Selahattin Demirtaş’ın Tiyatrosu…


Hakan Şükür kafasına ampul şapkası takıp, asrın liderimizle birlikte miting kürsülerine çıkıyordu, yetmez ama evet kampanyasını bizzat başlatmıştı, “ülkemizin, demokrasimizin geleceği için evet” diyordu.

Şu anda terörist olarak aranıyor, yurtdışına kaçmak zorunda kaldı, malına mülküne el koydular, ABD'de uber şoförlüğü yapıyor.

★

Nazlı Ilıcak, Akp'nin bir numaralı destekçisiydi, “tahakküm edici havadan kurtulmak için Ak parti'yi destekliyorum” diyordu.

Üç buçuk sene hapis yatırdılar.

★

Ahmet Altan, Tayyip Erdoğan hayranıydı, “zalim bir sistemin temeline şahmerdan gibi vurup, o temeli kıracak” diyordu.

“Doğal bir nezaketi, zarif bir saygısı var” diyordu.

“Bir şeyler değişiyor, ümitliyim, yazarları linç ettiren, hapislere attıran başbakanlardan, yazarlara saygı gösteren başbakana gelmek az şey değil” diyordu.

Şu anda hapiste.

★

Mehmet Altan, Akp sevdalısıydı, “Türkiye, Ak Parti eliyle muazzam bir dönüşüm yaşadı, Ak Parti, Kemalist cumhuriyeti demokratik hale getirdi, Türkiye süratle demokratikleşiyor, Kemalist anlayış bunu anlamak istemiyor, Ak Parti'nin ayağını çelmeliyor, ben körü körüne Ak Parti'yi savunmadım, Türkiye'yi dönüştürecek iradeye destek verdim, elbette statükonun yanında yeralacak değilim” diyordu.

İki sene yatırdılar, zor çıktı.

★

Şahin Alpay “bin kere evet diyorum” diyordu, “bireysel özgürlükler artacak, vesayetten kurtulacağız, demokrasi normalleşecek” diyordu.

İçeri attılar, 20 ay yatırdılar.

★

Ali Bulaç “hayır diyenler aslında darbeye evet demiş olurlar” diyordu, “Ak Parti, Avrupa Birliği reformlarında bugüne kadar hiçbir hükümetin gösteremediği performansı gösterdi” diyordu.

İçeri attılar, iki sene yatırdılar.

★

Hasan Cemal, Akp iktidarını “Türkiye için tarihi bir fırsat” olarak görüyordu, “hukukun üstünlüğünü sağlayacak parti” olarak görüyordu. Asrın liderimizle abi-kardeş gibiydi, asrın liderimiz “Hasan abi” diye hitap ediyordu.

İşten attılar, herhangi bir gazetede çalışmasına izin vermiyorlar.

★

Taha Akyol, Akp şakşakçısıydı, “evrensel demokrasi kriterlerine sahip parti” olarak yorumluyordu.

Boş süt şişesi gibi kapının önüne koydular.

★

Mümtazer Türköne, Akp sayesinde “statükoyu tarihin çöp sepetine atacağız” diyordu, Akp'ye karşı çıkanlara “darbeci” diyordu.

Üç buçuk senedir içerde yatıyor, 10 buçuk sene hapis verdiler.

★

Baskın Oran, Akp'nin akiliydi, göğsünde “yetmez ama evet” yazılı tişörtle geziyordu, “Tayyip Erdoğan demokrasi kahramanı” diyordu.

Şu anda televizyona çıkması bile yasak, yargılanıyor.

★

Murat Belge, Akp'nin akiliydi, Akp'yi savunmak için Atatürkçülere küfrediyordu, “merkezinde Kemalizm'in yeraldığı cephe, sırf duyduğu nefret nedeniyle Ak Parti'ye karşı çıkıyor” diyordu.

Şimdi aynı Murat Belge, “doğrusu ben kendimi kandırılmış hissediyorum, elim kırılsaydı da oy vermeseydim diyecek halim yok ama, bizim desteklediğimiz adam uydurma bir Tayyip Erdoğanmış, aklımızı kullanmıyorduk, konu mankeniydik” diyor.

★

Cengiz Çandar kayıtsız şartsız Akp destekçisiydi, “Türkiye'nin önü açılıyor” diyordu, Akp'yi “özgürlük paketi” olarak yorumluyordu.

Yurtdışına kaçmak zorunda kaldı.

★

Orhan Pamuk “Ak Parti Türkiye'yi çok iyi yönetiyor” diyordu.

“Nobel verilen terörist” damgası yedi.

★

Aydın Engin, Akp'ye bayılıyordu, “evet dedim, duraksamadan evet dedim, ülke demokrasisine çok yararlı olduğuna kanaat getirdim, hiçbir kuvvet beni evet demekten alıkoyamazdı” diyordu.

78 yaşında 7.5 sene hapis cezası aldı.

★

Can Dündar, “Lider portresi: Tayyip Erdoğan” belgeseli yapmıştı.

Tayyip Erdoğan tarafından “casus” ilan edildi.

Yurtdışına kaçmak zorunda kaldı.

★

Adalet Ağaoğlu, Akp'ye açık çek veriyordu, “atılan ve atılacak her adıma evet diyorum” diyordu.

Şimdi “evet dediğim için çok pişmanım, enayilik etmişim, bunlara kandığım için hâlâ başımı duvarlara vuruyorum” diyor.

★

Sezen Aksu, Akp'ye karşı çıkanları “iki cihanda lekeli” ilan ediyordu, alkışlanarak manşet yapılıyordu.

Sonra, Akp'nin işine gelmeyen laflar söyleyince, yandaş medyada infaz edildi, “kart serçe” manşeti atıldı.

★

Selahattin Demirtaş, hukukun üstünlüğünü savunup “hayır” demesi gerekiyorken, Akp'nin ekmeğine yağ sürmeyi tercih ediyordu.

“Evet ya da hayır çerçevesine sıkışmayarak, Türkiye'de başka umut var demek için, sandığa gitmiyoruz, boykot ediyoruz” diyordu.

Bunun karşılığında yandaş ekranda bağlama çaldırılıyor, türkü söyletiliyor, ambalajlanıyor, parlatılıyordu.

Şu anda o bahsettiği umudu bizzat gördüğünü tahmin ediyorum!

Üç buçuk senedir hapiste.

★

Akp'nin akiliyken Dolmabahçe sarayındaki açılım kahvaltılarında Akp'nin içişleri bakanı tarafından sırtı sıvazlanan Kadir İnanır'ın…

Şimdi, Selahattin Demirtaş'ın tiyatrosuna gittiği için Akp'nin içişleri bakanı tarafından linç edilmesi de, budur.

★

İbrettir.

★

Akp'yi şakşaklayıp, hak ettiği karşılığı almayan görülmedi bugüne kadar!

__________________

Bir tarafda MHP, CHP, İP, bazı sol grupların olduğu cephe vardı, diğer tarafda ise AKP, BBP, Cemaat, liberaller ve bir kısım solcular vardı. Liberaller ve solcular "yetmez ama evet" diyerek evet oyu verdiler.

Selahattin Demirtaş, HDP ve PKK referandumda boykot kararı aldı.

Bu karar AKP'nin işine değil, hayır cephesinin işine geliyordu. Çünki PKK'nin boykotu, Güneydoğu illerinde sandıkların kaçırılması, halkın oy vermesinin zorla engellenmesi gibi uygulamalar içeriyordu.

Bu da hayır cephesi açısından avantajlıydı. Çünki Kürd halkı büyük çoğunlukla "evet" demeye eğilimliydi. Nitekim Güneydoğu illerinden çoğunlukla evet oyu çıktı.

Dolayısıyla Selahattin Demirtaş'ın, HDP'nin ve PKK'nin boykot kararı karşılığında ekranlara çıkarılıp bağlama çaldırılması söz konusu olamazdı. Nitekim Demirtaş o referandum döneminde değil, çok daha sonra Aydın Doğan'ın ekranlarına çıkarıldı. HDP'nin "Türkiye'lileşme" kararı alıp meclise barajı yıkarak girdiği, Demirtaş'ın Erdoğan'a "seni başkan yaptırmayacağız" dediği dönemde...

Yılmaz Özdil çok basit ve sığ yazıyor; bilerek karıştırıyor ve yalan yanlış şeyler yazıyor.

__________________
"Ne kadar az bilirseniz, o kadar şiddetle savunursunuz."

Bertrand Russell

Nerede yasadigini bile bilmiyorum ama, AKP PKK yardiminla Dogu Anadolunun Halkini Esir almaya calisip, Dükkan Sahiplerinin Dükkanlarini yakmakla, Cocuklarini kacirip, Tecavüz edip öldürmekle tehdit ederek, Halktan oy istemisti!.



Bu durum bu kadar acik olup, Dis Ülkelerde bilindigi halde, burada Özdil´i suclamak, kimin yararina acaba?.


Büyük Sehirlerin Para Kasasini kaybeden Hirsizlar, maasini ödemekte zorlukmu cekiyor?.

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.

Bir de şu ifadeye bakar mısınız: "Hukukun üstünlüğünü savunup 'hayır' demesi gerekiyorken..."

Özdil'in hukuk ve demokrasi anlayışına bakın... Halk, oyuna sunulan bir referandumda isteyen istediği oyu verir. Ama Özdil'e göre refrandumda "hayır" demeyenler hukukun üstünlüğünü savunmuyormuş...

Selahattin Demirtaş da "hukukun üstünlüğünü savunup" "hayır" demeliymiş... ama dememiş...

Bu arada Özdil, farkına varmadan Demirtaş'ı övmüş de oluyor. Demirtaş'ın ve HDP'nin hukukun üstünlüğünü savunacağını varsaymakla bunu yapıyor.

__________________
"Ne kadar az bilirseniz, o kadar şiddetle savunursunuz."

Bertrand Russell

Zaten sorun da evrensel kuralları olan hukuk biliminin alanına giren bir konunun halkın görüşüne sunulması çünkü anayasal ve rejimle ilgili konular referanduma götürülmez...
Bu büyük bir problem çünkü siz özel bir eğitim ve uzmanlık gerektiren bir konu hakkında halka danışırsanız böyle bir sonucun hukuka uymadığını birileri söylemek zorunda kalır ki öyledir de...
Dünyanın hiçbir yerinde rejimi değiştirelim mi diye halka sorulmaz bunun demokratik yapı ve devletin organları içerisinde kanalları vardır.

Siz eğer böyle bir referandumla ülkeyi bir kadro mu yönetsin yoksa tek bir adamın ağzından çıkan kanun mu olsun diye halka sorarsanız, evet tek adam karar versin diyenler hukuka açıkça aykırı karar vermiş olurlar bunun tartışılacak bir yönü yok.
Demokrasi; İmparatorluk, krallık ya da padişahlık gibi tek adam rejimlerinin ardından gelen, onların yaratmış olduğu sıkıntılarının bertaraf edildiği ve insanoğlunun yönetim şekli konusunda geldiği en son ve en gelişmiş aşamadır, bu gelişim sürecinde ulaşılan en son ve en gelişmiş yönetime bir halk referandumuyla son verip geçmişe dönerek hiçbir şey elde edilemez, bu hukuka aykırı olmakla birlikte eşyanın tabiatına da aykırıdır.

__________________

Yalnız burda sanırım sen ikinci referandumdan söz ediyorsun. Yani başkanlık sistemi referandumundan. Yılmaz Özdil'in sözünü ettiği ve benim de cevap verdiğim referandum ilk yapılan.

12 Eylül'ün yargılanmasına imkan sağlayan, HSYK'nin yapısını değiştiren vb düzenlemeler getiren referandum. Bunda rejim değişikliği yoktu.

Onun dışında haklısın. En temel evrensel değerler, insan hakları, temel hak ve özgürlüler referanduma bile sunulamaz, sunulmamalı. Demorkasi her şeyden önce azınlığın çoğunluk karşısındaki haklarının korunması anlayışına dayanır. Bunun ortadan kaldırılmasını referanduma sunabilir miyiz? Tabii ki hayır.

__________________
"Ne kadar az bilirseniz, o kadar şiddetle savunursunuz."

Bertrand Russell

Yine
''yazsan olmuyor, yazmasan olmaz'' durumu söz konusu,
Karşısında bilinçli muhalif bulmayınca, AKTROL, almış eline kalemi kimi yazılarında SÖZCÜ gazetesini sevmediğini yazarken, şimdi de Türkiyenin en önemli kalemlerinde Yılmaz Özdil'e dil uzatıyor, karalıyor... (Dolaylı olarak muhalefetin her türlü iddiasının yalan olduğunu söylüyor.) 2010 yılının Anayasa oylamasında PKK ve Demirtaş AKP aleyine ve CHP lehine boykot etmiş havası yaratarak,i CHP ilr HDP'yi birlikte göstermeye çalışıyor.


Çok saygı değer Atatürkçü ve AKP karşıtı site yönetimimiz ve üyelerimiz (dut yemiş bvülbül gibi) susuyor, izliyor.

O oylama da, EVET KAZANABİLMESİ İÇİN,
AKP açılımı başlatmış,
AKP tarafınfdan, Bölücü başı tek kişilik hücresinden, villa tipi odaya taşınmış,
canı sıkılmasın diye yanına nedimeleri (arkadaşları) verilmişti.
Oylama PKK ve HDP ''EVET'' oyu verecekleri halde, bunu açıkça söylememişler BOYKOT AYAKLARINA YATMIŞLARDIR.
Çünkü ''EVET'' oyu vereceklerini açıklarlarsa, batı illerindeki (MHP ve AKP) seçmenlerinden çoğu PKK ''EVET'' dediği için ''HAYIR'' diyecekler ve ''HAYIR'' oyları fazla çıkacaktı ve oylama geçmeyecekti.
AKP ve DEMİRTAŞ (Sahte) BOYKOT ilan edip, ''EVET'' oyu kullandırdı,
Batı illerindeki sazan milliyetçiler de, PKK ve HDP , ''BOYKOT EDİYORSA, bu iyi bir şey galiba diyerek ''EVET oyu kullandı ve böylece oylama geçti.

Kısacası DEMİRTAŞIN (Sahte) BOYKOT KARARI HİÇ BİR ZAMAN ''HAYIR'IN YARARINA DEĞİL, ''EVET'' in yararınaydı.
Bu durumu trolün kendisi de söylüyor, Güneydoğu'da ''EVET'' çıktığını.
Demek Demirtaş BOYKOT ilan etmiş ama HDP seçmeni uymamış ha
Perde gerisinden EVET pazarlığının yapıldığı ve BOYKOT kararının maske olduğu apaçık ortadadır. (Tabi anlayana)


Bu AKTROL, yine trollük peşinde,
Bu konuyu, yıllar önce ele almıştım

http://www.forumgercek.com/benim-bol...tml#post786449

SÖZCÜ DOĞRULARI YAZAN ENDER GAZETEDİR,
YILMAZ ÖZDİL (zaman zaman kendi SÖZCÜ gazetesini bile eleştirmekten çekinmeyen) doğruları yazmaktan çekinmeyen ender gazetecilerdendir.

Bu da, bir kelebek değil, TROLDÜR...
Sürekli SÖZCÜ gazetesini,
Muhalif yazarları ve muhalefeti karalayan, çamur atan bir trolün (Bence) Forum Gerçekte yeri yoktur, olmamalıdır.
(Belki de gerçekten benim forumda yerim yoktur, eksen kaymıştır, kimbilir)

__________________

Güzeeel... Yazmışsın ve olmuş. Yazmasaydın da olacaktı.

Gecenin bu saatinde kısa cevap yazayım. Yarın belki devam ederiz.

PKK'nin ilk referamdumdaki boykot tavrının hayır cephesi açısından daha iyi olduğunu bir CHP'liden bizzat duymuştum. O kişi bana "PKK hayır oyu verme kararı alsaydı Kürd seçmen sandığa gidip oyunu kullanacak ve muhtemelen evet yönünde oy verecekti" demişti.

İkincisi, madem HDP-PKK çevreleri oylarının rengini açıklayıp Türk seçmenin algısıyla oynuyor, o halde neden ikinci referandumda, yani başkanlık sistemi oylamasında oylarının rengini açıkça belirttiler ve "hayır" dediler?

AKP'ye yaranmak için mi? Ama o zaman Selahattin Demirtaş neden ısrarla Erdoğan'a "seni başkan yaptırmayacağız" deyip durdu?

Grüyorsun değil mi hasbelkader, yazmışsın, olmuş, ama pek zayıf olmuş.

__________________
"Ne kadar az bilirseniz, o kadar şiddetle savunursunuz."

Bertrand Russell

Benim şahsi kanaatim o referandumda HDP'nin boykot kararının Evet cephesine yaradığı yönünde.
Evet, HDP hayır deseydi Kürt seçmenin seçime katılıp evet oyu vermesi ihtimal dahilindedir ancak boykot kararı da AKP'nin halka empoze ettiği CHP HDP ile birlikte algısını da güçlendirmiş oldu, bu tavır bir yandan hayır cephesinden oy koparırken bir yandan da seçime katılım oranını düşürerek dolaylı olarak evet cephesine yaradı.
Ben halâ HDP'nin Millet ittifakının yararına bir tavır takınamayacağını düşünenlerdenim, millet ittifakının yararına görünebilir ama çok başka dinamiklerle aslında zararına sonuçlar üretiyor.
Kurnazca.

__________________

Alaturka ve slower zamanini hatirlarsindir!.


O zamanlari iki aktrolümüz varken, nasil paylasimlarda bulundugumu!.


Bunun Ak-Troll oldugunu coktan anlamis olsamda, anca konusturarak zihniyetini ortaya koydurarak, bir sey elde edebilecegimin kanisinda oldugum icin, hemen yasaklanmasina karsi cikmistim.


Öbür türlü, bu Ak-Troller mutationa ugrayip, aramizi daha fazla zehirlemeye firsat bulacaklardir!.


Insanin sadece iyi tarafini görmeye isteyenleri kolay aldatmis olacaklardir!.


Burasida, topluma acik olan bir forum olarak, kendi rengimizi koruma serbestliginle, aralarimizdaki farki baska pencerelerden göstererek, ortaya koymaliyiz!.


Böyleleri, bazi yerlerde paylasimlarda bulunup, bunun dogru oldugunu baska yerde göstererek kürek cekmekteler!.


Onun icin, bunu yanimiza cekemeyecegimizi bilmek gerek!.


Bu demek olmuyor´ki, her paylasiminida ortada birakip, meydani bos birakmak!.


Millete acik forum oldugumuz icin, boynumuzun borcu olan Yalanlarini burada desifre edip, Genis cevreye ulasimini saglamak!.


Anca o zaman, Depresyona ugramis Milletimiz,



Paylasimlarimizdan Umutlanip,



Sesini cikartip,



Bir seferdende birsey olur Moral düzenine gelir!.


Depresyona girmis bir Millet olarak,



Yanliz olmadigimizi,



El Ele verip,



Anca bunlara her cephede beraberligimizi gösterirsek, umudunu kaybetmislerde yanliz olmadiklarini anlayip, Umut Kapmaya basliyacaklar!.

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.