Baykal Seçim Tarihini Açıkladı

[@Redwine]

TBMM Başkanlığı'nı son turda kaybeden Deniz Baykal, AKP koalisyon yapmak istemediğini söyledi ve 'Kasım'da seçim var' dedi.

Bir dizi temaslarda bulunmak için memleketi Antalya’da olan Deniz Baykal, olası erken seçim ile ilgili açıklamalarda bulundu. Baykal, “MHP zaten tutumunu belli etti. Yani, koalisyon görüşmeleri artık tiyatrodan ibaret. Kasımda seçim var” dedi. Seçimden sonra Erdoğan ile görüşmesini de anlatan Baykal, Cumhurbaşkanı’na ‘artık geri çekilmeniz lazım’ dediğini aktardı.

Türkiye’de 13 yıllık dönemde en olumlu gelişmenin 7 Haziran’da yaşandığını kaydeden Deniz Baykal, “7 Haziran seçimlerinde halk hükümete ‘sizi beğenmeyenlerle uzlaşın’ talimatı verdi. 7 Haziran seçimlerinden sonra ülkede bir siyasi rahatlama oldu. Siyasete memnuniyet geldi. Siyasi kutuplaşma yaşanmamaya başladı” diye konuştu.

‘KASIMDA SEÇİM VAR’

AKP’nin hükümet kurmak istemediğini vurgulayan Deniz Baykal, “MHP zaten tutumunu belli etti. Yani, koalisyon görüşmeleri artık tiyatrodan ibaret. Kasımda seçim var” dedi.

‘CUMHURBAŞKANINA ‘GERİ ÇEKİLİN’ DEDİM’

Seçimden sonra Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeyi de anlatan Baykal, “Cumhurbaşkanına ‘artık geri çekilmeniz lazım’ dedim. ‘Millet yanlış yaptı demeyin gereğini yapın’ dedim. Ben bu görüşmeyi yaptıktan sonra Cumhurbaşkanı basın açıklaması yaptı ve açıklamasında benim söylediklerimi söyledi. ‘Egolarımızdan sıyrılalım’ dedi. Bu çok önemli bir özeleştiridir” dedi.

‘SÖZLERİNİ YERİNE GETİRMEDİLER’

Meclis başkanlığı seçimleriyle ilgili konuşan Deniz Baykal, “Genel başkanımız benim aday olmamı istedi. MHP de ‘Biz AKP seçilmesin diye ne gerekiyorsa yaparız’ dedi. Zaten seçim sürecinde de MHP sürekli AKP’ye karşı bir tutum gösteriyordu. Ama bu söylediklerini yerine getirmediler. Grup başkan vekilleri bile bana destek vereceklerini Levent Gök aracılığı ile söyledi. Ama Bahçeli normal olanı yapmadı. Eğer kendilerine saygı duysalardı AKP’nin karşısındaki adaya oy verirlerdi” diye konuştu.

‘BENİ İSTEMİYORLARSA SÖYLERLERDİ’

MHP’nin neden böyle bir tutum sergilediğini de çok iyi bildiğini söyleyen Baykal, “Bahçeli kendisi söylüyor ‘ana muhalefet olacağım’ diye. Yani CHP’yi etkisizleştirerek, CHP’nin yerine geçmeyi istiyor. Bunu da açıktan belli ediyor. Başka bir açıklama olamaz. Eğer MHP beni istemiyorsa gelirdi seçimden önce söylerdi, ben de bunu anlayışla karşılardım. Çünkü meclis başkanlığı seçimlerinde tarihi bir fırsat kaçtı” dedi.

‘KASIMDA SEÇİM VAR’

AKP’nin hükümet kurmak istemediğini vurgulayan Deniz Baykal, “MHP zaten tutumunu belli etti. Yani, koalisyon görüşmeleri artık tiyatrodan ibaret. Kasımda seçim var” dedi.

‘BAŞKA ÜLKEDE HÜKÜMET İSTİFA EDER’

Dünyanın başka bir ülkesinde böyle bir saldırı sonrasında meclisin hemen toplanacağını aktaran Deniz Baykal, “Derhal meclis toplanır, hükümet istifa eder, yeni bir politika izlenirdi. Ancak burası Türkiye, normal olmayan normalmiş gibi gösteriliyor ama acı da olsa CHP’nin Suriye politikasındaki tutumunun ne kadar haklı olduğunu gördük” diye konuştu.

Kaynak

[@Mustafa Akten]

Tecrübeli bir politikacı olan Deniz Baykal, koalisyon konusunda AKP'nin oyalama taktiklerini görmüş olacak ki, olası bir AKP-CHP koalisyonunun olmayacağını beyan ederek Kasım 2015 de erken veya tekrar seçim var demektir.

AKP, yanlarına bir ortak alarak 13 yıldan beri yaptıkları ne kadar kabul görmeyen uygulama varsa, ortak olacakların devlet bilgilerine ulaşarak bilinmeyenlere ulaşmalarını istememektedir. Bunun için azınlık hükümeti formülünden, yenisi kuruluncaya kadar mevcut hükümetle devama kadar her yolu deneyip, tekrar seçime gidildiğinde halka; işte gördünüz! Bunlarla ne koalisyon ne de hükümet olunuyor, yeniden size geldik hiç değilse eksik bıraktığınız 18 milletvekilini tamamlayın biz 2023 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti devletinde dönüştürmedik işini bitirmek hiç bir kurum ve kuruluş bırakmayalım, bu meyanda tek tük kalan cılız muhalefetinde külliyen sesini kesmiş olalım diyecekler. Halk buna inanır mı? Tekrar seçimde göreceğiz halk hakkında da herkes yeniden bilgi sahibi olacaktır.

400 vekil isteyenler ve bulamayanlar 18 vekil bulabilecekler mi? Kim bilir belki eksik sayısı 36 ya belki de 146 ya çıkar!

[@Dilaver]

Orjinal Mesaj Sahibi Redwine

.....
Seçimden sonra Erdoğan ile görüşmesini de anlatan Baykal, Cumhurbaşkanı’na ‘artık geri çekilmeniz lazım’ dediğini aktardı.

....

‘CUMHURBAŞKANINA ‘GERİ ÇEKİLİN’ DEDİM’

Seçimden sonra Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeyi de anlatan Baykal, “Cumhurbaşkanına ‘artık geri çekilmeniz lazım’ dedim. ‘Millet yanlış yaptı demeyin gereğini yapın’ dedim. Ben bu görüşmeyi yaptıktan sonra Cumhurbaşkanı basın açıklaması yaptı ve açıklamasında benim söylediklerimi söyledi. ‘Egolarımızdan sıyrılalım’ dedi. Bu çok önemli bir özeleştiridir” dedi.

Sana kaset komplosu yapanlarla bir zamanlar ortak olanlara , hatta senin videonu mecliste laptoptan izleyen birine, geri çekilin, dedin he ?




Senin sözlerin üzerine cumhurbaşkanı da özeleştiri yaptı he?




Evet, Türkiye'de muhalefet var.. ..


Çocuk mu kandırıorsunuz siz be

Orjinal Mesaj Sahibi Mustafa Akten

Tecrübeli bir politikacı olan Deniz Baykal, koalisyon konusunda AKP'nin oyalama taktiklerini görmüş olacak ki, olası bir AKP-CHP koalisyonunun olmayacağını beyan ederek Kasım 2015 de erken veya tekrar seçim var demektir.

AKP, yanlarına bir ortak alarak 13 yıldan beri yaptıkları ne kadar kabul görmeyen uygulama varsa, ortak olacakların devlet bilgilerine ulaşarak bilinmeyenlere ulaşmalarını istememektedir. Bunun için azınlık hükümeti formülünden, yenisi kuruluncaya kadar mevcut hükümetle devama kadar her yolu deneyip, tekrar seçime gidildiğinde halka; işte gördünüz! Bunlarla ne koalisyon ne de hükümet olunuyor, yeniden size geldik hiç değilse eksik bıraktığınız 18 milletvekilini tamamlayın biz 2023 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti devletinde dönüştürmedik işini bitirmek hiç bir kurum ve kuruluş bırakmayalım, bu meyanda tek tük kalan cılız muhalefetinde külliyen sesini kesmiş olalım diyecekler. Halk buna inanır mı? Tekrar seçimde göreceğiz halk hakkında da herkes yeniden bilgi sahibi olacaktır.

400 vekil isteyenler ve bulamayanlar 18 vekil bulabilecekler mi? Kim bilir belki eksik sayısı 36 ya belki de 146 ya çıkar!

Size katılıyorum ağabeyim ama farklı açılardan..

Evet Deniz Baykal gerçekten de çok tecrübeli! bir politikacıdır...

Onun ne kadar tecrübeli olduğunu Zülfü Livaneli çok güzel anlatıyor.. Bugünün cumhurbaşkanının seçim yasağının nasıl kaldırılarak, bu ülkenin başına .....

Neyse forumu zora sokmayalım


Ağabeyim, ilk paragrafınızda yazınızın bir kısmını koyu yaptım..

Okuyalım tekrar...

Deniz Baykal, koalisyon konusunda AKP'nin oyalama taktiklerini görmüş olacak ki, olası bir AKP-CHP koalisyonunun olmayacağını beyan ederek Kasım 2015 de erken veya tekrar seçim var demektir.

Seçim olacağını bilmek için Deniz Baykal'ın tecrübesine gerek yok ki...

Devlet Bahçeli daha seçim akşamı çıkıp, koalisyon yapmayacağız.. Destek vermeyeceğiz, dedi...

.....

Eğer son anda koltuk değnekliği yapılmazsa , eğer akepe cehepe koalisyonu olmazsa, eğer akepe hedepe koalisyonu olmazsa... Eğer akepe- chp- hedepe koalisyonu da olmazsa, eğer hedepe dışardan destek vermezse zaten tekrar seçim olacak..


Bu da benim tecrübelerime dayanarak düşündüğüm öngörüm

[@Mustafa Akten]

Çok doğrusunuz. Bazı şeyleri bilmek için illaki Deniz Baykal veya bir başkası olmak gerekmiyor. Herkesin aklı fikri bir de kendine özgü düşünceleri, ileriye dönük hasletleri var. Sanırım sn. Dilaver bu hasletler sizde de var. Takdirlerimi sunarım.

[@Mediter]

Orjinal Mesaj Sahibi Dilaver

Onun ne kadar tecrübeli olduğunu Zülfü Livaneli çok güzel anlatıyor.. Bugünün cumhurbaşkanının seçim yasağının nasıl kaldırılarak, bu ülkenin başına .....

Sevgili @Dilaver,

Zülfü Livaneli'nin ve Zülfü Livaneli gibi bir çok arkadaşın daha,
Forumda açılmış bir kaç konuda,

Deniz Baykal ve CHP'nin, ''Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olmasını engelleyen yasağı'' kaldırmasını sanki çok kötü bir olaymış gibi lanse etmesini (doğrusu) yadırgıyorum.

(Kendisi) Yıllarca (fikir suçlusu) olarak hapis yatmış olan ve (beğeniriz veya beğenmeyiz) özgürlükleri savunucu olan sol bir partinin lideri olan Deniz Baykal'dan ve CHP'den ne beklenirdi ki?

Hakkında (İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde açılan onlarca yolsuzluk dosyası sürümcemede bırakılıp hala da sonuçlandırılmazken) sadece ''Minareler süngümüz, kubbeler mivherimiz!'' dizeli bir şiir okudu diye, bir kişinin (sırf rakibim diye) yasağının devamını mı savunmalıydı?

Bu tür davranışlar, sağ bir partinin iki yüzlü politikasına uygun düşebilir ama sol bir parti olan CHP'ye ve Deniz Baykal'a uygun düşmezdi.
Sonuçları her ne olursa olsun (etik açıdan) Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan'ın (fikir suçu kapsamında olan) cezasını kaldırarak doğru olanı yapmıştır.
Bu duruma bir örnekte;
Geçen yıl Kemal Kılıçdaroğlu'nun bulunduğu CHP otobüsüne ülkücü bir kaç genç tarafından (provokasyon sayılabilecek) ''bozkurt işareti'' yapınca,
Kemal Kılıçdaroğlu da gülerek, o gençlere ''bozkurt işareti'' yaparak yoluna devam etmişti.
Benzer şekilde, Tayyip Erdoğan'ın konvoyuna''Bozkurt işareti'' yapan başka gençleri , Tayyip Erdoğan gözaltına aldırmıştı.

Hiç şüphen olmasın ki, MHP konvoyuna (solu simgeleyen) iki parmakla (V) zafer işareti yapma gafletine düşen solcu gençler olsa, linç edilirler.

Bu durum, SAĞ ile SOL arasındaki, özgürlüklere bakış, anlayış ve hoş görü farkıdır.
Kesinlikle eminim ki,
Tayyip Erdoğan hakkında verilen siyaset yasağı, yolsuzluklarıyla ilgili bir cezadan olsaydı, CHP ve Deniz Baykal (kesinlikle) cezasının kaldırılmasına onay vermezlerdi.

[@Dilaver]

Orjinal Mesaj Sahibi Mediter

Sevgili @Dilaver,

Zülfü Livaneli'nin ve Zülfü Livaneli gibi bir çok arkadaşın daha,
Forumda açılmış bir kaç konuda,

Deniz Baykal ve CHP'nin, ''Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olmasını engelleyen yasağı'' kaldırmasını sanki çok kötü bir olaymış gibi lanse etmesini (doğrusu) yadırgıyorum.

(Kendisi) Yıllarca (fikir suçlusu) olarak hapis yatmış olan ve (beğeniriz veya beğenmeyiz) özgürlükleri savunucu olan sol bir partinin lideri olan Deniz Baykal'dan ve CHP'den ne beklenirdi ki?

Hakkında (İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde açılan onlarca yolsuzluk dosyası sürümcemede bırakılıp hala da sonuçlandırılmazken) sadece ''Minareler süngümüz, kubbeler mivherimiz!'' dizeli bir şiir okudu diye, bir kişinin (sırf rakibim diye) yasağının devamını mı savunmalıydı?

Bu tür davranışlar, sağ bir partinin iki yüzlü politikasına uygun düşebilir ama sol bir parti olan CHP'ye ve Deniz Baykal'a uygun düşmezdi.
Sonuçları her ne olursa olsun (etik açıdan) Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan'ın (fikir suçu kapsamında olan) cezasını kaldırarak doğru olanı yapmıştır.
Bu duruma bir örnekte;
Geçen yıl Kemal Kılıçdaroğlu'nun bulunduğu CHP otobüsüne ülkücü bir kaç genç tarafından (provokasyon sayılabilecek) ''bozkurt işareti'' yapınca,
Kemal Kılıçdaroğlu da gülerek, o gençlere ''bozkurt işareti'' yaparak yoluna devam etmişti.
Benzer şekilde, Tayyip Erdoğan'ın konvoyuna''Bozkurt işareti'' yapan başka gençleri , Tayyip Erdoğan gözaltına aldırmıştı.

Hiç şüphen olmasın ki, MHP konvoyuna (solu simgeleyen) iki parmakla (V) zafer işareti yapma gafletine düşen solcu gençler olsa, linç edilirler.

Bu durum, SAĞ ile SOL arasındaki, özgürlüklere bakış, anlayış ve hoş görü farkıdır.
Kesinlikle eminim ki,
Tayyip Erdoğan hakkında verilen siyaset yasağı, yolsuzluklarıyla ilgili bir cezadan olsaydı, CHP ve Deniz Baykal (kesinlikle) cezasının kaldırılmasına onay vermezlerdi.

Abicim, sana diyeceğim tek şey....

Deniz Baykal ve CHP'nin, ''Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olmasını engelleyen yasağı'' kaldırmasını sanki çok kötü bir olaymış gibi lanse etmesini (doğrusu) yadırgıyorum.

Cümleni yadırgıyorum...


O rte ki ülkemizin bu hale gelmesinin baş sorumlusu...

Sırf fikir özgürlüğü babında bakmanı yadırgıyorum..

İşi sağ- sol olayına , farklılığına götürmeni yadırgıyorum...

Abi, izin verirsen, bu gece ben seni yadırgıyorum...

Kendi düşüncelerimizi elbet söyleme hakkına sahibiz..

Ama ya ortak değerler... ??

Ya Ali İsmail Korkmaz?? Ya diğerleri??

Kim gerdi ortamı?

Sen?

Ben?

Milli eğitim bakanı?

Genel kurmay başkanı?

Abi bu ortamı kim gerdi?

Bana bir isim söyle lütfen??

Ucunda fikir (özgürlüğü) bilmem neysi olmasın....

...

Şimdi sen kalkmışsın.. minarelerden girip t... den çıkıyorsun ya...

Deniz Baykal'ı chp yi aklamak için...

Akla abi...

Umurunda mı bilmem? Bir polis şehidimiz daha var bugün...

....

Sert mi oldu yazdıklarım..??

Sertliği bende arama abi...

Ben olanların dışında bir şey söylemedim...


Sizin söylediğiniz gibi bir dünya yok bu hayatta... Fikir özgürlüğünü git Fransa'da, İsrail'de, Amerika'da bir sor...

Sonra Türkiye'de fikir özgürlüğü babında rte de aklanır böyle...

Diyorsun ki; Sonuçları her ne olursa olsun (etik açıdan) Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan'ın (fikir suçu kapsamında olan) cezasını kaldırarak doğru olanı yapmıştır.

Bunu bana değil, Ali İsmail'in ailesine de söyle abi...

Söyleyebilir misin???

Ve Berkin'in ailesine???

İyi geceler abi....

(Abi; bir kaç gün forumda olamayacağım.. Eğer fırsatım olursa, girip kontrol edeceğim... Eminim bana verecek cevabın ve ''ders''in vardır... Okuyup fayadalanacağım.... Hemen giremezsem, kusuruma bakma, en geç pazartesi gireceğim)

[@Mediter]

Orjinal Mesaj Sahibi Dilaver

Ama ya ortak değerler... ??
Ya Ali İsmail Korkmaz?? Ya diğerleri??
Kim gerdi ortamı?
Sen?
Ben?
Milli eğitim bakanı?
Genel kurmay başkanı?
Abi bu ortamı kim gerdi?
Bana bir isim söyle lütfen??
Ucunda fikir (özgürlüğü) bilmem neysi olmasın....

Sevgili @Dilaver,
Öncelikle CHP ve Deniz Baykal'ı Atatürkçü (ve sol) çizgiden (Atatürk'ün ölümünden itibaren) çok uzaklaşmış görüyorum.
Kapitalist iç ve dış güçler ve onun maşası medyanın da etkisiyle, (komplolarıyla) ) CHP zaman içinde soldan uzaklaştırılmış , Amerikancı çizgide (liberal) bir düzen partisine dönüşmüştür.
Bu nedenle CHP'yi tam anlamıyla benimsediğim söylenemez.
Ama ne yazık ki, parlamenter sistem içinde (Türkiye'nin içine düştüğü bu bataktan kurtulabilmesi için) meclise baktığımız zaman (kötünün iyisi) en iyi partinin CHP olduğu görülmektedir.
Parlamento dışında partilerden elbette ki, CHP'den daha düzgün ve tutarlı partiler var ama Türk halkının (oy verdiği) partinin politikalarını benimsemekten çok, (futbol takımı tutar gibi) parti veya kişi tutması nedeniyle, meclis dışındaki partilerin de, meclise girme şansları yoktur.
Bu nedenle (politikalarını) beğensek de, beğenmesek de (oy bölmemek) ''Dere geçerken at değiştirmemek!'' adına, bir avuç sol seçmenin (%25-30) CHP'den başka partiye oy vermeleri (günümüz şartlarında) hata olur.
Öncelikle;
(Deniz Baykal başkanlığındaki CHP'nin de desteğiyle) Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasağı 2003 yılında kaldırılmıştır.
Gezi Olayları ve benzeri olaylar ise (10 yıl sonra) 2013 yılında olmuştur.
Tayyip Erdoğan (beğeniriz veya beğenmeyiz) 2003 yılında (10 yıllık) İstanbul Belediye başkanıydı ve (hakkında açılmış yolsuzluk dosyaları olsa bile) yasalar önünde eşit haklara sahip bir bireydi.
Tek suçu ise ''Minareler süngümüz, Kubbeler mihverimiz!'' dizelerine sahip şiirdi.
Yine o dönemlerde; Tayyip Erdoğan'ın (şeriat isteyen) dinci bir düşünce yapısı olduğu biliniyordu ama, demokrasi olduğunu iddia eden bir ülkede (bir başkasına zarar vermediği sürece) dilediği fikri benimseyebilir.
Kaldı ki, yine o yıllarda (2002-2003) Tayyip Erdoğan ve ekibi: ''Biz değiştik!'' sloganıyla, din devleti isteyen düşünce yapısından uzaklaştıkları sloganını (takiyesini) savunuyorlardı.
Yani, o dönemde de Tayyip Erdoğan'ı siyasetten men edecek, ''bariz'' bir suçu yoktu.
Sırf;
''İleride suç işleyebilir, diktatörleşebilir'' düşüncesiyle, kişilerin, (seçme-seçilme gibi) temel haklarının engellenmesini savunmak, demokrasiye ve insan haklarına aykırıdır.
Bu durum;
AKP'nin geçen yıl çıkardığı ''MAKUL ŞÜPHELİ'' yasası olarak adlandırılan, iç güvenlik yasasına benzer, ortada suç yokken, suç işleyebilir kanaatıyla, kişilerin demokratik haklarının engellenmesini doğurur ki, eğer böyle davransaydılar, CHP ve Deniz Baykal'ın AKP zihniyetinden farkları kalmazdı.
''Gezi olayları sırasında ortamı germe'' konusunda çıkan olayları, (kaybettiğimiz canları) kasdediyorsan;
Gezi olayları esnasında (bence) CHP; AKP'nin ve polisin (demokrasi ve insanlı dışı) tutumunu protesto etmek amacıyla, tümden istifa etmeli ve Meclisi (legal) işlermiş gibi göstermeyi bırakıp, Gezici eylemcilere karışmalıydı. (Bu konuda CHP'yi hatalı görüyorum.)
''Gezi Gerginliği'' tabirine gelirsem;
Elbette, ortamı AKP ve emrindeki emniyet güçleri germişlerdir. Ellerine (pırıl pırıl Gezi eylemcisi gençlerin) kanı bulaşmıştır ve hala da (PKK'nın katlettiği şehir asker ve polislerimizin kanı ile, İŞİD'in katlettiği masum gençlerimizin kanları bulaşmaktadır.)
Ama, bu durumu 12 yıl öncesi (şiir okumaktan gayri bir suçu olmayan) sicili temiz bir kişinin mahkumiyetinin devam etmesine bağlamak yanlıştır.
Sen kabul etsen de etmesen de,
SAĞ ve SOL görüşlü kişilerin insan haklarına ve demokrasiye bakış açıları (taban tabana) zıttır ve ülkemizde SAĞ (tahminen) %70 gibi ezici bir çoğunlukta olduğu için de ülkemize hoş görü ve demokrasi bir türlü gelmemektedir, (bu oran devam ettiği sürece de) gelemiyecektir.

Orjinal Mesaj Sahibi Dilaver

Diyorsun ki; Sonuçları her ne olursa olsun (etik açıdan) Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan'ın (fikir suçu kapsamında olan) cezasını kaldırarak doğru olanı yapmıştır.
Bunu bana değil, Ali İsmail'in ailesine de söyle abi...
Söyleyebilir misin???
Ve Berkin'in ailesine???
İyi geceler abi....
(Abi; bir kaç gün forumda olamayacağım.. Eğer fırsatım olursa, girip kontrol edeceğim... Eminim bana verecek cevabın ve ''ders''in vardır... Okuyup fayadalanacağım.... Hemen giremezsem, kusuruma bakma, en geç pazartesi gireceğim)

Bu bölümün yanıtını yukarıda açıklamaya çalıştım ama bir kez daha tekrarlarsam.
Demokrasi içinde yaşamak isteyen (tüm) bireyler, demokratik kuralları benimsemek zorundalardır.
10 yıl önce suç işlememiş birisinin, (10 yıl sonra) yıllar sonra suç işleyebilir düşüncesiyle yasaklanması, cezalandırılması (demokrasilerde görülmez), sadece bilim kurgu filmlerinde olabilir.

Hele hele ''Berkin, Ali İsmail ve diğer kaybettiğimiz canların (acılı) ailesine sormak'' felsefesi ise ,
(kahraman kovboyların bile engellediği) kısasa-kısas (vahşetinin) linç kültürüdür.
''Lincin ve intikamın'' evrensel hukukta ve demokrasilerde yeri yoktur.
Ne kadar içimiz yanarsa yansın, acımız ne kadar büyük olursa olsun (kanı kanla yıkamaya çalışmak) intikam duygularıyla yola çıkmak yanlıştır, çağdışıdır, vahşettir.