Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Uğur Dündar


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 30.08.2017, 15:01   #1
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Atatürk Büyük Taarruz İçin Neden Bir Yıl Bekledi?

Atatürk Büyük Taarruz İçin Neden Bir Yıl Bekledi?

Sevgili okurlarım,
Bugün 30 Ağustos 2017…
“Başkomutanlık Meydan Muharebesi”nin ve “Zafer Bayramı”nın 95. Yıldönümü…
Bağımsızlığımız başta olmak üzere neredeyse her şeyimizi borçlu olduğumuz bu muhteşem zaferin önemini ve günümüze yansımalarını, tüm ayrıntılarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 26. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile değerlendireceğiz.

* * *

UĞUR DÜNDAR: Sayın Başbuğ, Sakarya Meydan Muharebesi 23 Ağustos 1921'den 13 Eylül 1921 gününe kadar 22 gün, 22 gece aralıksız devam etmiş ve Türk Ordusu'nun zaferi ile sonuçlanmıştı.
Atatürk sizce düşmana son darbeyi indirecek “Büyük Taarruz” için neden bir yıla yakın bir süre bekledi?

İLKER BAŞBUĞ: Doğru söylüyorsunuz. Atatürk “Büyük Taarruz” için neredeyse bir yıl beklemiştir. Atatürk'e göre; “Yarım hazırlıkla, yarım tedbirle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha kötüdür.”
Düşmana taarruz için üç vasıtanın tam olarak hazır olmasını istemiştir.
Birincisi, Milletin ta kendisidir. Milletin varlığı ve istiklali için gönlünde, vicdanında belirmiş, gelişmiş olan istek ve emellerinin sağlamlığını görmek istemiştir. Atatürk; Millet içindeki bu isteği ne kadar güçlü bir şekilde ortaya koyarsa, o kadar güçlü bir vasıtaya sahip olunacağına inanıyordu.
Atatürk için ikinci vasıta Meclis'tir. Meclis'in göstereceği kararlılık ve yiğitlik önemlidir.
Üçüncü vasıta, milletin silahlı evlatlarından ibaret olan ordudur.
Görüldüğü gibi Atatürk, her zaman; kazandığı başarıları üç temele dayandırmıştır: Millet, Meclis, Ordu.

UĞUR DÜNDAR: “Büyük Taarruz” için neler söylemek istersiniz?

ATATÜRK NİÇİN “RUM SINDIĞI SAVAŞI” DEYİMİNİ KULLANDI

İLKER BAŞBUĞ: Ebedi Başkomutanımız, M. Kemal Atatürk, taarruz için milletin, Meclis'in ve Ordu'nun hazır olduğunu gördükten sonra, 25 Ağustos 1922'de taarruz emrini vermiştir.
“Büyük Taarruz” 26 Ağustos 1922 günü başlamıştır.
Bu büyük savaşta; düşmanın 5 tümeni yok ve esir edilmiş, 3 tümeni ise çaresizlik içinde çekilme zorunda bırakılmıştır.
Afyon-İzmir arasındaki yaklaşık 400 kilometrelik mesafe topu topu 15 günde geçilmiş ve 9 Eylül'de güzel İzmir düşmandan kurtarılmıştır.
Bu büyük zaferi, Atatürk şöyle tanımlamıştı:
“Bu savaş, Yunanlıların ve Rumların kalbini sındırmıştır (kırmıştır). Bundan dolayı bu savaşa ‘Rum Sındığı Meydan Savaşı' demek uygun olur…”
Başta Atatürk olmak üzere bu topraklar ve bu millet uğruna canla başla çalışan ve aramızdan ayrılan gazilerimizi ve uğurda canlarını veren bütün şehitlerimizi rahmetle ve hürmetle anarken, Türk Milleti'nin 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyorum.

UĞUR DÜNDAR: Askeri zaferin ardından Atatürk, 17 Şubat 1923'te İzmir'de toplanan Türkiye İktisat Kongresi'nde yaptığı konuşmada şöyle diyor:
“Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılmazlarsa, meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner.”
Atatürk'ün bu sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

ATATÜRK'ÜN EKONOMİYLE İLGİLİ ÖNGÖRÜSÜ NEYDİ?

İLKER BAŞBUĞ: Atatürk, bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla, yükselmesiyle, düşmesiyle ilgili ve ilişkili olan hususun milletin ekonomisi olduğunu da aynı kongrede söylemiştir.
Burada asıl sormamız gereken soru şu: İktisat yani ekonomi ile ilişkili olan diğer temel hususlar nelerdir? Bu konuda en önemli olan husus nedir, onun iyi anlaşılması gerekir.
Cevabını yine aynı kongrede Atatürk veriyor. Bakın ne diyor:
“Evlatlarımızı o şekilde eğitmeli ve terbiye etmeliyiz, onlara o şekilde bilgi ve anlayış vermeliyiz ki, ticaret, ziraat ve sanat dünyasında ve bütün faaliyet alanlarında verimli olsunlar, etkili olsunlar…”

UĞUR DÜNDAR: Atatürk eğitim ve öğretimin her şeyin önünde olduğunu açıkça söylemiş.
Atatürk'ün öngördüğü eğitim ve öğretim sistemi sizce nasıl bir sistemdi?..

EĞİTİM VE ÖĞRETİM 2 TEMELE DAYANMALI

İLKER BAŞBUĞ: Atatürk'ün işaret ettiği eğitim ve öğretim sistemi aslında iki temele dayanıyordu.
Birincisi; eğitim ve öğretim sistemi “milli” olmalıdır. Milli Eğitim, gençlere “insanlığa hürmeti”, “vatan ve millete” sevgiyi, “şeref ve bağımsızlığa” bağlılığı öğretmek demektir.
İkincisi; eğitim ve öğretim sistemi “çağdaş koşullara” uyumlu olmalıdır.
Çağdaş koşullara uygun eğitim ve öğretimi başarıyla uygulayan ülkelerin, günümüzde “yüksek katma değer üretimi” ile nerelere geldiği ortadadır.
Bu iki prensip aslında bize şunu söylüyor: Eğitim ve öğretim sistemine, siyasi iktidarlar siyasal ve ideolojik açılardan bakmamalı, eğitim ve öğretimde çağdaş koşullara uyum esas alınmalıdır.

UĞUR DÜNDAR: Çağdaş uygarlık, çağdaş koşullar denilince ne anlayacağız?

İLKER BAŞBUĞ: Çağdaş uygarlık deyince, toplumun gelişiminin “eğitim/öğretime” ve “bilime” dayanmasını anlamak gerekir.
Bugün çağdaş uygarlık “Batı”da, yarın “Doğu”da olabilir.
Çağdaşlık; eğitim ve öğretimde; düşünen, sorgulayan ve araştıran bir neslin yetiştirilmesini istemek demektir. Bunu içinde; eğitim ve öğretimde akıl ve bilimin rehber alınması vazgeçilmez zorunluluktur. Gençlerin fen, matematik ve tarih gibi en az bir temel sistemde; “Disiplinli, Sentezci ve Yaratıcı Düşüncelere” sahip olmaları temel amaçlardan birisidir.

UĞUR DÜNDAR: Siz, Türkiye'deki eğitim ve öğretim sisteminin bugün başarılı olup olmadığı konusunda ne düşünüyorsunuz?

İLKER BAŞBUĞ: Sorunun cevabını PISA 2015 başarı sıralamasında bulabiliriz. Türkiye 70 ülke içerisinde; Fen bilimlerinde 52'nci, matematikte 49'uncu, okumada ise 50'nci sırada. Bu tablo ile Türkiye'nin “Çağdaş Uygarlığın” üzerine çıkabilmesi çok zordur.

UĞUR DÜNDAR: Son yıllarda birde imam hatip liseleri sayısının gittikçe artmakta olduğu izleniyor. Buna ne diyorsunuz?

İMAM HATİP LİSELERİYLE İLGİLİ 2 TEMEL SORU

İLKER BAŞBUĞ: Din eğitimi ve öğretimi Türkiye'de hep sorunlu olan konuların başında geldi.
Ben, dini eğitimin okullarda verilmesinin Devlete düşen bir görev olduğunu düşünüyorum. Ancak, bu eğitim “zorunlu ders” uygulaması ile değil, “isteğe bağlı” ders uygulaması ile olmalıdır.
İmam hatip liseleri konusuna gelince, ortada cevaplandırılması gereken iki soru var:
Birincisi, çeşitli nedenlerle öğrenciler imam hatip liselerine gitmeye zorlanıyorlar mı?
İkincisi; bu uygulamayla eğitim ve öğretimde “iki farklı dünya görüşüne” sahip bölünmüş bir nesil mi yetiştirilmiş olunuyor? Bu uygulama toplumun bütünleşmeye en çok ihtiyaç duyduğu bir süreçte ne kadar doğrudur?

İŞTE İLKER BAŞBUĞ'UN GÖRMEYİ İSTEDİĞİ TÜRKİYE

UĞUR DÜNDAR: Son kitabınız “Sorunlarla Yüzleşmek”de “Nasıl Bir Türkiye” düşündüğünüzü ve özlediğinizi anlatıyorsunuz. Bu konuyu biraz açar mısınız:

İLKER BAŞBUĞ: Özlenilen, düşünülen ve istenilen “Bir Türkiye”den kastettiğim hususlar şöyle:

■ Ülkemin bütün insanlarının, Türkiye'nin 2016 yılında yapılan “Hukukun Üstünlüğü” endeksine göre 113 devlet arasında 99'uncu sırada olmasını kabullenemediği; buna karşın Türkiye'nin her yerinde “Cumhuriyet Savcılarının” ve “Türk Milleti Adına Karar Veren Yargıçlarının” bulunmasını gönülden istedikleri,

■ Ülkemin bütün insanlarının; yaşama, özgürlük ve kişi güvenliğinin herkesin hakkı olduğunu anladığı ve saygı gösterdiği,

■ Ülkemin bütün insanlarının; birbirlerine karşı kardeşlik duyguları ile yaklaştıkları,

■ Ülkemin bütün insanlarının; fikir sahibi olmaya çalıştığı ve haklarının da neler olduğunu anladıkları,

■ Ülkemin bütün insanlarının, geleceğimizin geçmişin gücü üzerine kurulabileceğini anladıkları, tarihi geçmişimize ayrıştırıcı değil, bütünleştirici bir bakışla bakabildikleri,

■ Ülkemin bütün insanları tarafından; dinin, Allah ve kul arasındaki bir bağlılık olduğunun anlaşıldığı ve bu konuda herkesin, herkese saygı gösterdiği,

■ Ülkemin bütün insanlarının; ortak ideal ve değerler çerçevesinde kendilerini birer eşit vatandaş olarak gördükleri ve sadakat içinde ülkeyi ve milleti sevdikleri ve korudukları,

■ Ülkemin bütün insanlarının; refah içinde daha mutlu ve daha özgür bir yaşama sahip oldukları,

■ Ülkemin bütün insanlarının; Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasa ile kurulan dört temel niteliğinin –demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti- aynı derecede önemli olduğunun; bu temel niteliklerden birisinin aradan çekilmesi veya zayıflatılmasıyla; Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinin karanlığa dönüşebileceğinin farkında oldukları; bu nedenle de bu dört temel niteliğe sonuna kadar sahip çıkacakları;
Bir Türkiye'yi istiyorum.
Türk Milleti'nin; özlenen, istenilen ve düşünülen “Bir Türkiye”yi yaratabilecek güce sahip olduğuna yürekten inanıyorum. Yeter ki; eğitim ve öğretim sistemi “milli” ve “çağdaş” koşullara uyumlu olsun.

UĞUR DÜNDAR: Teşekkür ederim Sayın Başbuğ…

İLKER BAŞBUĞ: Ben de teşekkür ederim Sayın Dündar…



__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.08.2017, 13:50   #2
Çevrimdışı
murtazaaa
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk Büyük Taarruz İçin Neden Bir Yıl Bekledi?

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Aristo Mesajı göster
Açıkçası bu İlker Başbuğ denen adamdan atını satan kovboydan başka hiç bir şey olmaz.

Ve Atatürk' ü, 30 Ağustos' falan bu adamdan dinlemek kahredici bir şey...

...

Ordusunu satmış ve ülkenin bu hale gelmesinde en büyük rolü oynamış biri kalkıp bize Atatürk falan anlatmasın arkadaş!...

Sevgili @Aristo,
ne yazıktır ki, sapla saman iyice birbirine karıştı (rıldı).
Atatürk'ün okullardan kaldırdığı dindersinin,okullarda (seçmeli de olsa) okutulması gerektiğini söyleyen (sözde) Atatürkçü; İLKER BAŞBUĞ!
Ordusuna, laikliğe sahip çıkamamış İlker Başbuğ'a, bilir kişi statüsü vererek sorular soran Uğur Dündar da hata yapıyor.
Birazcık araştırma ve gözlem yapan bireyler görür ki,
Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu günden bu güne, hiç bir zaman bu kadar zor bir döneme (batağa), tehlikeye düşmemiştir.

Bu günkü çöküşün sebebi de, 1950'lerden günümüze (laikliğe aykırı olarak) devletin tek bir dine destek vermesi ve okullarda din dersinin (seçmeli veya zorunlu) okutulmasıdır.
Günümüzün tehlikesi din kaynaklı iç savaş ve bölünmedir ve bunun kaynağı da, devletin yıllardır dine verdiği destek ve okullardaki din dersidir.
Okullarda din dersinin okutulması hem laiklik açısından, hem de bilimsel açıdan yanlıştır.
Atatürk bu nedenlerle (tüm okullardan) din dersini kaldırmıştır.

*LAİKLİK AÇISINDAN YANLIŞTIR: Bir devlet vatandaşlarına nasıl eşit davranmak zorundaysa, vatandaşlarının dini inançlarına veya inançsızlıklarına da eşit davranması gereklidir. Devletin (hükümetlerin) kendi kafasına (inancına göre) dini inançlardan birisini (sanki tartışmasız o doğru olanmış gibi) seçerek o dine büyük kaynak aktarması, diğer dinlere inanan veya inanmayan vatandaşların çocuklarını da kendi (hükümetin veya çoğunluğun) inandığı dini öğrenmeye veya benimsetmeye çalışması, laikliğe de, insan haklarına da aykırıdır.
*BİLİMSEL AÇIDAN YANLIŞTIR: Okullar pozitif bilimin öğretildiği, bilme dayalı kurumlardır.
Doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanamayan ve asla kanıtlanması mümkün olmayan dinlerin okullarda öğretilecek olması, dinlere (sanki gerçekliği bilimsel olarak da kanıtlanmış gibi) bilimsel gerçeklik kazandırmaya başlar ki bu yanlıştır.
Okullar bilim yuvasıdır, kişiden kişiye veya toplumdan topluma değişen, bilimle çelişen din öğretilmesi gereken kurumlar değildir.
At ile çıkılan uzay yolculuğunun bilim tarafından kabul edilmesi mümkün değildir. Bilim yuvası olan okullarda( sanki bilim
e uygunmuş gibi) anlatılması yanlıştır. Kişi dini inancını ister tekkede, ister türbede nerede istiyorsa öğrenebilir ama bilme dayalı devlet okullarında olmamalıdır.
Günümüzde ki çöküşün baş sebebi de okullarda verilen din eğitimidir.


__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz murtazaaa'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
atatürk, bekledi, büyük, için, neden, taarruz, İçin


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:06.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.