İsrail hükümetinin yaptığı açıklamayla Doğu Akdeniz’de hareketliliğe neden olan füzelerin, füze savunma sistemi için atılan tespit füzesi olduğu bildirildi.

Rusya Savunma Bakanlığı, TSİ 09:16′da yaptığı açıklamayla Akdeniz’de 2 balistik füzenin Rusya’daki uyarı sistemince tespit edildiğini açıklamıştı.

Rus bakanlığına dayandırılan habere göre denizin ortasından, Doğu Akdeniz’e doğru iki füzenin ateşlendiğinin Rus radarları tarafından tespit edildiği vurgulandı.

Rus yetkililer ise Reuters’a açıklama yapmaktan kaçındı. Rusya, ABD’yi Akdeniz’e savaş gemileri gönderdiği için eleştiriyordu.

‘DENİZE DÜŞTÜ’

Rus haber ajansı RIA ise son geçtiği haberinde ‘Söz konusu balistik nesneler denize düştü’ ifadelerine yer verdi.

ABD: ‘BİZ ATMADIK’

CBS’e konuşan bir ABD’li yetkili ise “Akdeniz’de herhangi bir Amerikan gemisinden ya da uçağından füze ateşlenmedi” dedi.

ŞAM SAKİN

Dünyayı ayağa kaldıran haberin ardından Rusya’nın Şam Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada, kentte herhangi bir füze saldırısı ya da patlama belirtisi olmadığı bildirildi.
AFP tespit edilen “nesne”lerin füze olduğunu bildirirken; İsrail Ordu Sözcüsü, Doğu Akdeniz’de füze atıldığına dair bilgileri olmadığını ifade etti.

SURİYE: BİZ GÖRMEDİK

Suriye kaynaklarından yapılan ve yetkili ağızlara dayandırılan açıklamada ise “Suriye erken uyarı sistemi, Suriye topraklarına düşen herhangi bir güze tespit etmedi” denildi.


sözcü

__________________

Denemelerin bir kriteri yok mu?

__________________

Öncelikle neden denize düşüyor, buradan hareket edersek bir sonuca varma olasılığımız artar. Denize atılan füzeden kanıt elde etmek, kimin attığına dair bilgi almak güçleşir. Eğer Rusya bunu deşifre etmeseydi, olay farklı renkler alabilirdi. Büyük olasılıkla da, füzenin Suriye tarafından atıldığı yaygarası kopartılırdı. Peki bu durum ne gibi sonuçlar doğururdu. Düşünelim biraz. ABD Başkanı Obama Suriye 'ye müdahale kararını, Kongreye götürecekti ki oradan çıkacak kararın istenildiği gibi çıkmasını kolaylaştırabilirdi. Ayrıca, çatlayan Batı koalisyonu tekrar ikna edilebilir ve müdahale edecek ülke sayısı da artırılabilirdi.

Başından beri yapılan bir çok provakasyon demelerini düşünün ve hiç biri de başarı sağlayamadığı gibi, inandırıcılıktan uzaktılar ayrıca gerekli meşruiyeti de sağlayamadılar. Savaş heveslilerin kursağında kaldı. Bu da Rusya'nın deşifre etmesiyle kalacak.

İsrail ve ABD den de ilk tepkilerin gelmesini de suç üstü yakalanmanın telaşı olarak değerlendiriyorum.

__________________
Hoş olayım olmayayım
O yâr benim kime ne

Kimse kabul etmediğine göre cinler atmış olsa gerek...

__________________

Bizde bilirdik kıkırdak fıkırdak olmasını...Ama kalbe en güzel hüzün yakışıyordu, bizde onu bastık sinemize...

Tanıdık

Neden denize füze atmak gereği duyulsun ki.Füzeler fırlatılırken belirli bir hedefe kilitlenmiyor mu?

__________________

Füzeler kendi başlarına hedef seçmez. Füzelere hedef verilir füze de buna göre yol alır.

Neden denize füze atılsın sorusuna gelince;

1- Şu an Doğu Akdeniz ABD 'nin egemenliği altında. Silahlı güçlerin burada olası bir saldırı için hazır olarak bekliyor. Bu bölgede kendi onayı olmadan füzenin kime ait olduğu araştırması yapılamaz.
2- Böylece kendilerinin atmadığı da kanıtlanamaz.
3- Bu durumda Suriyenin attığı konusunda kolaylıkla propaganda yapma sansına sahip olurlar ki, ellerindeki kitle iletişim araçlarının ne kadar güçlü olduğunu da düşünürsek bu hiç kolay olmayacaktır.
4- Obama'nın Kongreye sunduğu teklifin, lehlerine çıkması içinde Suriye'nin saldırganlığı konusunda da bir argüman daha ellerine geçmiş olacaktı.
5-Uluslararası desteği artıracak, İngiltere gibi devletlere bir kez daha düşünün çağrısı yapılacaktı.
6-Uluslararası ve kendi halkları nedinde saldırılarının meşruyetini sağlamaya çalışacaklardı. Bu Esad' da hak ediyor algısını oluşturacaklardı.

Başka zaman olsa, sonuçta denize düşen 2 füze denilip geçiştirilecek bir konuyken, neden Rusya bunu açıklamak zorunda kaldı, işte yukarıda açıklamaya çalıştığım nedenlerden diye düşünüyorum. Deşifre etmek zorundaydı ve deşifre edilince de önce İsrail ve ABD suç üstü yakalanmanın tedirginliği ile önce iddiayı reddettiler ardından İsrail ortak bir tatbikat bilgisi verdi.
Biliyoruz ki tatbikatlar, yapılmadan önce uluslararası kurum ve kuruluşlara önceden bildirilir. Naıl bir tatbikatsa sadece 2 füzeyle mi yapılıyor, bu da kocaman bir soru.

__________________
Hoş olayım olmayayım
O yâr benim kime ne

Deneme-tatbikat, adını ne isterseniz öyle koyun."Denemelerin bir kriteri yok mu?"sorusunda ki kastım tatbikat da olsa bunun bir prosedürü olmalı şeklinde idi.

Aklıma takılan sorulardan biride şu:ABD ve İsrail bu girişimde bulunurken neden Rusya'nın uyarını sistemini göz önüne almadı?

__________________

Anlaşılan sorular, peşpeşe gelecek. Oysa şimdi çıkmam gerekecek. Buda güzel elbette ki. Felsefenin günümüzde neredeyse zararlı görüldüğüne yönelik bakış açısının hakim olmaya yüz tuttuğu günlerde.

Sorgulamayan, eleştirmeyen, sormayan, düşünce oluşturmayan, ve yorumlamayan bir birey tipinin yetiştirilmesini amaç edinen bir olanakların seferber edildiği günümüzde, doğmatizmin önümüze temel seçenek olarak sunulduğu zamanlarda böyle sorgulayan, verilenle yetinmeyen arkadaşlar görmek mutlu ediyor beni.

Ama ne yazıkki şimdi çıkmalıyım. Yolculuğa dair olanaklarım kısıtlı, gitmeliyim, akşama sorunuzun yanıtını biraz daha ayrıntılı şekilde yazsam bilmem anlayışla karşılar mısınız mislina.

Aklınıza hep sorular takılsın.

__________________
Hoş olayım olmayayım
O yâr benim kime ne

Simdi bir derin düsünürsen, bunun cevabi hemen gelecek!.

Farz edelim sen silahi cekmissin, cevrendeki durumlar onu icab etmis.

Palali birisi yaklastiginda O silahi kullanmazmisin?.

Iste bunu göz önüne alinarak, Füzeyi atanda bundan yararlanip. Suriyenin Füzelerini atmasini Pirovaka etmis olur.

Böylelikle Interkontinentan Roketleri kendi menzil takibine sahip olsada, daha evvel Ege denizin verildigini söylemek böylelikle Suriyenin morali yerinde olmadigi icin Roketlerini atti diyebilmek, Savasa tahrik olarak görülebilinir!.

Iyiki Suriye bu oyuna gelmeyip, Rusya bunu ortaya koyabildi.

Natoya Ait olan bir Ükle olarakta, acaba Natoya ne kadar güvenebilecegi hakkinda düsünmeleri lazim tabiki.

En azindan Yahudiler istedikleri gibi istedikleri zaman Ucaklarimizi etkisiz hale getirebiliyorsa, bunun bir arka Plani olmasi lazim.

Yoksa Nato Üyasi olarak bizlere güvenemiyorlarmi?.

Ilk Ak Denizde düsürülen ucaga bir göz atalim, Arastirmalarda, hic bir silah vurgununa rastlanmamisti!.

Tabiki onuda Savas cikarmak icin, Ak Denizine düsürdükleri zannedilebilinir!.

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi Mislina Deneme-tatbikat, adını ne isterseniz öyle koyun."Denemelerin bir kriteri yok mu?"sorusunda ki kastım tatbikat da olsa bunun bir prosedürü olmalı şeklinde idi.

Uluslararası ilişkilerde atılan her adımın belli bir kriterleri vardır ve her ilişki kayıt altına alınır. İlgili ülkeler veya kurumlar bilgilendirilir. Uluslararası hukuk da bu nedenle vardır ve giderek de gelişen bir hukuk dalıdır.
Askeri veya diğer tatbikatlarda bu kapsamdadır.

Örneğin ülkemizde Uluslararası veya sadece ülkemizle sınırlı kalan tatbikatlar, kanun tasarısı olarak TBMM'sine sunulur, Bakanlar Kurulu imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanır ve yürürlüğe girer.

Bu kanunda tatbikatın amacı, kapsamı, tarihi,yeri, finansmanın kim tarafından sağlanacağı gibi bilgilerde yer alır.

İlgili devletler başta olmak üzere hem kamuoyuna hemde uluslararası kurumlar bilgilendirilir. İzlemek isteyen ülkeler veya kurumlar gözlemci gönderebileceği gibi gazete ve tv'lerde izleyebilir. Bazı durumlarda gereçeleri belirtilerek gizli olduğu belirtilirse gözlemci ve yayımcı kuruluşlar alınmayabilir veya kısıtlama getirilebilir.

Hiç bir ülke habersiz bir tatbikat yapamaz. Uluslararası hukuk gibi uluslararası teamüllerde önemlidir. Habersiz yapılan tatbikatler hem uluslararası hukuka hemde teamüllere aykırı davramış olur, eylem meşru olarak kabullenilmez, ortaya çıkan sonuçlardan sorumlu tutulur.

Şimdi diğer sorunuza gelelim. Her ülke izlendiğinin farkındadır. Bu gün gelişen radar ve uygu sistemleri sayesinde, bu teknolojileri elinde bulunduran ülkeler, teknolojinin elverdiği ölçüde izleme faaliyetini yapmaktadır.

Özellikle ABD, Çin, Rusya gibi ülkeler bu izleme faaliyetini bütün dünya çapında yapmaktadırlar. Askeri, politik, enerji yolları ve jeopolitik açıdan büyük öneme sahip olan Doğu Akdeniz'in gözlenmemesi düşünülemez ve İsrail ile ABD'nin de, Rusya tarafından gözlenmediğini bilmemeleri mümkün değildir.

Peki bunu bilmelerine rağmen neden bu girişimde bulundular. Sorulması gereken soru da budur. Buna sağlıklı bir yanıt verebilmemiz için çok daha bilgiye sahip olmamız gerekir. Ama yine de bu soruya yanıt aramamıza da engel değil.

1-ABD' nin, kimyasal silah kullanıldığı iddiasından sonra Suriye' ye askeri müdahale kararı almasından sonra, Rusya'nın kendi personeli ve vatandaşlarının Suriye'yi terketmeleri konusunda uyarması, Rusya'nın Suriye'yi desteklemekten vazgeçmesi olarak yorumlanmış olabilir. Ya da, sahneyi terk etmeye zorlayan bir atak olarak da görmüş olabilirler.

2-Rusya'nın deşifre edemeyeceğini, artık aktif bir oyuncu olmaktan çıktığını da düşünmüş olabileceğini de düşünmüş olabilirler.

3- 3 yıla yakın bir süredir Suriye'de yol alamayışları da saldırgan ülkelerin bazı faktörleri göze almalarıyla da açıklanabilir. Bu ülkelerin BM lere olan sitemi, işlevselliğini sorgulamalarından dem vurmaları, NATO' yu devreye sokma çabalarını, bir Gönüllüler Koalisyonu kurup müdahale etme çabasına girmelerini de düşününce, Uluslararası Hukuka göre davranmalarını beklemek ne kadar boş bir çabaysa, savaş kararı alındığında da bazı güçlere açıkça meydan okumaları, onlara çeşitli mesajları imalı olarak da vermeleri hiç de düşünülmeyecek bir durum değildir.


4-Bilindiği gibi İsrail hızlı bir müdahaleden yanadır. Burada menfi davranmış da olabilir ve pek de müdahaleye hevesli olmayan ve perde gerisinde kalarak başka güçlerle sorunu halletmeyi halletmeyi düşünen bir strateji izlemektedir. Ama bu yollada bir gelişme sağlanmadığnı Esad'ın giderek güçlendiğini görmektedir. ABD yi hızla bir savaşın içine çekmeyi veya zorlamaya çalışması olarak da görmekteyiz. Bu mesaj bu anlamda doğrudan Temsilciler Meclisine de olabilir. Bir an önce müdahale kararının çıkmasına yönelik bir girişim de olabilir ki , bu durumda Rusya'nın bilip bilmemesininde pek bir önemi yoktur, kalmaz da.
Bu bağlamda füze olayının ortya çıkmasından sonra ABD yönetiminin İsrail' e karşı olan tavrı da önemlidir.


Bilinmelidir ki Obama'nın, Kongreye ,sunduğu teklif, bildiğimizin ötesinde çok yetkileri ihtiva eden bir müdahale geniş bir müdahale teklifidir.


Şimdilik aklıma gelenler bunlar, başka değişkenlerde eklenebilir.

__________________
Hoş olayım olmayayım
O yâr benim kime ne