Erdoğan’a İnönü’nün Torunundan Lozan Tepkisi

[@Canan]

Erdoğan’a İnönü’nün torunundan Lozan tepkisi

İsmet İnönü'nün torunu Gülsün Bilgehan: Erdoğan, meclis açılmadan fabrika ayarlarına döndü. Muhtarlara yaptığı ilk konuşmada Lozan'a saldırıyor!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ak Saray’daki 27'nci muhtarlar toplantısında Türkiye’nin kuruluş senedi olarak bilinen Lozan anlaşmasını eleştirdi. Erdoğan, “1920’de Sevr’i gösterdiler, 1923’de bizi Lozan’a ikna ettiler. Ege’de bağırsan duyulacak adaları biz Lozan’da Yunan’a verdik. Zefer mi bu?” dedi.




Erdoğan’ın sözlerine ilk tepki Lozan’ın imzacısı İsmet İnönü’nün torunu CHP Ankara Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Heyeti Üyesi Gülsün Bilgehan’dan geldi.

Bilgehan twitter hesabından “Erdoğan, meclis açılmadan fabrika ayarlarına döndü. Muhtarlara yaptığı ilk konuşmada Lozan’a saldırıyor” diye tweet attı.

AYŞE GÜLSÜN BİLGEHAN KİMDİR?

CHP milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan, İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker ile gazeteci Metin Toker’in kızı.
Bilgehan, Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi. Bilkent Üniversitesi öğretim üyeliği, İnönü Vakfı başkan yardımcılığı yaptı. TBMM 22., 24., 25. ve 26. dönem Ankara milletvekilidir. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) ve Batı Avrupa Birliği (BAB) Asamblesi Türk Delegasyonu üyeliği yapmıştır.
Kaynak

[@Rosebud]

Lord Curzon Lozan'da inönüye aynen şöyle demişti: "kabul etmediğiniz şeyleri şimdi cebime koyuyorum; zamanı gelince birer birer karşınıza çıkaracağım."
E şimdi eğri oturalım doğru konuşalım; Lord Curzon'un kaybettiği her şeyi geri verme potansiyeline sahip bir eşbaşkanın, Lozan anlaşmasını övmesini bekleyen var mıydı!
Anlaşılan o ki daha o günlerde Lord Curzon'un aklında Türkiye'li Lawrence'lar varmış.

[@Tntcool]

Tarihimizde hainlere, ne istedilerse verenler de var.

Tabi 15 Temmuzda korkudan beti benzi atmış bir surat vardı TV'de. Hep aynı kalacak değil ya. Eski haline dönmüş.

LG-D802TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[@nurideniz34]

Suriye ye daldık...boğulmazsak iyidir..
Lozan'a havlasa da ne yazar...köpek yerine koymuyorlar...

[@Insanlikarayan]

Bu sadece denedigi Tavsan hamleleri.

Böylelikle olmadigi Diplomasindan ve Yolsuzluklarindan dikkati cekmek istiyor.

Son Amerika ziyaretindede, Tasaklarindan yakalandiginin farkinda, böylelikle kimin saksafonunu caldigi ortada.

Sadece burada kizdigim olay, bu Hashasi icin Yoksullarin kani akmasi!.

Öbür taraftan yeri geldiginde, Sehitligin ne kadar Kutsal birsey oldugunu söylerken, 5000 Kisilik bir ordusunla gezip, Askere gitmemeleri icin, Cocuklarini sakat cikarmasi!.

Neyse, yeniden firene basayim.

[@İlya]

15 temmuzdan sonra normalleşmeye başladık.

[@Rosebud]

Bugün, p....enk herifin biri (ağzımı bozdular) çıkmış diyor ki:'' Bu 'Lozan konusunu çok büyüttüler, herkesin farklı bir görüşü var, herkes aynı düşünemez ki, hoşgörülü olmak lâzım...''
Taktik hep aynı; kulağa hoş gelen ama boş sözler....

Nan şapşik, görüş ve fikir dediğin şey, siyaset gibi, doğası gereği fikri açılımlara ihtiyaç duyulan konularda dillendirilir, tarihi konularda değil.
Tarih kanıt ve belgelerle konuşur, eğer kanıtlı belgeli tarihi bir gerçeği, görüşün ve fikrinle açıklamaya çalışıyor, üstelik doğal olarak da hiç bir somut kanıta da dayandıramıyorsan o sorun kendi sorunundur, tarihin değil.
Fikir ve görüşlere hoşgörü ile yaklaşmak gerekir, doğrudur ancak tarihi bir gerçeği insanların gözünün içine baka baka eğip büküyorsan, üstüne üstlük bu gerçek senin varoluş sebebinse hoşgörü benim için sadece ahmaklıktır.

Düşmanlarının bile 100 yılda bir gelir dediği, bütün dünyanın askeri bir deha olarak gördüğü bir insanın, ulusuna hediye ettiği toprakların tapusu için görüş beyan ediyorsan, bu en hafif tabirle nankörlüktür, daha ağırları bende saklı kalsın.

Lozan'ı düşünce özgürlüğü ile açıklamak gibi kulağa hoş gelen sinsi taktiklerden her fırsatta yararlanıyorlar....

Hatırlayalım:

- Anıtkabir'e yapılan çocuk parkı için; ''ne var bunda büyütecek, Atatürk'ün de salıncakta gülerek, sallanırken fotoğrafları var, siz çocukları sevmiyor musunuz!'' diye savunmuşlardı...
Çocukları çok seviyorsanız Ensar vakfıyla ilgilenin, 5 yaşında çocukların başını örtüp esarete mahkûm etmeyin, elâlemin ülkesini karıştırıp mülteci kırizlerine, çocukların ölümüne sebep olmayın siz önce.

- OHAL ile içkili mekânları kapatılmasına karşı çıkanlara da: ''İnsanlar alın teri ile şeker pancarından kazandıkları paraları o eğlence yerlerinde yiyorlar'' gibi bir gerekçe göstermişlerdi...
Alnının teri ile para kazanan emekçileri bu kadar düşünüyorsanız adama sorarlar; 14 yıldır yüzlerce fabrika, kurum ve işletmeyi satıp, neden onca insanı işsiz, onca çocuğu aç bıraktınız o zaman diye.

Şimdi gelmiş kitap okumadığını söyleyen, diploması dahi kuşkulu zır cahil; ayrımcılık, bölücülük dışında hiçbir meziyeti olmayan bir adam' Atatürk'e öykünüp ona dil uzatıyor ha!

Şair ne demiş:
''Kazara bir sapan taşı, bir altın kâseye değse; Ne kıymeti artar taşın, ne kıymetten düşer kâse.''

[@nurideniz34]

Maalesef..Bunlarının aklı ne serv nede Lozan antlaşmalarına akıl erdiremezler...Çünkü bunlar yılan kafalılardır....