Meryl Streep

22 Haziran 1949 doğumlu, sinemanın en büyük aktrislerinden biri Meryl Streep, Iron Lady (Demir Leydi) filmiyle kariyerindeki ikinci En İyi Kadın Oyuncu, toplamda üçüncü Oscar ödülünü kazandı bu yıl…

Film çalışmaları olmadığı zamanlar, 1978’de evlendiği heykeltıraş eşi Don Gummer ve dört çocuğu ile ilgilenen bir eş ve anne, sinema tarihinde 17 kez Oscar ödülüne aday gösterilerek kırılması güç bir rekora imza atan bir aktris, 63 yaşına rağmen üçüncü Oscarını kucaklamak için kürsüye doğru giden merdivenleri koşar adımlarla çıkan dinamizme sahip müthiş bir enerji ve kürsüde yaptığı konuşmada kendi kendisiyle dalga geçebilen ve salonu kahkahaya boğan inanılmaz bir zarafet…

Birbirlerine yakın tarihlerde Kramer vs.Kramer (Kramer Kramer’a Karşı) ve Sophie’s Choise (Sophie’nin Seçimi) filmleriyle aldığı ilk iki Oscar’ı (biri En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu) ile dramatik rollerdeki başarısını kanıtladı. Daha sonra sırasıyla pek çoğu ile Oscar adaylığı aldığı Silkwood, Falling in Love, Plenty(Bolluk), Out of Africa, Ironweed ve Evil Angels gibi dramatik filmler geldi;ta ki 1989’a kadar. Susan Seidelman’ın aynı isimli romanından uyarlanan ve öncesinde düşük bir bütçe ile dramatik ağırlıklı dizi film uyarlaması bulunan She-Devil(Dişi Şeytan) filmi, Streep’in o dönemin popüler komedi yıldızlarından Roseanne Barr ile karşılıklı oynamasına rağmen komedi yeteneğini sergilemesine olanak tanıdı.

1990’da yine Oscar’a aday gösterildiği Postcards from the Edge(Yaşamın Kıyısından Kartpostallar) filminin çekimlerinde Madonna’dan daha iyi şarkı söyleyebileceğini iddia etmişti; filmin finalinde mikrofonu eline aldı ve söyledi. Daha iyi mi söyledi! Tartışılır ama daha önce şarkı söylemeyi denememiş bir aktrise göre hiç de fena değildi. Sonrasında yine komedi yeteneğini konuşturduğu ve bir komedi yıldızı olan Goldie Hawn ile başrolü paylaştığı, görüntü efektleri ile Oscar kazanan görsellik şaheseri Death Becomes Her(Ölüm Kadına Yakışır) geldi 1992’de.

1994’de rafting yapan bir anneyi canlandırdığı ve fiziksel olarak kendini epey zorlayan The River Wild(Vahşi Nehir) filmiyle gerilim türünü de denedi oyuncu. The House of the Spirits, Marwin’s Room ve One True Thing filmleriyle dramdan bir türlü vazgeçmediğini de gösteriyordu. 2002’de bir lezbiyeni oynadığı Nicole Kidman’a Oscar kazandıran The Hours (Saatler) sonrasındaki oynadığı rollerin birbirine benzerliği konusunda hayli eleştiriler aldı ancak Doubt (Şüphe), moda konusunda müthiş bir özgüven ikonasını canlandırdığı Devil’s Wear Prada (Şeytan Marka Giyer) ve seyirciyi gülmekten kırıp geçirdiği It’s Complicated(İlişiki Durumu:Karmaşık) ile bu lafları ağızlara tıkadı.

Mama Mia ile müzikali denedi; kimilerince beğenildi, kimilerince eleştirilere maruz kaldı. Yapılan usta makyajla bir zamanlar İngiltere siyasetine damgasını vurmuş Margaret Thatcher’i canlandırarak kariyerindeki üçüncü Oscarını alan aktrisin biri post-prodüksyon biri de pre-prodüksyon aşamasında olan Hope Springs ve August: Osage County isimli iki film çalışması bulunuyor…

Görünüşe göre Meryl Streep’in bu işin ucunu bırakmaya hiç niyeti yok; biz seyircilerin de buna itirazı yok açıkçası….

Meryl Streep...
Benim gözümde yeri doldurulamayacak, filimlerini severek ve bıkmadan tekrar tekrar izlediğim ender sanatçılardan biridir.

1985 yapımı ve 1987'de ülkemizde gösterime giren otobiyografik "Benim Afrikam" filmideki oyunculuğu ile müthiş bir perfonmas sergilemiştir. Üstlenmiş olduğu rollerdeki karakterleri adeta yaşıyormuş gibi seyirciyi büyülüyor diyebilirim.


Konu için teşekkürler Jazz.


Ellerine sağlık, teşekkürler Sayler. Düzenleme ile konu görsel bir şölene dönüşürken DVD'ye bir Meryl Streep filmi tak diyor gibi.







DVD arşivimi kurcalamaya gidiyorum.

"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

Hollywood'un unutulmayacak usta oyuncularından biri..

İster müzikal oynasın ister komedi her zaman farkını kalitesini koruyor..

"Iron Lady" yi halen izleyemedim kendime kızıyorum.

Teşekkürler Jazz teşekkürler Sayler..