan Leyla Hanım, Fıtnat Hanım ile birlikte dönemin mecmualarında açık imzası görülen ilk kadın şairlerdendir. Divan geleneğini takip ederek yazdığı şiirlerinin toplanabilen kısmı ilk kez 1928'de 'Solmuş Çiçekler' ismiyle yayımlanmıştır. Esere ünlü şair Abdülhak Hamit Tarhan bir önsöz yazmıştır. Klasik Osmanlı şiirlerinin yanı sıra sadeleştirilmiş bir Türkçe ile yazılmış şiirler de kaleme almıştır.






Leyla Hanım ayrıca Harem ve Saray Adatı Kadimesi ismini verdiği, saray çevresini ve âdetlerini anlatan anılarıyla da ünlenmiştir. Bu anılar önce 1920-1922 yılları arasında Harem-i Hümayun ve Sultan Sarayları başlığı altında Vakit gazetesinde, daha sonra da, 1974 yılında Haremin İçyüzü ismiyle kitap olarak yayımlanmıştır. Bostancı yangınından sonra hafızadan yeniden yazmak zorunda kaldığı bu anılar Türkiye'de ilk yayınlanışlarından kısa bir süre sonra 1925'de, oğlu Yusuf Razi Bel tarafından Fransızca'ya çevrilmiş, Claude Farrere'in önsözüyle Fransa'da, daha sonra da İngilizce olarak İngiltere'de yayınlanmıştır. Anılar iki bölümden oluşur. İlk bölümde Osmanlı sarayındaki harem hayatı; ikinci bölümde ise Saz'ın Osmanlı İmparatorluğunda 19. yüzyılda kadın yaşamına ilişkin gözlemleri anlatılır.






Leyla Saz (2000) (Türkçe). Anılar 19. Yüzyılda Saray Haremi ISBN 975-6747-18-8. Cumhuriyet Kitapları.
Kaynak
__________________
"Ama gerçek, aziz dostum, can sıkıcıdır."

  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Mislina'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.05.2014, 15:40   #2
Çevrimdışı
Mislina
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Leyla Saz (1850-6 Aralık 1936) Türk besteci, Yazar, Şair.







11 yaşına kadar sarayda sıkı bir geleneksel eğitim alan Leyla Hanım, babasının Girit Valiliğine atanmasıyla, babasıyla birlikte Girit’e gitmiştir. Girit’in ikinci büyük şehri olan, Hanya’da Atina Üniversitesi profesörlerinden Kirya Konsaksaki adlı yaşlı bir Rum hanımdan Fransızca ve Rumca öğrenmiş bu iki dili de şiir yazacak kadar geliştirmiştir. Leyla Hanım O'nun sayesinde Batı kültürünü daha yakından inceleme fırsatını bulmuş aynı zamanda Batı kültürü alarak eğitimini sürdürmüş ama geleneksel Osmanlı eğitim sisteminden de uzak kalmamıştır. Bu çerçevede Hanya'daki yıllarında Giritli Kutbi Efendi'den Osmanlı şiirini ve aruzu öğrenmiştir. Bir yandan saray eğitimi diğer yandan aldığı özel dersler Leyla Hanım’ın Arapça, Farsça, Fransızca ve Rumca'yı çok iyi öğrenmesini sağlamıştır.

Yeni Bir Ufuk: Sırrı Paşa

Babası İsmail Paşa ikinci kez Aydın’a Vali olarak atanınca babasıyla İzmir’e gelen Leyla Hanım, 19 yaşında iken, çok parlak geleceği olan Vilayet Mektupçusu Selim Sırrı ile İzmir’de, evlenerek İstanbul’a yerleşir.(1869) Sırrı Efendi daha sonra kayınpederi gibi Paşa ünvanını almıştır. Bağdat başta olmak üzere birçok Osmanlı şehrinde valilik görevinde bulunur. Fransızca, Rumca, Arapça, Farsça'yı çok iyi bilen Sırrı Paşa, çoğunluğu din, tasavvuf ve felsefe üzerine olan 16 kitap yazmıştır. Aynı zamanda şair ve hattattır. Irak'ta Hindiyye Barajı'nı ve Hille kanalını, valilik yaptığı diğer illerde de birçok yol ve bayındırlık eserlerini yaptırmıştır. Leyla Hanım, evli kaldıkları yıllar boyunca eşinden çok şey öğrendiğini söyler.

Leyla Hanım'ın 2 oğlu ve 2 kızı olmuştur. Yusuf Razi Bey(1870) , Vedat Bey, Nezihe Beler Hanım, Feride Hanım çocuklarıdır. Leyla Hanım'ın evliliği eşi Sırrı Paşa'nın ölümüne kadar 26 yıl sürmüş, O'nun ölümü üzerine Leyla Hanım 45 yaşında dul kalmıştır. Bu evlilik süresince zaman zaman eşinin görev yaptığı şehirlerde, zaman zaman da İstanbul'da yaşayan ve saray ile ilişkisini devam ettiren Leyla Hanım, 1895 yılından sonra tamamen İstanbul'a yerleşmiştir. Dolayısıyla yaşamı boyunca hem İstanbul hem de taşradaki kültürel yapı hakkında önemli gözlemleri olmuş, bu gözlem ve yaşadığı tecrübeler hem şiirlerine, hem şarkılarına, hem de yazdığı anı kitabına rehberlik etmiştir.

Leyla Saz'ın gençlik yılları...

Leyla hanım'ın yaşamındaki en büyük üzüntü ileri yaşlarındayken İstanbul'un Bostancı semtinde bulunan köşkünün tamamen yanmasıdır. Çıkan yangında bütün notaları, şiirleri ve hatıra defterleri de kül olmuştur. Leyla Hanım bu olaydan sonra dostlarının yardımıyla hatırlayabildiği eserlerini yeniden toparlayıp kaleme almışsa da özellikle şarkılarının büyük bölümü yok olmuştur. Şiirlerini ise yangın sonrası "Solmuş Çiçekler" adlı kitapta bir araya getirmiş, 1928 yılında bu kitap basılmıştır. Leyla Saz’ın belki de en önemli özelliği son derece verimli bir sanatkâr olmasına rağmen bir o kadar mütevazı ve kendine dönük olmasıdır. Hayatının en önemli olaylarından olan evinin yanmasında onu en çok üzen şiirlerinin ve bestelerinin kaybolmasıdır. 200’den fazla eser bestelemesine rağmen günümüze 50 kadar eseri ulaşan Leyla Hanım’ın eserlerinin çoğunun güfteleri de kendisine aittir. Eserlerinin tamamı Şarkı formunda olup Büyük formda eser bestelememiştir. Bestekârlık açısından tekniği sağlam eserler vermiştir.

Eserleri incelendiğinde geçki tekniğini çok iyi bildiği görülür. Tanınan eserleri arasında.. “Mani oluyor halimi takrire hicabım ( Hicazkâr), Seni sevda çiçeğim, tac-ı serim (Hicaz), Zevki sevda duymadım (Hicaz), Yaslı gittim şen geldim (Akdeniz marşı), Ey sabâh-ı hüsn ü ânın afitâb-ı enverî (Hüzzâm), Harâb-ı intizâr oldum aman gel (Hüzzâm),Bir gece şu bahçeden bir ses getirmişti sabâ (Mâhûr) Etmedin asla terahhum pek çok üzdün cânımı (mâhûr), Dilberim terk-i sebâta her zaman âmâdedir (Sultaniyeğah)eserlerini sayabiliriz.

Leyla Hanımın saray hatıraları, önce 1920-1922 yılları arasında Harem-i Hümâyun ve Sultan Sarayları başlığı altında Vakit ve İleri gazetelerinde daha sonra da 1974 yılında Haremin İçyüzü ismiyle, kitap olarak yayımlanmıştır.

Saz hakkında İngilizce kaynaklar
bulunuyor.

Leyla Saz'ın "Solmuş Çiçekler" adlı
kitabı 1928 yılında basılmıştır.

Leyla Saz kendi döneminin eğitimli, kültürlü, renkli kişilikli en önemli kadın profillerinden biridir. 86 yaşında yaşama veda etmiş olmasına rağmen halen eserleri ve bugüne kalan hatıraları ile dönemin yaşantısını merak edenlerin ve musiki şinasların zihinlerinde yaşamaktadır.

Görsel arşiv: Milli Kütüphane Arşivleri

Bu yazı KADEM Dergisi 2011 yılı 2'nci sayısında yayınlanmıştır.
__________________
"Ama gerçek, aziz dostum, can sıkıcıdır."

  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Mislina'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.05.2014, 21:58   #3
Çevrimdışı
Sevda
Dönersen Islık Çal..

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Leyla Saz (1850-6 Aralık 1936) Türk Besteci, Yazar, Şair.

Tam bir eski İstanbul hanımefendisi. Kendini yetiştirmiş ve bilgili bir hanım..

“Yaslı gittim şen geldim" dizesiyle başlayan marşın da bestecisiymiş.

Çok yönlü, değerli bir sanatçımızı tanıttığın için teşekkürler Kaylule.
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Sevda'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
1936, aralık, besteci, leyla, türk, yazar, Şair


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:31.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.