Friedrich Gauermann, 10 Eylül 1807 de Avusturya - Gutenstein yakınındaki Miesenbach'da manzara Ressamı Jakob Gauermann'ın (1773-1843) oğlu olarak dünyaya geldi. Jakob Guermann, iki oğlunun da resme olan yeteneklerini erken yaşlarında fark etti. Küçük oğlu Carl, henüz 24 yaşında ölünce, bütün çabasını Friedrich üzerinde yoğunlaştırarak, onun iyi bir ressam olmasını sağladı. ilk eğitimini babasından alan Gauermann, 1822-1827 de Viyana Resim akademisinde okudu.

Mesleği ile ilgili, inceleme ve araştırma yapmak için, (1824 - 1831) Salzkammergut, 1827 de Dresden, (1829 - 1834) ve 1840'da Münih, 1838 ve 1843 de Venedik olmak üzere, bir çok iş seyehatları yaptı. 1836 yılında Viyana Sanat Akademisine üye oldu. 1838 de Elisabeth Kurtz ile tanışıp onunla hayatını birleştirdi. 1830 da, açtığı büyük bir sergisi çok başarılı geçerek, onu zirveye ulaştırdı. Bu tarihlerden itibaren resimlerinin konusu, dağlık ve ormanlık alanlar ile yaban hayvanları oldu. 1840 tarihine kadar, çevredeki soylu kişilerin çok resim siparişlerini aldı ve zengin oldu.

1848'e kadar Viana'daki eski köklü sanatkarlar kadar ünlü bir ressam idi. Bu tarihten sonraki yıllarda, insanların resim zevki değiştiği için, yaptığı resimlere alıcı bulamadığından, başarısı azalıp hayatında önemli bir duraklama oldu. Bu durumdan sonra, her şeyden elini eteğini çekerek, eşi ile birlikte Miesenbach'da kendi hallerinde sakin bir hayat sürdürmeye başladılar.

7 Temmuz 1862 de Viyana'da hayata veda edince, elinde kalan bütün tabloları ve eşyaları, açık artıma ile satılarak elde edilen gelir, karısına verildi. Paranın değerini bilmeyen karısı, elindeki parayı kısa zamanda bitirip, küçük bir evde fakir hayatı yaşamaya mecbur kaldı.

Friedrich Gauermann'ın mezarı, doğduğu şehir olan, Scheuchenstein'dadır.

__________________

Manzara ressamı olarak oldukça başarılı imiş. Üstad tuvalde fırçasını doğanın renkleri ile konuştururken ortaya çıkan esere, bakan gözlerin manzaraya dalıp çeşitli düşüncelere ve hayallere dalmaması imkansız gibi.

"Öğle Dinlenme zamanı" isimli eserindeki dinlenen hayvanlar ve çoban çocuğun köpeği ile oynaşması insanın içinde o anın bir parçası olma isteği uyandırırken, "Yaşlı Ağaç" isimli eserinde insanların şaşalı veya basit yaşamlarının kaçınılmaz sonu yanlızlık olduğunu vurgulamak istemiş.


Teşekkürler Canancığım.

__________________

"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

Eşinin parayı değerlendirememesi çok kötü. Eşinin sanatına pek saygılı davranmamış anlaşılan.

Manzara resimleri dolasıyla manzara ressamları benim için daha önemli kategoride yer alıyor.


Teşekkürler Canan.

__________________

Manzara temalı eserlerinin hepsini çok beğendim. Bazı eserleri insanın içini ısıtıyor. Oldukça başarılı bir ressammış.

Teşekkürler Canancığım.

Resimler her canlının yaşam savasını mücadelesini anlatıyor...

Konuyu incelerken her resimde sanki kendimi buldum...

Çok etkilendim...

Bu guzel paylaşımın için teşekkürler Canan'cığım...

__________________

Resimlerin hepsi güzel ama "Manastır Çeşmesi" ayrı bir güzel..

* * *

İnsanların resimlerine daha sonra ilgi göstermemesi ne garip.. Demek bir furya gelip geçmiş. Neyse ki yaşarken zengin olabilen ender ressamlardan olmayı başarmış..

* * *

Ellerine sağlık, teşekkürler Canan..

__________________

Doğa temalı resimlerin hissettirdikleri bir başka oluyor. Yine çok güzel çalışmalar.

Teşekkürler Canancığım.

Doğa temalı resimleri çok seviyorum... İnsanın içini açıyor...

Emeğine sağlık.. Teşekkürler Canan

__________________