|
Türkiye'den Tarihi Yerler ve Mekanlar Geçmişten günümüze gelen yapıtlar... |
|
Seçenekler |
20.08.2010, 11:33 | #1 |
Çevrimdışı
|
Haleplibahçe Mozaikleri | Şanlıurfa
Peynir, tereyağı, zeytinyağı ve en önemlisi para gibi ilkleri dünya kültürüne sunmuş olan Anadolu’nun daima gözden kaçırılan bir diğer ilkidir mozaik. Bu dekorasyon sanatında çeşitli türde küçük renkli taşlar, mermer, cam, pişmiş toprak ve benzeri malzemelerin, çoğu zaman kireçle katkı yapılmış su geçirmeyen bir harç üzerinde yan yana dizilmesiyle, geometrik ve bitkisel motifler ile figürlü bezemenin bir arada kullanılmasıyla oluşturulur. Bu tanımlama ışığında Siverek yakınlarındaki Hassek Höyük’te pişmiş toprak çivilerin bir duvar üzerinde yan yana çakılmasıyla oluşturulmuş panolar, MÖ 3400 yıllarına tarihlenir ve mozaik sanatının kökeninin Anadolu’daki varlığı açısından en erken ve önemli bulguları olarak kabul görürler. Hassek Höyük örneğinden sonra, gerçek anlamda ilk mozaiğin Friglerin başkenti Gordion’da (Yassıhöyük) ortaya çıkarıldığını söyleyebiliriz. MÖ 8. yüzyıla ait tapınak işlevli bir megaronun zeminine kırmızı, mavi, sarı ve beyaz renklerdeki çakıltaşlarının geometrik motifler oluşturacak şekilde yerleştirilmiş olması, gerçekte yerde serili bir halıyı yansıtır ve bu nüans, mozaiğin çıkış mantığı olmalıdır. Gelişimini Helenistik dönemde izleyebildiğimiz mozaik sanatının en başarılı örneklerine Roma Çağı’nda rastlarız. Kıymetli Bir Tesadüf Kentsel altyapı çalışmaları sırasında, kepçe darbeleri sonucu tesadüfen bulunan ve daha sonra Şanlıurfa Müzesi’nin kurtarma kazılarıyla kurtulmaya başlayan Haleplibahçe mozaiği, Doğu dünyası mozaikleri grubunun en seçkin örnekleri içine katıldı. Mozaik sanatı ve kullanımı, yakın yıllara değin Ege ve Akdeniz civarında sayıca fazla olduğu için Batı dünyasının bir zevk üstünlüğü olarak değerlendiriliyordu. Fırat (Euphrates) Havzası’nda, birbirlerine yakın sayılabilecek bir yörede yer alan Zeugma (Nizip civarı) ve Haleplibahçe’de üst düzey kalitede örneklerin bulunması ile mozaik sanatının Doğu kültüründe de en az Batı kadar yer bulmuş olduğu ortaya çıktı. Örneğin Efes (Ephesos) kentinde yamaçevleri olarak adlandırılan Roma Dönemi villaları ve pek çoğunun içlerinde yer alan şaheser mozaiklerin, çok daha güzel ve kaliteli örneklerinin Fırat (Euphrathes) kıyısında bir limes, yani sınır kenti olarak bilinen Zeugma’da ortaya çıkmaları gibi. Hiç kuşkusuz ki bunun başlıca nedeni bölgedeki ticaretin sağladığı zenginliktir. İnsanı şaşırtacak kadar küçük boyutlu tesseralar, yani şekillendirilmiş küçük renkli taşlarla oluşturulmuş, incelik ve zarafetin üst düzey ürünü olan Haleplibahçe mozaiğinde en ilginç taraf; Yunan mitolojisinin önemli ögelerinden olan savaşçı Amazon kraliçelerinin bu kadar doğuda görülmesidir. Karadeniz kıyılarında Terme Çayı (Thermodon) civarında yer alan Terme (Themiskyria) kentinde yaşadıkları ve bir kraliçe yönetiminde bulundukları düşünülen, daha rahat yay ve mızrak kullanabilmeleri için sağ göğüslerini feda ettikleri farzedilen efsanevi kadın savaşçılar topluluğu Amazonlar, Herodotos’un bildirdiğine göre bir savaşta Yunanlılara yenilmişlerdir. Yunanlılar, ele geçirdikleri Amazonları üç gemiye bindirerek Karadeniz’e (Pontos Euxenios) açılmışlardır. Fakat bir süre sonra isyan çıkaran Amazonlar gemilerin yönetimini ele geçirmişlerdir. Yunanlıları öldürüp denize atan kadınlar, gemicilik bilmedikleri için Karadeniz’de sürüklenmişler, sonunda büyük olasılıkla bugünkü Güney Rusya kıyılarına çıkmışlar. Burada karşılaştıkları İskitler’le kaynaşmışlardır. Herodotos’un anlattığı bu hikâye aslında İskitler’le Amazonlar arasındaki olası bağlantıyı gözler önüne çok açık biçimde sermektedir. Anadolu’ya MÖ 7. yüzyıldan itibaren akın ederek, politik ve ekonomik dengeleri sarsan Avrasyalı atlı savaşçı göçebelerin en güçlü halkını oluşturan İskitler, büyük olasılıkla aileleri ile birlikte hareket ediyorlardı. Bu bağlamda ailelerin kadınları da silah kullanmayı ve savaşmayı gayet başarılı beceriyorlardı. Herodotos’un anlattığı ve ayrı bir halk olarak tanımladığı Amazonlar ise, gerçekte erkekleri savaşa gitmiş olan İskit kadınlarından başkaları değildi ve kendilerini savunmak için Yunanlılar’la savaşıyorlardı. Haleplibahçe mozaiğinin ait olduğu mimari yapının ya da kompleksin tümüyle ortaya çıkarılması, mozaiğin sağlıklı olarak değerlendirilmesi ve tarihlendirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Tarihi Balıklıgöl’e çok yakın bir mesafede yer alan mozaiklerin bulunduğu alanda geliştirilecek arkeolojik kazılar olasılıkla, Fırat Havzası’nda ikinci bir Zeugma’nın ortaya çıkmasına neden olacaktır. Mozaiğin bulunduğu alan, günümüzde modern Şanlıurfa şehrinin içinde kalmış olan antik Edessa kentinin yayılımının ve dokusunun ilk işaretleri olması bakımından ayrıca önemlidir. Edessa MÖ 303/302 yılında Seleukos krallığı tarafından kurulmuştur. Bu krallığın bölgedeki egemenliğinin sona ermesi ile Aramiler MÖ 132’de Edessa’da Osroene adıyla bir krallık kurmuşlardır. Daha sonraki dönemlerde Parthlar’la ve Persler’le sürekli mücadele eden Romalılar için Edessa, son derece önemli bir limes olmuştur. Kesin olmamakla birlikte kabaca 3-5. yüzyıllara tarihlenen Haleplibahçe mozaiği, Edessa’da bugüne değin ortaya çıkarılan mozaikler içinde en erken örnek olmasının yanı sıra, hem kentin o dönemdeki ekonomik portresini ve refah seviyesini ve hem de Edessa ve civarının fauna ve flora dünyasını yansıtmaktadır.
__________________
|
20.08.2010, 12:39 | #2 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Haleplibahçe Mozaikleri | Şanlıurfa
Eline, koluna, gözüne, beynine vs. sağlık... Süper...
|
20.08.2010, 13:27 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Haleplibahçe Mozaikleri | Şanlıurfa
Teşekkürler smyrnacım sende sağol sabrın için
__________________
|
20.08.2010, 13:51 | #4 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Haleplibahçe Mozaikleri | Şanlıurfa
Ne kadar güzel bir sanat türüdür mozaik. Evimizin ufak bir bölümünde de var.
Ülkemizin her yerinden tarih fiskiriyor. Kim bilir daha neler vardir kesfedilmeyen. Kadin tarihte her zaman yer almis, önemi tartisilamaz. Amazon savascilarindan (her ne kadar tesadüfen Karadeniz'e gelmis olsalarda), kurtulus savasindaki kahraman kadinlarimiza kadar... Tesekkürler Darkangel, ellerine saglik Ha gayret Smy, daha saglik olacak birseyler yok mu? |
20.08.2010, 14:06 | #5 | |
Çevrimdışı
|
Cevap: Haleplibahçe Mozaikleri | Şanlıurfa
Alıntı:
Benim için zevkti
__________________
|
|
20.08.2010, 15:05 | #6 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Haleplibahçe Mozaikleri | Şanlıurfa
Teşekkürler kızım çok güzel bir çalışma olmuş. Severek yaptığına eminim. Bende çok seviyorum, doğu mistisizimin efsane ve hikayelerini.
Batılılar grek ve roma mitolojilerini sever tamam biz de doğu efsanelerini seviyoruz. Öyle değil mi? Ellerine sağlık.........
__________________
Güzel gerçek; Gerçek Güzelliktir....
|
20.08.2010, 19:25 | #7 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Haleplibahçe Mozaikleri | Şanlıurfa
Emeğine sağlık Karameleğim harika bir iş çıkarmışsın
Daha geniş bir zamanda incelemek üzere işaret koyuyorum buna Teşekkürlerr...
__________________
Hayat dediğiniz 1 çay İnsan ise sadece 1 şeker Karıştırdıkça hayattan tat aldığını sanırsın Oysaki; Hayatın seni erittiğini çay bitince anlarsın.. |
20.08.2010, 20:47 | #8 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Haleplibahçe Mozaikleri | Şanlıurfa
|
20.08.2010, 22:24 | #9 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Haleplibahçe Mozaikleri | Şanlıurfa
Ellerine sağlık, teşekkürler Darkangel...
__________________
|
14.12.2010, 22:00 | #10 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Haleplibahçe Mozaikleri | Şanlıurfa
Mozaik sanatını çok severim. Haleplibahçe Mozaikleri
Halepli Bahçe'de Şanlıurfa Valiliği imkânlarıyla Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Başkanlığında ve arkeologların nezaretinde, ilk etapta 100 m2'lik mozaik gün ışığına çıkarılmıştır. Alanın tamamında tarama yapılıp varsa diğer mozaikler de ortaya çıkarılacak ve belki de buluntu yerinde koruma altına alıp sergilenecektir. Av sahnesi mozaiğinin kenar bordürlerinde, geometrik motifler, bitki desenleri, güvercin, kanatsız Eros, sincap, ördek, kaplan, keklik, ceylan ve tazı figürlerine yer verilmiştir. Mozaiği çevreleyen bordürün köşelerinde ise “Edessa Güzeli” diye kamuoyuna yansıyan, genç kız maskına yer verilmiştir. Ayrıca mozaiğin genelinde doğadaki tüm renklerin kullanılması, aynı rengin farklı tonları kullanılarak verilen gölgelendirmeler, kısacası renklerin zenginliği, taşların küçüklüğü, üst seviyedeki sanatın mozaiklere resmedilmesi görenleri büyülemektedir.
Ana sahnenin sol üst bölümünde Amazon Kraliçesi Hippolyte (Hipplüte), at sırtında elindeki kılıcı bir panterin boynuna saplamakta, köpeklerinden biri pantere, diğer köpeği ise kanatları açık vahşi devekuşuna saldırmaktadır. Daha önce kılıcıyla yaraladığı aslan ise Hippolyte (Hipplüte)"den uzaklaşmaktadır. Bu av sahnesinde leoparın ve aslanın korkusu, acı çekme hali, akan kanları ve gölgeleri başarıyla resmedilmiştir. Hippolyte (Hipplüte), Ares'in kızıdır ve antik dönemin en önemli kahramanlarındandır. Zeus'un üvey oğlu olan ve Herkül olarak bilinen Herakles, Hippolyte (Hipplüte)'nin altın kemerini almak için amazonlar ülkesine gitmiş ve onunla savaşa girişmiş, yapılan şiddetli çatışmada Herakles Hippolyte (Hipplüte)'yi öldürerek altın kemerini almayı başarmıştır. Ana sahnenin sol alt bölümünde Melanipe (Melanipe) at sırtında elindeki mızrağı aslana saplamakta, köpeği ise aslana saldırmaktadır. Bu av sahnesinin sağında kırmızı meyveli bir ağaç ve hemen yanında kaya parçası üzerine tünemiş bir keklik başını geriye çevirmiş, olan bitenleri izlemektedir. Melanipe (Melanipe), Helenin oğlu Aiolos'un kızı olup antik dönemin bir diğer kahramanıdır ve Hippolyte (Hipplüte)'nin kız kardeşidir. Herkül olarak bilinen Herakles tarafından esir alındığı söylenilir. Ana sahnenin sağ üst bölümünde adının yazıldığı bölümün korunamadığı için Antiope olduğu tahmin edilen Amazon Kraliçesi, elinde labrys diye bilinen iki ağızlı balta ile av sahnesine katılmakta, Ayı olduğu düşünülen hayvanla burun buruna gelmektedir. Halikarnas Balıkçısına göre iki ağızlı balta Anadolu'nun simgesidir. Antiope ırmaklar tanrısı Asaopos'un kızı olup antik dönemin bir diğer kahramanıdır. Amazon ülkesine gelen Tehescus (Teseus) tarafından kaçırılıp, Yunanistan'ın orta batı bölümündeki Atikka'ya götürülür. Savaşçı Amazon Kadınları Antiope'yi kurtarmak için Atikka'ya akın eder, şiddetli çatışmalar neticesinde ne yazık ki Antiope öldürülür. Ana sahnenin sağ alt köşesinde adının yazıldığı bölümün korunamadığı için Penthesileia (Pentesileya) olduğu tahmin edilen Amazon Kraliçesi şaha kalkmış süslü bir at üzerinde, yayını germiş, okunu fırlatmak üzeredir. Önünde ise bir leopar ve ne olduğu henüz belirlenemeyen iki vahşi hayvan, ağızlarını açmış şekilde birbirileriyle boğuşmaktadırlar. Penthesileia (Pentesileya), Ares'in kızı olup antik dönemin en önemli kahramanlarından biridir. Troia (Troya) savaşında Troialıların yardım çağrısına Savaşçı Amazon Kadınları'ndan oluşan ordunun başında savaşa iştirak etmiştir. Penthesileia (Pentesileya), Antik dönemde yarı tanrı olarak anılan ve Aşil olarak bilinen Akhileus (Akhileus) tarafından öldürülmüştür. Apollon ve Artemis Tapınağı, İzmir, Efes, Sinop, Samsun İli'ne bağlı Terme Çayı yanında kurulan Themiscyria gibi yerleşimler Amazon Kraliçeleri tarafından kurulmuştur. Yunan mitolojisinin en önemli unsuru olan Savaşçı Amazon Kraliçeleri Şanlıurfa'nın var olan kültürel mirasına bir katkıda bizden deyip, Şanlıurfa Halepli Bahçe'den tüm dünyayı selamlamaktadır. |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
haleplibahçe, mozaikleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |