Monet, Botticelli, Bosch, Van Gogh, Dürer, Schinkel, Vermeer ve Dali, sanat okulundayken Kush'un tarzlarından etkilendiği sanatçılardan bazılarıdır. Cézanne stili çizimle uğraştı; sıkıldıktan sonra sürreal çizimlere yöneldi ve ilk sürreal resmini 14 yaşındayken çizdi.

Empresyonizmin farklı stillerini denedi. 1980'lerde Salvador Dali'nin çalışmalarının olduğu bir kitap gördü, fakat beğenmedi; çünkü stilinde bir kalıp yoktu. (Bir bilim adamı olan)Babasından oldukça etkilendi; o, gerçekçi çizimler yapmanın sanatçının asıl yeteneği ve çizimi olduğuna inanırdı ve ona göre izleyiciler imkansız resimleri bile metaforlar içinde görünce kabul eder ve farklı bakış açılarını keşfederlerdi.

1987 yılında resimlerini Sanatçılar Derneği'nde sergilemeye ve satmaya başladı. Yine bu zamanlarda Birleşik Devletler Elçiliği tarafından personellerinin birer portresini resmetmesi için davet edildi. Fakat, KGB'nin kendisinin ordudayken okuduğu kitaplardan dolayı Amerikalılarla ilişkilerinden şüphelenmesi üzerine işini yarıda bıraktı. 1990'da çalışmalarını iki Rus sanatçısıyla beraber Almanya'da sergiledi. Oradan başka bir sergi için Los Angeles'a gitti ve orada kaldı.

1991'de bir hayalini gerçekleştirmek istedi. Bir süre için, çalışmalarını yapmak üzere küçük bir ev garajı kiraladı, fakat onları sergileyecek bir yer bulamadı. Parasını, Santa Monica iskelesi'nde insanların resimlerini çizerek kazandı. Biriktirdiği parasıyla Hawaii'ye giden bir bilet aldı ve uçuş gününe kadar Santa Monica'nın sahilinde uyudu.

Sanatı ilk olarak Asya kıtasında fark edildi, sonra Amerika'ya yayıldı. 2001'de ilk galerisi "Kush Fine Art(Kush iyi Sanat)"ı Hawaii, Lahaina'da açtı. Ayrıca şuan California Laguna Beach'te, New York'ta ve Las Vegas'ta yine "Kush Fine Art" adlı galerileri bulunmakta.