Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Kültür | Sanat | Edebiyat > Vitrindeki Kitaplar

Vitrindeki Kitaplar Kitap tanıtımları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 07.04.2013, 14:57   #1
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart En Çok Onlar Okundu

En Çok Onlar Okundu





İyi Uykular Sayın Seyirciler
Uğur Dündar





Dündar'ın, 'İşte Hayatım' adlı eserinin devamı niteliğinde olmasa da onu tamamlayan bir eser olarak tanımladığı 'İyi Uykular Sayın Seyirciler', uğradığı haksızlıklar ve yaşadıklarını kaleme alarak okurlarıyla paylaşıyor. Kitapta en ilgi çeken bölümler ise Dündar'a teklif edilen rüşvetler...







İsim Şehir Bitki
Yılmaz Özdil





Özdil, kısa, özlü, tatlı bir üslubun egemen olduğu sert vurguları ve yer yer alaycı, yer yer hüzün verici diliyle 19 Mayıs törenlerinin iptal edilmesinden ünlü dağcı ve AKUT kurucusu Nasuh Mahruki’nin vatan sevgisine, “Ak CHP” hükümetinin neler yapabileceğinden İmam Hatip’ler ve dindar gençlik tartışmalarına, 2020 Olimpiyatlar Türkiye’de düzenlense neler olabileceğinden “AncelinaColi”nin Suriyeli mültecilerin kampını ziyaretine kadar değişik konulara kıvrak bir üslupla el atıyor.

Özdil’den düşündüren, hüzünlendiren, güldüren, sinirlendiren, hayranlık uyandırıcı bir dil ustalığına sahip yeni bir eser…





Aylak Adam
Yusuf Atılgan




Her şeye "karşı" duran,"karşı" çıkan,"karşı" olan bir adam...Aylak Adam...Bir adı bile yok."C." diyor Yusuf Atılgan kısaca.

Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir





Harem
Zülfü Livaneli





17. Yüzyıl ‘Osmanlı Sarayı’nda cinsel gücü elinden alınmış bir haremağası, ölümü beklerken çıldıran bir şehzade, kardeş katli, iktidar mücadelesi, entrika, aşk, şiddet ve cinsellik...







Denizlerin Davası
Mustafa Balbay




Denizlerin boynuna geçirilen ilmik aslında hukukun gençlik özlemlerinin bağımsız Türkiye'nin boynuna geçirilmiştir.

O ilmik hala yerinde durmaktadır.

6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş Hüseyin İnan Yusuf Aslan'ın avukatı Halit Çelenk'in Mustafa Balbay'a anlattıklarını okuyunca bugünkü hukuksuzlukların köklerine de inmiş olacaksınız.

Mustafa Balbay'ın demir parmaklıkların arkasında Silivri hapishanesindeki tecrit koğuşunda hazırladığı bu kitap hukuk adına 40 yılda aldığımız yolu da göstermektedir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 07.04.2013, 15:04   #2
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: En Çok Onlar Okundu

Yabancı
Albert Camus






Yazar, 'en gizemli' kitabında, ölümün egemen olduğu bir varlığın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içerisinde anlatıyor.

Albert Camus'nün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş ve hala en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir varlıkın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi Meursault, bir simge kahraman değildir, adı olmayan bir Yabancıdır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camus'yle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.





Samizdat
Soner Yalçın






Usta gazetecinin, Silivri Cezaevi'nde kaleme aldığı kitabı, ülkede olan inatçı gerçekleri gözler önüne seriyor.

• Benim ülkemde; düşünce hayatın düşmanı, kötülüğün simgesi olarak görülür. Düşünsel değerlere tutkuyla bağlı, soru soran – arayan – kovalayan zihne sadece düşmanlık edilir. Düşünen insanın korunağı yoktur…

• Benim ülkemde; iktidar ve güç uğruna hiçbir şeyden çekinmeyen her zorba güç, yalnızca kendi isteğinin onaylanmasını, gururunun okşanmasını ister…

• Benim ülkemde; kafasıyla değil, ağzıyla konuşan yorumcular – açıklayıcılar, gerçekleri başka kalıplara sokarak özgürlüğü çürütmenin gönüllü aracılığını yaparlar…

• Benim ülkemde; bir gazeteci – yazar hapse atılarak yayınevine, gazetesine baskı yapılarak, sonsuza kadar sessizliğe – unutuşa mahkûm edilmeye çalışılır…

• Ama benim ülkemde; gerçekler de inatçıdır.

Mutlaka yazılır.

SAMİZDAT gibi…





Kürk Mantolu Madonna
Sabahattin Ali






"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "Kürk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum." Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.





Gözlerini Sımsıkı Kapat
John Verdon






Kitap gizemli bir olayın akıl almaz örgüsünü işlerken hikayenin beklenmedik bir anında ortaya çıkıveren bir kurnazlığa sahip.

SANA BİR SÜRPRİZİM VAR…
GÖZLERİNİ SIMSIKI KAPAT

New York’un en gözde dedektifiyken, basının kendisine yakıştırdığı isimden hep rahatsız olmuştu: Süper Dedektif. Bir bulmacayla karşılaştığında, mutlaka çözmek isterdi. Gurney’e göre her bulmacanın çözümü için mutlaka bir ipucu vardı.

Peki ya bu sefer yoksa?

Düğün günü öldürülen bir gelin… Ve olaya tanıklık eden yüzlerce davetli. Cinayeti kimin işlediği ortada, herkes kendinden emin ama ya hepsi zekice bir illüzyonla yanıltılıyorsa... Cinayet silahı dahil birçok detayda sürpriz akıl oyunlarını gördüğünde, Gurney tam bir psikopatla karşı karşıya olduğunu anlar.

Gurney şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemleri, soruları ve keskin bakış açısıyla soruşturmaya bambaşka bir boyut kazandıracaktır. Kim daha zeki; Gurney mi, yoksa müthiş bir illüzyondan ibaret katil mi? John Verdon’dan, akıl oyunlarının iç içe geçtiği, sıra dışı bir roman.

“Yine ilki kadar şaşkınlık verici bir olay ve yine dahice çözümler.” Publishers Weekly

“John Verdon gizemli bir olayın akıl almaz örgüsünü işlerken hikayenin en beklenmedik anında ortaya çıkıveren, şeytani bir kurnazlığa sahip. Yazarın büyük ilgi gören AKLINDAN BİR SAYI TUT kitabından sonra beklediğinize değecek.”






Aşka Veda
Can Dündar




“Nostaljik bir mazi güzellemesi yapmak istemem,” diyor Can Dündar, zindana dönüşen, koyu bir karanlık olan 70’lerdeki ilişkileri anlattığı yazısında: “Ama aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile, en dayanışmacı ve masum yanları saklıydı insanoğlunun...”

“Şimdi bakıyorum da, umursamaz kalabalıklarda metruk bir yalnızlık yaşıyor neslim...”

Aşka Veda, Can Dündar’ın aşka dair yazılarını bir araya getiriyor. Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi, yalnızlığı, ayrılığı ve terk edilme acısını; “kâh içten içe kabaran kâh gürül gürül çağlayan o deli nehri,” anlatıyor.

Siyasetten ve popüler kültürden kadın ve erkeklerin zaman içinde değişen yüzlerine bakıyor. “Söylenmemiş o iki sözcük yüzünden heba olup gitmiş” nesiller ile nihayet kavuşan ama mutsuz mu mutsuz olan günümüz gençliğini karşılaştırıp şiirini kaybeden zamane ilişkileri sorguluyor. Şehvet sevdadan soyunduğunda, Eros okunu kırdığında, piyasa duruma el koyduğunda aşkın nasıl can çekişmeye, körelip çirkinleşmeye başladığını sergiliyor.

Hazsız evliliklerden evliliksiz hazlara, sekssiz aşktan aşksız sekse; ateşten gömleği gönüllü giyenlerden, aşkını kariyerine feda edenlere geçişin izini sürüyor.

Aslında bir türlü veda edemediğimiz, her daim ihtimal dahilinde olan aşkı anlatıyor Can Dündar, Aşka Veda’da.
Ve olası bir sevda kuraklığı tehlikesine karşı, okurları uyarıyor..





__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 07.04.2013, 15:11   #3
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: En Çok Onlar Okundu

Şemspare
Elif Şafak




" Gönülden yazılmış her roman, her hikaye, her kelime bir Şemsparedir, Güneş parçası..."

"Kararır gökyüzü bazen;
kasvetli bulutlar kaplar semayı.
Hayatın ritmi durağanlaşır, sohbetler bildikleşir,
içimizde birikir yalnızlık hissi.
Nasıl özleriz güneşi o zaman,
griler içinde aradığımız
bir tutam renk demeti.
Peri tozu gibi, inceden.

Gönülden yazılmış her roman,
her hikâye, her kelime
bir şemsparedir…
Güneş parçası…

Düşer omuzlarımıza,
kar tanesi gibi usulca,
yağmur gibi yıkar ruhumuzu, arındırır tozdan kirden tekdüzeliklerden…






Sultanı Öldürmek
Ahmet Ümit






Kitap bir aşk için harcanmış ömrün hikayesini okurlarıyla paylaşıyor.

"Biri, sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi itham eden kişi bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?"

Ahmet Ümit'in romanı Sultanı Öldürmek bu satırlarla başlıyor. Yıllardır aynı kadını bekleyen bir tarihçinin hikâyesi bu. Şahane bir aşk için harcanmış bir ömrün hikâyesi... Serhazinlerin son temsilcisi Müştak Serhazin'in başından geçen dört günlük tuhaf bir serüven. Sapında Fatih Sultan Mehmed'in tuğrası bulunan mektup açacağıyla öldürülmüş bir tarih profesörü... Bir aşk cinayeti mi? Yoksa kökleri "Ulu Hakan"ın şüpheli ölümüne uzanan bir entrika mı? Osmanlı devletinin bir imparatorluğa dönüştüğü o zaferler ve ihanetlerle dolu günlere yapılan sıradışı bir yolculuk. Ve bu heyecan verici yolculuk boyunca kulaklardan eksik olmayan o kadim soru: Tarih, geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıkları mı?

"...Ve Sultan Mehmed Han. Mehmed Han oğlu Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed Han. İki karanın ve iki denizin hâkimi. Allah'ın yeryüzündeki gölgesi. Kostantiniyye'yi zapt eden padişah. Roma İmparatorluğu'nun doğal varisi, farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı ırklardan yepyeni bir millet yaratma aşkıyla yanıp tutuşan kudretli hükümdar. Uçsuz bucaksız ovalarda at koşturan ordular. Kılıç sesleri, savaş naraları, korku çığlıkları. Ardı ardına düşen şehirler, ardı ardına yıkılan devletler, ardı ardına el değiştiren kaleler. Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed'in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han'ın cansız bedeni..."

Ahmet Ümit, kusursuz bir kurguyla ele aldığı bu cinayet-aşk-tarih örgüsünde edebiyat okurlarının gözündeki ayrıcalıklı yerini bir kez daha sağlamlaştırıyor.






Aşka Yolculuk
Sinan Yağmur






Kitap Veysel Karani'yi anlatıyor.
“Bana, ‘Sen kimsin?’ diye sormayın. Ömrü azıcık kalmış bir HİÇ’im. Ben, hiçbir şeyim, hiçbir şeyim. Yürek vermediğiniz, ta içinize erişemez. İnsanlara baktım ki her biri kendisine bir sevgili edinmiş. Kimi kadın, kimi erkek. Bazısı nefis, bazısı da heva. Kimi mal, kimisi de şöhret. Herkes o sevgiliyle ölüm anına kadar beraber olabilmiş, bazısı da kabrin başına kadar beraber bulunabilmiş, toprağa verilince ona veda etmiş. Herkes sevgilisini karanlık bir kuytuya bırakıp geri dönüyor. Düşündüm. Kendime öyle bir sevgili bulayım ki, hayatımda ve vefatımda benimle beraber olsun. Ömrüm, özüm ve sözüm üç aşk üzerine örüldü: Allah aşkı, Peygamber aşkı ve Annem. Bana kendini üç kelimeyle anlat deseler; yetimlik, yalnızlık ve yolculuk derim... Babasız kalmanın acısını imanla doldurdum, yalnızlığımda Allah’a sığındım. Yolculuğumu Habibullah’ın aşkına adadım.”

Veysel Karâni, ellerini kuma, alnını hırkaya dayayarak secde vaziyetine devam ederken sırtına bir ok daha geldi. Derken bir ok daha... Bir ok daha... Saplanan oklardan neredeyse sırtı görünmez olmuştu...

Kana boyanmış dudaklarından son cümlesi düştü hırkanın üzerine: “Esselamü aleyke ya resulullah…”

Bir şehit! Ne de güzel bir şehit! Görüyor musunuz, ne kadar tatlı, ne kadar huzur içinde ölüyor? Doksan yedi yıllık ömür, Allah yolunda savaşırken, şahadetle son buldu... Âşık, maşuğuna kavuşmuştu artık!

Ey bütün zamanların çıldırtan gözyaşları! Şimdi sağanak sağanak dua. Hilâlin sureti düşüyor suya. Ey aşka hep yalınayak koşanlar. Bakın gökte yıldız yıldız akıyor Esma-ül Hüsna. Bir tek damla şahadet kanıyla tufandır yüreğimiz. Şimdi aşk. Şimdi şahadet vaktidir.

Derdin nedir? Derdim ‘Aşk’a Yolculuk’tur. Ya sizin derdiniz ne ki dudağınızda derman kelimesi hiç eksik olmuyor. Öyle bir derdiniz olsun ki bin dermana değişmeyesiniz.






Od
İskender Pala






13. yüzyılın her bakımdan kavruk ve yanıp yıkılan ortamına Yunus Emre’nin gelişi tarihi atmosfer içerisinde hakiki anlamına kavuşturuluyor. Yıkıntılar ve yangınlar içinden bir gönül ve bir insanlık anıtının inşa edilişi cümle cümle anlatıyor ve elbette kalbe dokuna dokuna yol alıyor. Romanın her sayfasında Yunus’un hamlıktan saflığa geçişi okunuyor.

Biliyorum,
“Biz bu ilden gider olduk, kalanlara selam olsun,” demişti…
Yine Biliyorum,
“Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun.” Demişti…
Ve Sevgili’ye gittiği o geceden sonra adının dilden dile,
Aşkının gönülden gönüle dolaştığını da biliyorum…
Şimdilerde ona kimisi Âşık Yunus, Miskin Yunus…
Derviş Yunus…Varsın onu da desinler.
Ve Türk yurtlarında, onu en çok “Bizim Yunus” diye çağırırlar.
Biliyorum…

Ten fânidir, can ölmez
Çün, gitti geri gelmez
Ölür ise ten ölür
Canlar ölesi değil





Aşkın Gözyaşları Kimya Hatun
Sinan Yağmur




Bu kitapta okur, Şems'in aşkına tanık olacak.

“Şems! Ey seyyarelerin en tekinsizi! Çarpacak bir beni mi buldun? İyi ki beni buldun. Hoş âmedî! Hoş âmedî! Seni arıyordum Şems! Ama dağıla dağıla. Seni bekliyordum Şems! Ama savrula savrula…

Allah'ım beni Şems ile yarala! Öyle yarala ki akan gözyaşlarım cehennemi söndürsün. Ağlamaktan kör olup görmesem de cennetini. Sen varsın ya! Şems, Kimya'nın yüzüne doğru eğilirken, pencereden bir ışık huzmesi süzüldü odaya. Oda göz kamaştıracak bir şekilde ışıkla dolmuştu. Bir gül kokusu yayıldı odanın her yanına. Kimya başını pencereye doğru çevirdi. Hemen ayaklarını dizlerine, dizini ise karnına doğru çekti. Tıpkı bir bebeğin anne karnında durması gibi. Kimya yatağın içinde doğrulmaya çalıştı. Tebessüm etti. Dudağından; “Efendimiz... Efendimiz...” Başı yastığın sağ ucuna düştü.”

Herkes kendi yüreğinin diline uygun kitaplar okur. Bu kitapta okuyucu, içinin içtenlikle dolu sesini duyacaktır. Her bir bakışı ömrünün Şems'ini arayan, her bir adımı özünün aşk kapısını aralayan, Kimya'nın sessiz ağıtına aşkın gözyaşları ile katılan, o saf yüreklerini okuyacaklar.








__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 07.04.2013, 15:16   #4
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: En Çok Onlar Okundu

Küçük Mucizeler Dükkanı
Debbie Macomber





Kitapları bütün dünyada 140 milyondan fazla satan ve birçok dile çevrilen Debbie Macomber, yürek ısıtan romanı.
"Artık o eski tasasız kız değilim. Yaşadığım her günün değerini biliyorum. Çünkü hayatın ne kadar değerli olduğunu öğrendim... Hiçbir şeyi, özellikle de hayatı hafife almaz oldum. Artık hiçbir günümü boşa geçirmiyorum. Çektiğim acıların karşılıklarının olduğunu öğrendim...

" Hayatın içinden dört güçlü kadın...

Küçük mucizeler, büyük umutlar Ve dostluğun iyileştirici gücüne dair sımsıcak bir hikâye...

Bu kitapta mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız!





İskender
Elif Şafak






Aşkı arayan herkesin önce kendini sorgulaması gerektiğini ifade eden yazar, çözülecek bilmecenin insanın içinde olduğunu ifade ediyor.

Aşkı aramadan evvel, düşün bir, ya benden nasıl bir âşık olur?
İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır.

Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir cenk gibi yaşarsın.
Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur.
Şu hayatta insan en çok sevdiklerini acıtır.
En derin yaralar ailede açılır, kabuk tutsa bile kanar hikâye, içten içe...

Attığımız her adım, yaptığımız her işte kendimizi yansıtırız.
Budur çözülmesi gereken bilmece.





Karatay Diyeti
Canan Karatay






Bu kitap, klasik bir diyet kitabı değil. Kibrit kutusu, iki yemek kaşığı gibi anlamsız ölçülerle insanı strese sokmuyor. Karatay Diyeti bir yaşam biçimi. Yıllardır pazarlanan beslenme balonlarını patlatıyor, doğru beslenmenin ne demek olduğunu anlatıyor.

Beslenme ile hücresel/hormonal fonksiyon bozuklukları arasındaki yakın ilişkiye odaklanan Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, kilo vermenin ABC’sini öğretiyor, hiç zorlanmadan zayıflamanın ve zayıf kalmanın sırrını açıklıyor.

Hepimizi yıllardır içinden çıkılamayan kısır döngüden, yani kilo verip geri alma korkusundan da kurtarıyor! Üstelik sürprizleri var. Onun siteminde kalori hesabı ya da diyet ürünlerin peşinden koşmak yok! Et, balık, süt, peynir, yoğurt, yumurta, tereyağı, bakliyat, turşu, sebze, meyve ve kuruyemişler serbest…

Kilo vermek ve verdiğiniz kiloda kalmak istiyorsanız; kilo verirken halsizlik, bitkinlik, isteksizlik ve yorgunluk hissetmeden, mutlu ve enerjik bir şekilde yaşamayı arzuluyorsanız; unutkanlık şikayetlerinden kurtulmayı, düşüncelerinizin berraklaşmasını ve yaptığınız işe kolaylıkla konsantre olmayı hedefliyorsanız bu kitap tam size göre…





Dukan Diyeti
Dr. Pierre Dukan






Bu kitapta herkes kendi durumuna uyan çözümler bulacak!

Yalnızca forma girmek için birkaç kilo vermeyi isteyen genç kadınlardan, ciddi obezite vakalarına, menopoz ya da ergenlik sorunları nedeniyle kilo alanlara kadar herkese sesleniyoruz: Bu kitap sizin için yazıldı!

Bu pratik zayıflama kılavuzu, içerdiği değerli somut önerilerin yanında, kulağınıza küpe etmeniz gereken özet bilgiler ve zayıflama sürecini keyifli hale getirecek yemek tarifleri ile menüler sunduğundan, kilo fazlası olanların yüzlerini güldürecek en sevdikleri dostları olmaya aday!








__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 07.04.2013, 16:04   #5
Çevrimdışı
aakinaksoy
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: En Çok Onlar Okundu

Özenle oluşturulmuş bir liste.
Paylaşımınız için çok çok teşekkür ederim.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz aakinaksoy'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 27.06.2013, 23:14   #6
Çevrimdışı
Inatci
» İsyankar Zır Deli «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: En Çok Onlar Okundu

İsteyen ön yargı desin Elif şafak'ın hiç bir kitabını okumam. Gitsin o çok sevdiği Ermeni kardeşlerine okutsun yazdıklarını.
Teşekkürler bu güzel derleme için.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Inatci'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.06.2013, 00:32   #7
Çevrimdışı
Persephone
Seni Seviyorum

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: En Çok Onlar Okundu

İskender'i merak ettim
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Persephone'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.06.2013, 22:06   #8
Çevrimdışı
Sükut
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: En Çok Onlar Okundu

Çok güzeller ama ben o kadar kitabın içinden 2 tanecik okumuşum. Teşekkürler konu için.
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Sükut'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.09.2013, 23:04   #9
Çevrimdışı
Işıl
« viva la vida »
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: En Çok Onlar Okundu

Aynen ben de 2 tanesini okumuşum sadece. İçlerinde merak ettiklerim var, fırsatım olursa okuyacağım.
__________________
"Bir düşün içinde bir düş mü ?
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz .."
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Işıl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 18.09.2013, 00:06   #10
Çevrimdışı
Sevda
Dönersen Islık Çal..

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: En Çok Onlar Okundu

Sadece 3 tanesini okumuşum. Listede merak ettiklerim de var, okumam dediklerimde.

Teşekkürler Başakça.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Sevda'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
ahmet ümit, aşka veda, aşka yolculuk, aşkın gözyaşları, can dündar, canan karatay, debbie macomber, dr. pierre dukan, dukan diyeti, elif şafak, gözlerini sımsıkı kapat, iskender, iskender pala, john verdon, karatay diyeti, kimya hatun, küçük mucizeler dükkanı, kürk mantolu madonna, mustafa balbay, sabahattin ali, samizdat, sinan yağmur, soner yalçın, sultanı öldürmek, şemspare


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:53.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.