15.05.2015, 09:06
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Tarihi Gerçekler | Yılmaz Özdil
O kutlu günün arefesindeydik, İstanbul fethedilmek üzereydi. Tek engel, Haliç’ti. Fatih Sultan Mehmet “tiz çare buluna” diyordu ama, Haliç’i geçmek hiç kolay değildi. Çandarlı Halil, Zağanos Paşa, Molla Gürani kafa patlatıyor, çözüm bulamıyordu. Fatih öfkelendi, surları bi türlü yıkamayan Macar top ustası Urban’ın yakasına yapıştı, “nerde bu MHP’liler?” diye sordu. Maalesef ortada yoktular. Kendi milletlerinin zaferi için savaşmak yerine, İmparator Konstantin’e sığındıkları konuşuluyordu. İşte tam o sırada Akşemsettin huzura çıktı, yanında Bıcırköylü Kizir Ahmet vardı. Akşemsettin bu delikanlıyı rüyasında görmüş, müjde olarak yorumlamış, kolundan tutup getirmişti. “De bakayım” dediler… “Kimse bizim sabrımızı test etmeye kalkmasın, gemileri karadan yürüterek Haliç’e indiririz” dedi. Fatih dayanamadı, “peh peh peh” dedi. Bizans düştü.
*
Not: Yazının devamını okumak için, aşağıdaki linki tıklayınız.
- - - - Sözcü - - - - -
|
|
|