Yaşasın Atatürk’ün ve Afet İnanların Cumhuriyeti!..


“Mustafa Armağan ve Süleyman Yeşilyurt adlı iki karşı devrimci, sözde tarihçi bu kez Afet İnan'a saldırdılar.
Hem de en iğrenç iftiralarla!..
İkilinin bir süreden beri adına “Derin Tarih” denen komplo teorileriyle örülü bir tarih dergisini de çıkardıkları biliniyor.
Bunların işleri güçleri Cumhuriyet'in kurucu iradesinden, Mustafa Kemal Atatürk'ten ve Cumhuriyet ideolojisinden akılları sıra öç almak!
Bunun için de tarihi tahrif edip çarpıtarak zihinleri bulandırmak istiyorlar. Ne yazık ki, bu düşünce sefillerini günümüzün iktidar yapıları da destekliyor. Adeta onların bu yayınları yapmasından büyük bir mutluluk duyuyor ve hiçbir müdahalede bulunmuyorlar…

* * *

Şimdi de Cumhuriyet'in erken döneminde “Türk Kültür Devrimi”nin en önemli ögelerinden biri olan “Türk Tarih Tezi”nin yaratıcısı ve modern Türk kadınının rol modeli, Atatürk'ün “manevi kızım” dediği Afet İnan'ı hedefe oturttular!..

* * *

Sözüm ona Afet İnan, Atatürk'ün nikâhsız eşi ve Çankaya'nın nikâhsız “first lady”siymiş!
Bu ülkede adı Atatürk Araştırma Merkezi olan devletin resmi kurumu var. Atatürk'ün ve Afet Hanım'ın birlikte kurdukları Türk Tarih Kurumu var. Anlı şanlı üniversitelerimizde Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüleri var… Ama bu kurumlardaki koltukları dolduran yüreksizler, ne yazık ki bu aymazların ürettikleri bilim dışı komplo teorilerine karşı herhangi bir cevap veremiyorlar!
Yaptıkları sadece o koltuklarda oturmaya devam etmek ve susmak!
Yani bir bakıma susarak onaylamak!..

* * *

Oysa Afet İnan modern Türk tarihçiliğinin oluşumunda önemli etkiler yaratmış değerli bir bilim insanıdır…
Atatürk, onu ilk kez bir İzmir ziyaretinde Namazgah'taki bir ilkokulda sunum yaparken tanımış ve çok etkilenmiştir…
Afet Hanım, 1927 yılından sonra da Ankara'da “Türk Tarih Tezi”nin oluşumunda çok önemli katkılar sunmuştur…
Öyle ki;
Batı'nın Türkleri aşağılayan ve “ikinci sınıf bir millet” olarak gösteren oryantalist yayılma tezlerine ve Türkleri göçebe, medeniyete hiçbir katkısı olmayan, “yerleşik bir halk” olarak görmeyen “barbarlar” diyerek niteleyen ırkçı ve yayılmacı yakıştırmalarına karşı “Türk Tarih Tezi”ni oluşturmuştur.
Hem de nerede? İsviçre'de doktora tezi hazırlayarak!
Emperyalist Batı'ya Türk milli devletinin tarihsel köklerinin ne kadar derin ve zengin olduğunu, Türklerin medeni bir topluluk sayılmaları gerektiğini, tarihsel ve kültürel kanıtlarla belgelemiştir…

* * *

Mustafa Armağan ve Süleyman Yeşilyurt namlı şahısların dedeleri o zaman ne yapıyorlardı bilmiyoruz ama Cumhuriyet'in erken dönem kuşağının işte böyle ulvi amaçları vardı… İmparatorluğun bakiyesinden çağdaş bir ulus-devlet yaratırlarken tek dertleri Türkiye idi, Misak-ı Milli idi…
Tüm rüyaları laik ve tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti üzerineydi.

* * *

Şimdi kalkmışlar, Afet Hanım üzerinden Mustafa Kemal Atatürk'e saldırıyorlar.
Oysa ne Mustafa Kemal'in ne Afet İnan'ın tırnağının ucu dahi olamayacak bu düşünce sefilleri bilmiyorlar ki, o kuşak olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti olmazdı!
Bizler her türlü zor koşula rağmen o kuşağın modern Türkiye Cumhuriyeti için ne kadar önemli olduklarının bilincindeyiz…”

* * *

Sevgili okurlarım dün uzun uzun sohbet ettiğim değerli Cumhuriyet tarihçisi Doç. Dr. Oktay Gökdemir, Afet İnan konusu açıldığında bunları söylüyor.

* * *

Düşünce fukarası ve haysiyet celladı müfteriler ne kadar çamur atmaya kalksalar da güneşi balçıkla sıvayamazlar!
Bizi darağacına götürseler bile “Yaşasın Atatürklerin, Afet İnanların bize emanet ettiği laik, demokratik Cumhuriyet” diye haykırmamızı engelleyemezler…
Bu böyle biline!..