“SBS kalkıyor, dershaneler kapanıyor”

Milli Eğitim Bakanı Avcı yeni sistemi anlattı.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı “Dersaneler özel okullara dönüşmesi için düzenleme yapıyoruz.” dedi. Avcı ayrıca SBS sınavının ise kalktığını yerine yazılı bir sisteminin geleceğini duyurdu.

Avcı’nın açıklamaları şöyle;
“Normalde derslik içerisinde çocuklar matematik, Türkçe, tarih gibi derslerden yazılı yoklamalar yapılıyor. Bu sınav sonuçlarının çocuklarının derslerde gördükleri başarıdan oluşmasını öngörüyoruz. Çocukların okul başarılarına göre bir şey olsun istiyoruz. Okullarda sınavlara ilişkin değerlendirmeler her zaman çok sağlıklı olmuyor. Geçmiş yıllarda gördüğümüz kadarıyla. Öğretmenlerimizin not verirken bazılarının çok cömert bazılarının tutumlu olduğunu görmüşüz geçmişte.


Şimdi bu sınavlardan bazılarının merkezden yapalım yani Bakanlık olarak biz yapalım. Değerlendirmenin de nasıl yapılacağını biz belirleyelim. Not havuzu oluşsun. Bunları okullara girişlerde kullanabilelim diye çalışma yapıyoruz. Gelecek yıl SBS olmayacak. Dershanelerle ilgili Başbakan’ın daha önce net açıklamaları oldu. Ben bunu Meclis’te paralel bir eğitim sistemi diye açıkladım. Bazı yayın organlarında paralel paralı diye çıktı.


Paralel olmasın diye dershanelerin özel eğitim kurumlarına dönüşmesi çalışması devam ediyor. Çocuklarımızı dershaneye ihtiyaç duymayacak şekilde yetiştirelim.
Çocuklarımız sınıf içinde aldıkları eğitimi ciddiye alıp sahiplenirlerse dershanelere olan ihtiyaç da azalacaktır.
Dershaneleri dönüştüreceğiz demek daha doğru olur belki. Özel okullara dönüştürülmesi için çalışmalar yapıyoruz. Öğrencilere dershanelere kayıt yaptırmayın diye 1,5 yıldır konuşuluyor. Ben şu anda yürürlükte olan mevzuat yürürlükte kaldığı sürece çağrı yapamam. Ama söylediklerimden çıkan sonuç belli.


Sene içi sınavlar daha sonra 5.6. 7’nci sınıflarda da uygulanacak şekilde geliştirilecek. Şu anda sadece 8’nci sınıflar için çalışma var. 5-6 dersi ilgilendiren bir çalışma olacağı için Türkiye genelinde olacak. Gezi eylemleri tek bir başlık altında toplanabilecek eylemler değil. Farklı illerde ve mekanlarda farklı gruplar tarafından gerçekleştirilen eylemler var.


Yetiştirdiğimiz gençlikle ilgili olarak söylenenler konusunda çocuklarımıza gönlümüzden geçen bütün becerileri kazandırdığımızı söyleyebilecek durumda değiliz.
Fatih projesini başlatıyorsak bu alandaki eksikliklerimizi gördüğümüz için bunları yapıyoruz. Daha iyisini yapabiliriz. Buna gücümüz yeter.”


Cemaatlere kötü haber

Dershaneler, Türkiye’de yalnızca eğitim boyutuyla değil siyasi ve ekonomik boyutuyla da tartışılıyor. Özellikle bazı büyük dershanelerin çeşitli cemaatlerin elinde olduğu, buradan hem ticari hem de siyasi kazanımlar sağladıkları biliniyor.


Siyasi tartışmalar dışında Türkiye’deki dershanelerin yılda 2 milyar liralık ekonomi yaratıp, 50 bin öğretmene istihdam sağlaması gerçeği de var. Şu anda faaliyette olan 4 bin 56 özel dershanede, lise ve üniversitelere hazırlanan 1.2 milyon öğrenci eğitim görüyor. Tüm Türkiye’deki dershanelerin bir yıllık ücreti ortalama 1500 lira üzerinden hesaplandığında, veliler yılda 1.8 milyar lira ödüyor. Dershanelerin sınavlara hazırlık amaçlı yayınları da 500 milyon liralık bir pazar oluşturuyor.


70 bin kişilik istihdam

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Türkiye Eğitim Meclisi Sektör Raporu’na göre, dershanelerde 50 bin 209 öğretmen ile 20 bin görevli olmak üzere toplam 70 bin 209 personel çalışıyor. Bu öğretmenlere ortalama 800 lira maaş verildiği kabul edildiğinde, dershanelerin ödediği yıllık maaş toplam 482 milyon lirayı buluyor. Öğretmenler dışındaki görevli personele ödenen maaşın toplamı ise yıllık 168 milyon lira oluyor. Dershanelerin kapatılmasıyla uygulanacak yeni sistemde buradaki öğretmenlerin geleceği merak konusu.


2009’dan beri düşüşte

Türkiye’de 2000 yılında 1730 özel dershane faaliyet gösterirken, bu kurumlarda 488 bin 284 öğrenci sınavlara hazırlandı. Her yıl kurum sayısında ve öğrenci sayısında yüzde 5 ile 10 arasında büyümeyi yakalayan dershaneler 2009 yılında 4 bin 262 kurum ve 1.1 milyon öğrenci sayısına ulaştı. Ancak 2009 yılından sonra ekonomik krizin de etkisiyle hem öğrenci hem de kurum sayısında gerileme başladı. Dershanelerde son üç yılda kurum sayısında yüzde 2’lik gerileme oldu.


1000 liradan başlıyor

Dershanelerde, kayıt ücretleri Anadolu şehirlerinde bin liradan başlarken, büyük kentlerde 8 bin liraya kadar çıkıyor. Sınıflardaki öğrenci sayısı daha az olan butik dershanelerde ise yıllık ücretler 8 bin ile 15 bin lira arasında değişebiliyor.


Büyükşehirlerde ağırlıkta

TÜRKİYE’deki 4 bin 55 dershanenin 689’u İstanbul’da, 444’ü Ankara’da, 225’i de İzmir’de. Marmara’da 1190, Ege’de 597, İç Anadolu’da 792, Akdeniz’de 606, Karadeniz’de 408, Güneydoğu Anadolu’da 248 ve Doğu Anadolu’da 214 kurum yer alıyor. ÖDB, faaliyet halindeki dersanelerden sadece 263’ünün özel okul olmaya uygun olabileceğini belirtmişti.
Kaynak

__________________

Kısacaso okullarda özelleşiyor yakında devlet okulunu araki bulasın.

__________________

Önce okullardaki eğitim sistemi iyileştirilmeli sonra dersaneler kapanabilir.

Okullarda eğitim yokki hala çoğu okullarda derslere o branşın öğretmenleri girmiyor.

Sağolsun din dersi öğretmenleri bütün derslere giriyorlar diğer öğretmenlere ne gerek varki..

Sürekli eğitim sistemiyle oynamak yerine milyonlarca mezun olupda başka işlerde çalışan öğretmenlere çalışma hakkı tanısa daha iyi olacak.

Bence eğitim sisteminden önce sizin değişmeniz gerekiyor..

__________________

Bunlar dershaneleri kapatsın ben de çırılçıplak soyunup istiklal caddesinde bağırcam "salağım" diye..

__________________

Kapatsalar bile birşey olmaz ki cemeat'e

Özel okulları açacak sermayeleri yok mu var..

Her zaman söylerim eğitim parasız ve zorunlu olmamalı diye

Ama işte.. sistemin dayatması..

__________________
Never fade away...

Parasız olmasını anladım da neden zorunlu olmamalı onu anlayamadım? Türkiye'de eğitimin zorunlu olmadığını 10 dakika ayırıp hayal eder misiniz?

__________________

Bilinçde bir dezenformasyon oluşturma amacıyla vardır zorunlu eğitim.

Bunla birlikte evet hayal edebiliyorum Hiçbir şey olmazdı.

Zorunlu olmasaydı insanlar yine okullarına giderlerdi.

Zaten içeride bulunduğumuz çağ bunu gerektiriyor. Okumayı yazmayı..

Ayrıca demokrasiye inancımız tam olacaksa insanların okula gitmeme haklarının da olması gerektiğini düşünenlerdenim..

__________________
Never fade away...

Eğitim zorunluluğu mutlaka olmalı bence yoksa çocukları sermaye gören babalara gündoğmuş olur.

Haberde cemaate kötü haber denmiş ben tam tersinin düşünüyorum bu durum cemaati dahada kalkındıracak çünkü onların dersaneleri büyük dersanelerki rahatlıkla özel okula dönüşebilecekler.Şimdi öğrenci başı 1.5 alıyorlarsa o zaman 3 almaya başlayacaklar.

Dersaneleri kapatmak şu anki eğitim sisteminde anca garibanı vurur zengin olan tutar sattlik haocaları her branştan aldırır çocuğa eğitimi .Bu düzenlemede yata yata paslanmış MEB (istisnalar hariç) öğretmenlerinden hiç bahsedilmiyor

__________________

Bazen su olmak lazım sessiz sakin ...!!! Bazen sel olmak lazım öfkeli ve hırçın...!!!
Bazen mum alevi olmak lazım; sabırla tükenmeyi bekleyen, bazense volkan olmak lazım; önüne gelen herşeyi hızla tüketen...!!!
Kimine SU oLacaksın, kimine SEL ...!!! Kimine MUM olacaksın, kimine VOLKAN ...!!! Ama kimseye asla ve asla KUL oLmayacaksın... !!!

Çok polyannacısınız ya da yaşadığımız ülkede ki herkesi kendiniz gibi görüyorsunuz. Bir çok çocuk eğer zorunluluk kalkarsa "okuyup ne yapacak yaa, çalışsın" zihniyetiyle okutulmayacak. Ya da şuan ki iktidarı da düşünürsek seçenlerin fikirlerinde tahmin yürütmekte çok zorlanmayız. "Kız çocuğu okumaz" tarzı zihniyetler artacak.
Demokratik ve sosyal bir devletin görevi; reşit yaşa gelene kadar gelecek nesillerin eğitim, sağlık gibi sosyal standartlarını dünya standartlarına eşit hale getirmek. Demokratik haklar reşit yaşa gelip hayatını idame edebilecek düzeye geldiğinde başlar (: Küçücük çocuk okula gitmeden, bilgi sahibi olmadan ne hakkını savunacağını ne bilecek? O zaman çocuk işçiler yasası kaldırılsın, demokratik hakkı onlar çalışmak isterse her işte çalışsın (:

__________________

Türkiye'yi, Ankara İstanbul, İzmir v.b. zannetmemeli. Bahsedilen bilinçliliğin olmayıp, çocuğunu bağda bahçede, tarlada, hayvanlarının başında çoban olarak çalıştırmak isteyip de, ilkokula göndermeyen çok ücra köşelerde yaşayan insanlar var.

Devamlılığı sağlayabilmek için, ders müfredatını tam uygulayamamaktan çok çektik. Sanırım, çok değişen bir durum da olmamıştır.

İlk öğrenimin mecburi olması taraftarıyım.

__________________