Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Kültür | Sanat | Edebiyat > Türkçe'miz


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 06.10.2010, 12:07   #1
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Çocuk Edebiyatı


Çocuk edebiyatı, “çocuk” ve “edebiyat” değişkenlerinden oluşan, ancak her ikisinden farklı, dirik bir bütünlük oluşturan sanatsal bir yapıdır. Çocuk, üç yaşından ergenlik dönemi arasındaki devre olarak tanımlandığına göre, bu uzun devre de kendi içinde, farklı özellikler göstermektedir. Çocuğun gelişim dönemlerini Piaget, “3-7 yaş arası işlem öncesi, 7-11 yaş arası somut işlemler, 12 ve daha sonrası da soyut işlemler devresi” olarak açıklamaktadır. Çocuğun bilişsel, duyuşsal ve devinişsel gelişim seyri farklı özellikler gösterdiği için, dil ürünü olan çocuk edebiyatı da bu gelişime uygun olarak biçimlenir. İşlem öncesi dönemde olan bir çocuk için üç bin sözcükten oluşan bir edebiyat ürünü okutmanın eğitimbilimsel (pedagojik) bir değeri olduğu söylenemez. Çünkü çocuğun kavram düzeyi, sözcük dağarcığı, bellek işlem hızı edebiyatın niteliğini de ister istemez sınırlandırmaktadır.

Çocuk edebiyatı, “çocukların büyüme ve gelişmelerine, hayal, duygu, düşünce ve duyarlılıklarına, zevklerine eğilirken eğlenmelerine katkıda bulunmak amacıyla gerçekleştirilen çocuksu bir edebiyat” olarak ifade edilebilir. Bir başka ifadeyle de çocuk edebiyatını, “üç yaşla ergenlik çağı arasındaki çocukların bilişsel, devinişsel ve duygusal dünyasını “sözlü” ve “yazılı sanat” ürünleriyle buluşturma ve oluşturma etkinlikleri” olarak da tanımlayabiliriz. Çocuk edebiyatı, ana dili temel becerileri üzerine oturmaktadır. Görünürde ve tanımlamada edebiyat sözlü (konuşma) ve yazılı (yazma) olarak iki temel beceri üzerine otursa da, aslında dört temel beceri (dinleme, okuma, konuşma ve yazma) etkili olarak kullanılmaktadır. Sözlü edebiyat içerisinde, “konuşma” ve “dinleme; yazılı edebiyat içerisinde “yazma” ve “okuma” etkinlikleri vardır. Bu sayılan nedenlerle, çocuk edebiyatının ana dili öğretim süreçleriyle birlikte ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini söyleyebiliriz.

Günümüzde, güzel bir kitapçı dükkânına giren bir çocuk büyük bir olasılıkla dilediği kitabı bulabilir. Resimli, resimsiz macera romanları, peri masalları ve efsaneler, bilimkurgu, özyaşam öyküleri, tarih kitapları, doğayla ilgili kitaplar, şiirler, kısaca yeryüzünde var olan hemen her şeyle ilgili düzinelerle kitap rafları doldurur.
Bugün kitap okuyan çocuk sayısı eskisine göre çok arttı. Kitap satın alamaya gücü yetmeyen çocuklar için Halk kütüphanelerinin çocuk kitapları bölümünden süreli olarak ödünç kitap alınabilir. Bir çok okulun da kendi özel kütüphanesi vardır.
Günümüzde çocuk kitaplarının hem öğretici, hem de eğlendirici olmasına önem verilir. Ama eskiden böyle değildi, üstelik çocukların okuyacak kitap bulmaları kolay olmuyordu. 18. yüzyılın başında yaşamış bir çocukla bu konuda konuşabilseydiniz, okumuş olduğu kitapların azlığına ve bunların sadece birkaçının çocuklar için yazılmış olmasına şaşardınız. Bundan 150 yıl öncesine kadar kitap denince, çocukların aklına, baştan sona iyi davranış kuralları ile dolu ders kitapları gelirdi. Öğretici kitapların yanı sıra çocuklar için ilginç, eğlendirici kitaplar yazılmaya başlanalı çok olmadı.
Çocuk Edebiyatı, 15 yaş altı çocuklar için konuları, karakterleri ve kullanılan dil özelleştirilerek hazırlanan edebi eserlerin oluşturduğu edebiyat koludur. Anton Çehov gibi edebiyat dünyasının önemli bazı isimleri bu kavramın bir edebiyat türü olarak ele alınamayacağını, yalnızca ‘doz‘ olarak edebî vurgunun hafifletilerek sunulduğunun altını çizmektedirler. Edebiyatın dozunun hafifleştirilmesine Türk edebiyatından örnek olarak Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu eserleri ya da Yaşar Kemal, Aziz Nesin gibi yazarların çocuk öyküleri gösterilebilir.







Akademik olarak kesin çizgilerle bir tanımı olmasa da, çocuklara yönelik olan edebî ürünler yeni bir sektör yaratmış; böylece, çocuk edebiyatı alt başlığında bir edebiyat türü olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Çocuklara yönelik edebi eserleriyle dünya çapında en önemli isimlerden biri olan Enid Blyton, aynı zamanda kitapları başka dillere en çok çevrilen İngiliz yazarlardan biridir. Bu durum, çocuk edebiyatına dünya çapında gösterilen büyük ilginin bir önemli bir göstergesidir.

Öte yandan, çoğu zaman bu edebiyat türü içinde değerlendirilen masallar ise, akademik edebiyat tanımı içinde kesinlikle ayrı bir türdür ve çocuk edebiyatı içinde değerlendirilmez.

Toplumların temelini oluşturan çocukların eğitilmesi gereği açıktır. Bu gereklilik tüm dünya ülkelerinde kabul görmektedir. Çocuk, yaşadığı çağda ve içinde bulunduğu toplumda bir yere sahip olacağını bu eğitim ve uygulanacak edebiyat aracılığıyla anlayabilecektir. Ülkemiz, çocuk edebiyatı adına zengin bir mirasa sahiptir. Dede Korkut hikâyeleri, Nasreddin Hoca fıkraları, Karagöz-Hacivat. Ama hızla gelişen görsel medya karşısında olması gereken yerde değildir. Tanzimat’tan 2.Meşrutiyet’e, 2.Meşrutiyet’ten (Tevfik Fikret; Şermin…) Cumhuriyet’e kadar elbette gelişmeler olmuştur. Çocuk Edebiyatı’na emek veren pek çok nitelikli yazarımız da mevcut. Kitabevlerinde, kırtasiyelerde çocuk edebiyatı bölümüne geniş yer verildiğini görebiliriz. Elbette bunlar önemli adımlar; ancak yeterli mi? Bu eserler çocuklarımıza ne kadar hitap ediyor,ulaşabiliyor? Lütfen, kendinize sorar mısınız? Bugüne kadar kaç tane çocuk edebiyatı eseri okudunuz? Kaç tane çocuk edebiyatı yazarı biliyorsunuz? Hep ‘okuyan bir toplum’ olmadığımızdan yakınırız. Bunun temellerini çocukluğumuzda aramamızın pek de yanlış olmayacağını sanıyorum. Çocuğu önemseyen, yapıcı seçenekler sunarak üreticiliği hedef alan bir kültür oluşturma yolunda yazarlara, yayıncılara, anne-babalara görevler düşüyor. Unutmayalım onlar, bizim geleceğimiz…

Çocuk edebiyatı (yazını) kavramını tanımlamadan önce kavramdaki iki sözcüğün de ayrı ayrı tanımlanması gerekmektedir. “Çocuk” ve“edebiyat” sözcükleri birçok kişi tarafından tanımlanmıştır. Bu tanımları buraya tek tek yazmanın bir yararı yoktur. Konunun gerektirdiği biçimde “çocuk” ve “yazın” kavramları şöyle tanımlanabilir.

Çocuk: İnsanın 2 – 13 yaş arasındaki dönemine verilen addır.

Edebiyat (yazın) ise; durum, gözlem, duygu, düşünce, düş ve olayların dil aracılığıyla etkili ve güzel bir biçimde anlatılmasıdır.

Bu iki tanımdan yararlanarak çocuk edebiyatını (yazınını) şöyle tanımlayabiliriz:

Dilin etkili ve güzel kullanılarak çocuklar için yazılmış / söylenmiş sanat niteliği taşıyan yapıtların genel adı. Bazı şair ve yazarlar edebiyatın çocuk, genç, yetişkin edebiyatı olarak ayrılamayacağını ileri sürmüşlerdir; fakat yetişkinler için yazılmış bir yapıtın çocukların ilgisini çekmesi oldukça zordur. Zaten çocuk edebiyatı olamayacağını belirten şair ve yazarlardan bazıları daha sonra çocuklara yönelik şiir, öykü yazmışlardır. Bu durum çocuklar için bir edebiyatın olması gerektiğini açıkça göstermektedir. Çocuklar için yazılmamış bir kitap ancak resimleriyle çocukların ilgisini çeker. Hele içinde resim olmayan büyükler için yazılmış bir kitap çocukların ilgisini çekmek için çok uzun bir zaman raflarda beklemek durumundadır. Erişen (1980), Reşat Nuri Güntekin‘in okuma zevkini nasıl edindiğini şöyle belirtir: “Reşat Nuri Güntekin, küçükken, babası Doktor Hacı Nuri Bey, Jan Ruso’nun ünlü yapıtı Emil’i okumuş. Onun etkisinde kalarak Reşat Nuri’yi okuldan almış. Reşat Nuri, bir yıl evde oturmuş. Bu arada can sıkıntısından, babasının kitaplığını karıştırmaya başlamış. Eline geçen güzel, resimli kitapların resimlerini bir makasla oyup çıkarırmış. Git gide bu oyup çıkardığı resimlerin altını merak edip okumaya başlamış.” Bütün çocukların Reşat Nuri gibi can sıkıntısından kitapları karıştırması, merak ederek resim altlarını okuması beklenemez. Sadece, okumayı sevdirmek için bile olsa çocuklara yönelik bir edebiyatın olması gerekir.
Bu alandaki çalışmalarıyla tanınmış eğitimci Jacob (1955), A.F. Oğuzkan’ın dilimize çevirdiği Curriculum Letter adlı yapıtında çocukların neden edebiyata gereksinim duyduğunu şöyle açıklamaktadır:
1. Edebiyat hoş vakit geçirtici, eğlendirici bir şeydir. Hoş vakit geçirtmeyi eğitimin başlıca amaçlarından biri olarak düşünmekten çekinilmemelidir. Elbette radyonun, resimli dergilerin, sinemanın ve televizyonun yanında okumaya da bir yer ayrılması gerekir. Eğer çocuklar okulda okumayı sevmeyi, okumaktan sadece okumak için zevk almayı öğrenmezler ise hoşça vakit geçirten bir unsurdan yoksun kalırlar. Bu bakımdan, edebiyatı, bir hoş vakit geçirme aracı olarak öğretim programına alınacak değerli unsurlardan biri biçiminde pekala düşünebiliriz.
2. Edebiyat ruha canlılık verir, yaşama gücünü artırır. Edebiyat kimi zaman bizi, hayatın çok ciddi ve üzücü durumlarından uzaklaştırır, götürür. Güzel bir düzyazı veya şiir okumanın kazandırdığı yaşantılarla bir insan kısa zamanda bugünkü tasalarından kurtulma olanağı bulur ve sonra da bu tasarıların karşısına daha güçlü, daha dinlenmiş halde çıkmanın yollarını öğrenir. Çocuklara okulda bu gibi yaşantılar edinmek için birtakım olanaklar verilmediği sürece onlar ruhun canlanıp güçlenmesinde edebiyatın bu şaşırtıcı, olağanüstü değerini hiç bir vakit öğrenemeyeceklerdir.

3. Edebiyat yaşamı tanımaya yardım eder. Çocuklar yaşamı ve yaşama yollarını öğrenmek için edebi eserlere gereksinim duyarlar. Başka bir kimsenin yaşamını ilgilendiren durumları öğrenmek için edebiyat aracılığıyla elde eldilen pek ilginç yaşantıları -televizyon, radyo vb.- hiçbir araç kazandıramaz. Kimi durumlarda kişisel yaşantılardan daha iyisi yoktur; ama bazı yaşantılar vardır ki bunlar türlü edebiyat eserlerini okunmasıyla birer rastlantı sonucu kazanılır. Kısaca, çocuklar yaşamı tanımak için edebiyata gereksinim duyarlar.

4. Edebiyat bir rehberlik kaynağıdır. Edebiyat bir kimsenin kendini tanıyarak davranışlarını değiştirmeye yarayacak olanaklar hazırladığı için bir rehberlik kaynağı olarak da hizmet edebilir. Şüphesiz, bütün edebiyat eserleri böyle bir hizmeti görmez ve bu hizmet de her zaman klasik ölçüler içinde yerine getirilemez. Fakat, her birimizin yaşamında gereksinim duyduğumuz vakit bize kendimizi anlamak konusunda yardımcı olan en az bir kitap bulunmuştur.

5. Edebiyat yaratıcı etkinlikleri özendirir. Çocuklar, başka alanlardaki yaratıcı etkinliklere geçmek için bir sıçrama tahtası olarak edebiyata gereksinim duyarlar. Başka sanatlarla ilişkileri bulunan zengin bir programın eşliğinde yaratıcılığa yönelten okuma etkinlikleri sayesinde bir sanat, başka bir sanatı desteklemiş, beslemiş olur. Okuma, çocuğu resim çizmeye ve dramatik sanat alanlarında ritmik yorumlamalar yapmaya özendirir. Çocuklar okuma ve dramatik sanat alanlarında ne kadar zengin yaşantılar edinirlerse yaşamın öteki yaratıcı alanlarında da o kadar zengin bir kişiliğe sahip olurlar.

6. Edebiyat güzel bir dil demektir. Çocuklar kendi dillerini geliştirmek için edebiyat eserlerine gereksinim duyarlar. Edebiyat güzel bir dildir ve içimizde, çocukların anadillerinin güzelliğini en iyi biçimde öğrenmelerini istemeyecek kimse var mıdır?”


__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.10.2010, 12:12   #2
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Çocuk Edebiyatı

Çocuk Edebiyatı Niçin Önemlidir?



Bizim için önemi,geleceğimizin teminatı” olmalarıyla bir kat daha artan gözbebeğimiz yavrularımıza “oyunlar içinde kaybolan haylaz” yaklaşımı,onlara ne kadar dar ve haksız bir açıdan bakıştır; bunu anlamış olmalıyız. Durum böyle olunca; “Neyi bulursa giysin, neyi bulursa yesin!“der gibi, “Neyi bulursa,okusun!” denmeyeceği;böyle bir aymazlık içinde olmanın tehlikesi,apaçık ortadadır. Bebeklik çağından itibaren, okul öncesi ve okul çağı eğitim-öğretim sürecinde devam edecek bilimsel bilgiye ve seçici-özel ilgiye dayalı tüm çabalarda, onun mutlu, başarılı, uyumlu ve üretken bir rol modeline ihtiyacı olacaktır.

İyi ama nereden, nasıl, neler çocuğun zihinsel ve ruhsal gelişimine katılmalıdır? Üzerinde durduğumuz alan çocuk edebiyatı olduğuna göre, biz de bu alanın temel niteliklerini sıralayalım şimdi:

1. Çocuğu ruhsal ve zihinsel yönden geleceğe hazırlamalıdır. İçinde yaşadığı toplumun ortak değerlerine saygılı ve onları gözeten; inançlı ama bilimsel düşünce sistemlerine açık; kendi ne ve mensubu bulunduğu topluma yabancılaşmadan tüm insanlığın hizmetine hazır; sevgiyi, saygıyı ve adaleti baş tacı eden, özgüveni tam bir kimlikte yetiştirilmesine hizmet etmelidir.

2. Çocuk, genellikle hayali, abartılı, gerçeküstü bir dünyadan hoşlanır. Ancak bunları somutlaştırırsanız anlar ve zevk alır. Bu yüzden anlatıcı; hayalin içinde hayatın bir gerçeğini, abartılı duygu hallerinin içinde barışçı, mütevazı, uzlaşmacı ve iyilikse ver tutumu, gerçeküstü olayların kıvrımları arasında, gerçek hayat sahneleri karşısında uyanık ve dirençli kalmanın bilincini, erdemini öne çıkarmalıdır.

3. Çocuk yayınlarında çocuğun yaşı ve eğitim durumu, bir yapıtın önerilmesinde belirleyici öğedir. Ayrıca çocuğun cinsi yeti, özel hayatı ve eğilimleri dikkate alınmalıdır.

4. Çocuk yayınlarının eğitici,öğretici yanı ağır basmalı;bu etkinin çocuğun ve toplumun yararına olmasına özen gösterilmelidir.

5. Anadili (ulus dili veya resmi dil de olabilir) bilincini pekiştiren, dil beğenisini geliştiren olgunluktaki eserler seçilmelidir.

6. Çocukların dünyaya umutla ve gerçekçi bir gözle bakabilmelerini sağlayan,sosyal ve doğal çevre değerlerini önemsemeyi ana eksen alan edebiyat ürünleri önerilmelidir. Konu ve resim seçiminde çocuğu gerçek hayattan koparacak, düşsel ve fantastik olanı gerçekleştirmeye yöneltecek etkiler taşı mamalıdır. Ayrıca, insan, hayat ve toplum hakkında kötü, zararlı,olumsuz telkinler içeren yoz yapıtlar dikkatle ayıklan malı ve çocuktan uzak tutulmalıdır.
Çocuklar için söylenmiş birkaç özlü sözle bitirelim yazımızı:
“Kitapsız büyüyen çocuk, susuz yetişen ağaca benzer.” (Çin atasözü)

“Çocuk, doldurulacak bir kap değil, ısıtılacak bir ocaktır.” (Danner)

“Kim demiş ki çocuk, küçük bir şeydir?
Bir çocuk belki, en büyük şeydir!” (Abdülhak Hamid Tarhan)

“Her doğan çocuk,Tanrı´nın insanlardan hâlâ ümidini kesmediğine bir işarettir.” (Tagore)
__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.10.2010, 12:20   #3
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Çocuk Edebiyatı

Türkiye'de Çocuk Edebiyatı



Türkiye’de çocuk edebiyatının gelişimi, dünyadaki edebiyatın gelişimiyle yakından ilgilidir. Tanzimat dönemi Türk çocuk edebiyatının da başlangıcı sayılabilir (1839). Tanzimat’tan önce sözlü edebiyat türü hakimdi. Bunlardan masal, bilmece, tekerleme, atasözleri,Nasreddin Hoca fıkraları daha çok evlerde, Karagöz ve Meddah biçimleri de kamusal alanlarda çocukların eğitim ve eğlencesine sunulurdu.

Tanzimat döneminde Kayserili Dr. Rüştü’nün 1859 yılında yazmış olduğu “Nuhbe-tül Etfal” isimli Arapça alfabe kitabının arkasında çocukları eğlendirmek amacıyla yazılmış olan çocuk hikayeleri, fabl çevirileri, kısa hayvan öyküleri vardı. 1869 yılında Mümeyyiz adlı derginin her sayısı ayrı renk kağıt üzerine basılmıştır. Bu dergide çocuklar için bilmeceler ve dizi romanlar mevcuttu.

Ahmet Mithat’ın “Hace-i Evvel” ve “Kıssadan Hisse” isimli kitaplarını bazılari ilk çocuk kitapları sayarlar (1871). Bu kitaplar çocukları eğlendirmek amacıyla yazılmıştır. 1883′de Çaylak Tevfik, Nasreddin Hoca fıkralarını toplamıştır. Ne var ki o dönemde yazılı çocuk edebiyatı olarak fazla bir şey yoktu. Sair Nebi’nin “Hayriyye” ve Sümbülzade Vehbi’nin “Lütfiyye” isimli eserleri tamamiyle didaktik biçimde ve şiir şeklindeydiler. Bu eserler büyüklere göre olduğu için çocuk edebiyatına girmemişlerdir.

Türkiye’nin ilk çocuk kitapları Tanzimat dönemi yazarlarından Şinasi, Recaizade Ekrem ve Ahmet Mithat tarafından Fransızcadan çevrilen kısa şiirler ve hayvan hikayeleridir. Ziya Pasa, J.J.Roussea’niu “Emile” isimli eserini çocuklar için tercüme etmiştir. Bu aradaRecaizade Ekrem ve Muallim Naci sırasıyla “Tefekkür” ve “Ömer’in Çocukluğu” isimli özgün eserleri çocuklar için yayınlamışlardır.Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan yaptığı çevirileri “Tercüme-i Telemak” (1862) isimli eserinde yayınlarken, Vakanuvis Lütfü Daniel Defoe’nun “Robinson Crusoe” isimli eserini, Mahmut Nedim Jonathan Swift’in “Gulliver’in Gezileri” adlı kitapları ve Mehmet Emin de Jules Verne’in “Merkezi Arza Seyahat” ve “Balonda Beş Hafta Seyahat” adlı romanlarını çevirmiştir.

Bütün bu yapıtlar 9 yaş ve üzeri çocuklar için yazılmıştır. Daha sonra pek çok yazar ve şair de çocuklar için kitap yazmaya başladılar. Bunlar arasında Ahmet Rasim, Ahmet Mithat, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Tevfik Fikret, Ali Ekrem Bolayır, İbrahim Alaattin Gövsa, Ali Ulvi Elöve ve Aka Gündüz sayılabilir. Cumhuriyetin ilanından sonra harf devrimi ile yeni bir dönem başlamış ve kitaplar yeni harfler ile tekrar basılmıştır. Çocuk kitaplarında önde gelen isimler Reşat Nuri Gültekin, Mahmut Yesari, Peyami Safa, Abdullah Ziya Kazanoğlu, Ragıp Çalapala, Kemalettin Tuğcu gibi yazarlardır.

Tanzimattan 1940 yılına kadar çocuk kitapları sayısında fazla bir artış görülmez. Çocuk Esirgeme Kurumu 1943-46 yılları arasında çoğu çeviri olmak üzere yüzden fazla değişik kitap bastırtmıştır. 1952′den sonra yazılan eserlerde toplumsal içerikli hikaye ve romanların yer aldığı görülür. 1950 yılından itibaren bazı okul ve kütüphanelerde çocuk kitabı haftaları ve sergiler düzenlenmeye başlandı. Eflatun Cem Güney “Açıl Sofram Açıl” ve “Dede Korkut Masalları” ile çeşitli ödüller almıştır. 1964 yılında Vala Nurettin ve Nihal Karamanagralı’nın yazdığı “Korkusuz Murat” Doğan Kardeş Ödülü almıştır. Aynı dönemde Orhan Veli Kanık La Fontaine çevirileri veNasreddin hoca fıkralarını akıcı bir dille kaleme alır. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiir kitabı “Çocuk ve Allah” “Açıl Sofram Açıl”, “Balina ile Mandalina”, “Okumayı Seven Ayı” ve “Yaramaz Sözcükler”i, Aziz Nesin’in “Şimdiki Çocuklar Harika”, “Üç Karagöz Oyunu”, “Pıtlatan Bal” adlı eserleri çocuklara hitap eden ve bu dönemde yazılmış eserlerdir. Cahit Uçuk “Kırmızı Mantarlar “(1943), “Üç Masal” (1944), “Türk Çocuğuna Masallar” (1946), “Ateş Gözlü Dev” (1946) ve “Kurnaz Tilki “(1946), adlı eserleri yazmış ve “Türk İkizleri “(1958) adlı eseri ile Hans Christian Andersen ödülü almıştır. Mümtaz Zeki Taşkın tiyatro eserlerinin yanısıra“Çocuklarımıza Resimli Şiirler” (1959), “Çitlenbik Kız” (1975) ve “Çocuklara Kahramanlık Hikayeleri” (1978) adlı eserleri yayınlanmıştır.

1960 yılında TDK ve Kültür Bakanlığı çeşitli yarışmalar düzenledi. Rıfat Ilgaz “Hababam Sınıfı”, “Küçük Çekmece Okyanusu” ve “Cankurtaran Yılmaz”ı yazmıştır. Mehmet Seyda roman ve hikaye türünde “Bir gün Büyüyeceksin”, “Şeytan Çekiçleri”, “Çikolata” ve “Düşleme Oyunu”nu yazmıştır.

Yazarlarımız bu yıllarda çocuk kitapları alanına önem verip, öykü, roman, şiir yazmaya başlamışlarsa da pek azı başarılı olmuştur. 1966′dan başlayarak çocuk kitaplarında gelişme görülür. Talip Apaydın “Toprağa Basınca”, “Dağdaki Kaynak”, “Elif Kızın Elleri”, Gülten Dayıoğlu “Fadiş”, “Dört Kardeştiler”, “Suna’nın Serçeleri” ve “Yurdumu Özledim”i yazmıştır. 1970′lerden sonra çocuk edebiyatı hareketlenmiş ve çeviriler artmıştır.

1966-67 yıllarında “Ayşegül ve Ayşecik” dizisi Türkiye’ye gelene kadar resimli kitap hiç yoktu. Sadece Amerikan Board Neşriyat Dairesi (Red House) 1961 yayınları ile bu türde eserler veriyordu. İçerik açısından başarılı olanlar fiziksel ve resimleme yönünden başarılı olamıyorlardı. Bu tercümelerin çoğu toplumumuza uymuyordu. Can Göknil’in “Kirpi Masalı” ilk resimli çocuk kitabımızdır.
__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.10.2010, 12:37   #4
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Çocuk Edebiyatı

Çocuk Edebiyatının Gelişimi


Batı dünyasında çocuk edebiyatı ninniler ve büyükler tarafından anlatılan masallarla başlar. Eski zamanlarda hiç kitap yoktu. Kabilelerdeki hikaye anlatıcıları kültürün, adetlerin, değerlerin ve tarihin birer koruyucusuydular. Hikaye anlatma asırlar boyunca bir nesilden diğerine bir toplumun geleneklerini ve inanışlarını aktarmanın temel yöntemi olmuştur. O devirlerde anlatılan hikayeler aslında büyükler içindi. Ama çocuklar da bunları dinleyip kendilerine uygun olanları benimserlerdi.

Daha sonraları halk ozanları bu hikayeleri derleyip, toplumdan topluma taşıdılar. Balat yani şarkıyla hikaye anlatma, destan, epik gibi halk masalı türleri de böyle oluşmuştur. 15. yüzyılda İngiliz matbacı Caxton ilk defa büyükler için küçük cep masalları basmıştır. Heyecan ve macera içeren bu kitapları İngiliz toplumunun halk tabakası okumaktaydı. Üst kesim ise Horn Book adı verilen ve boynuzdan yapılmış koruyucuların içine yerleştirilmiş bakır levhalardan oluşan kitapları okuyorlardı.

18. yüzyıla
gelinceye kadar İngiltere’de aşırı dinci bir akım olan Quakerizm vardı. Bu akım çocukların son derece sıkı bir disiplinle yetişmesini savunuyordu. Çocuklar için hazırlanmış kitaplar daha çok İncil’den kaynaklanan kitaplardı ve hikayelerin sonu hep ölümle bitiyordu. Bu çocuk kitapları karamsarlık ve dindarlık aşılıyordu.
Bu sıralarda Fransa’da Charles Pearault 14. Lui döneminde çocuk kitaplarının babası olarak anılmaktaydı. Halk ağzında dolaşan masalları toplayıp, kısaltarak çocuklar için 1697 yılında basmıştır. Bunların içinde “Kül Kedisi”, “Parmak Çocuk”, “Mavi Sakal”, “Kırmızı Başlıklı Kız”, “Çizmeli Kedi”, Uyuyan Güzel” gibi eserler vardır. Böylece ilk kez Fransız çocukların kendilerine ait kitapları olmuştur.
Bu kitaplar önce İngiltere’de sonra da Almanya’da basıldılar. İngiltere’de bunları John Newberry İngilizce’ye çevirip , 1727 yılında “Tales of Matter Goose” adı altında yayınladı. Gerek İngiltere’de gerekse Fransa’da çocuklar için yazılan kitaplar bu dönemden sonra artış gösterdi.

Daha sonra kitaplar bildiğimiz gibi basılmaya ve ciltlenmeye başlamıştır. Çocuklar Daniel Defoe’nun Robinson Crusoe’su ve Jonathan Swift”in Gulliver’in Gezileri gibi yetişkin kitaplarını benimsemişlerdir. 1744 yılına kadar John Newbery”nin “A little Pretty Pocket book”isimli kitabı yayınlandı (Küçük Şirin Cep Kitabı). 18. yüzyılın ikinci yarısında Sarah Trimer ve diğer yazarlar başlamış olan bu öğretici, eğitici geleneği sürdürdüler.

Çocuk kitapları sözel geleneklerden beslenen ve derlenerek bir araya getirilen hikayelerdir. Ayrıca Joseph Jacobs tarafından kayda geçirilerek korunan İngiliz masallarının yanısıra Grimm Kardeşler tarafından derlenmiş olan Alman hikayeleri de mevcuttur. 19. yüzyılda İngiliz Edward Lear tekerleme türü şiirlerden oluşan “Book of Non Sense” isimli bir kitap yazdı. Çocuk edebiyatına neşe ve yaşama sevinci getiren bu kitap çok tutulmuştur.
Çocuk kitaplarındaki gelişme 19. yüzyıla kadar yavaş olmuştur. Bu dönemde düşünceleri yaygınlaşan J.J Rousseau’nun eğitim teorisi yanlış anlaşılmış ve pek çok didaktik içerikli eser ortaya çıkmıştır. 19 yüzyılda çocuk kitaplarının konuları genişletilmiştir. Loise May Alcott’un “Küçük Kadınlar”ı aile hikayelerini popüler hale getirmiştir. Robert Louisse Stevenson’un“Define Adası” da aynı etkiyi macera hikayeleri açısından yaratmıştır. 20 yüzyılın başlamasından hemen önceleri Anna Swell’in“Siyah İnci” gibi hayvan hikayeleri ve Lewis Carroll’un “Alice Harikalar Diyarında” gibi fantazileri o güne değin varolan kitap türlerini genişletmiştir.
19. yüzyıl sonlarına doğru özellikle küçük çocuklar için yazılan dergiler ortaya çıkmaya başladı. Çocuklar için yazılanların öğretici olmak zorunda olmadığına inanan Mary Mapes Dadge “St Nicholas” isimli derginin editörlüğünü yapmıştır. 20. yüzyıl başlarında Lucy Sprague Mitchell’in “The Here and Now Story Book” isimli kitabı ile yetişkinler ilk defa çocukların küçük yetişkinler değil başka varlıklar olduğu fikriyle karşılaştılar. Bu dönemde çocuk edebiyatındaki çeşitlilik genişlemeye devam etmistir. Bu yüzyılın başlarında C.B Falls’un ABC isimli kitabının resimleri kaliteli ağaç oyma tekniğinin örneklerini içeriyordu ve yeni gelişen teknoloji olanaklar resimli kitaplara yönelişi kolaylaştırıyordu.

Rudyard Kipling çocuklar için mizahın önemli olduğunu düşünüyordu. 1902′de yayınlanan “Just so Stories” adli kitabı bugün de popülerdir. Beatrice Potter aynı yıl “The Story of Petter Rabbit” isimli kitabıyla edebiyata hayvan öykülerini sokmuştur. O zamandan itibaren de hayvan hikayeleri çocuklarin en sevdigi tür olmuştur. Daha sonra dünyanın tüm ülkelerinde çocuk edebiyatı örnekleri her gün biraz daha gelişerek ve artarak yayınlanmaya başlamıştır.

Çok eskiden öykü kitapları yokken, halk ozanlarının anlattığı destanlar, cin, peri ma salları, yiğitlikleri dillere destan olmuş şöval yelerin, eşkıyaların maceraları, sözde konu şan hayvanların öyküleri dinlenir, bu öyküler anlatıla anlatıla ezberlenirdi.

Çocuk edebiyatı batı dünyasında ancak 18. yüzyılın ikinci yarısında bağımsız bir edebiyat kimliği kazandı. 18. yüzyıl başlarında Fransızca’ya, 19. yüzyılda İngilizce’ye çevrilen Binbir Gece Masalları da bütünüyle olmasa bile içinden seçilmiş bazı masallarla tüm dünya çocuklarının her dönemde vazgeçmeden oku dukları yapıtlar olma özelliğini kazanmıştır. Alaeddinin Büyülü Lambası, Gemici Sinbad’ın Serüvenleri, Ali Baba ve Kırk Haramiler gibi Binbir Gece Masalları’ndan alınıp çeşitli dillere çevrilen ve resimlerle süslenen seçme masallar doğu toplumları kadar batı toplum larında da benimsenmiş ve yaşamın her ala nında etkileri görülmüş örnekler arasındadır (bak. Binbir Gece Masalları).

Gene 18. yüzyılın başlarında, bugün çocuk edebiyatı klasikleri arasına giren birkaç kitap yazıldı. Bunlardan ikisi, Daniel Defoe’nun Robinson Crusoe (1719-20) adlı romanı ile Jonathan Swift’in Güliver’in Gezilerindir (Gulliver’s Travels; 1726). Bu yapıtlar son derece ilginç ve heyecan verici oldukları için hâlâ okunur. Oysa ikisi de özellikle çocuklar için yazılmamıştı. Güliver’in Gezileri zamanın düşünce ve adetlerinin saçmalığını göstermek amacını güdüyordu. Çünkü 18. yüzyılın orta larına gelinceye kadar çocuklar büyüklerin küçük bir modeli sayılır, yetişmeleri için özel bir çaba gösterilmezdi. John Locke ve Jean-Jacques Rousseau gibi Aydınlanma Çağı dü*şünürlerinin öne sürdüğü tezler (bak. Aydınlanma Çağı), Sanayi Devrimi’nden sonra orta sınıfların güç kazanması ve kadınların eşit haklar mücadelesi gibi bir dizi tarihsel olay sonucu, çocuklar büyüklerden değişik varlık lar olarak algılanmaya başlandı. Çocuk edebi yatının gelişmesi de çocuğun kendine özgü bir varlık olarak kabulünden sonra gerçekleşti ve William Blake, Lewis Caroll, Louisa May Alcott, Mark Twain, Carlo Collodi, Hans Christian Andersen gibi yetenekli yazarların katkılarıyla güçlendi. Günümüzde ise çocuğun kitap yapraklarını karıştırmaya başladığı ilk aylardan, 14-15 yaşına kadar zevkle okuyacağı çeşitli boylarda, konularda, dillerde ki taplar var.

İngiltere

15. yüzyılda Avrupa’da Johannes Gutenberg’in bulduğu basım yöntemini İngiltere’de uygulayan William Caxton özellikle çocuklar için öykü kitapları basmayı düşünmemişti. Oysa yayımladığı kitapların çoğu aile büyükleri kadar çocukların da ilgisini çekti. Okuma yazma bilen yetişkinler bu öyküleri çocuklara yüksek sesle okurlardı. Caxton Ezop Mas lan’tu İngilizce’ye çevirdi. Ayrıca kahramanlık öykülerinin yer aldığı birçok kitap yayımladı.

18. yüzyılın ikinci yarısında ise, Fransız düşünür Rousseau’nun görüşlerinin de etkisiyle İngiltere’de çocuk eğitiminde öğreticilik akımı önem kazandı. 19. yüzyılda, çocukların okuması için amaçlanan yeni bir öykü türü olan “peri masalları” ortaya çıktı. Bunlar Frans Charles Perrault’nun 1698′de yayımlanan Les Contes de ma mère l’Oye (1698; “Peri Masalları”) adlı bu kitap “Külkedisi”, “Kırmızı Şapkalı Kız”, “Mavi Sakal”, “Uyuyan Güzel” ve “Çizmeli Kedi” gibi hepinizin çok iyi bildiği ünlü çocuk öykü lerini içeriyordu.



Fransa

18. yüzyılda Jean-Jacques Rousseau Emil (1762) adlı yapıtında, çocuk eğitiminde öğreticiliğin ağırlık taşıması göm ünü ileri sürerek, bu alandaki yayınları nemli ölçüde etkiledi. Bu eğilim 19. yüzyılın büyük bir bölümünde etkisini sürdürürken, me de Segur’un torunları için yazdığı Bir Eşeğin Hatıraları (les memoires d’une âne; 60) gibi romanlar çocuk edebiyatına duygusal bir boyut ve canlılık kazandırdı. Bu dönem en önemli yazarı ise “bilimkurgunun babası” sayılan Jules Verne’dir (bak. Jules Verne). Ayrıca George Sand, Alphonse Daudet, Alexandre Dumas gibi önemli yazarlar da ık edebiyatına katkıda bulundular, ansız çocuk edebiyatı 20. yüzyılda parlak bir döneme girdi. Andre Maurois’nın Şişko-Sıskalar’ı (Patapoufs et Filifiers) ile Antoine de Saint-Exupery’nin Küçük Prensi (le Petit Prince; 1943) bu dönemin sevilen çocuk kitapları arasındadır. 20. yüzyılda çocuk ya yınları arasında çizgi romanlar da tartışmasız bir yer tutmaktadır. Örneğin Herge’nin 1929′da çıkmaya başlayan Tenten’i ile Goscinny’ nin Asteriks’i (1959) ve Red Kit gibi diziler çocuklarca çok sevilen ve izlenen çizgi roman lardır.


Almanya


16. yüzyılda gerçekleşen Reform hareketi, Almanya’da tüm alanları etkilediği gibi, ço cuk edebiyatını da etkiledi. Böylece çocukla ra yönelik yapıtlarda öğretici ve dinsel ilkeler öne çıktı. Daha sonra Aydınlanma Çağı’ndan başlayarak, çocuğun bağımsız bir kişiliği ol ması gerektiği vurgulandı. İngiliz yazar Daniel Defoe’nun Robinson Crusoe adlı yapıtını Rousseau öğretisi paralelinde uyarlayan Joachim Heinrich Campe’nin Genç Robensonu (Robinson der Jüngere; 1779) bu yeni akımın en önemli ürünlerinden biriydi. 19. yüzyılın başlarında ise Romantizm Akımı’nın etkisine giren çocuk edebiyatın da, giderek Almanya’nın zengin halk ede biyatı kaynaklarına ilgi duyulmaya başlandı. Peri masalı alanında en önemli adlar olan ve Grimm Kardeşler (bak. Grimm Kardeşler) olarak tanınan Jacob Ludvvig Cari ve Wilhelm Carl’ın 1812-15 arasında derledikleri masallar arasında Türkçe‘ye de çevrilen Hansel ve Gretel, Rapunzel, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler ve Parmak Çocuk gibi ünlü masallar vardır.


II. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında durak layan Alman çocuk edebiyatı, 1945′ten günü müze kadar çok önemli bir gelişme göstermiş tir. Bugün çocuğun bağımsız kişiliğine verilen önem ve çocuk kurumlarının vardığı ileri dü zey bakımından Almanya dünyanın en önde gelen ülkelerinden biridir. Çağdaş Alman yazarlarından Erich Kâstner çocukların dünya sını ciddiye alan, mizah yollu anlatımıyla çok sayıda çocuk kitabı yazmış bir yazardır. Toplu ‘apıtları 1959′da Gesammelte Schriften adıyla ayımlandı. Bunların içinden Noktacık ile An ton, Uçan Sınıf, Palavracı Baron gibi birçok öykü Türkçe‘ye çevrildi.


İskandinav Ülkeleri


İsveç, Norveç ve Danimarka’da çocuk edebiyatı zenginlik ve yaratıcılık bakımından dün ya ülkeleri içinde ön sıralardadır. İsveç’ te köklü bir çocuk tiyatrosu geleneği vardır. Gerçek bir İsveç ulusal çocuk edebiyatı, daha 1751-53 yıllarında Kont Cari Tessin’in yazdığı peri masallarıyla başladı. Ne var ki, Reform hareketinden beri sürmekte olan Alman etki si 19. yüzyıla kadar çocuk edebiyatında da kendini gösterdi. Bu tarihlerden sonra İsveç’ te peri masalı geleneği yeniden canlandı. Selma Lagerlöf’ün Nils Holgersson’un İsveç Ge zisi adlı yapıtı, tüm öğretici içeriğine karşın, çocuklar için bir düş dünyası ya ratır. Gene bu tarihlerde Laura Fitinghoff’un 1860′larda yaşanan kıtlığı konu alan ve çocuk klasikleri arasında yer alan Barnen fran Frostmofjallet (1907; “Yayla Çocukları”) adlı tarihi romanı yayımlandı. 1920′lere kadar öğretici akımın etkisinde kalan İsveç çocuk edebiyatı, 1940′tan sonra birçok yetenekli yazarın ro manları ve ressam yazarların resimli romanlarıyla önemli bir gelişme gösterdi. Bu dönem yazarları arasında Pippi Uzunçoraplı (Pippi Lângstrump; 1945,) yazarı Astrid Lindgren ve Daniel Doppsko’nun (1959) yazarı şair Lennart Hellsing sayılabilir.

Norveç’te çocuk edebiyatı alanında ün kazan mış bir yazar çıkmamış olmasına karşın, daha 1830′lardan başlayarak özellikle çocuklara yönelik yapıtlar yazıldı. Bunların en önemlileri P. C. AsbjOrnsen ve Jorgen Moe’nun halk masalları derlemeleridir.

Danimarka’da ise dilimize Andersen Masal ları adıyla çevrilen ünlü masalların yazarı Hans Christian Andersen’den sonra (bak. Hans Christian An dersen) aynı düzeyde çocuk edebiyatı ürünleri görülmedi ve çoğunlukla Alman yayınlarından çeviri ve uyarlamalarla yetinildi.

SSCB

Tarihsel olaylar, SSCB’de çocuk edebiyatını 1917 öncesi ve sonrası olmak üzere bıçakla kesilmiş gibi iki döneme ayırır. Devrim öncesi çocuk edebiyatı, büyük Rus edebiyatı ile karşılaştırılamayacak ölçüde zayıftı. İvan Krilov’un fablleri, halk edebiyatının zenginliği ya da Tolstoy’un çocuklar için yazmış olduğu öy küler bu yoksulluğu gidermekten uzaktı. Rusya’da çocuk kimliği Avrupa’nın öteki ülkele rinden de geç tanındığı için, çocuk edebiyatı na yönelik çalışmalar ancak Ekim 1917 Devrimi’nden sonra, çocuğa verilen önemle birlikte gelişti. Güzel resimli çocuk kitapları çok ucuz fiyatlarla çocuklara ulaştı. Genç beyinlerin beslenmesi için konular özenle seçilerek işlen di. Çocuk edebiyatının gelişmesinde dünyaca ünlü yazar Maksim Gorki’nin önemli etkisi oldu. Çocuk öykülerinin, yeni kültürü yarata cak özgür düşünceli sanatçıların kaleminden çıkması gerektiğini vurgulayan Gorki, bu öykülerin çocuğun düş gücünü kamçılayıcı ve düşündürücü olması gerektiği üzerinde durdu. Çocuk kitaplarında eğlendiriciliğin yanı sıra, bilgilendirmeye de önem verildi. Çocuk ların sevdiği yazarlar arasında Yuri Kazakov, Samuel Marşak, Sergey Mihalkov ve Lev Kassil’i sayabiliriz. 1920-30 arasında masalla ra gerçekdışı olmaları nedeniyle savaş açılmış tı. Bugün ise çağdaş çocuk edebiyatı çok çeşit liliği ile dikkati çekmektedir.



Latin Amerika

Latin Amerika ülkelerinin çocuk edebiyatı öğretici niteliği ile dikkati çeker. Kilise ile ço cuğun aile ve okul yaşamı arasındaki yakın ilişki dinsel eğitime öncelik tanınmasına yol açmıştır. Düşsellik ancak 1930′larda Brezilya ve Meksika çocuk edebiyatlarında belirmeye başlamış, gerçekçi bir yaklaşımla birlikte kahramanlık öğesi de çocuk edebiyatına girmiş tir. Halk edebiyatı kaynakları çok önemli bir esin kaynağı oluştururken, daha çok İspanyol efsanelerinin etkisi görülmektedir. Küba’da ise devrimden sonra çocuklar için sömürge ve devrim tarihini konu alan öyküler yazılmış; sosyalist ahlak ve davranış örneklerinin be nimsenmesini hedef alan bir yayın politikası izlenmiştir. Arjantin’de birtakım yerel halk öyküleri ve goşo adı verilen sığır çobanlarının yaşamlarına ilişkin öyküler çocuk edebiyatın da önemli bir yer tutar.


Uzakdoğu

Batı ile Uzakdoğu arasında çocuk edebiyatı alanındaki gelişmelerde büyük bir fark vardır. Yeni Gine gibi bazı yerlerde henüz sözlü ede biyat geleneği aşılamamıştır. Hindistan, Fili pinler, Sri Lanka ve İran gibi başka ülkelerde ise dille ilgili sorunlar edebiyatı olumsuz yönde etkilemiştir. Çocuk edebiyatı yazarları sayıca batıdakinden daha azdır. Çin’de, çocukları öykülerle ve şiirlerle eğitmek eğilimi 1950′lerden sonra ağırlık kazanmış, çok güzel resimlerle donatılmış kitapçıklar tüm çocukla rın sahip olabileceği ucuzlukta, evlere, okullara, köylere kadar ulaştırılmıştır. Bunlar genellikle çocukları özverili ve çalışkan olmaya özendirici niteliktedir. Japonya’da, özellikle II. Dünya Savaşı’ndan önce egemen olan aile ve atalara saygı gelenekleri edebiyatı engel leyici rol oynamıştır. Uzakdoğu ülkelerinin birçoğunda, batıda yayımlanan çocuk kitaplarını taklit etme eğilimi görülürse de, özgün nitelikte yapıtlar da yayımlanmaktadır.
__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.10.2010, 12:42   #5
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Çocuk Edebiyatı

Çocuk ve Kitap




Maksim Gorki:
“Her kitap beni kalabalıktan, düzeysizlikten insanlığa, insancıllığa yükselten; daha iyi bir yaşamı anlamama ve ona karşı derin bir susuzluk duymama neden olan bir basamaktır.”
diyerek kitabın yaşamına kattığı güzellikleri anlatır. Yaşamı güzelleştiren kitabı çocuğun yaşamında bir demirbaş yapmak gerekmektedir. Çocuk, kitapla iyice içli dışlı olmalıdır. Bu içli dışlılık sadece ders kitaplarıyla sınırlandırılmamalıdır. Çocuk diğer kitap türleriyle de haşır neşir olmalıdır; ancak o zaman okumanın tadına varabilir.

Oğuzkan’ın (1947) dilimize çevirdiği M. Hill’in Children and Book’s adlı kitabında kitabın önemini, çocuğun neden kitaba gereksinim duyduğunu anlatan bir yazıya burada kısaltarak yer vermek doğru olur.

Kitaplar yaşamın yerini tutmaz; ama yaşamı sınırsız biçimde zenginleştirir. Yaşam can sıkıcı bir hal aldığı zaman, kitaplar bunun her zaman böyle olmadığına inancımızı güçlendirir. Yaşam çetinleştiği zaman, bizi bir süre üzüntülerden kurtarır veya sorunlarımızın çözümünde bize yeni bir anlayış kazandırır. Yahut gerek duyduğumuz huzur ve dinlenmeyi sağlar bize. kitap, kullanmasını bilenler için, sürekli bir bilgi, rahatlık ve zevk kaynağıdır. Bu, hem çocuklar için hem de yetişkinler için doğrudur. Ancak bu, özellikle çocuklar için daha doğrudur.
“Bazı temel gereksinimler birçok kimse için ve her zaman ortak gereksinimlerdir. Başlangıçta çocuğun gereksinimleri dar bir sınır içindedir ve tamamiyle kişiseldir; ama çocuk geliştikçe bu gereksinimlerin alanı genişler ve genellikle toplumsal bir nitelik kazanır. Gereksinimleri karşılamaya çalışan çocuk, durmadan, kişisel mutluluk ile toplumsal onay arasında nazik ve dikkatli dengeyi sürdürmenin yollarını arar ki bu kolay bir iş değildir. Kitaplar doğrudan doğruya veya dolaylı olarak çocuğa bu konuda yardım eder.”
Çocuğun kitapla tanışmasında, kitabı sevmesinde, kitapla birlikteliğinin uzun sürmesinde aile, öğretmen, okul ve kurumlara bazı görevler düşmektedir. Çocuğun kitap okunması isteniyorsa, aile içinde çocuk kitapla tanıştırılmalı, kitap okumaya özendirilmelidir. Kitap okumayan bir ailenin çocuğu da büyük bir olasılıkla kitap okumayacaktır. Aile çocuğu çevredeki kütüphanelere götürmeli, çocuğun yaşına uygun kitap almalı, ders kitapları dışındaki kitapları okuması için de desteklemelidir. Öğretmen kitap okumalı, öğrencinin düzeyine uygun kitaplar önermeli, öğrenciyi kitap okumaya özendirmelidir. Bu görev sadece sınıf öğretmenlerinin veya edebiyat öğretmenlerinin sorumluluğunda değildir. Diğer branş öğretmenleri de bu konuda öğrencilere örnek olacak davranışlarda bulunmalıdırlar. Okul yönetimi,kurum ve kuruluşlar öğrencinin kitaba ulaşmasını kolaylaştıracak yeni ortamlar yaratmalı, bu ortamları çeşitli kitaplarla zenginleştirmeli, öğrencinin ilgisini çekecek bir düzen oluşturulması için maddi olanakları sağlamalı, kitap sergileri açmalı, özellikle kurum ve kuruluşlar nitelikli çocuk yayınlarının oluşturulması için bu alandaki çalışmaları örgütlemeli ve desteklemelidirler.
__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.10.2010, 12:51   #6
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Çocuk Edebiyatı

Çocuk Edebiyatının Amaçları ve Katkıları

Okul öncesi dönem çocuk edebiyatının genel hedefleri:
1. Çocukların ruhsal ihtiyaçlarını karşılamak, boşanma, güven, sevgi, sevilme, sevme, öğrenme, bir gruba ait olma, oyun, değişiklik ve estetiklik gibi ruhsal ihtiyaçlar
2. Çocukların değişik yaşlarda ilgi duydukları konuları göz önüne almak
3. Çocukların alıcı ve ifade edici dil gelişimlerine katkıda bulunmak
4. Çocuğun algı gelişimini desteklemek (görsel,işitsel ,dokunsal algı )
5. Sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemek
6. Çocuğun zihinsel gelişimini katkıda bulunurken kavram gelişimini desteklemek
7. Çocuğa ilk kitap sevgisini aşılamak
8. Çocuğa ilk edebi ve estetik değerleri vermek
9. Çocukların gelişmekte olan iç ve dış dünyalarına katkıda bulunmak
10. Çocukları yaşam gerçeklerine hazırlamak
11. Çocukların yaratıcı güçlerini ,harekete geçirmek
12. Dinleme yeteneğini geliştirmek
13. Eleştiri yeteneğini geliştirmek
14. Kitabın eğlence ve bilgi kaynağı olduğunu öğretebilmek
15. İyi çocuk kitabı kavramını verilen uygun örneklerle kazandırmak
16. Çocuk kitaplarının türlerini tanıtmak
17. Çocuklara uygun fiziksel özelliklerde kitaplar sunmak
18. Hikaye ve masalları, kitap, renkli resimler, kukla, gölge oyunu, pandomim, çubuk figürler sembolleri gibi yöntemlerle anlatabilmek
19. Çocuklara uygulanan eğitim programlarını destekleyici özelliklere sahip kitaplar verebilmek.


Çocuk Edebiyatının Çocuğa Kazandırdıkları
1. Basit eğlence için,
2.
Mevcut durumlardan kaçmak için,

3. Hayal gücünü harekete geçirmek için,
4. Kendilerini anlamalarını sağlamak için,
5. Diğerlerini anlamalarını sağlamak için,
6. Dilinin doğasını anlamalarını sağlamak için,
7. Diğer zamanları ve yerleri öğrenmek,
8. Bilgiyi araştırmak için okumak.


Çocuk Edebiyatı hakkındaki yanlış düşünceler:
1. Çocukluk döneminin insan yaşamında kısa bir yer tuttuğu bu nedenle de çocukluk tecrübelerinin önemsiz olduğu düşünülmüştür. Oysa bugün çeşitli etki ve biçimlendirmelere en yatkın olan bu devrenin kısalığından ötürü kötü eserlerle kaydedilmemesi gereken bir dönem olduğu bilinmektedir.
2. Bazı yetişkinler çocuk kitabını yetişkinlere hitap eden temanın basit biçimde ele alınmış baskısı olması gerektiğine inanırlar. Bu görüş çocuğu kendine özgü dünyası olan bir varlıktan çok minik bir yetişkin olarak kabul eder.

3. Çocuk edebiyatının yetişkin edebiyatından farklı olduğu düşünülmektedir. onlara göre kitabın edebi yanından çok ahlaki ve eğitici yönü önemlidir. Halbuki çocuk edebiyatı diğer edebiyat türlerinden ayrılamaz . Aynı değer yargılarından geçer. İyi bir çocuk kitabının sadece eğitici ve ahlaki değerler vermesi yeterli değildir. Edebi temelleri oluşturması da beklenir.
Demek ki iyi bir çocuk kitabı çocuğun ilgi ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılayan fakat her şeyden önce çocuğun zevkle okuduğu eserdir.



1932 yılında Paul Hazard iyi bir çocuk kitabının nasıl olacağı hakkında bazı prensipler ileri sürmüştür:
1. İyi bir eser sanatını ruhuna sadık kalmalı bilgileri doğru vermeli ,sade olmalıdır. Çocuklarda hayat boyu sürecek okuma arzusu uyandırmalıdır.
2. İyi bir kitabın çocukların seveceği biçimde resimleri bulunmalı, resimler çocuklara huzur ve mutluluk vermelidir.
3. İyi eserler çocuklara aşırı duyarlı değil ,hassas ve uyanık yapmalıdır. İyi eserler çocuklara doğada ve insanlarda var olan hiçbir şeyi küçümsememeyi öğretir.
4. İyi eserler oyununun yüksek değerine saygı gösteren eserlerdir. Bilgi veren kitaplar örtbas edilmeye çalışılmış ,gramer ya da fen kitapları olmamalıdır. Tersine bu bilgileri açıkça çocuğun ruhuna akıtacak , ileride gelişecek tohumu ekecek eserler olmalıdır.
5. İyi eserler gerçek ahlak kurallarını taşırlar. Fedakarlık, sadakat dolu bir sevginin sonunda ödülünü aldığı kıskançlık, çekememezlik ve aç gözlülüğün ne kadar çirkin ve değersiz olduğunu gösterirler.



Çocuk Edebiyatında Çeşitlilik:


1. Tür bakımından
2. Biçim bakımından
3. Konu bakımından
4. Okuyucu bakımından


Tür bakımından;

a) Masallar
b) Biyografiler
c) Müracaat eserleri
d) Şiirler ve fen kitapları
e) Roman ve hikayeler
f) Tiyatro eserleri
g) Çizgi romanlar
h) Resimli kitaplar


Biçim Bakımından; Her kitabın kendine özgü bir biçimi vardır. Her kitap türünün özelliğine, okuyucunun düzeyine göre farklılık gösterebilir. Kitaplardaki biçim yönünden farklılıklar boy ,şekil ve resimlendirme özellikleridir. Kitaplar dikdörtgen, küçük ,kare,minyatür,iki kucak boyunda olurlar. Resimleri renkli veya siyah beyazdır, bazıları fotoğraflıdır.

Konu Bakımından: Çocuğun doğumundan ölümüne kadar her türlü konuyu kapsıyor. Sevgi, ölüm, doğum, fedakarlık gibi.
__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.10.2010, 12:56   #7
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Çocuk Edebiyatı

Türk Çocuk Kitabı Yazar ve Şairleri



- Aslı Der
- Ataol Berahramoğlu
- Aysel Gürmen
- Aytül Akal
- Betül Avunç
- Bilgin Adalı
- Cahit Zarifoğlu
- Çetin Öner
- Eflâtun Cem Güney
- Fatih Erdoğan
- Fazıl Hüsnü Dağlarca
- Görkem Yeltan
- Gülten Dayıoğlu
- İpek Ongun
- İsmet Bertan
- Kemalettin Tuğcu
- Mavisel Yener
- Mevlâna İdris Zengin
- Mustafa Balel
- Mustafa Ruhi Şirin
- Muzaffer İzgü
- Nur İçözü
- Ömer Seyfettin
- Pakize Özcan
- Rıfat Ilgaz
- Serpil Ural
- Sevim AK
- Seza Kutlar Aksoy
- Süleyman Bulut
- Tarık Dursun K.
- Ümit Öğmel
- Üzeyir Gündüz
- Yalvaç Ural
- Yeşim Saygın Armutak
- Ben Schuster







__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.10.2010, 13:49   #8
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Çocuk Edebiyatı

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi SuLTaN Mesajı göster

“Kim demiş ki çocuk, küçük bir şeydir?
Bir çocuk belki, en büyük şeydir!” (Abdülhak Hamid Tarhan)

“Her doğan çocuk,Tanrı´nın insanlardan hâlâ ümidini kesmediğine bir işarettir.” (Tagore)

Ne kadar doğru söylemişler.

Küçük yaşlarda alınan eğitimler insanın hayatında daha sağlam temeller oluşturuyor.

Çok güzel bir konu hazırlamışsın canım, ellerine sağlık...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.10.2010, 17:01   #9
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Çocuk Edebiyatı

Sultancığım emeğine sağlık.
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.10.2010, 19:00   #10
Çevrimdışı
**EMEL**
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Çocuk Edebiyatı

Teşekkürler Sultan kıza okuyacağım kitapları daha dikkatli seçicem bundan sonra

Ama Gülten Dayıoğlu'nu almamda okumamda hiç ısrar etme
__________________
Hayat dediğiniz 1 çay
İnsan ise sadece 1 şeker
Karıştırdıkça hayattan tat aldığını sanırsın
Oysaki;
Hayatın seni erittiğini çay bitince anlarsın..




  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz **EMEL**'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
çocuk


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:22.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.