Ve Amerika Karıştı

[@Canan]

Ve Amerika Karıştı

ABD'de bazı Müslüman ülkelerin vatandaşlarının ülkeye girişini yasaklayan kararnamenin ardından ortalık karıştı. Birçok mahkeme kararı askıya alırken, Trump ise yasağı Obama ile savundu.
ABD'de bazı Müslüman ülkelerin vatandaşlarının ülkeye girişini yasaklayan başkanlık kararnamesini askıya alan ve havalimanlarında gözaltına alınanların sınır dışı edilmemesine karar veren federal mahkemelerin sayısı 5'e çıktı.

Sputnik'in haberine göre, New York federal mahkemesinden sonra 4 eyalet mahkemesi daha 7 Müslüman ülkeden vatandaşların ABD'ye girişine 90 gün yasak getiren başkanlık kararnamesini askıya aldı.

California, Virgina, Washington, Massachusetts eyaletlerindeki federal mahkemeler de ülkeye girişlerine sınırlama getirilen söz konusu ülkelerin vatandaşlarının ABD'de kalması yönünde karar aldı.

Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği'nden bir grup avukatın John F. Kennedy Havalimanı'nda gözaltına alınan iki Irak vatandaşının serbest bırakılması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın mülteci ve göçmenlere ilişkin kararının durdurulması için açtığı davanın ardından, New York'ta Federal Hakim Ann Donnelly, sınırdışı kararının 'onarılmaz bir zarara' neden olabileceği gerekçesiyle ABD'ye girişlerine sınırlama getirilen ülkelerin vatandaşlarının geçici olarak ABD'de kalmasına karar vermişti.

16 EYALETİN BAŞSAVCISINDAN TRUMP'A KINAMA

Öte yandan ABD'de 16 eyaletin başsavcısı, 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarının ülkeye girişini yasaklayan başkanlık kararnamesini kınayan ortak bildiri yayımladı.

New York, Washington D.C, California, Pennsylvania, Massachusetts, Hawaii, Virginia, Oregon, Connecticut, Vermont, Illinois, New Mexico, Iowa, Maine, Maryland ve Washington eyaletlerininin başsavcılarının imzasının yer aldığı bildiride, "130 milyondan fazla Amerikalı ve eyaletlerimizdeki yabancıların başsavcıları olarak, Başkan Trump'ın anayasaya ve ABD değerlerine aykırı ve yasa dışı kararnamesini kınıyoruz" denildi. Bildiride yine Dini özgürlüğün, ABD'nin temel bir ilkesi olduğu, her zamanda öyle olacağı ve hiçbir başkanın bu gerçeği değiştiremeyeceği ifade edildi.

TRUMP YASAĞI OBAMA İLE SAVUNDU

Tartışmaların ardından yaptığı bir yazılı açıklamayla yasağı savunan Donald Trump, "Bu bir Müslüman yasağı değil" ifadesini kullandı.

Amerika'nın göçmenler ülkesi olduğunu ve baskıdan kaçanlara merhamet göstermeye devam edeceğini söyleyen Trump "Ancak kendi vatandaşlarımızı ve sınırlarımızı koruyarak bunu yapacağız" dedi.

ABD eski başkanı Obama'nın da 2011'de benzer bir yasağa imza attığını savunan Trump şöyle devam etti:

"Onu (Amerika'yı) özgür ve güvenli kılacağız. Medya da bunu biliyor ama söylemeyi reddediyor. Politikam, Başkan Obama'nın 2011'de Irak'tan mültecilere 6 aylığına vize yasağı getirdiği adıma benziyor. Başkanlık Kararnamesi'nde adı geçen yedi ülke, daha önce Obama yönetimi tarafından terör kaynakları olarak tanımlanan ülkeler. Net olmak gerekirse, medyanın yanlış şekilde haberleştirdiğinin aksine, bu bir Müslüman yasağı değil. Bunun dinle ilgisi yok, terörle ve ülkemizi güvenli kılmakla ilgili."

ARAP BİRLİĞİ: DERİN ENDİŞE DUYUYORUZ

Yasağa Arap Birliği'nden tepki geldi. Arap Birliği Genel Sekereteri Ahmed Ebu Gayt, yasaktan 'derin endişe' duyduklarını kaydetti.

Sputnik'in haberine göre Gayt, yaptığı açıklamada, "Suriyeli mültecilerin yanı sıra birçok Arap ülkesi vatandaşlarının ABD'ye girişini yasaklayan yeni düzenleme gayrı meşrudur." ifadelerini kullandı.

Washington yönetimine kararı yeniden değerlendirme çağrısında bulunan Gayt, "ABD, Arap ile Amerikan toplumlar arası diyalogun devamını ve ailelerin birliğini olumsuz etkileyecek bu duruşunu yeniden değerlendirmelidir." dedi.

KENDİ PARTİSİNDEN TEPKİ

Trump'ın kararına kendi partisinden de tepkiler geldi. Cumhuriyetçi senatörler John McCain ve Lindsey Graham, yasaklama kararının, ülkenin güvenliğini daha iyi hale getirmekten çok, terör örgütlerinin eleman bulmasını kolaylaştıracağını savundu.

Amerika'nın Sesi sitesinin haberine göre Senato Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Senatör John McCain, yaptığı açıklamada bu gelişmeyi ‘kafa karıştırıcı’ bulduğunu ve Irak gibi Amerika’yla IŞİD’e karşı ortak mücadele veren ülkelerde bu kararla örgüte daha fazla propaganda yapma imkanı vereceğini kaydetti.

Bu başkanlık kararnamesinin, 'terörle mücadeleye darbe vuracak bir yaraya dönüşmesinden korktuklarını' belirten senatörler, yeşil kart sahiplerinin de artık ‘anavatanları’ olarak kabul ettikleri ülkeye girişlerinin engellenmemesi gerektiğini söyledi.

Arizona Senatörü John McCain ve Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham ortak yaptıkları açıklamada, Trump’ın kampanya sorumlusu ve baş stratejisti Steve Bannon’ı Ulusal Güvenlik Konseyi’nde görevlendirmesinden dolayı kaygı duyduklarını da kaydetti.

PROTESTOLAR DEVAM ETTİ

Yasağa karşı Amerika genelinde on binlerce kişinin katıldığı protestolar düzenlendi.

New York'ta Battery Park'ta toplanan binlerce protestocu, 'Hepimiz Müslümanız' yazılı dövizler taşıyarak Trump'ın hedef aldığı Müslümanlarla dayanışma örneği gösterdiler.

Battery Park'tan, New York'un adliye sarayların bulunduğu Foley Meydanı'na kadar 'Yasaklara, duvarlara hayır', 'Korkuya, nefrete hayır, sığınmacılara evet', 'Hepimiz Müslümanız', 'Müslümanların ve hepimizin haklarını savunun', 'Gerçeklere dayalı politikalar üretin, korkulara değil' yazılı dövizlerle birlikte yürüyen protestoculara bazı senatörler ve milletvekilleri de destek verdi.

PROTESTOYA ALAN BEBEĞİN FOTOĞRAFI İLE KATILDI

Protestoya, DHA muhabiri Nilüfer Demir'in çektiği ve Suriyeli sığınmacılar krizinin simgesi haline gelen 3 yaşındaki Alan Kurdi'nin fotoğrafı ile katılan Alman vatandaşı Claudia Hergen, Trump'ın göçmen ve sığınmacılara yönelik yasaklama kararlarını 'acımasızlık' olarak niteledi. DHA'ya konuşan Hergen, "Ben Almanım, burada New York'ta yaşıyorum. Trump'ın aldığı kararların hepimizi etkilediğini düşünüyorum. Biz şimdi burada göçmeniz, anne babalarımız göçmendi. Çıkarılan bu özel kararnamenin acımasız olduğunu düşünüyorum. Çünkü en büyük acıyı en çok ihtiyacı olanlara, sığınmacılara, kadınlara, çocuklara, Suriyelilere, Iraklılara çektiriyor. Irak Amerikalılar tarafından işgal edildi sonra da yüzüstü bırakıldı" diye konuştu.

BİRÇOK KİŞİ HAVALİMANLARINDAN ÇEVRİLDİ

Giriş yasağı nedeniyle, İstanbul'da birçok yolcu Atatürk Havalimanı'ndan ABD'ye gidemedi. Kararnamesini onaylamasının ardından ABD'ye gitmek üzere Atatürk Havalimanı'na gelen yolculardan bir kısmı uçağa alınırken, bazılarının binişine izin verilmedi. Bir havayolu şirketinin tarifeli seferiyle Los Angeles'a gitmek üzere dün öğle saatlerinde havalimanına geldiğini belirten 32 yaşındaki Suriyeli Nail Zaino, vizesinin iptal edilip geri çevrildiğini ifade ederek "Tekrar konsolosluğa gitmemi önerdiler. Karım ve çocuğum iki yıldır ABD'de yaşıyor. Vizemi bu ayın 27'sinde aldım. Yani Trump'ın kararı ile aynı gün." dedi. Gözyaşlarını tutamayan Zaino, yetkililerce ülkesine gönderilmek üzere transfer salonuna götürüldü. Eşi, kardeşi ve iki çocuğuyla New York'a gidecek olan Iraklı Ahmed Zuhair de yeşil kartı olmasına rağmen uçağa alınmadı. Zuhair, iki yıldır ABD'de yaşadığını ve iki hafta önce Irak'a gittiğini belirterek, "ABD'ye giremeyeceğimi öğrenince uçuşumu iptal etmek zorunda kaldım" dedi.

Ancak mahkemenin kararı durdurmasının ardından girişler şimdilik tekrar başladı.

DÜNYACA ÜNLÜ ŞİRKET KARAR ALDI

ABD'li kahve devi Starbucks, ABD Başkan’ı Trump'ın mülteci ve göçmenlerle ilgili kararının ardından, 5 yıl içinde faaliyet gösterdikleri 75 ülkede 10 bin mülteciyi istihdam edeceğini açıkladı.

7 Müslüman ülkenin ABD’ye girişini 90 gün boyunca yasaklayan kararnamenin ardından, Starbucks CEO’su Howard Schultz çalışanlarına bir mektup göndererek, “Yeni yönetimin, her geçen gün etkisini daha ciddi olarak gösteren kararlarını ne destekliyoruz ne de bu kararlara sessiz kalacağız” dedi.

Schultz, insani şartlarda yaşamak için ülkesini terk edenleri istihdam etmek için gösterdikleri çabayı arttıracaklarını söyledi ve ekledi, “Önümüzdeki 5 yıl içinde 10 bin mülteciyi istihdam edeceğiz.”

IRAK’TAN ABD VATANDAŞLARINA ÜLKEYE GİRİŞ YASAĞI

Irak Hükümeti, Trump’ın kararına misilleme olarak, ABD vatandaşlarının 90 gün boyunca ülkeye alınmayacağını duyurdu. 27 Ocak 2017 tarihinden itibaren 90 gün boyunca, yedi Müslüman ülke vatandaşlarının ABD’ye girişini yasaklayan kararnamenin ardından, Irak Hükümeti ABD vatandaşlarını 90 gün boyunca ülkeye almayacağını bildirdi.

ABD ile tamamen aynı uygulamayı yürürlüğe koyan hükümet, 90 gün boyu ABD vatandaşlarını ülkeye sokmayacak, vizesi olan vatandaşların ise ülkeye girmekten men edecek.

Irak’ta IŞİD ile savaşan milis kuvvetler olan Irak Halk Seferberliği, ABD’nin kararı ardından, şu an yürürlükte olan uygulamalara ek olarak, ABD vatandaşlarının sınır dışı edilmelerini teklif etti.

Uygulamanın normal şartlarda 90 gün süreceği belirtilirken, ABD’nin bu uygulamayı durdurması halinde Irak Hükümetinin de uygulamaya son vereceği açıklandı.

DONALD TRUMP’A MEKTUP

Trump’ın yedi ülke vatandaşlarının ABD’ye girişlerini yasaklayan kararnameyi imzalamasının ardından, ABD Başkanlık seçimleri kampanyası sırasında Trump’a karşı yayınlanan açık mektupla başlatılan kampanyayı imzalayanların sayısı hızla artıyor.

İklim değişikliği, insan hakları, hayvan hakları, yolsuzluk, yoksulluk ve çatışmalar gibi küresel sorunlara karşı internet üzerinden küresel çapta faaliyetler gösteren sivil toplum kuruluşu olan Avaaz’ın yayınladığı mektupta Donald Trump’a seslenilerek şöyle deniyor:

“Sayın Trump

Büyüklük böyle olmaz.

Dünya sizin korkularınızı, nefret söyleminizi ve bağnazlılığınızı reddediyor. İşkenceye verdiğiniz desteği, sivillerin öldürülmesi çağrılarınız, şiddeti genel olarak yüreklendiren çağrılarınızı reddediyor.

Size benzemeyen, sizin gibi konuşmayan, sizin inandığınız tanrıya inanmayan kadınlar, Müslümanlar, Meksikalılar ve başka milyonlarca insanı aşağılamanızı reddediyoruz.

Sizin korkularınıza karşı şefkati seçiyoruz. Sizin çaresizliğinizi duyup umudu seçiyoruz. Sizin cehaletinizi görüp anlayışı tercih ediyoruz.

Dünya vatandaşları olarak bölücü yaftanız karşısında birlik içinde duruyoruz.”

Avaaz’ın ABD Başkanı Donald Trump’a karşı yayınladığı mektupla başlayan kampanyayı bu sabah itibariyle 3 milyon 320 bin kişi imzalarken, mektup 200 bin kereden fazla paylaşıldı.

Odatv.com

[@Scorer]

Yiyin la biraz da birbirinizi. Tüm dünyanın ebesini bellediniz entrikalarla yıllarca...

[@Scorer]

Türkiyenin de başına bela olan bu iki grup ve bunların zihniyeti.
Arapçılık ve Kürtçülük.
En şaşırtıcı olan da bu felsefenin savunucularının ve uygulayıcılarının, Türklerden azımsanmayacak oranda destek almaları.
Trump bunlara bir şey yapmaz, yaparsa bende Trompet çalarım.

[@Rosebud]

Aslında bana kalırsa Trump Amerika için doğrusunu yapıyor...
Bir ülkede yabancı nüfus oranı yerli nüfusun üzerine çıkarsa orada iç huzur bozulur, ben yıllar önce Amerika'nın şu yeşil kartla her sene binlerce insanı kendi vatandaşı yapmasının ileride başlarına belâ olacağını söyleyip duruyordum, Trump bunu yapmasaydı Amerika açısından şu andakinden çok daha büyük bir kargaşanın zaten patlak vereceğine inanıyordum, sanırım Trump ya da bir üst akıl bunu farketti ve tepki de alınsa bir yerden başlamaları gerekiyordu, aslında en baştan dışarıya bu derece açılmamak gerekiyordu, bence bunun ırkçılıkla bir ilgisi yok, baksanıza kıçını yıkamasını bilmeyen Arap şeyhleri insan haklarından falan söz edip Amerika'ya ders vermeye çalışıyorsa Trump doğru yolda demektir.

[@Rosebud]

Trump da fiili durum yarattı: Yargıyı tanımıyor!

ABD’de anayasal bir kriz yaşanıyor: Federal hükümetin federal anayasaya ​uygun davranmadığı görülüyor
ABD Başkanı Donald Trump’ın tamamı Müslüman çoğunluklu 7 ülkenin vatandaşlarına, geçerli vizeleri olsa bile 120 gün süreyle ABD’ye girme yasağı getirmesi ve bu kararı aynı gün uygulamaya koyması, ABD gümrük kapılarında büyük kaosa neden olmaya devam ediyor. Cumartesi günü New York, Massachusetts ve Virginia’da federal yargıçlar art arda verdikleri kararlarla, ABD’ye geçerli vize ile gelmiş kişilere yönelik ülkeye giriş yasağı kararını geçici sürelerle askıya almıştı. Bu konuda ilk kararı veren New York mahkemesi, ülke gümrüklerine geçerli vizeyle gelmiş kişilerin sınır dışı edilmesinin askıya alma kararının 21 Şubat’taki duruşma gününe kadar geçerli olduğuna hükmetmişti. Ancak New York mahkemesinin kararı, hâlihazırda gümrük kapılarına ulaşmış kişileri kapsıyor sadece. Virginia mahkemesi de sınır dışı kararlarını sadece 7 günlüğüne askıya aldı. Mahkemelerin duruşmalar sonunda verdiği karar belirleyici olacak.

T24'ün haberine göre, pazar günü bazı havaalanlarında gümrük görevlilerinin mahkemelerin tedbir kararlarını uygulamaktan kaçındığı görüldü. Bu da gümrük kapılarında tutulanlara yardım için havaalanlarına adeta kamp kuran hukuk örgütleri ve politikacılarla, ABD Gümrük ve Hudut Koruma (CBP) kolluk görevlileri arasında tartışmalara neden oluyor. Mahkemelerde Trump hükümetini savunan avukatların ve federal kurumların da aslında kararın amaç ve içeriği hakkında somut ve net bir bilgiye sahip olmadıklarının ortaya çıkması kaosu daha da derinleştiriyor.

"ANAYASAL BİR KRİZ YAŞIYORUZ''

Pazar günü öğleden sonra Virginia Dulles Havaalanına gelen dört ABD Kongre üyesi, ABD Gümrük ve Hudut Koruma (CBP) kolluk görevlilerinin, mahkeme kararlarına rağmen Trump’ın yasak koyduğu 7 ülke vatandaşı kişileri havaalanında gözaltına alıp avukatlarla görüşmelerini engellemeye devam ettiklerini açıkladı. Bu milletvekillerinden Don Beyer, Twitter hesabından, ‘’Bugün Anayasal bir kriz yaşıyoruz’’ diye yazdı. Milletvekili Jamie Raskin da, CBP yetkililerinin, ‘mahkeme kararını ugulamamayacak mısınız?’ sorularına henüz yanıt vermediklerini açıkladı.

AVUKATLARIYLA GÖRÜŞTÜRÜLMÜYORLAR

CBP memurları, alıkoyduğu kişileri havaalanlarının uluslararası bölgesinde tutuyor ve böylece gözaltında olmadıkları gerekçesiyle bu kişilerin avukatlarla görüşmelerine engel oluyor. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliğinin başkanı Anthony Romero, halen ABD genelindeki havaalanlarında 100 ila 200 kişi arasında kişinin bu şekilde alıkonulduğunu tahmin ettiklerini belirtti. Bu kişilerin, 21 Şubat’taki duruşmaya kadar havaalanlarındaki nezarethanelerde tutulacak olması da bir başka endişe kaynağı.

ONBİNLERCE AVUKAT 24 SAAT ÇALIŞIYOR

ABD genelinde Trump’ın kararına karşı açılan dava sayısı Pazar günü akşam saatlerinde 100’ü aştı. Çok sayıda sivil toplum organizasyonu ve onbinlerce avukat kararın uygulanmasına karşı mücadeleye aktif şekilde katılıyor. Havaalanlarında elinde ‘“Attorney — I can help (Avukat- Yardımcı Olabilirim)” pankartı ile dolaşan bireysel avukatların yanı sıra örgütler de mağdurlara gönüllü hukuk desteği sunuyor. Avukatların, boş buldukları alanda yerlerde kurdukları seyyar ofisler ilginç bir görüntü oluşturuyor. Uluslararası Mülteci Yardım Projesi (IRAP) direktörü Becca Heller, havaalanlarında alıkonulan kişilere hukuksal yardım için kendilerine katılan gönüllü olan avukat sayısının 4000 bini aştığını açıkladı. Trump’ın yasak kararına karşı en örgütlü mücadeleyi veren Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği ise onbinlerce avukatıyla havaalanlarına adeta kamp kurmuş durumda. ACLU’ya sadece bu haftasonunda 350 bin kişi, 24 milyon dolar bağışta bulundu. ACLU’nun yıllık normal online bağış geliri 4 milyon dolar civarındaydı.

ABD’nin en büyük sendika konfederasyonu olan AFL-CIO ise bütün avukatları ile hukuk mücadelesine katılan örgütlenmelerden biri. AFL-CIO yetkilileri, üyeleri ve aktivistleri birçok havaalanında çalışma yürütüyor. Avukatlar, gruplar halinde 24 saat çalışıyor.

'HÜKÜMET FEDERAL ANAYASAYA UYMUYOR'

Avukatların en büyük mücadelesi ise alıkonulanların ‘habeas corpus (en kısa sürede yargıç karşısına çıkarılma hakkı) hakkına saygının sağlanması. Gözaltına alınanların adil bir ifadeye alınması da bir diğer çalışma alanı. Böylece sınır kapısını gelmiş vize sahibine dönüşü halinde yaşayacağı mağduriyeti paylaşma olanağı sunulması hedefleniyor.ABD Ulusal Göçmen Hukuku Merkezi yöneticisi Marielena Hincapie, ABD’nin anayasal bir kriz yaşamakta olduğunu söyleyerek, ‘’Son 48 saat büyük bir kaos. Federal hükümetin federal anayasaya uygun davranmadığı görülüyor’’ dedi. Gönüllü avukatlardan Jonathan Mulligan da bütün meslek yaşamı boyunca mevcut karar gibi bir hukuk garabetine tanık olmadığını belirterek, ‘’Belki 1800’lerde Çinlilerin sınırdışı edilmesi biraz buna benziyor’’ diye konuştu.

[@Rosebud]

Zamanında gerektiği gibi yapılmayan şeyler günü gelip rahatsızlık verdiğinde alınacak önlemler elbette normal olmuyor ve tepki çekiyor...
Cumhuriyet eğer kendisini talep edecek nesiller yetiştirmesini bilseydi, bugün bir AKP sorunuyla boğuşmuyor olacaktık.