1905 yılında yaşanan Büyük Yangın (Harik-i Kebir) ile yok olan on üç ayrı cemaate ait olan sinagogların yerine Padişah 2. Abdülhamit’in fermanıyla inşa edilen yapı, Fransız mimar France Depre tarafından Viyana Sinagogu model alınarak hayata geçirilmişti. 1900’lerin başında Edirne'de 20.000 civarında Yahudi nüfusu vardı.

1907 yılında Edirne kent merkezinde sayısı artmış olan Yahudi cemaatin ibadethane ihtiyacını kökten karşılamak amacıyla kurulmuş, 2010 yılının son aylarında da Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyon kapsamına alınmış bir sinagogdur.

Edirne kimliğine damgasını vurmuş olan Yahudiler'in günümüzdeki tek simgesi olan bu sinagog aynı zamanda Avrupa'nın üçüncü büyük sinagoğu olma özelliğini de taşımaktaydı. Türkiye'deki Sinagog Musıkisinin en karakteristik özelliklerinden biri olan Maftirim, Edirne'de doğmuş olduğu gibi bu sinagogda da geleneksel olarak varlığını sürdürmüştür. Anlatılanlara göre Hazanlar her sabah kentin diğer sinagoglarına dağılmadan önce burada toplanırlar, o gün ya da haftanın makamında olan dini eserleri terennüm ederek kulaklarını makama alıştırırlar; arkasından da dua okuyabilmek için sinagoglarına dağılırlar.

Türkiye Hahambaşılığı'nda bulunan yüksek din otoritelerinin ifade ettiğine göre, günümüzde yalnızca üç kişi kalmış olan bir Yahudi cemaatinin yaşadığı Edirne'de bulunan bu sinagoğun restore edileceği ifade edilmektedir.

İçerisinde 600 erkek ve 300 kadını barındırabilecek büyüklükteki Sinagogun restorasyon sonunda tekrardan geri gelmeyecek eksiklerinin; 1988 yılında bir sabah kimliği belirsiz kişilerce kapısı kırılıp çalınan şamdan, halı, gümüşler ve işlemeli örtüleri olduğu bilinmekte.

Derleme

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

Musevilerin gittiği ibadet yeri .. Yahudilik hristiyanlık kafam karıştı ama beni bilgilendirdiğin için ayrıca teşekkür ederim Banemin

Konu için teşekkürler Banemin ..

__________________

Tarihi eserlerin yeniden tamir edilmesine karsi gelmem, sadece konuyu sonuna kadar okuduktan sonra bir yan etki yapti.

Bu sahsi görüslerim, Tamiri bittikten sonra bile, sinagog olarak kullanilmasi sakincali olabilir diye düsünüyorum.

Hem okurken, birden bi yazi daha aklima geldi, bir baglanti bile görür gibi oldugumu zannettim.

Burada simdi aciklamayi bir tarafa koyup, sadece linkini vermek istiyorum.

Maksadim, kendi görüslerinizi etkilememek.


http://www.turkiyehaberajansi.com/ha...anigi#yorumyaz

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.

İnsanlıkarayan ibadete açılmasında ne gibi bir sakınca olabilir ki? Almanya'da yüzlerce cami var ve hepsinde ibadet ediliyor.

Bana sakın Siyonizm falan saymaya başlama bak.

Oradaki camilerde neler döndüğünü sen de en az benim kadar biliyorsundur. Dini kullanan alçaklar her inancın içinde var.

Edirne 'de topu topu 3 yahudi kalmış zaten. Bu ibadetten çok tarihe sahip çıkmak gibi bir şey.

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

Eger burada bir tevrati incelersek, nedenine daha iyi yaklasabiliriz diye düsünüyorum.

Su son tarihlerde olan Putin´in hareketlerinede bir göz atmanizi dilerim, Topunu tutup, Devletinden Kovmustur!.

Kisadan gidipte birde Türkcemin kitligiyla Türkce wikipediayi arastirayim dedim, sonuc olarakta yazilanlari dahada sasirtici buldum, sanirsam baska dilde baska türlü anlatiliyor.

Zaten burada Zionistlerden bu sayfanin manipüle oldugunu zannediyorum.

Sayfa surasi: http://tr.wikipedia.org/wiki/Tart%C4...9Fma:Yahudilik


Baslangicida su: http://tr.wikipedia.org/wiki/Yahudilik

Ilk linki takip edipte, sonuncu yoruma bir dikkat edilirse, ne demek istedigim belki anlasilabilinir.

Sanirsam baska dilde baska bilgilerle karsilasacagimdan eminim.

Bu Almanyada mesela bir "Alman", Zionisti anlatmaya kalkarsa, hemen Nazi sopasi savrulup, agzi baglanabiliniyor ve buna Nazi damgasi hemen yapistirilabiliniyor.

Bizler bu konuyu actigimizda, tabiki bu Nazi sopasi etki etmiyor, cünkü bizlerde su Nazileri sopaliyoruz.

Simdi burada tek bir laf ortaya atmak istiyorum, "Dostunu bil" ama Düsmanina daha yakin ol.

Anca O zaman ne yapabilcegini tahmin edebilirsin.

Nede olsa 400 sene ugrastiktan sonra, Osmanliyi Osmanlidan uzaklastirabildiler.

Firevun zamaninda bile Firevunlarin kökünü tükettiler.

Halbüki Tevratta bunlarin bile yeri var, Düsmanin koynuna girip, nasil Zehirleyecegi bile belirtilmis.

Koynuna girmek bile burada Kutsal bir is olarak nitelendirilmis.

Bilemiycem simdi anlatabildimmi.

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.

Anlamıyorum...

Her olaya tek bir pencereden bakamıyorum ben İnsanlıkarayan...

Kurunun yanında o kadar çok yaşı yakıyoruz ki bunun doğru olduğunu hiç düşünmüyorum.

Siyonizm gibi bir takıntım da yok ayrıca. Tüm Yahudileri Siyonist, tüm Almanları faşist, tüm Rusları Komünist diye göremiyorum ben.

Bir Mostar köprüsü, bir Kremlin Sarayı, bir Efes antik kenti vb. leri ne ifade ediyorsa benim için, bu tip tarihi eserlerde aynı şeyi ifade ediyor.

Ayrıca din propagandası yapmak, kendi inancının üstünlüğünü veya doğruluğunu savunmak herkesin doğal hakkı. Yeter ki saygıyı kaybetmesinler...

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

(1)
Türkiyenin zenginligi iste burada, Tarihinde gecmisinde hepsini görmüs hepsini yasamis olmasi.

Sadece etrafi denizlerle kapli olarak Deniz kenari Turistik yerleri degil, ülkesi üzerinde dagilmis Tarihi eserleri.

Bunlar korunup, gelecek nesile acik tutulup bilgilendirilmesinde yeri var.

(2)

Iste burada Tevrati bir gözümüzün önüne getirirsek, iste o zaman sayginin nereye kadar vardigi belli oluyor.

Sultanatin köle olarak Koynuna gir, eline gecir.

Burada Fuhusluk bile göze aliniyor, legalize edilip, Kutsal görülüyor.

Böylelikle Beyliklerini asagidan sürdürmüs oluyorlar.

Simdilik Moda olarak gecen Loby´in bile arkasinda bunun bulundugunu düsünüyorum.

Padisahlik zamanindan sonra Alman bir Devletinin kurulamamasinin sebebi bile burada yatiyor.

Zira Kaiser Wilhelm II´den sonra, bir daha Alman devleti olarak kurulamamis, böylelikle Loby tarafindan EU parcasi olarak öngörülmüs.

Simdiye kadar EU olarak bir devlet bile halbuki bulunmuyor, EU Parlamentosu olsa bile, bunlari hic bir mahkemeye veremiyorsun.

Mahkemeye verebilmek icin, bir Devlet statüsünde olabilmesi lazim, halbuki EU bir hayali yapi.

Isin komik tarafi, kendi kanunlarini cikartip, her hangi bir devletin kanunlarinin üstünde gezer.

Iste buradada Türkiyenin bu bicimde Avrupa ülkelerinin icine girememe nedeni yatar.

Avrupa icine girebilmesi icin, Türkiyenin parcalanmasi öngörülmüs, böylelikle Devlet olmayan Almanyanin önderligini tehlikeye atmamasi, ön plana atilmistir.

Yaa neredeydik, nerelere geldik simdi!.

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.

Vakti zamanında başka ülkelerden kovulan Yahudiler Osmanlı döneminde ülkemize kabul edilmiş ve yerel halk ile iç içe yaşamş, hala da yaşamaktalar.

Yahudilerin Edirne'ye pek çok katkıları olmuş, hatta ilk matbaayı bile orada kurmuşlar.

Yaşadıkları yerde kendi ibadethanelerini inşaa etmek de en büyük haklarından biri.

Büyük Sinagog'un tamir edilmesi tarihi bir yapı olarak Edirneye tekrar kazandırılması, tarihi yapılara sahip çıkılmasının en güzel örneği olabilir benim için.

Paylaşım için teşekkürler Banemin.

Belki simdi biraz gaddar gözükecegim, ama burada bir tarihi yanlis düzeltilmesi gerektigini zannediyorum.

Burada bunlar kovulmadi, Ispanya kiraliyetini tehlikeye attiklari icin, Ispanyol kiraliyetin tarafindan ölümle tehdit edildi ve en kisa tarihte Memleketlerini terk etmesi önerildi.

Buna karsi gelenler, ölümü gözlerinin önüne almalari gerekiyordu.

Osmanli bunlari, kara cigeri olan, simdilik Suriye topraklarinda kalan bölgelere yerlestirmisti.

Bunlara yüksek Vergi vergi uygulayarak, yüzyillardir Avrupadan topladigi servete göz dikmisti göya.

Bunla yetinmeyen Zionist halki, herhalde sevketildikleri yerden birsey yapamadiklari icin, dogu Makedonya/güney Trakyayi secip, Hirsiz Yünanlarla Osmanlinin Kalbinden, Osmanliyi kemirmeye baslamislardi.

Hirsiz Yünanistan dememin sebebi, Firevun zamanindan toplanan bilgileri Kütüphanelerinden calip, kendi icatlariymis gibi gösterip, Avrupaya yaymaya basladiklari icin.

Halen bu Zamana kadar bu gecerli, Yünanistan sinirlarinda bulunan su esrarengiz kutuda bunu belgeler.

Haricinde, bir taraftan vergi kacakliginla, Türkiyeden mal edinen Yünanlilar, simdilik Legal olarak, Avrupa Vergileriyle kendilerini finans etmesi.

Eskiden bunlara eskiya deniyordu.

Güney Kibris olasa bile, bir taraftan Fuhusluk ve Kumari seven Kücük SAUdi pasalarina ev sahiplik yapip, Milletini sömüren Arap halkinin malini yiyen güney Kibrislilar bile simdilik Avrupa vergilerine göz dikmis, böylecene dilekcelerini yollamis durumdalar.

Bir ara buralarda haberlerde sizdirilmis olsa bile, bizlerin Güney kibrisa yatirilmis Rus Paraslarini öylelikle degerlendiriyoruz diye, tarihin olaylarina bakilirsa, bunlarin Rusyadan atilmis olan Zionist yandaslarinin varliklari olabileceginin kanisindayim.

Kendi varliklarini örtebilmeleri icin, Rus pasaportlarinla paralari oralara yatirmis olabilme ihtimalini yüksek olarak degerlendiriyorum.

Böylelikle Mosad perdesi altinda, sömürgelerin devam ettigi kanisindayim.

Kusura bakmayin ama bir Trakyali olarak burada baska bir bakis yönüm mevcut.

Böyle aciklamalar altinda, Tevrati gözün önüne alirsak, tabiki ibadethane dedigimiz yerin baska bir manasida olabilir diye düsünüyorum.

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.