Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Müzik > Grup ve Müzik Adamlarının Biyografileri > Ülkemiz Grup ve Müzik Adamları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 17.06.2011, 01:27   #1
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Hacı Arif Bey (1831-1885)










Hacı Ârif Bey, 1831 yılı sonlarında İstanbul’ un Eyüb Sultan semtinde doğdu.Asıl adı Mehmed Ârif’ dir.

Mütevâzı bir âilenin çocuğuydu. Babası Ebûbekir Efendi, Eyüb Mahkemesi kâtiblerindendi.
Hacı Ârif Bey daha çok küçük yaşlarda iken sesinin güzelliği ve mûsikî kaabiliyeti ile oturdukları semtte ün yapmış, mahalle mektebinde ‘’ ilâhîcibaşı’’ seçilmişti.

Bu sıralarda aynı semtte oturan gençlerden biri olan, geleceğin büyük Zekâî Dede’ sinden şarkı ve ilâhîler öğreniyordu.

Zekâî Dede onu kendi hocası yine bir başka Eyüb’ lü, Mehmed Bey’e götürdü. Eyyûbî Mehmed Bey, küçük Ârif’i çok beğenerek öğrenciliğe kabûl etti ve klâsik fasıllar meşk etmeye başladı. Ârif Bey, yüksek kaabiliyeti ve olağanüstü hâfızası ile çok çabuk öğreniyor, öğrendiklerini aslâ unutmuyordu. Bu arada Eyyûbî Mehmed Bey tarafından devrin en büyük mûsikî üstâdı, her iki hocasının da hocaları Hammâmîzâde İsmâil Dede’ ye götürülmüş, onun da iltifâtlarına mazhâr olmuştu.

Eyyûbî Mehmed Bey, Ârif Bey’ le çok ilgileniyordu. Henüz 13 yaşında iken onu ‘’ Bâb-ı Seraskerî ’’ , yani devrin Savunma Bakanlığı’ nın bir dâiresinde kâtibliğe aldırmış; bir yandan memûriyetine devâm ederken, diğer yandan Müzika-i Hümâyûn’a öğrenci olarak devâmını sağlamıştı. Hacı Ârif Bey, Müzika-i Hümâyûn’ a girmekle hem Hâşim Bey’ den istifâde etmek imkânı bulmuş, hem de saraya ilk adımını atmış oldu.

Çok geçmeden sesinin güzelliğini haber alan Sultan Abdülmecîd, onu huzûra dâvet etti. Olağanüstü güzel sesi, güzel yüzü, kıvrak zekâsı, terbiye ve nezâketi ile pâdişahı etkilemişti. Sultan, onun hemen ‘’ mâbeynci ‘’ olarak saraya alınmasını emretti. Mâbeyncilik, pâdişah ile hükûmet arasındaki ilişkileri düzenleyen yüksek îtibârlı ve dolgun maaşlı bir görevdi. Hacı Ârif Bey bu göreve getirildiği zaman 19 yaşındaydı.

Kısa bir süre sonra besteleriyle de adından söz ettirmeye başladı. Eserlerinde duygulu, ince ve asîl üslûbunun yanı sıra, makam ve geçkilere hâkimiyeti ile melodinin sözlere olağanüstü uygunluğu hemen göze çarpıyordu.

Hacı Ârif Bey, saraya girdikten kısa bir süre sonra Pâdişah’ ın emriyle Harem-i Hümâyûn’ daki câriyelere mûsikî dersi vermeye başladı. Böylece hayâtının hiç dinmeyecek fırtınalı günleri de başlamış oldu.

Sarayda hemen herkesin gözdesi olan bu yakışıklı genç, sesten dantelalarla örülü gönlünü bir câriyeye kaptırmıştı. Olağanüstü güzel gözlerinden dolayı Pâdişah tarafından Çeşm-i Dilber adı verilen bu Çerkes güzelinin aşkıyla Ârif Bey, gün be gün bir meş’ale gibi yanıyor, alevler seslere dönüşüp, dudaklarından dökülüyordu...
Hacı Ârif Bey, Çeşm-i Dilber’ in aşkıyla tutuştuğu günlerde Kürdîlihicazkâr adında yeni bir makam terkîb etmişti. Bugün dahî en çok sevilen ve kullanılan makamlarımızdan olan Kürdîlihicazkâr’ ın ilk eserinin sözleri Es’ad Efendi’ ye aittir:


Geçti zahm-ı tîr-i hicrin, tâ dil-i nâşâdıma,
Merhamet ey gamze-i câdû, yetiş imdâdıma,
Öyle bî-hûş eyledin âzâr ile kim tâbımı,
Gelmez oldu bir dahî lûtf-u kelâmın yâdıma,
Meclis-i ehl-i sühande yek kalemdir bu gazel,
Es’ad’ a söz var mı hüsn ü tâb-ı istidâdıma.




Hacı Ârif Bey’ in Çeşm-i Dilber’ e olan ilgisi Sultan Abdülmecîd’ in kulağına kadar gitmişti. Sultan, kendi hanımı olmaya hazırlanan bu kızın Ârif Bey’ le hemen evlendirilmesini istedi. Zengin bir çeyizle onu gelin ederken, Hacı Ârif Bey’ e bir konak ve 60 altın gibi yüksek bir maaş ihsan edip, saraydan çıkarttı.

Hacı Ârif Bey murâdına ermişti ama maalesef Çeşm-i Dilber onu sevmiyordu.
Henüz iki yıl dolmamışken iki de çocuk dünyâya getiren Çeşm-i Dilber, onu terk ederek başka biriyle kaçtı. Hacı Ârif Bey, Çeşm-i Dilber’ i hâlâ çok seviyor, terk edilişi bir türlü kabûllenemiyordu.

Hacı Ârif Bey’ in düştüğü duruma çok üzülen Sultan Abdülmecîd, onu affederek yeniden saraydaki görevine getirdi. Herkes onun saraya dönüşüne çok sevinmişti ki Ârif Bey’ in hassas gönlü yine câriyelerden birine, Zülf-i Nigâr’ e düştü. Zülf-i Nigâr da Hacı Ârif Bey’ i çok seviyordu. Pâdişah bir kez daha, skandal çıkmasına izin vermeden Ârif Bey’ i saraydan uzaklaştırarak Zülf-i Nigâr’ la evlendirdi.

Bu evlilik her ikisi için de çok mutlu başlamıştı. Fakat mutluluk uzun sürmedi. Çünkü Zülf-i Nigâr Hanım, devrin çâresi henüz bulunamamış en korkunç hastalığına, vereme yakalanmıştı. Günden güne sararıp, soluyor; âdetâ bir mum gibi eriyordu.

Zülf-i Nigâr Hanım’ ın çâresiz hastalığı ilerledikçe Hacı Ârif Bey’ i de çâresiz acılara boğuyordu. Sözleri Nâmık Kemâl’ e ait olan meşhûr Segâh Şarkı’ sını bu dönemde bestelemiştir:




Olmaz ilâc, sîne-i sâd-pâreme,
Çâre bulunmaz bilirim, yâreme,
Baksa tabîbân-ı cihân, çâreme,
Çâre bulunmaz bilirim, yâreme.


Zülf-i Nigâr Hanım gittikçe ağırlaşıyordu. Derin inleyişlerle gece gündüz uyuyor, bir çâre uman bakışlarla Ârif Bey’ e bakıyordu. Ârif Bey’ in çırpınışları fayda etmedi. Tam mutluluğu yakalamışken bu kez de sevdiği, çâresiz bir hastalığın pençesine düşmüştü. Târifsiz acılar içindeydi...
Kısa bir süre sonra Zülf-i Nigâr Hanım geride Hacı Ârif Bey’ i ve kısacık evliliğinde dünyâya getirdiği çocuğunu bırakarak, bir daha uyanmamak üzere gözlerini kapadı.

Sözleri Recâîzâde Mahmud Ekrem Efendi’ ye ait olan Hacı Ârif Bey’ in Zülf-i Nigâr Hanım’ a mersiye olarak yazdığı Sabâ Şarkı’ sı bu acıyı ifâde etmektedir...



Nigâh-ı mestine cânlar dayanmaz,
Uyanmaz uykudan cânân, uyanmaz,
Bu nâz ü işveden aslâ usanmaz,
Sabah olduğuna gûyâ, inanmaz,
Uyanmaz uykudan cânân, uyanmaz.



Hacı Ârif Bey, Zülf-i Nigâr Hanım’ ın ölümü ile bir kez daha acılara boğuldu. Bu olaydan kısa bir süre sonra Sultan Abdülmecîd de öldü. Yerine tahta geçen Sultan Abdülazîz, Ârif Bey’ i şehzâdeliğinden beri tanıyor, çok seviyor ve durumuna üzülüyordu. Onu bir kez daha saraydaki eski görevine iade etti. Ancak çok uzun bir süre geçmeden Ârif Bey’ in söz dinlemez gönlü, bu kez de Pertevniyâl Vâlide Sultan’ ın nedîmelerinden Nigârnik Kalfa’ ya düştü. Vâlide Sultan, Hacı Ârif Bey’ i çok sevdiği için bu evliliğe yardım etti, evlendiler. Ârif Bey, kötü anılarla dolu konağını satıp, bir çiftlik alarak yerleşti.

Ancak geçirdiği kötü günler onu ziyâdesiyle üzmüş, sinirli ve kaprisli bir insan hâline getirmişti. Çevresindeki herkesi kırıyordu. Bu sebepten saraydan bir kez daha uzaklaştırılınca iyice hırçınlaştı. Artık sağlığı da bozulmuştu. Tesellîyi evinde üçüncü eşi Nigârnik Hanım’ da buluyordu.

Bu dönemde bestelediği Kürdîlihicazkâr Şarkı’ nın kendisine ait olan sözleri onun acılarla, hüzünlerle ama sevdâlarla dolu hayâtını ve Nigârnik Hanım’ a duyduğu sevgiyi anlatır:

Ârif ’ em, ahkâm-ı sevdâdan şikâyet eylemem,
Senden ey şûh-i cihân, ölsem ferâgat eylemem,
Sûz-i hicrinle yanar, ağlar, nedâmet eylemem,
Senden ey şûh-i cihân, ölsem ferâgat eylemem.



Hacı Ârif Bey’ in güzel seslerle ve ince duyuşlarla dolu kâlbi, çektiği acılara daha fazla dayanamadı. O artık bir kâlp hastasıydı. İyiden iyiye karamsarlığa kapılmış, âdetâ hayâta küsmüştü.

28 Hazîran 1885 günü, henüz 54 yaşında iken, oğlu Cemîl’ in kollarında hayâta gözlerini yumdu. Son eseri ölmeden birkaç gün evvel bestelediği, sözleri Hikmet Bey’ e ait olan Kürdîlihicazkâr makâmındaki şarkısıdır:



Gurûb etti güneş, dünyâ karardı,
Gül-i bağ-ı emel soldu, sarardı,
Felek de böyle mâtemler arardı,
Gül-i bağ-ı emel soldu, sarardı.








Olmaz ilâç sine-i sad pâreme
Bakmiyor çesm-i siyah feryâde
Vücud ikliminin sultani sensin
Meyhanemi bu, bezm-i tarahhane-i cem mi
Çekme elem-i derdini bu dehr-i fenanin
Deva yokmus neden bimari aska
Geçti zahm-i tîri hicrin ta dil-i nasadima
ltimas etmeye yâre variniz
Gözümden gitmiyor bir dem hayalin
Kanlar döküyor derdin ile dide-i giryan
Hâtirimdan çikmaz asla ahd u peymânin senin
Sayd eyledi bu gönlümü bir gözleri âhû
Gurub etti günes dünya karardi
Çözülme zülfüme ey dil rüba, dil baglayanlardan
Ben buy-i vefa bekler iken sûy-i çemende
Humari yok bozulmaz meclis-i meyhane-i askin
Tasdî edeyim yari biraz da sühanimle
Bir halet ile süzdü yine çesmini dildar
Esti nesîm-i nevbahar açildi güller suhh dem
Mükedder derd-i pey-der peyle simdi
Kurdu meclis, âsikan meyhanede
Bülbül yetisir bagrimi hûn etti figanin
Nigâh-i mestine canlar dayanmaz
Zahir-i hale bakip etme dahil bir ferdi


__________________
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.06.2011, 11:17   #2
Çevrimdışı
tufan2006
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hacı Arif Bey (1831-1885)

konu güzel ama uzun, tarihe merakım vardır,

parça parça okuyacağım söz.

paylaşım için teşekkürler canan.
__________________
Şeytanın çalışma odası, cahillerin boş kafasıdır.

Eflatun
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz tufan2006'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.06.2011, 16:08   #3
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hacı Arif Bey (1831-1885)

Okumaya deger Tufan
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.06.2011, 18:00   #4
Çevrimdışı
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hacı Arif Bey (1831-1885)

Hacı Arif madeni sarayda bulmuş. Boşta kaldıkça gidip bir cariye kapmış kendine...

Şarkı zaten güzeldi ama söyleyen ayrı bir güzellik katmış...

Bir de kim olduğunu bilseydik...


Teşekkürler Canan...
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.06.2011, 18:04   #5
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hacı Arif Bey (1831-1885)

Kısmetinin her türlüsü saraydanmış Hacı Arif'in


Fonda çalan şarkıyı birkaç kere dinledim, çok güzel.

Güfte Namık Kemal'e aitmiş ve Atatürk'ün sevdiği bir şarkıymış.



Teşekkürler Canan, ellerine sağlık.
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.06.2011, 18:26   #6
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hacı Arif Bey (1831-1885)

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Banemin Mesajı göster
Hacı Arif madeni sarayda bulmuş. Boşta kaldıkça gidip bir cariye kapmış kendine...

Şarkı zaten güzeldi ama söyleyen ayrı bir güzellik katmış...

Bir de kim olduğunu bilseydik...


Teşekkürler Canan...


Pardon, sarkiyi söyleyeni yazmaliydim Banemin. TRT ses sanatkarlarindan Tugce Becerikli söylüyor


Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi LaLe Mesajı göster
Kısmetinin her türlüsü saraydanmış Hacı Arif'in


Fonda çalan şarkıyı birkaç kere dinledim, çok güzel.

Güfte Namık Kemal'e aitmiş ve Atatürk'ün sevdiği bir şarkıymış.



Teşekkürler Canan, ellerine sağlık.


Sarkiyi ezelden beri cok severim LaLe. Hac Arif Beyi foruma eklemek de oradan aklima geldi zaten sizlere de dinletmek babindan
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.06.2011, 18:52   #7
Çevrimdışı
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hacı Arif Bey (1831-1885)

Canan çok yavaşsın...

Ben videosunu bile seyrettim.

Şarkıyı çok sık dinlerdim ama bu şarkıcıyla tanışmam yeni oldu...

Teşekkürler tekrar...
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.06.2011, 20:07   #8
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hacı Arif Bey (1831-1885)

"Bir de kim oldugunu bilseydik " deyip de, cevabini beklemediysen suc benim mi ?
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.06.2011, 22:47   #9
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hacı Arif Bey (1831-1885)

Ya...bu konuyu hortlatmak geldi icimden. Istedim ki bu sarkiyi dinlemeyenler de dinlesin.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.06.2011, 23:47   #10
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hacı Arif Bey (1831-1885)

Ellerine sağlık, teşekkürler Canan..

İyiki de hortlatmışsın...

Fasılların vazgeçilmez şarkısı... Mükemmel derecede güzel...

* * *

Amatör olarak bizlerde iyi söyleriz, hatta çıkışları, yüksek perdeden daha iyi söyleriz..
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
hacı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:03.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.