Akademisyenlerin Bildirisinin Tam Metni

@**ReaL** · 15.01.2016, 18:41

Akademisyenlerin Bildirisinin Tam Metni

Güneydoğu'daki operasyonlar için akademisyenlerin yayınladığı bildiri kıyameti koparttı. Önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan akademisyenlerin bildirisine ateş püskürdü. Ardından bir tepki de Başbakan'dan geldi. Arka arkaya gelen soruşturma haberleri, gözaltılar ve ev baskınları derken kamuoyunda kıyametler koptu. Peki gündeme oturan akademisyenlerin bildirisinde ne yazıyordu, neden bu kadar tepki çekti?

İşte Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi tarafından yayınlanan "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildirinin tam metni:

"Bu suça ortak olmayacağız! Em ê nebin hevparên vî sûcî!

Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız! Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir.

Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye'nin kendi hukukunun ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir.

Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz.

Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz.

Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz."

@**ReaL** · 15.01.2016, 18:50

Bildiriyi üç kez okudum...

CHP de bu bildiriyi tasvip etmediğini açıklamıştı.

Bu akademisyenler bir bildiri de PKK ya hitaben yazmış olsalardı, mukayese açısından iyi olurdu. Bir ayağı eksik olmuş.

* * *

Devlet terörist yerine konulmuş. Terör estirilen bir yerde bazı özgürlüklerin kısıtlanması gayet normal ve doğaldır. Karşıdan davulun sesi hoş gelir...

Heee, bahse konu o bölgelerde PKK nın aylarca silah yığınağı yaptığını ve bunu bildiklerini de kendi ağzından açıklayan devlet görevlileri var. Eleştirilmesi gereken asıl nokta budur. Kim, kime karşı silah ve cephane yığınağı yapıyor?

@**Gülümsün** · 15.01.2016, 22:33

Paylaşımın için teşekkürler Real. Ellerine sağlık olsun.

@**ReaL** · 15.01.2016, 22:57

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi Aristo

Hükümet ''kürt açılımı'' yaparken bu bildiriyi solda sıfır bırakacak bir sürü söz, demeç ve etkinliğe göz yummuş PKK' nin liderleri ile görüşmüş ve onlarla bu ülkeye anayasa yapmaya kalkmışlardı. Bunlar suç ise cb ve bb başta olmak üzere tüm AKTAYFA gözaltına alınmalıdır.

Ve bu partinin seçmen kitlesi ne kör ve cahil bir kitledir...

Kürt açılımı yapılırken de aktayfanın arkasında, kürt düşmanlığı yapılırken de...

Memleket tamamen Rezalettinistan oldu.

Valla ben dediklerinin çoğunu iyi hatırlıyorum.

Geniş vaktim olsa, hepsini derler, toparlar alt alta sıralarım...

Öcalan'ı öven o kadar çok demeçleri var ki.

Şimdi cadı avı başladı. Bildiri doğru olabilir, yanlış olabilir. O ayrı. Bildiriye çeşitli bakış açıları ile de bakılabilinir. Bazı sözcükler çok sert ve acımasız. Bu bildiriyi alalede biri direkt söylese pek önemsenmez.

Bir bardak suda fırtına kopartılmaya çalışılıyor.

Tabi bir de bilinmeyenler var. Terörle mücadele eden güvenlik güçleri yerine kendinizi koyun desem, kimse koyamaz. Bazı şeyler anlatılmaz yaşanır. Ne zorluklar çektiğini çok iyi bilirim. Haksızın yanında hiç bir suçu olmayan insanda zarar görebilir. Bu hep olur, olmaya da devam edecektir.

Cumhurbaşkanı, herkesin Cumhurbaşkanıdır. Bu akademisyenlerin de Cumhurbaşkanı'dır. Ben onun yerinde olsam, bu tüm akademisyenleri saraya çağırıp yüz yüze konuşurdum. İşte o zaman sadece akp lilerin gözüne girmez, herkesin gözüne girerdi. Ama o kutuplaşmayı seçiyor ve haklı da çıkıyor, oylarını perçinleştiriyor.. Zira, belirli bir kitlesi olmayan parti idi. Oylarını kemikleştirmeye çalışıyor.

@**Asena** · 15.01.2016, 23:30

@Aristo, devlet bölünsede o kürtlerle yaşamak zorundasın. Hiç kimse bulunduğu yeri bırakıp gitmeyecek.
***
Bu akademisyenleri kınım kınım kınıyorum. Bildiriyi kandilden biri yazsa farklı yazamazdı.
Tutuklamalara gelince..
Ben olsam bende dağa çıkardım diyen Bülent Arınçtan başlasınlar. Teröristleri THY Fransadan Türkiyeye getirtenden başlasınlar yada..
Parti kapatmayı yasaklayıp asıl terörisleri mecliste milletin vergileriyle besleyip alkışlattı diye bir şovmenle uğraşan zavallılarıda kınamayı unutmam tabi.
Göz göre göre 14 senedir duvara doğru tam gaz gittiğimizi göremeyen, kazandılar diye hatta sokaklara dökülüp halay çekenleride kınıyorum elbet.
Yazık çok yazık. Bir millette bu kadar g.z. bir arada nasıl olur.İnanasım gelmiyor

@**Tntcool** · 15.01.2016, 23:48

Geldiğimiz şu noktada yapılacak bir açıklama değil bu. Şu saatte orada silahlı mücadele bırakılmaz.
Çözüm süreci diye yutturulan süreçte şehirlere yuvalanan/yuvalanmasına göz yumulan teröristlerin akıttığı her kanın hükümetin suçu olduğu yönünde bir açıklama yapılabilirdi.

LG-D802TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

@**Mediter** · 15.01.2016, 23:54

AKP, elinde bulundurduğu devlet ve medya gücü ile istediği gibi gündem yaratırken, bir taraftanda ister AKP'li isterse MUHALİF olsun dilediği kıvama sokup kendi saflarına çekmekte zorluk çekmemektedir.

Önce şunu hatırlatmakta yarar var.

Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevi TSK İç Hizmet Yönetmeliği'nin 35. Maddesi ile TSK'lerine verilmişti.
35.Madde şöyleydi:
“Türk vatanını, istiklal ve Cumhuriyetini korumak için harb sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir. Bu mükellefiyet özel kanunlarla vaz'olunur.”
(Bu madde genel kavram içerdiği için) Türkiye içinden gelebilecek (hain) bölücü ve İrticai hareketleri önlemek de TSK'nin göreviydi.
TSK bu maddeye dayanarak, gerektiğinde muhturalar veriyor veya darbe yapıyordu.

AKP' TSK'lerinin bu madde kapsamında Atatürk'ün laik ,demokratik Cumhuriyeti'ni koruyacağını, kendilerine engel olacağını bildiği için bu maddeyi değiştirerek, aşağıdaki hale getirdi.
35. Maddenin yeni hali;

“Yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurtdışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır.”

Bu maddeye göre TSK'leri dış tehditlere karşı kullanılması gerekiyordu.
Ama Tayyip Erdoğan, nasıl Üniversite Hastahanelerin'de görevli doktorlar, özel hastahanelerde ameliyatlara katılamaz yasasını çıkardıktan sonra, kendisi hastalanınca bütün üniversite profösörlerini kendi başına (yasaya aykırı şeklde) toplamışsa,
PKK olayında da, kendi çıkardığı yasaya aykırı olarak yurt içindeki olaylarda TSK'klerini polis gücü gibi (yasaya aykırı) kullanmaktadır.

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi Mediter

Ağzına sağlık @SerseriGezgin,
Akademisyenlerin bildirisine ve bildiriye verilen tepkiye geçmeden önce,
yukarıdaki makaleye (TOKMAK) ve Rahmi Turan konusuna değinmek isterim.
Bilindiği gibi Rahmi Turan, (Fatih'in Fedaisi) Kara Murat çizgi kahramanının yaratıcısıdır.
Bu gün ülkemizdeki (saltanat heveslisi) Osmanlı hayranı (geçmişi bir matah sanan) topluluk yetişmişse ve bu güzel geçmişi (Osmanlı Saltanat yönetimini) yıkanın Atatürk olduğunu düşünüp, Atatürk'e düşman olmuşsa, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni beğenmeyip (çok adil, demokrat, insan haklarına saygılıymış gibi lanse edilen) saltanata dönüşe destek veriyorsa, bunun nedenlerinden (sorumlularından) birisi de, Osmanlı'yı geçmişi överek (ballandıra ballandıra anlatan) Kara Murat gibi öyküler ve bunları canlandıran Cüneyt Arkın gibi aktörlerdir.

Yıllardır takip ettiğim Sözcü Gazetesi'nde (sanırım) TOKMAK köşesini Rahmi Turan yazıyor.
Rahmi Turan, kafasındaki (Osmanlı Hayranı) milliyetçi kişiliklerin ve MHP'in , AKP ile tek sorunu, AKP'nin PKK ile ''Açılım'' adı altında birlikteliğiydi.
Günümüzde ise, AKP, (eski kankası) PKK'ya savaş başlattığı için, Rahmi Turan ile AKP arasında bir anlaşmazlık (bir fark kalmamıştır.)
Bu nedenle Rahmi Turan'ın yazıları incelenirse, AKP borazancısı (yandaş) bir yazardan farklı olmadığı görülecektir.
Bu anlamda (bence) Rahmi Turan'ın artık Sözcü Gazetesi'nde yeri olmamalıdır, daha fazla kişiyi etkileyip AKP saflarına çekmeden , Sözcü Gazetesi ile ilkişkisi kesilmelidir.

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi Mediter

Akademisyenlerin bildirisine ve bu bildiriye AKP'nin verdiği tepkiye gelirsek;

AKP'nin hedefinin (Atatürk'ün Laik, Demokratik, Bağımsız) Türkiye Cumhuriyeti'ni değiştirerek (yıkarak) yerine (çağdışı Arap Sultanlığı benzeri) dini kurallara dayalı (Şeriat) devleti kurmak istediğini artık bilmeyen yoktur.

AKP'nin bu emellerine karşı çıkan muhalifleri vardır:
1-Atatürkçüler (Atatürk'ün İlke ve Devrimlerine bağlı kalınmasını istiyorlar)
2-Milliyetçiler (Ümmetçiliğin ,Milliyetçiliği yok edeceğini bildikleri için , sert muhalefet yapmasalar da, din devleti fikrine sıcak bakmıyorlar)
3-HDP-(PKK) HDP tabanı laik temelde olduğu için bir din devletine sıcak bakmıyorlar, ayrıca (tek adamlık) Saltanat gelirse tüm toprakları etkisi altına alacağını düşündükleri için, bölünme isteklerini engeller düşüncesiyle, Saltanat rejimine ve din devleti fikrine karşı çıkıyorlar.
4-Avrupa Ülkeleri (Avrupa Ülkeleri kendi içlerine yerleşmiş İslam nüfunu etkileyecek, kendilerini de karıştırabilecek br din devleti fikrine hiç bir zaman sıcak bakmazlar)

AKP'ye muhalif olan bu 4 grup hiç bir zaman bir araya gelemezken (gelemezler, çünkü AKP elindeki medya gücüyle antirpropagandayla bunu engelliyor.)

AKP yolunda ilerleyebilmek için bu 4 grubun, 3 tanesiyle ,
''PKK-HDP,
MİLLİYETÇİLER (MHP) ve
AVRUPA'' ile zaman zaman birlikte hareket ederek, yavaş yavaş Atatürk Türkiye'sini yok ediyor.

Örnek vermek gerekirse;

PKK ve HDP ile
(Açılım) görüşmeleri tavizleriyle kürt oylarını alarak 2010 Anayasa değişikliğini yaparak, yargıyı yandaşlaştırıp, daha pervasızca Atatürk Cumhuriyeti'ne saldırabiliyor.

MHP ile,
türban, okullarda din dersi, terörün sebeplerinin araştırılması önergelerinin reddedilmesi, Haziran Seçimleri sonunda hükümet kurulmaması gibi, gezi veya 1 Mayıs eylemleri gibi (sol tanjantlı) protesto ve eylemlere ortak tepki göstermek gibi, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi, AKP'den meclis başkanının seçilmesi gibi)

Avrupa ile;
Avrupa'nın siyasi ve ekonomik desteğini alabilmek için (destek olmasa bile tepkisini almamak için) Irak, Libya, Suriye, Afganistan topraklarında Kapitalist güçlere hizmet ediyor,
Türkiye'nin 80 yılda edindiği tüm değerleri (Fabrika, baraj, liman, kurum, kuruluş, akarsu, toprak vb.) ''Özelleştirme'' maskesiye yabancılara sunuyor.
Türk halkını, başta otomobil olmak üzere yabancı mallara tüketici , yabancı fabrikalara ucuz iş gücü olarak sunuyor.

Ama AKP'ye muhalif olan bu üç grup ne zaman bir araya gelmeye çalışsa;
Mesela;
Gezi eylemlerinde (sol taban ve HDP) bilikte hareket etmişti, AKP , CHP'yi ve sol grupları ''Terörist'' ilan etmişti, MHP ve Milliyetçi kesim olaylara seyirci kalmıştı.
CHP ile MHP ne zaman birlikte hareket eder gibi bir tavırları olsa, AKP MHP'yi ''dinsiz koministlerle'' birlikte hareket etmeyle suçlayıp, bir araya gelmelerini engelliyor.

CHP ve sol kesim ne zaman Avrupaya yakınlaşsa veya Avrupa AKP'yi suçlasa, AKP hemen sol kesimi ve CHP'yi ''Türkiye'yi dışarıya şikayet etti, küçük düşürttü'' propagandasıyla, birlikte hareket etmelerini engelliyor.

HDP ile birlikte hareket edeni ise, ''terörist!'' suçlaması yaptığı için bu konuyu anlatmaya bile gerek yok.

Konuya dönersek;
(İster beğeniriz, ister beğenmeyiz) Akademisyenlerin bildirgesi AKP'ye karşıdır. (Büyük bir olasılıkla akademisyenlerin tümü de AKP karşıtıdır)
AKP' şimdi de;
Milliyetçilerin (MHP) desteğini, (Kandırabildiği) Solcuların (CHP) desteğini de alarak, Yüksek öğrenimde (hala devşirilip AKP'leştirilememiş) bir avuç akademisyen de tasviye edilerek, yüksek öğrenim AKP karşıtlarından tamamen temizlenmek isteniyor.

Şu unutulmamalıdır ki;
Ergenekon ve Balyoz davaları da böyle bir havada başlamıştı ve askeriye içindeki (AKP karşıtları tasviye edilinceye kadar sürdü.

Eğer bu akademisyenlere sahip çıkılmazsa,
hiç şüpheniz kalmasın ki, yüksek öğrenimde, bir tek AKP muhalifi akademisyen kalmayacak,
ADEMİSYENİ yok edilen akademisyenler AK olarak kalacaklardır.

AKP Böylesine davranışlarla YEZİDİYE SAHİP ÇIKMAK öyküsünde olduğu gibi kendisine karşıt olanların birlikte hareket etmelerini engellemekte, bölmekte ve birer birer yok etmektedir.

@**Tntcool** · 16.01.2016, 00:22

Bölündük diyelim Aristo, terör bize kalan kısımda devam ederse ne olacak ?

LG-D802TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

@**ReaL** · 16.01.2016, 01:31

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi Tntcool

Bölündük diyelim Aristo, terör bize kalan kısımda devam ederse ne olacak ?

LG-D802TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Bir daha bölünürüz, amip gibi...

* * *

İstesek de istemek de süreç, bölünme yolunda. Bunun tüm planları yapılmış vaziyette. Şu an bir tiyatro oynanıyor.

Pkk denilen zavallılar kendilerini halt sanıyorlar, arkalarında ağabeyleri ABD olmasa bunca sene ayakta kalmaları mümkünü yoktu. Kullandığı silahlara, mühimmatların menşeilerine bakmak yeterli. Bu ot değil ki yerden kendiliğinden çıksın.

@**İklim** · 16.01.2016, 10:20

Akademisyenler AKP nin Kandili den kaldığı yerden devam etmek istemişler sadece.Daha önceleri de kendilerine bu yorumları yapanları dinleselerdi keşke,her biri yaka paça hesap verilmeye çağırılsalardı.Balık baştan kokar misali akademisyenlerde bu sürecin içinde mevcut düzene katkı sağlamaya çalışan dünü unutturma yolunda çaba veren kişiler.Al birine vur ötekine misali.Akademisyenler ve CHP yi kınıyorum.

15.01.2016, 18:41	#1
Çevrimdışı @ReaL Deniz Sevengillerden Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @ReaL	Akademisyenlerin Bildirisinin Tam Metni Akademisyenlerin Bildirisinin Tam Metni Güneydoğu'daki operasyonlar için akademisyenlerin yayınladığı bildiri kıyameti koparttı. Önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan akademisyenlerin bildirisine ateş püskürdü. Ardından bir tepki de Başbakan'dan geldi. Arka arkaya gelen soruşturma haberleri, gözaltılar ve ev baskınları derken kamuoyunda kıyametler koptu. Peki gündeme oturan akademisyenlerin bildirisinde ne yazıyordu, neden bu kadar tepki çekti? İşte Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi tarafından yayınlanan "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildirinin tam metni: "Bu suça ortak olmayacağız! Em ê nebin hevparên vî sûcî! Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız! Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir. Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye'nin kendi hukukunun ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir. Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz. Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz. Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz." __________________ Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız.. * * *

15.01.2016, 18:50	#2
Çevrimdışı @ReaL Deniz Sevengillerden Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @ReaL	Cevap: Akademisyenlerin Bildirisinin Tam Metni Bildiriyi üç kez okudum... CHP de bu bildiriyi tasvip etmediğini açıklamıştı. Bu akademisyenler bir bildiri de PKK ya hitaben yazmış olsalardı, mukayese açısından iyi olurdu. Bir ayağı eksik olmuş. * * * Devlet terörist yerine konulmuş. Terör estirilen bir yerde bazı özgürlüklerin kısıtlanması gayet normal ve doğaldır. Karşıdan davulun sesi hoş gelir... Heee, bahse konu o bölgelerde PKK nın aylarca silah yığınağı yaptığını ve bunu bildiklerini de kendi ağzından açıklayan devlet görevlileri var. Eleştirilmesi gereken asıl nokta budur. Kim, kime karşı silah ve cephane yığınağı yapıyor? __________________ Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız.. * * *

15.01.2016, 22:33	#3
Çevrimdışı @Gülümsün Yönetici Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Gülümsün	Cevap: Akademisyenlerin Bildirisinin Tam Metni Paylaşımın için teşekkürler Real. Ellerine sağlık olsun. __________________

15.01.2016, 23:30	#5
Çevrimdışı @Asena » Memleket Delisi « Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Asena	Cevap: Akademisyenlerin Bildirisinin Tam Metni @Aristo, devlet bölünsede o kürtlerle yaşamak zorundasın. Hiç kimse bulunduğu yeri bırakıp gitmeyecek. *** Bu akademisyenleri kınım kınım kınıyorum. Bildiriyi kandilden biri yazsa farklı yazamazdı. Tutuklamalara gelince.. Ben olsam bende dağa çıkardım diyen Bülent Arınçtan başlasınlar. Teröristleri THY Fransadan Türkiyeye getirtenden başlasınlar yada.. Parti kapatmayı yasaklayıp asıl terörisleri mecliste milletin vergileriyle besleyip alkışlattı diye bir şovmenle uğraşan zavallılarıda kınamayı unutmam tabi. Göz göre göre 14 senedir duvara doğru tam gaz gittiğimizi göremeyen, kazandılar diye hatta sokaklara dökülüp halay çekenleride kınıyorum elbet. Yazık çok yazık. Bir millette bu kadar g.z. bir arada nasıl olur.İnanasım gelmiyor __________________ •¨`•.¸¸.•´¨`•K.Atatürk•¨`• .¸¸.•´¨`•

15.01.2016, 23:48	#6
Çevrimdışı @Tntcool Kelebek gibi uçar, arı gibi *****... Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Tntcool**	Cevap: Akademisyenlerin Bildirisinin Tam Metni Geldiğimiz şu noktada yapılacak bir açıklama değil bu. Şu saatte orada silahlı mücadele bırakılmaz. Çözüm süreci diye yutturulan süreçte şehirlere yuvalanan/yuvalanmasına göz yumulan teröristlerin akıttığı her kanın hükümetin suçu olduğu yönünde bir açıklama yapılabilirdi. LG-D802TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi __________________ Ey, iki adımlık yerküre Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben! Nilgün MARMARA

16.01.2016, 00:22	#8
Çevrimdışı @Tntcool Kelebek gibi uçar, arı gibi *****... Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Tntcool**	Cevap: Akademisyenlerin Bildirisinin Tam Metni Bölündük diyelim Aristo, terör bize kalan kısımda devam ederse ne olacak ? LG-D802TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi __________________ Ey, iki adımlık yerküre Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben! Nilgün MARMARA

16.01.2016, 10:20	#10
Çevrimdışı @İklim Uzman Üye Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @İklim	Cevap: Akademisyenlerin Bildirisinin Tam Metni Akademisyenler AKP nin Kandili den kaldığı yerden devam etmek istemişler sadece.Daha önceleri de kendilerine bu yorumları yapanları dinleselerdi keşke,her biri yaka paça hesap verilmeye çağırılsalardı.Balık baştan kokar misali akademisyenlerde bu sürecin içinde mevcut düzene katkı sağlamaya çalışan dünü unutturma yolunda çaba veren kişiler.Al birine vur ötekine misali.Akademisyenler ve CHP yi kınıyorum. __________________ Bazen önemli olmamalı gidecek olan ya da gelmeyen. Çünkü bazen, başlaman gerekir her şeye yeniden. Nazım Hikmet Ran.

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)