Tarryn Fisher-Fırsatçı

[@Inatci]

Kitap Tanıtımı

Yazar Adı: Tarryn Fisher
Çevirmen: Meltem Türkmen

Sayfa Sayısı: 316

Dili: Türkçe

Yayın Evi: Aspendos Yayınevi

Yayın Tarihi: Mayıs 2013

Tür ve Yaş Grubu: Romantik / Yeni Yetişkin Edebiyatı




Bir süredir bu yorumu yazmak istiyorum; tahmin edeceğinizden uzun bir süredir. Henüz kitap burada çıkmamıştı, hatta bir yayınevinin aldığını bile bilmiyordum, okumuştum Tarryn Fisher’ın Fırsatçı’sını (The Opportunist). Fakat hani bazı kitaplar vardır okurken bir yandan bitsin diye bakarsınız, bir yandan da bitmemesi için acaba yavaş mı okusam ve tadını çıkartsam diye düşünürsünüz, bittikten sonra ne yazsanız doğru kelimeler olmaz, ne deseniz tam ifade edemezsiniz anlatmak istediklerinizi. İşte bu kitap tam da böyle…



O kadar gerçekçi ki, okurken adeta birlikte yaşıyorsunuz. Yazımı o kadar güzel ki; karakterlerin neredeyse hiçbirisini sevmiyorsunuz, ama kitabı okumayı bırakmayı ya da onlara ne olacak diye merak etmekten vazgeçmeyi aklınıza bile getirmiyorsunuz. Okurken sinirleniyor, ama sebepleri anlıyorsunuz ya da anlayabiliyorsunuz. Hem seviyor, hem nefret ediyorsunuz… Bittiğinde de daha fazlası için bir sonraki sayfayı arıyorsunuz.



İçimin içini yediği, çok sevdiğim, ama bir o kadar da sinir olduğum, içimin içini yediği bir kitaptı Fırsatçı ve aynı şeyleri yaşayacağımı bildiğim için, bir sonraki kitap Dirty Red elimde olmasına ve çok merak ediyor olmama rağmen bir türlü açıp okuyamadım. Tabii bunda Leah’dan nefret etmiş olmamın ve bunun, onun kitabı olmasının da etkisi yok diyemem…



“Kalbini sadece bir kez verebilirsin; ondan sonraki herşey ilk aşkının peşinden gelir.”


Kitabın ana karakteri Olivia ve hikayeyi onun bakış açısıyla okuyoruz. Olivia büyük bir aşk yaşadığı, fakat üç sene önce bir daha görüşmemek üzere ayrıldığı Caleb ile bir müzik mağazasında karşılaşır. İlk anda Caleb’ın kendisi ile bir daha kesinlikle karşılaşmak istemediğini ve ne kötü ayrıldıklarını hala aklından çıkartamadığı için çekinir. Fakat yine de yaklaşmaktan kendini alamaz. Kitabın arka kapağında da belirttiği gibi, aslında korkulacak bir şey yoktur; Caleb geçirdiği bir kaza sonucu hafızasını kaybetmiştir ve ne Olivia’yı ne de ayrılıklarını hatırlamıyordur, en azından şu an için… Bu durum Caleb’ı ve onun için hissettiklerini hala unutamamış Olivia için bir fırsat olur, Caleb’da geçmişini bilen bu kızdan yeniden etkilenmiştir. Böylece ikili arasında yeniden bir şeyler başlar. Ama bu sefer tek sorun Olivia’nın geçmişte yaptıkları ya da bugün yapması muhtemel şeyler değildir, Caleb’ın en az Olivia ve Caleb kadar manipülatif, bencil ve fırsatçı bir kız arkadaşı vardır, neredeyse nişanlısı diyelim… Ve bu üçlü bir araya gelince neler olabilir siz düşünün ya da daha iyisi okuyun ve görün… Tek söyleyebileceğim, sevmek bazen yeterli olmayabiliyor…



“Birini sevmek, kendini mutlu etmekten daha çok şey demektir. Onun senin olduğundan daha mutlu olmasını istemelisin.”


Geçmişleri ve bugünü alternatif bölümlerle gördüğümüz ikilinin geçmişte ve bugün yaşadıklarını ve geçmişin bugün üzerine yansımalarını eş zamanlı olarak görebildiğimiz bu anlatım şekli, Olivia’yı her ne kadar sevmeyi kolaylaştırmasa da, nedenlerini anlamaya yardımcı oluyor. Yine de “aşk uğruna bu kadar akıl almayacak şey yapılır mı?” Sorusunu sormadan duramıyor insan.



Bir yanlış hareketin tüm hayatınızı değiştirebileceğini gösteren yazar, şüphesiz ki yetenekli bir hikaye anlatıcısı ve aynı zamanda fazlasıyla yaratıcı. Sıradan olabilecek bir ikinci şans hikayesini almış, son derece gerçekçi bir ilk aşka çevirmiş, neredeyse elinizle tutabileceğiniz kadar canlı karakterle süslemiş ve sayfaların arasına yerleştirerek, tırnaklarınızı yiyerek okuyacağınız, yer yer elinizden fırlatmak isteyeceğiniz, ama bunun mümkün olmadığını göreceğiniz bir kitapta sunmuş. Tüm bunlara bir de hiç aklınıza gelmeyecek, ama gerçekleşince istemeseniz bile kabulleneceğiniz, mantıklı bulabileceğiniz bir son ile bitirmiş…



FIRSATÇI'nın yazarı ile söyleşi



Bizler için yeni bir yazarsınız, bu nedenle belki de defalarca duydunuz, ama bize biraz kendinizden bahseder misin? Yazmaya başlamana ne neden oldu? Çevrende buna karşı çıkan kimse oldu mu?

Sanırım ben yazmak için doğmuşum. Onbir yaşımdayken ikiyüz sayfalık bir roman yazmıştım. Ben herkesin doğarken bir yetenekle dünyaya geldiğine inanıyorum; bu matematik ya da piyano çalmak ya da çocuklara iyi geçinmek olabilir, benim ki yazmak. Şansılıyım ki, beni destekleyen bir aileye sahibim. Yazmama karşı çıkan tek yayınevleri oldu; Olivia’nın kadınların ilişki kurabilmesi için fazla kötü bir karakter olduğunu söylediler.

Kitabı bitirdiğimde duygularım çok karmaşıktı, bir nefret ve sevgi ikilemi içerisindeydim ve hangisine daha yakındım emin olamadım. Ve buna rağmen hala aklımdan çıkartamadığım bir hikaye. Benimle kaldı ve tatmin olmuş bir okurdum, bu da bana göre mükemmel kitap demek. Kitabın hakkında hiç fikri olmayanlar için, Fırsatçı’yı bir cümle ile anlatabilir misin?


Hayatının aşkını geri kazanmak için tek bir şansın olsaydı, yalan söyler, çalar ve aldatır mıydın? Olivia tüm bunları yapıyor!


Sen kitabını kendin yayımladın ve bağımsız bir yazar olarak ciddi bir başarı yakaladın. Bağımsız yazar olmak bizim için henüz hayal noktasında belki de… Fırsatçı’nın fikir aşamasından, uluslar arası bir kitaba dönüşme yolculuğu nasıl gerçekleşti?


Fırsatçı’yı ben 2005 yılında yazdım. O zamanlar bağımsız yazarlık, bizler içinde hayaldi. Bir çok yayıncı kitabı geri çevirdi, ama ben hikayeme inanıyordum ve onun için savaşmaya devam ettim. Bağımsız yazarlığı duyunca, bir damga ile birlikte geliyor olmasına rağmen yapmaya karar verdim, fakat pek bir şey çıkacağına çok inanmadım. Fırsatçı’nın bugüne gelmesini sağlayan okurlar oldu. Onların Olive ve Caleb’ın hikayesi için taşıdıkları sevgi, benim hayatımı değiştirdi.


Kitabının ve tabii ki senin başarın, hayatını nasıl değiştirdi?


Bir yıl önce market alışverişi yapmaya çabalıyordum, şimdi işim yazar olmak! Şimdi sevdiğim şeyi yapma özgürlüğüm var ve üstelik hayatımı bu şekilde kazanıyorum.



Bu çarpık bir aşk hikayesi ve insanın içine işleyen sahneleri var. Bu karakterler nasıl ortaya çıktı? Onları nasıl yaratıyorsun? Arkalarında gerçek birileri var mı?


Olivia, benim yirmili yaşların başındaki halim. Dürüst bir karakter yazmak istedim, benim karanlık tarafımdan gelen bir karakter. Düşündüğüm ve hissettiğim şeyler hakkındaki gerçekleri yazdım; derin karakterler yaratabilmek için, sanırım derin düşünür olmak gerekiyor, kendi hatalarını, alışkanlıklarını ve iç sesini kullanmak.


Caleb, Olivia ve Leah… Hangisinde en çok sen varsın?


Aslında, en çok Caleb, ben gibi. Ama ben fazlasıyla Olivia gibiydim, özellikle yirmibir, yirmiiki yaşlarımda


Peki madem karakterlerden bahsediyoruz, hangisini yazması senin için en kolaydı ve neden?


Caleb en kolayıydı. Dediğim gibi bana en fazla benzeyen o. Ortak çok yanımız var. En fazla onu seviyorum, hataları ve psikolojiyi seviyor. İnsanları inceliyor ve genellikle tahmin edebiliyor. Birçok hata yapıyor, ama doğruyu bulana kadar denemeye devam ediyor.


Romanında fazlasıyla duygusal bölümler var, yazarken özellikle zorlandığın, kelimelere dökemediğin bir sahne ya da bölüm oldu mu?


Son bölümü yazması oldukça zordu. Çok ağladım. Kalbimi kırdı.


Fırsatçı’nın aslen adının “Vivre” olduğunu söylemiştin, peki Fırsatçı nereden geldi?

Kitabın adı, araba kullanırken geldi aklıma; kitabım için yeni bir isim düşünüyordum ve Oliva’nın tam bir fırsatçı olduğunu düşündüm. Her üçü de öyleydi aslında. Ve böylece bu adı kullanmaya karar verdim.


Bu serideki diğer iki kitaptan da, birer cümleyle bahsedebilir misin bize?


Dirty Red, Caleb’in hayatındaki diğer kadının hikayesi ve tabii ki, onu hayatında tutmak için yaptığı kötü şeylerin. Thief’de pişmanlıklarla dolu, kırılmış bir adamın hikayesi.

KAYNAK

[@NiLNehRi]

Okumaya değer bir kitap teşekkürler.

[@Canan]

Kitaptan öyle güzel bahsedilmiş ki, okumak farz oldu. Tanıtımın için teşekkürler İnatçım