Açılışını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğanın yaptığı 19. Milli Eğitim Şurası dün başlarken, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), seçmeli derslerde yoğunlaştırılmış program uygulamaya hazırlanıyor. Bakanlığın önerileri arasında bazı derslerin birleştirilmesi, genel ortaöğretim kurumlarının (Anadolu Lisesi, Fen Lisesi, Sosyal Bilimler Lisesi) tek bir okul türü adı altında birleştirilmesi ve hazırlık sınıfı uygulamasının sona ermesi de bulunuyor.

MEB, 19. Milli Eğitim Şurasına 222 sayfalık bir raporla hazırlandı. Her gündem konusu için toplamda 2 bin 200 akademisyen, maarif müfettişi, okul yöneticisi, öğretmen, veli, öğrenci ve sivil toplum kuruluşu temsilcisinin katılımı ile oluşturulan özel ihtisas komisyonları raporları ile 11 ilden gelen raporların birleştirilmesiyle oluşturulan Şura Hazırlık Raporu, bakanlığın şura boyunca tartışılmasını ve karara bağlanmasını istediği önerileri içeriyor. MEBin şura dosyasında göze çarpan bazı öneriler şöyle:



KURAN DERSİ 6 SAATE ÇIKARILABİLİR

Bütün derslerin öğretim programları gözden geçirilerek sadeleştirilecek. İçerik, zenginleştirilerek öğretilecek. Tüm programlarda çevre bilinci, teknoloji becerileri, değerler eğitimi ile sanata duyarlılık ve estetik temel vurgular olarak yer alacak. Seçmeli derslerde yoğunlaştırılmış program uygulanacak. Bu kapsamda haftada ikişer saat seçilebilen Kuranı Kerim, Hz. Peygamberin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerinden birinin haftada 6 saate çıkarılması var. Böylece yıllara yayılan müfredat bir yıl içinde tamamlanabilecek, ertesi yıllarda da diğer seçmeli din dersleri tamamlanacak. Seçmeli derslerin saatlerinin düzenlenmesindeki inisiyatif okul müdürlerine bırakılacak. Müdürlere tanınan söz konusu inisiyatifle, tüm okullarda uygulanan standart bir haftalık ders saati çizelgesi yerine okuldan okula değişen esnek çizelge modeli benimsenecek.



İNSAN HAKLARI DERSİ KALKIYOR

4. sınıfta 2 saat anlatılan İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi dersi kalkacak, bu derslerin içerikleri Sosyal Bilgiler dersinde verilecek. Ayrıca Rehberlik ve Kariyer Planlama dersi haftalık ders çizelgesinden kaldırılacak, rehberlik hizmetleriyle ilgili çalışmalar serbest etkinlikler kapsamında ele alınacak.



HAFTALIK DERS SAYILARI AZALTILACAK

MEB, bir öğrencinin bir hafta içinde aldığı ders sayısının çokluğundan hareketle, haftalık ders saati çizelgesini sadeleştirecek. Bazı dersler birleştirilerek öğretilecek. Örneğin, Dil ve Anlatım dersi ile Türk Edebiyatı dersi ayrı dersler olarak değil Türk Dili ve Edebiyatı adı altında verilecek. Yine haftalık ders sayısını azaltmak amacıyla, tüm derslerin yıllık olarak verilmesi uygulamasından vazgeçilecek. Buna göre bazı dersler dönemlik olarak uygulanacak, bazı dersler ise bir dönemden çok daha kısa sürede yoğunlaştırılmış program olarak verilmesi sağlanacak.



AHLAK VE DEĞERLER EĞİTİMİ ÖNEM KAZANIYOR

Bir okulda bir seçmeli ders açılabilmesi için en az 10 öğrencinin o dersi seçmesi gerektiği koşulu engelli öğrenciler için yeniden düzenlenecek. Özel eğitime ihtiyacı olan öğrenciler için açılan sınıflar bu uygulamanın dışında tutulacak. Değerlerin öğretilmesine yönelik kazanımların, ahlak eğitimi, karakter eğitimi, değer eğitimi, Etik eğitimi ve duyuşsal davranış eğitimi gibi ayrı bir dersle kazandırılabilecek ya da diğer derslerin içinde verilebilecek.



BEDEN EĞİTİMİN İSMİ DEĞİŞİYOR

İlkokulda verilen Oyun ve Fizikî Etkinlikler dersi ile ortaokulda verilen Beden Eğitimi ve Spor dersinin ismi Beden Eğitimi ve Oyun olarak değiştirilecek. İlkokul ve ortaokullardaki serbest etkinlikler için bir uygulama kılavuzu hazırlanacak.

Kaynak : Cumhuriyet Gazetesi - Kuran dersi 6 saate çıkıyor

Aksine son derece katılıyorum
Geri kalmış ülkelerin hepsinin islam ülkesi olması bir tesadüf değil

+ + +

NOT: Eğitimde bu kadar uygulama değişiminden ve zorunlu derslerden sonra dava açmaya karar verdim.

Göktürk alfabesinde eğitim almak ve Göktürkçe'nin de müfredata eklenmesini istiyorum.

Herkes kültürüne göre eğitim alacaksa din dersi ve Osmanlıca yerine kendi kültürüm hakkında eğitim almak istiyorum.

Tarihimi araştırırken zorlanıyorum.

Öz Türkçemizin de eğitime dahil edilmesini istiyorum.
Azınlık kimdi?

Herkesin hakkıysa bunlar bende hakkımı istiyorum.

__________________

Şimdi anlamadım bu çocuklar hem Türkçe hem osmanlıca hemde ingilizce mi eğitim alacak ? bunun dışında alan ve bölüm dersleri olacak ve ek zorunlu derslerde olacak.

Birde eğitim bir - sen denen kuruluş kimdir ? Kime neye hizmet eder ?

__________________
Asya boz kırlarında bir bebek dünyaya geldi. Bu bebeğe asya stepleri beşik oldu. Rüzgarlar şarkı söyledi ona. Yıldızlar yol gösterdi. Yağmurlar yıkadı. Bu bebek büyüdü ve ona Türkadını verdiler. Türk büyüdü kasırga oldu tayfun oldu. Türk budur. Türk tayfundur, kasırgadır, Boradır. | Mustafa Kemal Atatürk.

la şey e vaki ün mutlak bel küllün mümkin

Yeryüzünden bütün dinleri silin değişen zerre kadar bir şey olmaz arkadaşım. Sorun dinde değil 100 000 den fazla din gelmiş geçmiş dünyada sorun insanın kendisinde.

Ve ben şuna inanıyorum ki akp nin ne zaman başı sıkışsa dini bir kaç manşet ürettirip gündem değiştiriyor. Kuvvetle muhtemel şu aralarda gene böyle bir şey vardır.

__________________
Asya boz kırlarında bir bebek dünyaya geldi. Bu bebeğe asya stepleri beşik oldu. Rüzgarlar şarkı söyledi ona. Yıldızlar yol gösterdi. Yağmurlar yıkadı. Bu bebek büyüdü ve ona Türkadını verdiler. Türk büyüdü kasırga oldu tayfun oldu. Türk budur. Türk tayfundur, kasırgadır, Boradır. | Mustafa Kemal Atatürk.

la şey e vaki ün mutlak bel küllün mümkin

Valla adamın sinirini bozmasınlar.. Bu çocuklar daha yazılı kağıdına adını doğru yazamıyor laf osmanlıca öğreneceklermiş...!

Öğrense ne olacak ne işine yarayacak ben kaç yıldır tarihten yüksek lisans yapıyorum matbu rika divani ye kadar öğrendim ne işime yaradı , belge okumak dışında hayatımın hangi alanında kullandım, Sevgilime hiç osmanlıca aşk mektubu yazmadım..!

Aklıma ne geliyor biliyor musunuz

Maarif Kongresi Eskişehir Kütahya Savaşı sırasında olur.. Ankara'da öğretmenler toplantı yapmaya karar verince dönemin milli eğitim bakanı Mustafa Kemal'e paşam bu şartlarda toplantıyı erteleyelim mi der..! Atanın sözündeki değere bak cahille savaşmak savaş alanında savaşmaktan daha büyük öneme sahip diyerek toplantıya bizzat kendi de konuşmacı olarak katılır....! Vakit savaş zamanı

Şimdi geldiğimiz hale bak, dinden soğuttunuz lan , tiksindim anasını satayım

__________________

__________________

Dostum inan din faktörünü kaldırınca üzerinden bambaşka ülke çıkar karşına. Kimisini inan dini yasaklar tutuyor, kimisi de dini kurallar nedeniyle mantıklı ve objektif kararlar veremiyor. Kafalar çorba gibi olmuş. Dünya düzeninden ve insan haklarından bakınca, adil yaklaşınca başka geçiyor içinden. Doğru diyorsun.
İslam veya x dinine göre bakınca bambaşka.
İçinde çatışıyorsun, nasıl olur diye düşünüyorsun. O doğru bilir diyorsun ama vicdanen huzura eremiyorsun. Rahatsız hissediyorsun. Ama emir böyle inmiş. Sıkışıyorsun arada, haksız olduğunu bile bile savunurken agresifleşiyorsun vs vs.

Din olgusunu kaldır toplumdan bak nasıl değişecek. Aristo'ya sonuna kadar katılıyorum.

__________________

kendi hayatının merkezine dini koyan insanları inceleyin muhakkak ki hayatlarında bir vizyon ve misyon sahibi olmayan boş insanlardır. Toplumlar dini farketmeden tek istedikleri şey huzur ve özgürlüktür.

Şeriat bile erkek egomanyasına yani aşırı erkek özgürlüğüne dayalı olmasa bu kadar etkili olmazdı. Çünkü ülkeleri kuran ve yönetenler erkek. Kadın dinle değil kapitalizmle bastırıldı.

Bugün üniversite mezunu kadınlar arasında bir anket yapılsa bir çoğu evlenince çalışmak istemezler. Kapital sistem kadını tamamen tüketici pozisyonuna getirmiştir.

Toplumlar dinleri ile değil eğitim seviyeleri ve içindeki hiyerarşiyle gelişirler. Bütün dinler şahıslara inmiş bu kadar büyük toplumlara yayılmasının tek ve yegane sebebi devletlerin dinlerle toplumları yönetmeyi kolaylaştırması olmuştur.


Önemli olan insanların ve toplumların kendi manevi dünyaları veya var olan manevi dünyayı koruyarak topluma ve düzene ayak uydurmasıdır. Eğer dinler olamasaydı bu daha farklı bir şekilde eminim ki yapılabilirdi. Çünkü insanın içinde kendinin bile kapatamayacağı büyük boşluklar vardır. Bu boşlukları gerçek üstü duygu ve düşüncelerle kapatmak daha doğrusu kendini kendinden daha büyük bir varlığa sığınıp yaptıklarını veya yapacaklarını onunla paylaşmak aslında üzerinde ki yükü atmak ve hafifletmektir.


Şahsım bu ve benzeri sorgulamaları çok yapmışımdır. Peygamber araba gelmiş, kitap araba gelmiş, petrol araba gelmiş ve ben burada dini mi savunucam ? Hele ki asgari ücretle ? asla yapmam bunu. Hatta imzamda bile incilden ve haşhaşilerden ayrı ayrı alıntılar yapmamın sebebide budur.

Daha öncede dediğim gibi insanın içinde merhamet ve yaşama sevgisi yoksa bu dinlere bakmadan o insana kötülük yaptırabilir.

__________________
Asya boz kırlarında bir bebek dünyaya geldi. Bu bebeğe asya stepleri beşik oldu. Rüzgarlar şarkı söyledi ona. Yıldızlar yol gösterdi. Yağmurlar yıkadı. Bu bebek büyüdü ve ona Türkadını verdiler. Türk büyüdü kasırga oldu tayfun oldu. Türk budur. Türk tayfundur, kasırgadır, Boradır. | Mustafa Kemal Atatürk.

la şey e vaki ün mutlak bel küllün mümkin

Dostum şunun ayrımına varalım önce, inanç başka şeydir din olgusu başka.
İman, inanç herkeste vardır. Kimi yaratana inanır, kimi ineğe, kimi evrim teorisine. İnanç olmazsa olmaz.
Fakat din yaptırımdır. Yasalar değişir, tartışılır ama din değişmez, tartışılmaz. Kısır döngüdür, beyinde kaostur.

Dürüstlük ve iyi niyet pagan topluluklarda olduğu gibi din kavramının ortaya çıkışından önce de vardı. peki din kavramı ortada yokken insanların referans noktası neydi? çok basit... "ben insanlara iyi niyetli ve dürüst olursam onlar da bana aynı şekilde yaklaşır" gibi basit bir çıkar ilişkisi içinde kendine yer bulmuştu. pagan topluluklarda ise bu referans doğanın ulvileştirilmesiyle sağlanmıştır, tutup ta "içinde tanrı korkusu olmayan insanın referans noktası olamaz" ya da "öznenin kendini referans noktası olarak alması bu referansın ihtiyaçlara göre değişebileceği anlamına gelir" demek saçmalık olur zira tanrı korkusundan kasıt dini inanç ise eğer, kuran-ı kerim' i referans noktası olarak almak türkçe meallerinin değişkenliği, kitabın kendi içindeki tutarsızlığı ve yorumlarındaki bir çok farklılık o referansın ekseninin bir oraya bir buraya kayması anlamına gelir. dahası, zaten inanmayan bir insansan "1400 yıl önce ekonomik, sosyal ve benzeri çıkarlar sağlamak ve insanlar üzerinde otorite kurmak için yine bir insan elinden çıkmış sayfalar bütününü referans almaktansa, kendine insan hayatının değerini hatırlatan herşeyi referans alır ve insanca yaşama hakkınının tüm insanlığın hakkı olduğuna inanarak ve de en önemlisi empati yeteneğini mümkün olduğunca çok kullanarak dürüst ve iyi niyetli bir insan olabilirsin.

Sen zaten insana saygı duyar ve üyesi olduğun en küçük sosyal topluluktan başlayarak tüm davranışlarını insana verdiğin değeri referans alarak düzenleyerek dürüst ve iyi niyetli birisi olmaya çalışırsan, kimseden korkmana gerek kalmaz. Birazcık empati yapabilmek bunun başlangıcıdır, eğer bir insana yaptığın iyiliği, gösterdiğin dürüstlüğü tanrı korkusu, sevap, öldükten sonra cennete gitmek ve benzeri sebeplerden değil de empati yeteneğini kullanarak ve kendi içinde oluşturduğun ahlaki kurallar çerçevesinde yapıyorsan çok daha erdemli bir insansındır şahsıma göre.

Vicdan sahibi gerçek insandır..

Korkudan beslenen ve korkuyla varolan her şey mide bulandırıcıdır..
Bu ister bir aşk olsun.. istersen Tanrı..
Korku ve tehdit denen iki olgu-duygu, o kadar iğrenç ki.. bir insan eğer korkudan dolayı iyiyse, zaten iyi değildir.. Sadece rol kesiyordur.. Kişiye şah damarından daha yakın olduğu söylenen Tanrı'nın bunu yemesini beklemek de budalalıktır.. Bu yüzden manasız kalıyor korkudan beslenen her şey.. Bu bir vicdan ve hissiyat meselesidir..

Ve bana göre din vicdandır. Kalbin doğru mu? Vicdanın ne diyor? Gerisini dinleme. Doğru ve huzurlu bir insan olmak için bu gerekli. Başka bir şey değil. Eğer ben doğru ve iyi bir insansam ve cennet varsa Tanrı beni neden cennetine almasın? Dini çıkar insanlardan gerçek iyi ve kötüyü görürsün ( :

__________________