Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi > Türk Tarihinde Yer Alanlar

Türk Tarihinde Yer Alanlar Türk tarihinde yer alan olay ve portreler


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 15.01.2017, 21:11   #1
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kıbrıs Türk Halkına Adanmış Bir Ömür | Rauf Raif Denktaş








Saat gibi durmadan,
Gece gündüz çalışan,
İnsanlar mes'ut olur,
Evlâdım buna inan.

Gıpta etme paraya,
Düşme sakın sefâya,
İşinde tutumlu ol,
Dayan daima cefaya.

Şiirin tamamı konu içinde verilecektir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı olan Rauf Denktaş, 27 Ocak 1924 yılında Baf’ta doğmuştur. 1,5 yaşındayken annesini kaybetti. Babası hakim Raif Bey'dir. Anneannesi ve babaannesi tarafından büyütülen Rauf Bey 1930 yılında eğitim için İstanbul'a gönderildi.

Arkada: Fesiyle Mehmet Raif Bey (babası)
Oturanlar: Dedesi ve en önde kıvırcık saçlarıyla kendisi



Arnavutköy'de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Fevzi Ati Lisesi'nde yatılı okumaya başladı. Ortaokuldan sonra Kıbrıs'a döndü ve 1941 yılında Lefkoşa İngiliz Okulu'ndan mezun oldu.

Mezun olmasının ardından Fazıl Küçük'ün Halkın Sesi gazetesinde yazılar yazmaya başladı. Daha sonra bir süre Mağusa'da tercümanlık, mahkemelerde memurluk ve İngiliz Okulu'nda öğretmenlik yaptı. 1944 yılında hukuk eğitimi için Lincoln's Inn'de okumak üzere Birleşik Krallık'a gitti. 1947 yılında adaya döndü ve avukatlığa başladı. Sonraları savcılığa geçti ve 1956 yılında başsavcılığa kadar yükseldi.




27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı. Halka ilk hitabını bu vesileyle ve 24 yaşındayken yaptı. Türk cemaatinin iki önemli ismi Faiz Kaymak ve Fazıl Küçük arasında ara bulucu rolünü üstlenip, toplumun çıkarlarının takipçisi oldu. Faiz Kaymak'ın teklifi ve Fazıl Küçük'ün tasvibiyle Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu Kongresi'nde başkanlığa seçildi. Savcılık görevinden emeklilik hakkını kazanmasına altı ay kala, Birleşik Krallık yönetimini zorlukla ikna ederek istifa etti ve cemaat sorunlarıyla uğraşmaya başladı. 1949 yılı yaz aylarında avukatlık yapmaya başladı. Yine aynı yıl Aydın Hanım'la evlendi.



1955 yılında terörist bir hüviyete bürünen Enosisle mücadelede ve EOKA karşısında Kıbrıs Türklerinin direnişine yön verdi. 1958 yılında hükumetteki görevinden istifa etti. Arkadaşlarıyla 1 Ağustos 1958 tarihinde Türk Mukavemet Teşkilatı'nı (TMT) kurdu.

Türk Mukavemet Teşkilatı


1958 yılında Rum tedhişçiler, Türk köylerine saldırınca, Türkler de bu olayları protesto etti. Zürih-Londra antlaşmaları öncesinde Fazıl Küçük ile birlikte Ankara'ya Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşmeye gitti. Bu görüşmede adaya Türk askerinin gönderilmesi teklifini dile getirdi.

1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları ile, 1960 Antlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın hazırlanmasında çaba gösterdi. Aynı yıl Türk Cemaat Meclisi üyeliği ve Türk Cemaati İcra Komitesi Başkanlığı'na seçildi. 16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı'na ayak bastı.

1963 olaylarından sonra temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gitti. Temaslarını tamamlayarak bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı.


1964 Londra Konferansı'ndan sonra Makarios tarafından istenmeyen adam ilan edildi. Kıbrıs'a girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy'e çıkarak savaşa katıldı. 1967 yılında adaya gizlice girerken tutuklandı. Yoğun girişimler sonucu Türkiye'ye iade edildi. 1968 yılında adaya giriş yasağı kaldırılınca Kıbrıs'a döndü.




KKTC'nin kurulduğu o gün üç büyük isim yanyana

Dr.Fazıl Küçük, Osman Örek ve Rauf Denktaş



1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'na seçildi. 28 Şubat 1973'e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi. 1974 Kıbrıs Harekâtı'nın ardından 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanından sonra tekrar cumhurbaşkanlığına seçildi. 22 Nisan 1990'da yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı seçildi. 2000 yılındaki seçimlerde %43.67 oranında oy aldı ve seçim ikinci tura kaldı; ama ikinci tura kalan diğer aday olan Derviş Eroğlu'nun çekilmesi üzerine seçimden galip olarak çıktı.2004 yılında BM genel sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs Sorunu'nun çözümü için hazırladığı Annan Planı'na karşı çıktı, buna rağmen plan Kıbrıslı Türkler tarafından kabul edilse de Kıbrıslı Rumların reddetmesi üzerine hayata geçmedi. 17 Nisan 2005'te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayan Denktaş, 24 Nisan'da görevi Mehmet Ali Talat'a devretti.



Politika hayatı yanı sıra, aynı zamanda yazar kimliğiyle de önemli bir şahsiyet olan Rauf Denktaş, 1985'in son aylarından bugüne, Yeni Asya Yayınları arasında çıkan kitapları bulunuyor. Ayrıca Denktaş, çok meraklı bir fotoğrafçı özelliği ile de bilinmekte, fotoğraf makinasını elinden bırakmamaktaydı. Rauf Denktaş, Halkın Sesi gazetesinde yazılar yazmakta ve ART isimli televizyon kanalında Pazartesi günleri Denktaş'ın Gündemi adlı, görüşlerini anlattığı programı sunmaktaydı.


__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.01.2017, 21:05   #2
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kıbrıs Türk Halkına Adanmış Bir Ömür | Rauf Raif Denktaş








Denktaş'ın kızı Ender Vangöl anlatıyor.

Babasının sürekli yatmaktan dolayı ağrısı olduğunu, konuşarak durumunu izah etmeye çalıştığını anlatan Ender Vangöl, Denktaş'ın, nefes alamaz durumdayken bile eşi Aydın Denktaş için sürekli "Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar.." şarkısını söylediğini, kendisinin de şarkıya eşlik ettiğinde, "Sizleri kaybetmekten korkuyorum" dediğini aktardı.

Babasının, Rumca bir şeyler söylediğini, "Rumca anlamıyorum baba, İngilizce ya da Türkçe konuş" dediğini anlatan Ender Vangöl, babasının, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile diğer Rum liderler için, "(Söyle kendilerine, burası bağımsız bir cumhuriyettir' dedi ve 'Hristofyas' diye bağırdı" ifadesini kullandı.

Ender Vangöl, Denktaş'ın, Kıbrıs müzakerelerinden bahsettiğini, toprak ayarlamalarına, iskana değindiğini ve "Nasıl olacak, nasıl yerleşecek bu insanlar?.." dediğini kaydetti.

Babasına, "bunları düşünmemesi gerektiğini" söylediğini, ancak Denktaş'ın "Benim düşünmem gerek" diye yanıt verdiğini dile getiren Ender Vangöl, sabah saatlerinde de "Beni evime götürün" dediğini, kendisinin de "Biraz daha güçlen evimize gideceğiz" karşılığını verdiğini söyledi.



Nefes almada zorlandığını ve doktorun geldiğini, doktorun, "Bu işlemi yaparken her an kalbi durabilir" dediğini anlatan Ender Vangöl, babasının başında yalnız olduğu için buna kendisinin karar vermediğini, doktorun da, "Denktaş Bey böyle bir müdahale yapmam lazım, ne dersiniz" diye babasına sorduğunu ve babasının da "Ne gerekiyorsa yapın" diye izin verdiğini anlattı.

Babasının nefes almakta zorlandığını, gece boyu konuştuklarını, konuştuklarının zaman zaman anlaşılmadığını ifade eden Ender Vangöl, "Ama hiç bir zaman bilincini kaybetmedi, son ana kadar" dedi.

Solunum cihazı takılırken babasının başında olduğunu belirten Vangöl, şöyle devam etti:

"O bir tarih orada. Koskoca bir tarih o... Bu anında bile devletini düşünüyor. 'Düşünme baba bunları' diyorum, 'Nasıl düşünmeyeyim ben, düşünmem lazım, bunları çözmek lazım..' diyor. Umudumuzu yitirmiyoruz. Çok mücadele veren bir bünyesi var. Allah nasıl takdir ederse ona uyarız..."

Ender Vangöl, solunum cihazına bağlanmadan önce babasını en son kendisinin gördüğünü sözlerine ekledi.







8 Ocak gecesi organ yetmezliği teşhisi ile Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan Rauf Denktaş, tedavi gördüğü hastanede 13 Ocak 2012 tarihinde 88 yaşında vefat etti. Vefatının ardından Türkiye ve KKTC'de ulusal yas ilan edildi. 17 Ocak 2012 günü, yapılan devlet töreniyle Lefkoşa'daki Cumhuriyet Parkı'nda defnedildi.




Saadet Sırları (1941)

Ateşsiz Cehennem (1944)

Criminal Cases (1953)

12'ye 5 Kala (1965)

Akritas Planı (1972)

A Short Discourse of Cyprus (1972)

The Cyprus Problem (1973)

Cyprus Triangle (1981)

Gençlerle Başbaşa (1981)

Kur'ân'dan İlhamlar (1986)

Gençlere Öğütler (1988)

İmtihan Dünyası

Yarınlar İçin

Kıbrıs Girit Olmasın

A Handbook of Criminal Cases (1955)

Cyprus Problem in a Nutshell (1983)

Kadın ve Dünya - Woman and The World (1985)

UN Speeches on Cyprus (1986)

Seçenekler ve Kıbrıs Türkleri - The Options and The Turkish Cypriots (1986)

Cyprus, An Indictment and Defence (1987)

The Cyprus Problem 23rd Year (1987)

My Vision for Cyprus (1988)

Atatürk, Din ve Laiklik - Atatürk, Religion and Laïcité (1989)

Kıbrıs'ta Bitmeyen Kavga - The Unending Fight in Cyprus (1991)

Kıbrıs Davamız - Our Cyprus Issue (1991)

İlk Altı Ay - The First Six Months (1991)

What is the Cyprus Problem (1991)

A Challenge on Cyprus (1990-91)

Denktaş As A Photographer, Images From Northern Cyprus (1991)

The Cyprus Problem and the Remedy (1992)

From My Album (1992)

O Günler - Those days (1993)

Images From Northern Cyprus (1993)

Vizyon - The Vision (1994)

Kapılar - Doors (1995)

Observations on the Cyprus Dispute (1996)

Kıbrıs Meselesinde Son Durum - The Latest Situation in Cyprus Issue (1996)

Rum Yunan İkilisi: İstenmeyen Cumhuriyetten Nereye? - Cypriot Greek Duo: Where to from the Unwanted Republic (1996)

Karkot Deresi - Karkot Creek (1996)

Rauf Denktaş'ın Hatıraları I. cilt 1964-74 - Memoirs of Rauf Denktaş, 1964-74, volume I (1996)

Rauf Denktaş'ın Hatıraları, 1964-74, II. cilt (1965), (1997)

Rauf Denktaş'ın Hatıraları, 1964-74, III. cilt (1966) (1997)

Rauf Denktaş'ın Hatıraları, 1964-74, IV. cilt (1967) (1997)

Rauf Denktaş'ın Hatıraları, 1964-74, V. cilt (1968) (1997)

Rauf Denktaş'ın Hatıraları, 1964-74, VI. cilt (1969) (1997)

Rauf Denktaş'ın Hatıraları, 1964-74, VII. cilt (1970) (1997)

Kalbimin Sesi - The voice of my heart (1997)
In Search of Justice (1997)

Rauf Denktaş'ın Hatıraları, 1964-74, VIII. cilt (1971-72) (1998)

Rauf Denktaş'ın Hatıraları, 1964-74, IX. cilt (1973-74) (1999)

Hatıralar, Toplayış, X. cilt - Memoirs, Conclusion, vol X (2000)

__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.01.2017, 21:18   #3
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kıbrıs Türk Halkına Adanmış Bir Ömür | Rauf Raif Denktaş








Rauf Denktaş kendisiyle görüşülereklerek hazırlanan bir seri yazı dizisinde ilk şiirini 14- 15, yaşlarında yazdığını ve bu şiirin Kıbrıs Türk gazetelerinden Söz gazetesinde yayımlandığını belirtir.


Rauf Denktaş ilk şiirlerinde Akın Yılmaz takma adını bazen de ’R.D.R’’ kısaltmalarını kullanmıştır ki aslında bu kendi isminin yani Rauf Raif Denktaş kısaltmasıdır. Ancak bu kısaltmada da ’R.R.D’ yerine ’R.D.R’ şeklinde bir kısaltmayı tercih etmiştir.

Rauf Denktaş’ın şahsiyetinin şekillenmesinde milliyetçi bir insan olan babası hâkim Raif Bey’in ile öğretmenlerinin, özellikle de hocası Turgut Sarıca’nın rolü büyüktür. Rauf Denktaş, hem Türkçülük fikriyle beslenir, hem de dinî bilgiler öğrenir. Yazdığı şiirlerde de milliyet ve maneviyat kavramlarının, duygularının izleri karşımıza çıkar.

Rauf Denktaş Mart 2010 tarihinde KKTC Bayrak Radyo ve Televizyonu (BRT)’nda katıldığı “Kültür Adalarımız” programında “bir haksızlık, milli bir olay ve milli bir dava” ‘nın etkisiyle şiir kaleme aldığını belirtir.

Kendisinin devamlı okuduğu şair ve yazarlar olarak ise Namık Kemal, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp, Tevfik Fikret, Mehmet Akif Ersoy, Faruk Nafiz Çamlıbel gibi isimleri zikreder. Arif Nihat Asya’nın “Fetih Marşı” adlı şiirini gençlere sık sık okuyan Denktaş, uzun dönem Avrasya Radyo Televizyonun (ART)’deki “Denktaş’ın Gündemi” programını da daima bir şiirle kapatmıştır.

Rauf Denktaş’ın yazdığı ilk şiirlerde “Ziya Gökalp, Türkçülük fikri ve Kızıl Elma” etkisi çok belirgindir. O dönemde kaleme alınan şiirlerine örnek olarak 20 Temmuz 1942’de yazdığı ve Kıbrıs’ın Söz gazetesinde çıkan “Bozkurt” şiirini verebiliriz:

Hız aldık rüzgarlardan, ses aldık boralardan
Fırtınalar şaşırttık, yıldırımları geçtik
Yenilmez azmimizle kurtulduk saltanattan
Başımıza bir güneş, bir ateş, bir alev seçtik.

Güneş otları yaktı, ateş yangınlar yaptı

Her bir gönlün ateşi bir gönülde toplandı
Toplanan bu ateşle kelepçeler eridi
Kararmış ufkumuzda parlak güneş belirdi.

Ufkumuza ağartan, gönlümüzde yer açan

Sönmez ateş ile ruhlara ışık saçan
Ebedi Atamızla millet şefimiz oldu

Türklük bu iki baştan serbestisini buldu.

Başımızda o güneş, gönlümüze o ateş

Sönmeyen bir alevle arşa kadar gideriz
Ergenekonu aşan şanlı bozkurt bizleriz
Bozkurtları biliriz kendimize candan eş.

Yine Türklük ve Bozkurt temalı şiirlerine örnek olması açısından “Bozkurtların Sesi” adlı şiirini buraya alabiliriz. Rauf Denktaş bu şiiri 29 Nisan 1942’de yazmış ve şiir defterine kendi el yazısıyla “6 Mayıs 1942 tarihli Halkın Sesinde” diye bir not düşerek, bu şiirin tanınmış Kıbrıs Türk gazetesi Halkın Sesi’nde çıktığını belirtmiştir.

“Bozkurtların Sesi” adlı bu şiir de biz coşkun ve lirik bir dille Rauf Denktaş’ın milliyetçi ruhunu buluruz. Türklüğü içinde hisseden ve onu önünde hiçbir engel bulunmadan akan bir sele, ardından bir ateşe benzeten Rauf Denktaş kaynaksız bu selin sularla dolup gümbür gümgür akması, ateşin sönmemesi için İslamiyet öncesine giderek Türklerin Gök Tanrı’sından ses bekler.

Rauf Bey'in el yazısı ile



Gençliği hareke
te geçirecek olan Türklük ateşidir ve 1942’de yazılan bu şiirde Kıbrıs Türklerinin İngiliz sömürge yönetimi altında bulunduğu düşünülürse Denktaş’ın Türklük ve milliyetçilik ruhuna seslenme sebebi daha iyi anlaşılacaktır. Birçok Türkçü şair gibi Rauf Denktaş’da damarlarında Ergenekon Destanı’nı hissederek Bozkurt olmaktan söz eder:

Kaynaksız bir seliz biz, hiç dinmeden akarız.

Akışımız derindir, sessiz akan sularız.

Yoksa da yağmurumuz doldursun kaynağımızı.
Çekilen setler yine kesemez hızımızı.

Köpüren bir ateşiz, ateş
ten erleriz biz.
Bu ateşi kül etti azgın sular, hepimiz,
İrkilmeden bahtımız sönen bu ateşlere
Demlerinden kül olan adsız kalmış bu erlere.

Düştüm şimdi ben yola, bir acıyan ararım.

Bir gün olacak yine ses verecek gök tanrım.
Sesimizi boğan sis bizi söndüren sular
Uykumuzdan dağılıp hep buhar olacaklar.

Uyanırken bu gençlik önümüzde coşacak,

Hissiz kalan kalbimiz yaşla dolup akacak,
Bu ateşli yaşlarla tekrar parlayacağız.
Ta ezelden ün salan bozkurtlar olacağız.



Rauf Denktaş’ın milliyetçi bir insan olarak karakterinin şekillenmesinde İngiliz Sömürge yönetiminin Türk bayrağı, ulusal bando,kırmızı beyaz renk yasakları kadar Rumların hasmane tutumu etkili olmuştur. Rauf Denktaş 3 Nisan 1943’te bir Rum gazetesinin Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı demek olan Enosis çığlıkları üzerine “Kim Demiş” adlı şiiri ile cevap vermiştir:

Kim demiş ki benim için bu beldede âti yok,
Kim demiş ki bu toprakta Türk oğlunun hakkı yok..
Bu diyarlar sizin için etmez diyen cahil kim?
Haykırırım cevap versin bizi fazla gören kim?

Ey Türk oğlu bu beldede senin için her şey var,
Bu toprağın her adımı senden bir parça saklar.
Türk kanıyle kızıl güller veriyorken bu diyar,
Ümit yoktur bu beldede Türk'e, diye kim demiş?

Bu topraklar senin için yeşerirken burada,
Ataların destanları inilderken sularda,
Kim demiş ki yabancısın ey Türk oğlu bu yurtta.
Bu toprakta emeğin yok, çekil burdan kim demiş?
Ey asîl Türk, bu sözleri söyleyecek herkesin,
Demir gibi yumruğunu vur başına inlesin

Bu toprakta atan kalpler nerden gelmiş dinlesin,
Türk'e yer yok bu diyarda, çıksın, gitsin, kim demiş?


Rauf Denktaş’ın şiirlerindeki temlerden motiflerden biri de “bayrak ve bayrak sevgisi”dir. Kendisinin hayattayken televizyonlardan okuduğu ve ölümünden sonra KKTC ve Türkiye’deki kimi kanallarda verilen “Benim İki Bayrağım Var” adlı şiiri çok sevilmişti. Ancak bu şiirden önce bayrak temasının başlangıçtan beri Denktaş’ta bulunduğuna kanıt olması bakımından 1942 tarihinde yazdığı “Albayrak” şiirini görelim:

Hasretken bunca yıldır kavuştuktu sana biz,
Seni ilk gördüğümüz gün titrediydi kalbimiz,
Kanımıza karıştı al rengin kaynayarak;
Şimdi nerelerdesin sallansana Albayrak?

Hürriyetin timsali Bayrağımız sallansın,
Onu gören her Türk'ün göğsü yine kabarsın,
Gölgelesin vatanı neşe ile sallanarak
Fakat hani nerdedir, dalgalan Albayrak?

Onun kızıl rengiyle kalbimiz tutuşurken,
İçime serin verdi, gölgesinde yattım
ben,
O gölgede yatarken ruhum kaçtı uçarak,
Gitti aramak için dalgalanan Albayrak.

Gel dalgalan Bayrağım, al gölgende yatayım,
Kızıl rengin altında bir er gibi yaşayım,
Gel gölgele toprağımı neşe ile sallanarak

Fakat nerelerdesin güzel sevimli bayrak?



Rauf Denktaş’ın bayrak- albayrak sevgisini gösteren ve üslup bakımından daha da akıcı yoğun ve dolgun bir söyleyişe ulaştığı şiiri “Benim İki Bayrağım Var” adını taşır. Ömrünü Kıbrıs Türklüğüne adayan ve içindeki büyük Türkiye sevgisiyle Türkiye’yi daima Anavatan olarak zikreden Rauf Denktaş için özgürlüğün simgesi olan Türkiye ve KKTC bayrakları da kutsaldır ve ayrılmaz ikilidir. Rauf Denktaş Kıbrıs Türk Varoluş Mücadelesi’nin sonuçlanmasında, 15 Kasım 1983’te bağımsız KKTC’nin ilanında ve bugünkü KKTC bayrağının şekillenmesinde birinci derecede payı bulunan isimdir:


Benim iki bayrağım var
Biri ana, birisi kız
Benim iki bayrağım var
İkisinin de bağrında
Namusumdur ayla yıldız

Biri damarlarımda kan
Biri alnımda aktır
Benim iki bayrağım var
Birisi gönül yarası
Biri tükenmeyen aşktır

Biri yüreklerde sabır
Biri yaştır kirpiklerde



Kıbrıs’ın Ziya Gökalp’i olarak adlandırılan Turgut Sarıca’nın Türklük duygusunu aşılama ve fikirlerini geliştirme açısından üzerinde büyük etki bıraktığını Rauf Denktaş özel sohbetlerinde ve yazdığı eserlerinde dile getirmiştir. Rauf Denktaş, KKTC BRT TV’deki “Kültür Adalarımız” adlı programda (Mart 2010) öğretmenlerinden Turgut Sarıca’nın kendilerine milli şiirler okuyup, milli şiirler dikte ettirdiğini ve kendilerini vatan aşkıyla yetiştirdiğini kaydeder. Rauf Denktaş’ın şiirlerinde bazen doğal bir afetle Kıbrıs Türklüğünün mücadelesini birleştirdiği görülür. Adada meydana gelen ve Kıbrıs Türklerini zarara uğratan bir doğal afet, büyük fırtına Denktaş’ın ruhunda Rumların adayı Yunanistan’a ilhakı demek olan Enosis fırtınası ile birleşir ve böylece “Ağlama” şiiri doğar:

Yıkılmış ocaklar sönmüş kül olmuş,
Hınçkıran kalplerden akar kanlı yaş,

Henüz dün gülenler bak nasıl solmuş?
Fırtına bırakmamış anne, arkadaş...

Dün bir yuvaydı bu gördüklerin,

Dağlarda bir olmuş virane değil,
Ağlıyan herkes senin sözlerin,
Ne güzel teselli verir, bunu bil...


Bir yandan bozulmuş yuvalar durur,

Bir yandan oğulsuz anneler ağlar,
Allahım hınçkıran sesleri sustur,
Bu matem sesinde sanki zehir var...


Teselli sesimiz yükselsin buradan,
Şenlensin ağlıyan, bozgun yuvalar,
Hınçkıran bu sese koşmuzsan UTAN
Kalpleri kül olmuş anneler ağlar!!!
Ufuklar daralsa yine ağlama,

Kalbimiz sizinle her an beraber,
Hınçkıran anneler, bizi dağlama.

Acına ortağız biz de ağlarız,
Kararmış ufkunda bir gün doğarız
Yıkılan köyüne cennet kurarız,
Gecenin gündüzü vardır, ağlama!!!


Rauf Denktaş’ın yazdığı şiirlerde Türklük, vatan, millet ve merhamet duyguları işleyenlerin yanında didaktik diyebileceğimiz öğüt-nasihat veren parçalar da bulunur. Örneğin oğlu Raif Denktaş doğmadan önce yazdığı ve evlenirken ona armağan ettiği ”Oğluma Öğütlerim” adlı şiir bu türdendir:
Saat gibi durmadan,
Gece gündüz çalışan,
İnsanlar mesut olur,
Evlâdım buna inan.

Gıpta etme paraya,
Düşme sakin sefâya,
İşinde tutumlu ol,
Dayan daima cefaya.

Îmânına dayan sen,
Kuvvetine inan sen,
Fakat sakın saldırma,
Ortada sebep yokken.

Yalana sapma sakın,
Düşmanlarından sakın,
Herkesi dost bil de sen,
Daima güleryüz takın.

Calış, uğraş durmadan,
Bir gün olursun adam,
Paraya kul olma sen,
Oğlum ol hakka tapan.


Herkese ol bir örnek,
Al herkesten görenek,
Daima içinden inan,
Terbiye hayat demek.


Sana vurana vurma,
Fazla duygulu olma,
Bu dünyada cefâ çok,
Henüz doğmadan solma.


Saat gibi durmadan,
Gecegündüz çalışan,
Temiz kalpli insan ol,
İmrensin sana bakan.

Rauf Denktaş’ın bir özelliği de mücahit olması ve her cephede yer alarak İngiliz ve Rumlara karşı verilen varoluş mücadelesini sürdürmesi ve bu savaşımı bağımsız KKTC ile taçlandıran mücadele insanlarının başında bulunmasıdır. Rauf Denktaş için Türk kültüründeki alperen tipinin bir noktada Kıbrıs Türkleri arasında ki devamıdır demek hiçte yanlış olmaz sanırım. Onun 1964’te kurulan ortak Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Türklerin atılması ve Rum saldırı ve cinayetlerinin artması üzerine her alanda verdiği mücadele kayda değerdir.

Türk kültüründe içinden geçilen ve yaşanılanları, bağımsızlıkmücadelesi yolunda çekilenleri ve kahramanlıkları anlatan destansı şiir parçalarının en güzel örneklerinden birini de Rauf Denktaş yazmıştır. Rumların Türklere karşı başlattığı saldırılar, Türk pilot Cengiz Topel’in önce esir, sonra şehit edilişi ve Kıbrıs’ın Erenköy bölgesinde 1964’te Rum saldılarını püskürtmeyi başaranların öyküsünü Rauf Denktaş, ‘’Erenköy’’ Destanı adlı uzun şiirinde, poeminde çok başarılı dile dökmüştür. Destan türünün şiirdeki güzel örneklerinden biri olan Erenköy Destanı’ndan son bölümleri okuyalım:


Kahveden sesleniyor bir genç
“Nerede kaldı şu hücümbotlar?
Niye sustu sahra topları?
İsmet Paşam çok yaşasın
Çizmesini giydi artık..”

“Yok oğlum’’ diyor bir ihtiyar
“Çizme giymedi kanat taktı
8 aydır bizi yakanların
Canını oh... ne güzel yaktı...”

Radyodayız

Veriyor haberleri
Marşlar çalıyor Ankara’da
Kahramanlık şiirleri okuyorlar
Jetlerimizin yaptıklarını anlatıyorlar.
Ölümle ağlamayan gözlerde yaş var şimdi.

Ağlıyoruz.

Vatanın kalbinde çarpan hız
Nabzındaki kuvvet olduk diye...
Ağlıyoruz
Alındı 8 aylık öcümüz
Yarınlar artık bahtlı
Yarınlar ölenlerden kalanlara hediye.
Mağaralardan çıkıyor
Çıplak kadınlar, korkulu gözlerle yavrular
Bakıyorlar bize...

Ağlayan insanların gözlerindeki kahkahayı görüyorlar
Mağaralardan çıkan
Çıplak kadınlar ve çocuklar
Bir anda sevinçle gülüyorlar.

Eller göklerde
Türk milletine
Onun büyüklerine
Mehmetçiklere
Dua ediyorlar.

Erenköy destandır bu işte...
Bir avuç insanın imanı
4000 Rum’un saldırısına karşı
Günlerce göğüs gerdi.
Yıkılmak üzereyken başı
Yükseldi
Yine göklere erdi...
Ölenlere ağlamayanların gözlerinde
Bir yas...

Kendilerini kurtarmak için gelen
Şehit Topel’in unutulmaz derdi,
Türk’ü Türk’tür kurtaracak ateşten
Başka dostumuz yok
Erenköy’de bunu çok iyi anladım ben,

Güneş batıyor
Erenköy’de nazlı bir gelin gibi
Dalgalanıyor al sancak,
Bu imanla, bu ruhla,
Bayrağımız
Kıbrıs semalarında ilelebet hür ve şen
Dalgalanacak.


Şiire genç yaşta başlayan ve her zaman şair olmak iddiası taşımadığını bilhassa ifade eden Rauf Denktaş, aslında Türk siyaset tarihinde, İslamiyet öncesi dönemlerden günümüze pekçok örneğini gördüğümüz -Yusuf Has Hacib, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, Bülent Ecevit v.s .- devlet büyüklerinin şiirler uğraşması geleneğinin yani “şair devlet adamı”tipinin bir devamıdır. Onun şiirlerini şahsi hayatı, iç duygulanmaları,Türklük duygusu, Kıbrıs Türklerinin varoluş mücadelesi şekillendirmiştirdiyebiliriz. Anı, tarih ve siyaset alanlarında pek çok kitaba imza atan ve sanatın özellikle fotoğrafçılık dalında uzmanlaşan Rauf Denktaş’ı şiirvadisinde de toplumcu, hamasi, milliyetçi şiirin XX. yüzyılda Kıbrıs Türkedebiyatındaki ve genel anlamda da Türk şiirindeki takipçilerinden biriolarak kabul edebiliriz. Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp ve ArifNihat Asya gibi Türkçü şairlerden özellikle beslenen Rauf Denktaş kendine özgü bir söyleyiş tarzına da ulaşmış akıcı ve yalın bir şiir dili yakalamıştır.

stratejikoperasyon
__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.01.2017, 21:05   #4
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kıbrıs Türk Halkına Adanmış Bir Ömür | Rauf Raif Denktaş





Eşi Aydın Hanımefendi'nin Rauf Bey ile anıları..


Çok kıskanç bir kişiydim. Bir gün beni Ankara’da bir tiyatroya götürmüştü. Orada “sahnedeki oyuncuya niye öyle bakıyorsun” diye kıskançlık yapıp yarı buçuk (oyun bitmeden) eve getirmiştim. Bunu hiç unutamam. Ben kıskanırdım ama o bu hep hallerime güler, “boşuna sinir oluyorsun” derdi. Büyük bir lider, tabi ki sevenleri çoktu. Sarılıp öpen çok olurdu.
...

Rauf Bey bademcik ameliyatı olmuştu. Çok zor bir ameliyat olduğunu söyler, bademcik ameliyatından çok korkardı. Oğlum Münir’in de bademcikleri çok şişerdi.

Rauf Bey korktuğu için “babası Türkiye’ye gittiğinde ameliyat ettirelim” dedik. Ameliyatı Doktor Burhan Nalbantoğlu yaptı. Çocuk ameliyatta aniden gitti. 7 yaşındaydı oğlum. Rahmetli Hazım Remzi Ankara’ya gidince Rauf kendisini karşılamak istemiş kendisini bizlerden haber alsın diye… Hazım Remzi Rauf’a “başın sağ olsun” deyince Rauf annem öldü sanmış. Annem hastaydı diye ilk o aklına gelmiş..

Rauf “annem mi öldü” diye sormuş. “Yok oğlunu kaybettik” demiş Remzi. Görümcem geldi, kızgınlıkla elimden çekti ama Rauf hiçbir şey demedi. Ne bir şey sordu, ne söyledi. Yalnız benimle uzun bir süre konuşmadı.

Oğlumuzun ölümünden bir süre sonra Bursa’ya gittik. Bursa bizim için bir değişiklik oldu. Yavaş yavaş acımızı bastırmaya başladık ama yine de bana kırgın olduğunu hissediyordum. Bir şeyler söylemek istiyor, söyleyemiyor, kızamıyordu.

Bende üstüne gitmedim çünkü kabahatliydim. Ondan habersiz çocuğu ameliyat ettirmemeliydim.

Daha sonraları, “ben sana söylemedim mi zor bir ameliyat diye… Niye yaptırdın” demişti. Çok iyi bir eşti. O acıya rağmen bana bir şey söylememişti.



haberkibris

.......



Oğlu Serdar Denktaş 'ın anlatımı ile Rauf Denktaş.


“Rauf Raif Denktaş’ın mücadele yılları genç yaşlarında başladı. Kıbrıs İngiliz İdaresi’nde o dönem. Bayrak ve milli her türlü haslet yasaktı. Bayrağı hiçbir tarafa çekemezdik.

Türkiye’de artık Osmanlı Devleti yıkılmış, Kurtuluş Savaşı bitmiş, Atatürk Cumhuriyeti kurmuş, sürekli devrimler yapıyor.

Öylesi bir dönemde, benim dedem, Rauf Denktaş’ın babası Hakim Raif Efendi Atatürk’ün bütün devrimlerini aydın bir grup arkadaşıyla beraber Kıbrıslı Türklerin arasında yaymaya çalışıyor. Türkiye’de bazı devrimler zorla hayata geçirilirken, Kıbrıslı Türkler gönüllü katkı koyarlar.

Bu yasak döneminde, Türkiye’de İstiklal Marşı okunmaya başlıyor ama Kıbrıs’ta İstiklal Marşı’nı okumak mümkün değildi. Evin iç bahçesinde her Pazartesi ve Cuma günleri Hâkim Raif Efendi ve o dönemin aydın arkadaşları bir araya geliyor ve zeytin ağacının üstüne Türk bayrağı asılıyor. Bu bayrak da gizli gizli yapılmış bir bayrak ve fısıltıyla İstiklal Marşı’nı okuyorlardı. Rauf Denktaş da 8- 10 yaşlarında bir çocuk, bunları izleyerek büyüyor.

Her Cuma saat 12:00’de Hakim Raif Efendi 4 çocuğunu alıyor ve o dönem Türk bayrağının bulunduğu tek bina olan Türk Konsolosluk Binası önünden geçiyor ve fesler çıkarılıp alından terlerini siliyorlar. Bu gizli bir selamlamaydı. Bayrağı selam. Böylesi bir ortamda yetişen bir Denktaş.

Bilahare ağabeyleri ve ablası Hâkim Raif Efendi tarafından okumaları için Türkiye’ye gönderiliyor. Küçük yaşta daha ilkokuldayken Hâkim Raif Efendi, Rauf Denktaş’ı da Türkiye’ye yatılı okula gönderiyor. Ama ondan sonra hasretine dayanamayıp “en azından küçüğüm yanımda olsun” deyip yanına aldı. Ve küçük Rauf İngiliz Okulu’nda tahsiline devam ediyor.

Tahsilinin sona ereceği yıllarda 15 yaşlarındayken babasını kaybediyor. Aklına baba mesleğini devam ettirme geldi, ama o dönemki esas isteği pilot olmaktı. Müracaat ediyor. Dünya Savaşı başladığı o yıllarda İngiltere’ye gidiyor, Hukuk okuyor ve geri geliyor. Hep bu ülkede babadan kalma alışkanlıkla, Türklük yaşamalı, var olmalı diyordu. Bütün uğraşı, aklındaki hedefi hep bu olmuştur. Döndüğünde Dr. F. Küçük ile yeniden çalışmaya başlıyor. Gazetelerde takma isimle yazılar yazıyor, bu esnada Avukatlık da yapıyor. İngiliz Döneminde, Savcılığa oradan da Başsavcılığa geçiyor.

İngilizler görüyor ki, Denktaş yavaş yavaş ilerliyor, halk içerisinde ismini daha fazla duyuruyor, destek verenleri de çok, Hong Kong’a Vali Yardımcısı olarak atanıyor. Ama Denktaş bunu kabul etmiyor. Çünkü mücadele o yıllarda hızlanmıştı artık, EOKA kurulmuştu. Ve Denktaş Savcılıktan istifa ederek Kıbrıs Türk yönetimi içerisinde Türk Kurumlar Federasyon Başkanlığı’na, oradan da artık mücadelesine devam ediyor.”
.....

Denktaş’ın bilinmeyen tarafları olduğunu, genelde herkesin Denktaş’ı Kıbrıs davasıyla ilgili yaptığı konuşmalarını dinleyerek, çok sert ve hiç ödün vermeyen birisi olarak bildiğini ifade eden DPUG Genel Başkanı Denktaş, Denktaş’ın aslında çok nüktedan, inanılmaz komik, çocukluğunu yaşayamadığı için ölümüne kadar haylazlık yapan bir Lider olduğunu kaydetti ve şöyle devam etti:

“Aniden bir bakarsınız Cumhurbaşkanı olduktan sonra korumalarından kaçmış bisikletle Lefkoşa sokaklarında, bir bakarsınız bir arabaya atlamış elinde fotoğraf makinesi sokaklarda dolaşır, fotoğraf çeker. Kendisini kaybettikten sonra gördük ki neredeyse herkesin bir şekilde bir anısı var. Türkiye’ye gidersiniz Türkiye’de inanılmaz bir saygı.

Hala daha devam eder bu saygı. Diğer Türk Devletlerine gittiğimizde, Makedonya’da yaşayan Türkler bize “Denktaş’ın verdiği mücadele ışık olmuştur ve hala daha o ışık arkasında biz yürümekteyiz” diye söyleyebiliyor.

Velhasıl Kıbrıslı Türk’ün hem içerde hem dışarıda saygınlığı açısından son derece önemli bir isim. Hala daha da o saygınlık her yerde devam ediyor.”
.....


“Hayvanları, insanları, yurdunu ve bayrağını seven; Anadolu deyince “En büyük gücümüzdür, Anadolu’yla ilişkilerimiz hiç bozulmamalı” diye 50 yıl her gün söyleyen bir insandı. Bazen yorulmaz mısın diye sorardım. “Yorulmak, bıkmak, usanmak asla kitabında olmasın, yorulduğun ve düştüğün gün bir arkadaşının koluna girerek, tekrar koşmaya başla” dedi. Böylesi bir insandan bahsediyoruz.”
.....


“1974 Barış Harekâtı’ndan yaklaşık beş ay önce Atatürk’ü gördüğü rüyayı anlattı.

Bize; dün akşam rüyamda Atatürk’ü gördüm. Arkadaşlarıyla beraber Girne Kapısı’ndan geliyordu. Karşılaştık. Bana: Denktaş konjektüre dikkat et, dedi.

Ve biz hayırdır inşallah dedik ve geçtik. Başka da kimseye anlatmadı.

15 Temmuz 1974 Yunan işgali başladı. Adayı işgal ediyorlar. Dönemin Türkiye Büyükelçisi Denktaş’ı çağırır ve “Denktaş dikkat edin konjektür çok değişiyor, bir şeyler olabilir” der.

O an Denktaş ağlamaya başlıyor. Büyükelçi “ne oldu” diye sordu.

O'da; bir müddet önce böyle bir rüya gördüm ve Atatürk bana konjektüre dikkat et demişti. Şimdi siz bana konjektüre dikkat et Denktaş bir şeyler olacak diyorsunuz.

Türk ordusu gelecek, diyor elçiye.

O kadar uzun boylu değil diyor Büyükelçi. Ama bir takım şeyler olabilir.

Nitekim bu konuşmanın üstünden 72 saat geçmeden de 20 Temmuz Barış Harekâtı başlamış oluyor. Atatürk’e böyle bir bağlılığı vardı. İnandığı, hedefinden hiç şaşmadan savunduğu bir liderdi Atatürk.”

kibrispostasi.com



..........


__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 22.01.2017, 18:33   #5
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kıbrıs Türk Halkına Adanmış Bir Ömür | Rauf Raif Denktaş














__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 22.01.2017, 22:25   #6
Çevrimiçi
Dilem
» Angel Fall «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kıbrıs Türk Halkına Adanmış Bir Ömür | Rauf Raif Denktaş

Ellerine sağlık, sunum süper olmuş
__________________


Regretsmistakes they’re memories made.
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Dilem'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 22.01.2017, 22:32   #7
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kıbrıs Türk Halkına Adanmış Bir Ömür | Rauf Raif Denktaş

Kıbrıs Türk halkı Rauf R. Denktaş'ı asla unutmayacak, unutturmayacak.
Ellerine sağlık Dilaver modum. Harika bir tanıtım ve sunum olmuş. Çok teşekkürler.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 23.01.2017, 15:11   #8
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kıbrıs Türk Halkına Adanmış Bir Ömür | Rauf Raif Denktaş

Rauf Raif Denktaş hakında bimediklerim pek çokmuş.

Doyrucu bir tanıtım olmuş
Teşekkürler ve ellerine sağlık arkadaşım
__________________
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 23.01.2017, 20:49   #9
Çevrimdışı
Redwine
"Her Şey Güzel Oldu"

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kıbrıs Türk Halkına Adanmış Bir Ömür | Rauf Raif Denktaş

Devlet adamlığı sadece politik açıdan değil, konuşmasıyla, kültürüyle, beyefendiliğiyle, sanatçı yönüyle bir bütündür bence...

Rauf Denktaş ise bu tarife tamamen uyan bir devlet adamıydı...

O kadar kapsamlı hazırlamış ki konu Rahmetli Rauf Denktaş'ı her yönüyle tanıma fırsatımız oldu...

Ellerine sağlık Dilaver...

Teşekkürler...

__________________
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Redwine'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.01.2017, 08:17   #10
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kıbrıs Türk Halkına Adanmış Bir Ömür | Rauf Raif Denktaş

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Dilem Mesajı göster
Ellerine sağlık, sunum süper olmuş
Teşekkür ederim
Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Gülümsün Mesajı göster
Kıbrıs Türk halkı Rauf R. Denktaş'ı asla unutmayacak, unutturmayacak.
Ellerine sağlık Dilaver modum. Harika bir tanıtım ve sunum olmuş. Çok teşekkürler.
Teşekkür ederim Gülümsün Modum.
Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Canan Mesajı göster
Rauf Raif Denktaş hakında bimediklerim pek çokmuş.

Doyurucu bir tanıtım olmuş
Teşekkürler ve ellerine sağlık arkadaşım
Okuduğun için ben teşekkür ederim arkadaşım.
Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Redwine Mesajı göster
Devlet adamlığı sadece politik açıdan değil, konuşmasıyla, kültürüyle, beyefendiliğiyle, sanatçı yönüyle bir bütündür bence...

Rauf Denktaş ise bu tarife tamamen uyan bir devlet adamıydı...

O kadar kapsamlı hazırlanmış ki konu, rahmetli Rauf Denktaş'ı her yönüyle tanıma fırsatımız oldu...

Ellerine sağlık Dilaver...

Teşekkürler...

Ne kadar güzel bir yorum bu..

Redwine; hem dar zamanımda konumun başlıklarını yaparak beni koca bir dertten kurtardın, hem de yorumunu esirgemedin.

Yardımların için koccamannn teşekkür ediyorum..

Varolasın...
Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Aristo Mesajı göster
Hayatımda hiç bir milliyetçiye, Rauf Denktaş kadar saygı duymadım ve bundan sonra da duymam galiba.

Kendisi elinde silahıyla Kıbrıs Türkleri'nin özgürlüğü için savaşıp, hakkı ile en tepe noktalara gelmiş ve asla islamik sentezlerle ''asimile'' olmamıştır.

Her sağcı ya da milliyetçinin içinde azıcık Rauf Denktaş ruhu olsa, bu ülke bugün çok farklı olurdu.

Cennet diye bir yer varsa orası onun mekanıdır...

Not: Cennet derken o hurili, portakal memeli bakire kızların ve kadeh kadeh içkilerin içildiği yerden bahsetmiyorum. İnsan ruhu ölünce nerde huzur buluyorsa, orası cennettir.

Ruhun şad olsun bağımsızlık savaşçısı Türk Rauf.

Resimde ortada bulunan beli mermi sarılı ve eli silahlı şahıs Rauf Denktaş' dır.





Abi okkalı bir yorumdu, teşekkür ederim.


Ayrıca o fotoğrafı yukarıda kullanmıştım

.....


Yorumlarınız için hepinize teşekkür ediyorum arkadaşlar.



Bu vesile ile Rauf Bey'i hem hatırladık hem andık.

Ruhu huzur bulsun..

O kadar çalış, didin, kelle koltukta
mücadele et kazan, sonra iki paralık siyasetçiler gelsin, Kıbrıs'ı siyasi çıkarları uğruna peşkeş çeksin..

İyi ki bugünleri görmedi Rauf Bey.. Acısından kahrolurdu..

__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
ağlama şiiri, albayrak şiiri, aydın denktaş, benim iki bayrağım var, bozkurt şiiri, denktaş, direniş, doktor fazıl küçük, erenköy destanı, kuzey kıbrıs türk, kıbrıs mücadelesi, kıbrıs türkleri, oğluma öğütlerim, osman örek, raif denktaş, rauf, rauf denktaş, rauf denktaş şiirleri, serdar denktaş, türk mukavemet teşkilatı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:05.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.