|
Türk Tarihinde Yer Alanlar Türk tarihinde yer alan olay ve portreler |
|
Seçenekler |
21.01.2012, 18:47 | #1 |
Çevrimdışı
|
Varlık Vergisi ve Aşkale'ye Sürgün
Varlık Vergisi, 11 Kasım 1942 tarih ve 4305 sayılı kanunla konulan olağanüstü servet vergisinin adıdır. Varlık Vergisi kanununun resmi gerekçesi, hükümet tarafından "olağanüstü savaş koşullarının yarattığı yüksek kârlılığı vergilemek" olarak dile getirilmiştir. Oysa basına kapalı olarak yapılan CHP grup toplantısında başbakan Şükrü Saracoğlu'nun vurguladığı gerekçeler farklıdır: "Bu kanun aynı zamanda bir devrim kanunudur. Bize ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat karşısındayız. Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz.""Bu memleket tarafından gösterilen misafirperverlikten faydalanarak zengin oldukları halde, ona karşı bu nazik anda vazifelerini yapmaktan kaçınacak kimseler hakkında bu kanun, bütün şiddetiyle uygulanacaktır. Yasanın Uygulanışı Başbakan Saracoğlu, 5 Ağustos 1942'de okuduğu hükümet programında "Biz Türküz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve laakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. (...) Biz ne sarayın, ne sermayenin, ne de sınıfların saltanatını istiyoruz. İstediğimiz sadece Türk milletinin hakimiyetidir." diyerek yeni hükümetin sosyal politikasını açıkladı. 1942 yazı boyunca İstanbul gazetelerinde hırsızlık, karaborsacılık, vurgunculuk ve ihtikârla ilgili haber ve yazılar ön plana çıkarıldı. Hemen her gün ve her gazetede "karaborsacı Yahudi" tiplemesini içeren karikatürler yayınlandı. 12 Eylül 1942'de İstanbul defterdarlığı görevine atanan Faik Ökte'nin anılarında anlattığına göre, Maliye Bakanlığı savaş dolayısıyla fevkalade kazanç elde ettiği iddia edilen kimselerin cetvelinin yapılarak müslümanların M, gayrımüslimlerin G, dönmelerin D harfiyle işaretlenmesini talep etti. 11 Kasım'da Varlık Vergisi kanunu TBMM'de hiç tartışılmadan kabul edildi. Kanun her il ve ilçe merkezinde kimin ne kadar vergi ödeyeceğini belirleyecek servet tespit komisyonları kurulmasını, komisyon kararlarının nihai ve kati olmasını, vergi ödeme süresinin 15 gün olmasını, bu süre içinde tahakkuk eden vergiyi ödemeyenlerin mallarının haczedilerek icra yoluyla satılmasını, buna rağmen borcunu ödeyemeyen mükelleflerin borçlarını "bedenen çalıştırarak ödetmek" amacıyla çalışma kamplarına gönderilmesini öngörüyordu. İstanbul'da kurulan üç komisyon tahakkuk eden vergi listelerini 18 Aralık 1942'de açıkladı. Tahakkuk eden vergilerin %87'si gayrımüslim, %7'si müslim mükelleflere yüklenmişti. Geri kalan %6 değişik kalemlerde olup, bunların da çoğu gayrımüslim azınlıklar ve ecnebilerdi. 4 Ocağa kadar vergisini ödemeyen mükelleflere birinci hafta için %1, sonraki haftalar için %2 gecikme zammı uygulanacağı ilan edildi. Aralık 1942 ve Ocak 1943'te İstanbul'da gayrımüslimlere ait binlerce taşınmaz mülk el değiştirdi. El değiştiren mülkler arasında İstiklal Caddesi'ndeki yapıların büyük bir kısmı bulunuyordu. Satılan mülklerin %67 kadarı müslüman Türkler, %30 kadarı resmi kurum ve kuruluşlar tarafından alındı. 21 Ocak 1943'ten itibaren İstanbul'da binlerce gayrımüslime ait ev ve işyerleri haczedilerek haraç mezat satıldı. 27 Ocak ile 3 Temmuz 1943 arasında, tümü gayrımüslimlerden oluşan toplam 1229 kişi çalışmak üzere Erzurum Aşkale'ye yollandı. Sözlü anlatımlara göre bu kişilerin aileleri Aşkale'ye sürülenlerin "sağ dönmeyeceğine" inanıyordu. Sürgünlerden 900 kişi 8 Ağustos 1943'te yük vagonlarıyla Eskişehir Sivrihisar'a nakledildi. 9 - 13 Eylül 1943 tarihlerinde New York Times gazetesinde Cyrus Sulzberger imzasıyla Türkiye'deki Varlık Vergisi uygulamasını eleştiren bir dizi yazı çıktı. Bu yazılardan hemen sonra 17 Eylül'de toplanan TBMM, henüz tahsil edilmemiş olan Varlık Vergisi borçlarının silinmesine karar verdi. Aralık ayının ilk günlerinde Aşkale ve Sivrihisar sürgünleri yaklaşık on aylık esaretten sonra evlerine gönderildi. Çünkü o dönem ikinci Dünya Savaşı'nın kritik günleriydi ve Türkiye bu durumdan etkilenmek istememiştir. VARLIK VERGİSİ...Yasa metni11 Kasım 1942Cumhuriyet tarihinin tartışılan yasalarından biri olan "Varlık Vergisi", Şükrü Saraçoğlu Hükümeti tarafından 9 Kasım 1942'de TBMM'ye sevkedildi. Yasa, 11 Kasım'da Genel Kurul'da kabul edildi ve 12 Kasım 1942'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
|
21.01.2012, 18:49 | #2 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Varlık Vergisi ve Aşkale'ye Sürgün
|
21.01.2012, 18:54 | #3 | |
Çevrimdışı
|
Cevap: Varlık Vergisi ve Aşkale'ye Sürgün
Alıntı:
|
|
21.01.2012, 19:21 | #4 | |
Çevrimdışı
|
Cevap: Varlık Vergisi ve Aşkale'ye Sürgün
Alıntı:
Hitler'de aynı dönemlerde .bneleri pembeye boyatmıştı... Savaş dolayısıyla haksız kazanç elde eden ve karaborsa zengini olanların neden bu şekilde sınıflandırılma gereği hasıl olmuş ki? Karaborsacının, fırsatçının, üç kağıtçının vb. sıfatları taşıyanların bu şekilde sınıflandırılması devletin olaya farklı bir bakış açısı kattığınında işareti gibi... "Salkım Hanımın Taneleri" bu konu ile örtüşen bir filmdi. İzlenmesini öneririm...
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim... Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim... |
|
21.01.2012, 19:40 | #5 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Varlık Vergisi ve Aşkale'ye Sürgün
Savaştan çıkmış bir Türkiye'de aklını, zekasını kullanan kişilerin çıkması ve 1 Lira olanın 5 Liraya satılarak kazanç elde edilmesi kaçınılmaz bir durumdu mutlaka.
Edinilen kazançtan alınan vergi kişinin ne olduğuna göre değil de, eşit olarak gelir ve mülküne göre olsaymış, daha adaletli bir sonuç ortaya çıkar ve bugün tarihimizde maalesef Aşkale'ye kadar uzanan bir utanç karşımıza çıkmazdı. Yazık olan ise, vergiden sonra olan göç. Göç eden gayrimüslimler arasında kimbilir ne zanaatkarlar vardı. |
21.01.2012, 19:48 | #6 | |
Çevrimdışı
|
Cevap: Varlık Vergisi ve Aşkale'ye Sürgün
Alıntı:
Hazinenin bile tam takır olduğu söylenen yıllarda bu mülkleri alan %67'nin kim olduğu ve ödedikleri vergi ve yaptıkları iş ile ilgili bir belge var mı acaba? Merak ettim sadece.
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim... Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim... |
|
21.01.2012, 20:05 | #7 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Varlık Vergisi ve Aşkale'ye Sürgün
Güzel bir soru, araştırayım bakalım birşeyler bulabilecekmiyim.
Söylediğin filmi ben de izlemiştim Banemin. Güzel bir filmdi. |
21.01.2012, 20:25 | #8 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Varlık Vergisi ve Aşkale'ye Sürgün
şimdide varlık vergisi var değişen birşey yokki...
__________________
Never fade away... |
22.01.2012, 15:58 | #9 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Varlık Vergisi ve Aşkale'ye Sürgün
Halkların geçmişinin sadece olumsuz yönlerini cımbızla çekip alıp vede genelde taraflı davranarak birilerini suçlamanın bunu yapanlara ne gibi menfaatlar kazandıracagını iyi duşunmek gerekir .
Eger birilerini yaptıklarından dolayı yargılıyorsanız o zaman olaylara tamamen tarafsız yaklaşıp ,o kişilerin yaptıkları tum hareketleride gözler onune sermek gerekir . Ama ne yazıkki böyle bir şeyi yapmaya kimse yanaşmaz ,çunku o zaman suçlamaların ne kadar yanlı oldugu haksız olabildigini herkes gorecektir . Esas mantık çamur at izi kalsın mantıgı . Eger bir insan haklıysa bunu tum çıplaklıgıyla gozler onune sermekten kaçınmaz ,ama acaba kaç kişi % 100 haklı olabilirki ?
__________________
Ya çaresizsiniz, yada çare sizsiniz. Benim Hayatımı Yargılamadan önce .. Benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç . Hüznü, acıyı ve neşeyi tad... Benim geçtiğim senelerden geç, benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !! Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN |
Megan'in Mesajına Teşekkür Etti |
22.01.2012, 16:26 | #10 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Varlık Vergisi ve Aşkale'ye Sürgün
Tarih içerisinde yapılmış bir yanlışlığı bulup çıkartmak ve bu suçu işlemiş kişilere "suçlu" demek taraflı olmaksa tabi ki taraflı olunmalıdır...
Bu kanunun hazırlanması ve yürürlüğe sokulmasıyla binlerce madurun oluşturulması ve bunun yanı sıra birilerinin zengin edilmesi hangi hakkaniyet kalıbına uyar ki? O zamanlarda karaborsa ve haksız kazanç yoluyla zengin olanların öne çıkarılarak hazırlanan bu kılıfın ardında ırkçılık yapılması, değerli malın ve mülkün birilerine peşkeş çekilmesi mazur gösterilebilecek bir olay olmamalı. O dönemde satılan malların kimler tarafından alındığı araştırıldığın da bugün adını bildiğimiz pek çok aileyi o listede bulmaktayız. Devletin bile nakit sıkıntısı yaşadığı ve bu nedenle böylesine çirkin bir kanunu hazırlamak zorunda kaldığı dönemde haraç mezat satılan bu malları alanların parayı nasıl bulduklarıda ucu açık bir soru olarak durmakta ortada... Nedense aklıma son zamanlarda satılan ve birilerine nasıl peşkeş çekildiği gün gibi aşikar devlet kurumları geliyor... Tarihimizde ki yapılan bir yanlışın, "yanlış" olduğunu söylemek ne bizi ne de Türklüğümüzü küçültür... Her dönemde her toplumdan zararlı mahlukatlar çıkar ve çıkacak. Önemli olan bunların yaptıklarını kabullenerek yola devam etmektense, yaptıkları şeyin çirkinliğinden ders alarak aynı hatalara düşmemeye çalışmaktır. Bu şekilde bir davranış içerisine girersek, asıl o zaman aidiyetimizin onurunu en yüksek burçlara dikme şansını yakalayabiliriz... Not; Atılan çamur falan göremedim ayrıca burada. Tamamen devletin resmi kayıtlarından oluşturulmuş bir araştırma ve bunu destekleyen, o zamanların İstanbul Defterdarı olan kişinin açıklamaları da var...
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim... Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim... |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |