Seçilmiş Diktatörler

[@Mustafa Akten]

SEÇİLMİŞ DİKTATÖRLER


( SEÇİMLE GELSELER DAHİ DİKTATÖR DİKTATÖRDÜR)
Demokrasinin öğelerinden biri olan seçimle gelip gitme esas olması gerekirken, diktatör olanların, devletin tüm kadrolarında parti fikri ve partidaşlarla hâkimiyet kurup , demokrasiler de oto kontrol ve fren sistemi olan ““ERK”’ ler ayrılığını ki,= “yasama, yürütme, yargı” varlığını, millet bizi seçti, yargı elimizi kolumuzu bağlıyor deyip, bağımsız yargı ile hukuk üstünlüğü sistemini “YÜRÜTMEYE” bağlayan, seçkinler hukuku ihdas edenlere demokrat denir mi? seçilmiş diktatör denir!

Meclis parti gurubuna bağlı milletin vekili olması gereken vekilleri parti militanı haline getiren ve sadece parmak kaldırıp indirmekle ilgili göreve indeks’leyen, demokrasiyi sadece seçim sandığı zanneden, mensubu olduğu partiyi devlet partisi haline dönüştürmeye çalışmış ve çalışanlara demokrat denilir mi? Diktatör denir!

Kendilerini muhafazakâr demokrat olarak tanımlayanların, dini muhafazakârlık içinde demokrasi ve demokrat olunamayacağını bilip, demokrasiden söz edenlerin uygulama, söylem ve yaşam biçimlerine bakıldığında demokrasiye ve demokratlığa dair kırıntı dahi bulunmayanlar demokrat olabilirler mi?

Namusları ve şerefleri üzerine yemin ederek işgal ettikleri makamlar da suni toplantılar yapan, Anayasa gereği tarafsız olmaları gerekenler parti liderleri gibi meydanlara çıkıp 400 milletvekili talep ederse, ancak bu şekilde demokrasiyi ve demokratik parlamenter sistemi top yekûn imha edeceğini sananlar, ve şimdilerde parlamenter sistem bekleme odasına alınmış deyip değme diktatörleri aratmayan demeçler verenler demokrat olabilir mi?

Diktatör olanlara, olma hevesinde olanlara alkış tutanlar ve oydaş olanlar, acaba şu değerlerin farkında olabilirler mi? “İnsan uyanık olmasını sayarak yaşar. Hayatı boyunca diktatörlerce beyni yıkanmış, tek düze, monoton ve önyargılı yaşamış, güya yaşayanlar, demokrasi, hürriyet, özgürlüğün tadına ve keyfine vararak yaşayabilirler mi?"

Diktatörlere tabi olup, onlara hak etmediği paye ve makamları verenler, aslında kendi hükümlü hücrelerini inşa edenlerdir. Diktatörlerde değişmeyen hastalıklı zihniyet; kendilerine alkış tutmayanları, fikirlerini benimsemeyenleri, karikatürlerini yapanları, yaşamlarını, insanlara çektirdikleri eza ve cefaları kara mizah yaparak oyunlaştırıp tiyatro yapanları, sanatçıları, eleştirmen yazarçizerleri, yok etmeye çalışarak, Hitler misali “SS ve Gestapo” gibi kurumlar ve içinde acımasız zalimler oluşturarak insanları yaşarken öldürürler.

Hitler örneği böyle idi! İkinci dünya savaşı’dan önce Adolf Hitler’in serbest seçimle kurduğu diktatörlüktür. Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi lideri Hitler, tıpkı bizde olduğu ve zat-ı şahaneleri İmam Tayyip Erdoğan hazretlerinin zaman zaman yaptığı gibi mağdur edebiyatı yaparak, Versay anlaşması ile Almanya aleyhine yaratılan ekonomik ve sosyal koşulların kötülüğünden, sistematik olarak anti kominist ve semitizim kampanyası yürüterek 1933 Alman seçimlerinde % 44 oy alarak başbakan oldu ve siyaseten iktidara geldi.

Hazret Tayyip Erdoğan kendisine atfedilen “diktatör” yakıştırması için verdiği beyanatlarda, seçimle gelen kişilerin diktatör olamayacağını savunarak günah çıkarmaya çalışmaktadır. Hazret zat-ı şahaneleri Erdoğan’ın okumayı çok sevmediği, tarih ve içeriği açısından bilgi yoksunluğu, bu ifadesi ile bir kez daha ortaya çıkmış oluyor.

Diktatörler, zaafları ve tutkuları olanlardır. Sahte ve yavmiyeli insanların alkışları ile paye ve makam edinenler, zaafların günaha, günahların toplumsal ve anayasal suça dönüşmesini, vücut kimyaları, kibirleri nedeniyle engelleyemezler. Muhafazakâr demokrat olduğunu söyleyip demokrat olmayanlar, erk’ler ayrılığı, düşünce ve ifade, basın yayın ve örgütlenme özgürlüğünün, laikliğin olmadığı yerde demokrasinin olamayacağını bilmezler. Demokrasinin ve ilkelerinin olmadığı yerde seçilmiş diktatörler olur! Yapılan seçimlerin adı ise demokrasi olmaz sandık demokrasisi olur. Onunda literatür de kiymet-i harbiyesi olmaz.

Sandık ile gelen Hitler ne yaptı? Emniyet ve İstihbarat örgütlerine militanlarını yerleştirdi! Türkiye bu gün böyle… Hitler Anayasayı değiştirdi.. Türkiye böyle 23 madde değişti, topunu birden değiştirmek istiyor! Hitler Muhalifleri gözaltına aldı, temel hak ve özgürlükleri kısıtladı, sendikaları ve siyasi partileri kapattı, başka ülkelerin iç işlerine karışarak topraklarını işgal etti yaklaşık elli milyon insanın ölümüne neden oldu.

Türkiye ve zat-ı şahaneleri İmam Tayyip hazretleri Irak’ta 1.5 milyon insanın öldürülmesine, binlerce Müslüman Irak’lı kadına tecavüz edilmesine suç ortağı oldu ve üstelik hazret Erdoğan bunları yapan askerlerin salimen yurtlarına dönmesi için duacı oldu. Şimdilerde çıkarılan polis yetki kanunları ile Hitler vari uygulamaların içine girmiş oldu.

Demokrasi diyen ülkelerde sandıktan çıkacak sonuçları denetleyen, dengeleyen sistem, adil ve temsilde hakkaniyeti sağlayan seçim kanunları ve kurumlar vardır. Anayasa ile belirlenmiş hakların birileri tarafından askıya alındığı, polisle, copla, gazla, muhaliflerin üzerine gidildiği bir sistem demokratik sistem değildir. Kabile ve aşiret sistemi içeriğinde olduğu gibi halk bana oy verdi istediğimi yaparım anlayışı, demokrasi ve kültürü ile bağdaşır hareket değildir. Türkiye’de bu gün birilerine “diktatör” deniyorsa BUNUN CİDDİ SEBEPLERİ VARDIR.



01.04.2015
Mustafa AKTEN

[@Rosebud]

Aynı apartımanda yaşadığımız bir komşu teyzemiz var, birgün anlatıyorum bu AKP'nin Hitler benzeri propaganda yöntemlerini iktidara geliş ve iktidar sürecinin benzerliğini ve ekliyorum o bir faşist diktatör...
Bana diyor ki: ''Yok bu kadarını kabul edemem haksızlık bu, Hitler insanları yakıp sabun yapıyordu neresi benziyor!..''
Sözün özü; faşizmi ve diktatörlüğü sadece insanları sabun yapmak zannedenlerin savaşını vereceği bir format değil demokrasi.