13.10.2016, 08:40
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Levent Kırca Niçin Ölümsüzdür!.. | Uğur Dündar
“Bir gün gene çekimdeyiz… Arkadaşlarımdan biri nefes nefese yanıma geldi: “Abi seni Doğan Güreş Paşa arıyor…”dedi. Haydaaa, sardık mı başımıza işi!.. İstemeye istemeye aldım telefonu. “Bir dakika, paşamı bağlıyorum” diyen sekreterin ses tonu bile emreder gibiydi!
Bayağı gerginim, telefonda marşlar çalınıyor! Az sonra Paşa bağlandı:
– Oğlum hiç yakışıyor mu sana?
Ben: “Paşam, mizah bu; hoşgörüyle karşılamazsanız gelişemez!..”
– Ama evladım, koskoca Genelkurmay Başkanı'yla eğlenilir mi?
Ben: “Estağfurullah efendim, bu bir şaka!.. Ayrıca Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı'nı bile hicvediyoruz. Hatta onlar ertesi gün telefon açıp tebrik ediyorlar! Siz de öyle baksanız, sitem yerine tebrik etseniz!..”
– Bak oğlum, askerlik günlerinde böyle konuşmuyordun ama! Ayrıca ben tebrik etsem bile, senin yaptığını hoş karşılamayan yüzlerce asker var emrimde! Onlara mani olmakta güçlük çekiyorum. Her an çıkıp gelebilirler yanına!..
Ben: “Paşam beni tehdit mi ediyorsunuz?..”
– Hayır, gerçekleri söylüyorum. Emrimde bu yaptıklarına kızan yüzlerce, hatta binlerce asker var!
Ben: “Askerleriniz benim için İstanbul'a geliyorlar, öyle mi?”
– Evet öyle. Tutamıyorum onları!
Ben: “Peki gelip de ne yapacaklar?..”
– Geldikleri zaman görürsün!
Ben: “Tamam, gönderin. Korkmuyorum sizden. Hatta burada bekliyorum onları… Ya da en iyisi kapının önünde bekleyeceğim. Ne sizden, ne de askerlerinizden korkuyorum. Beni Divan-ı Harbe bile gönderseniz, sanatçı olarak başımı eğmeyeceğim. Hodri meydan!..”
– (Kahkahalarla gülüyor…)
Ben, “Niye gülüyorsunuz Paşam?” dedikçe o daha da gülüyor. Bir ara düşünüyorum, yoksa Paşa beni işletiyor mu diye!
– Levent!
Ben: “Buyurun Paşam!..”
– Uğur ben, Uğur, Uğur…
Ben: “Hangi Uğur?”
– Uğur Dündar!
Ben: “Hay Allah cezanı vermesin! Az kalsın altıma yapacaktım lan!..”
Yazının devamı için tıklayınız.
|
|
|