Polonezköy - Adampol (Beykoz – İstanbul)
Polonezköy İstanbul'un Beykoz ilçesinde yer alan ünlü bir Polak köyüdür. Karadeniz sahilinden 20 km; İstanbul'un Boğaziçi kıyılarından ise 15 km uzaklıktadır.
Polonezköy'ün eski adı Adampol'dur. Polonezköy 1830 Polonya Ayaklanması sırasında hükümet başkanı, daha sonra da Polonyalı sürgünlerin siyasî lideri olan Prens Adam Czartoryski tarafından 1842 yılında kuruldu. Köyün adı kurucusunun adı olan Adam’dan dolayı Adamköy (Lehçe: Adampol) olarak türetilmiştir. Köyün bulunduğu arazi, 1830'lu yıllarda Saint Benoit Fransız Lisesi'ni yönetmekte olan Lazarist rahipler tarafından çiftlik olarak düzenlenmişti.
O zamanlar Polonyalıların siyasi göçünün merkezi Paris’ti. Prens Adam Czartoryski’nin amacı ise, ikinci bir siyasi merkezini Osmanlı Devleti sınırları içinde kurmaktı. Bu amaçla Michal Czajkowski’yi temsilcisi sıfatıyla Osmanlı Devleti’ne gönderdi. İstanbul’a geldikten sonra 1850 yılında İslamiyet’i kabul ederek Mehmed Sadık Paşa adını alan Czajkowski, Osmanlı Devleti’nde faaliyet gösteren Lazaryen rahiplerden gelecekte Adampol’un kurulacağı ormanlık bir araziyi satın aldı. İlk başta ancak 12 kişinin oturduğu köye sonraki yıllarda en çok geliştiği dönemde 220 sakin yerleşti.
Yıllar geçtikçe Polonezkoy/Adampol gelişti, köyün nüfusu 1830 Polonya Ayaklanması ve 1853 Kırım Savaşına katılan askerlerin yanı sıra Sibirya sürgünü ve Çerkes esaretinden kaçan Polonyalılarla arttı. İlk Polonezkoy sakinleri çiftçilik, hayvancılık ve ormancılıkla meşguldü. Daha II. Dünya Savaşı öncesinden başlayarak ilk tatilciler Polonezköy’e gelmeye başladı.
1938 yılında Polonezkoy sakinleri T.C. vatandaşlığına kabul edildiler. 1968 yılında Polonezkoy sakinleri işledikleri topraklar üzerinde tapu hakkına sahip oldular. Öte yandan, Czartoryski ailesinin varisleri ise Polonezköylüler lehine iyelik haklarından vazgeçtiler. Ulaşım imkânları, coğrafî konumu ve güzel manzaraları sayesinde Polonezköy bir tarım köyünden tatil köyüne dönüşmüştür.
Polonezköy’de toprak köy sakinlerine ya da Polonezköy’e dinlenmeye gelen zengin ve meşhur şahıslara aittir. Polonezköy’un gelişmesi ve köydeki ekonomik şartların düzelmesiyle birlikte 1980’li yıllarda yurt dışına göç eden gençler Polonezköy’e geri dönmeye ve köyde pansiyon, lokanta ve çayevi işletmeye başladılar.
Polonezköy’e gelen ünlüler arasında Macar piyanist Franz Liszt (1847), Fransız yazar Gustave Flaubert (1850), Çek yazar Karel Droz (1904), T.C.’nin ilk Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk (1937), sonradan Jan 23 adıyla Papa olan Nuncio Piskopos Angelo Roncalli (bu ziyaret sırasında birkaç Adampollu çocuğa konfirmasyon sakramentini vermişti) ve T.C. Hükümeti temsilcileri ile birlikte Polonezköy’e gelen, Polonya’nın II. Dünya Savaşı sonrasındaki dış işleri bakanı Adam Rapacki (1961) de bulunuyor. Ayrıca, dünyaca tanınan soprano Leyla Gencer de burada doğmuştur.
Köyü 1985 yılında T.C. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 1994 yılında ise, Polonya Devlet Başkanı Lech Walesa ziyaret etti. Bir sonraki Polonya Devlet Başkanı Aleksander Kwasniewski ise ilki 1996 ve ikinci 2000 yılında olmak üzere iki defa Polonezköy'ü ziyaret etmiştir. Son ziyareti esnasında Aleksander Kwasniewski, Zofia Rizi Anı Evi'ni de gezmiştir. Bu ziyaretten iki sene sonra Polonezköy’un kuruluşunun 160. yıldönümü törenle kutlandı.
Türkiye-Polonya ilişkilerinin gelişmesi sayesinde Polonezköylüler bir taraftan sık sık Polonya’dan gelenleri misafir ederken, diğer taraftan da atalarının ülkesini ziyarete gitmektedirler.
Günümüzde Polonezköy’de yaklaşık olarak 413 kişi yaşamaktadır. Bunlar arasında 40 kişi düzgün Lehçe konuşmaktadır. Adampol-Polonezköy’de her yaz Polonezköy’ün Polonya ile olan bağlarını vurgulayan Polonezköy festivali düzenlenmektedir. Polonezköylüler, bu festivale katılan folklor gruplarını kendi maddi olanaklarını kullanarak davet etmektedirler.
İstanbul'un Avrupa yakasından yola çıkıp Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü geçtikten sonra, Kavacık sapağından, Kavacık mevkiini geçtikten 1 km. sonra sola dönüp daha sonra Acarlar sitesinden sağa dönerek Polonezköy'e tabelaları izleyerek ulaşılabilir.
İstanbul'un arka bahçesinde doğanın yeşilini korumayı başardığı, insanın özlediği huzuru bulduğu nadir yerlerden biridir Polonezköy. Köye gelmeden, etrafı çam ağaçları ve yeşilliklerle çevrili yollardan geçerken kendinizi bir anda İstanbul'un kalabalıklığı, gürültüsü ve curcunasından arınmış hissedersiniz. Köye hemen girişte sizi kilise ve katolik mezarlığı karşılar. Yüz metre kadar sonra köyün ufak meydanına geldiğinizde, burada kiralanmayı bekleyen atlarla karşılaşırsınız. Orman içi parkurunda yürüyüş, kros, koşu, bisiklet, tesislerin spor sahaları ve salonlarında aletli jimnastik yapabilir, yüzme havuzlarından yararlanabilirsiniz.
Milli parklar kapsamına alınan "Polonezköy Tabiat Koruma Alanı" Mayıs ve Haziran ayında en güzel mevsimini yaşıyor. Eğer "Ben sadece dinlenmek yeşilin ve doğanın tadını çıkartmak yani tembelliğin keyfini yaşamak istiyorum" diyorsanız, Polonezköy bir başka güzel oluyor.
Beykoz sırtlarındaki bu Polonyalılar köyü, geleneksel ve modern hayatı bir arada barındırıyor. Bugün birçok Polonyalı'nın yaşadığı köye gittiğinizde köyün iki asırdır anlatılan öyküsünü mutlaka dinleyin. Böylece Polonezköy'de üzerinde yürdüğünüz toprakların neden çingeneler tarafından "Büyülü Topraklar" diye adlandırıldığını öğrenebilirsiniz. Tabii, Polonezköy'e gitmişken eski ev sahipleri ile sohbet edip onların çaylarını içmeden, hele bir de yoğurt, peynir ve özel yağ ile yapılan kahvaltının tadına bakmadan dönmemelisiniz.
Polonezköy'ü İstanbul'dan ayıran en büyük özelliği ise havası. İklim buralarda daha bir ılıman, kent merkezinden sadece bir saat uzaklıkta olmasına rağmen güneş sanki Polonezköy'ü yakından kucaklıyor. Bahar çiçekleri ise şimdiden dallarda kucak açmış bir şekilde sizi karşılıyor.
Polonezköy'e gitmişken 1912 yılınde inşaatına başlanan kiliseyi mutlaka görün. Kilisenin projesini Polonya'da oturan mimar N. Slivvinski çizmiş. Kilise papaz eviyle birlikte 1914 yılında bitirilmiş. Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Ordusu, kiliseyi kararah olarak kullanmış. 1918 yılında ise Adampollular binayı yenilemiş. Kilisenin yanı sıra Atatürk'ün Polonezköy'ü ziyareti esnasında kaldığı evi de görmeniz mümkün.
Polonezköy'de her zevke göre yemek çeşidi bulmak mümkün. Leonardo da bu restaurantların en ünlülerinden biri. Köy meydanında hemen gözünüze çarpıyor zaten. Leonardo'da düğünlerden iş yemeklerine özellikle hafta sonları yüzlerce kişi ağırlanıyor. Ayrıca serinlemek isteyenler için havuz da var. Giriş hafta içi 20, hafta sonu 30 milyon.
Restoran, kır lokantaları ve piknik alanlarında et, piliç türü her tür yiyeceği bulmak mümkün. Eğer kahvaltıya gidecekseniz mutlaka özel imal edilen bal çeşitlerinden yemeniz tavsiye edilir. Ayrıca ziyaretçilerin daha çok olduğu hafta sonları kurulan tezgâhlarda köylülerden, yörede yetiştirilen bahçe ürünlerini de satın alabilirsiniz.
Polonezköy içerisinde pekçok pansiyon ve otel bulunuyor. Bir kısmını yerli halkın işlettiği bu pansiyon ve oteller çok şirin. Bundan başka Polonezköy'e çok yakın olan Şile ve Ağva'da da pekçok ufak, şirin otel var.
- Çevre Yöreler: Ağva, Şile
Polonezköy sakinlerinden Joseph Dohoda şu uyarıyı yapıyor. “Buraya gelmeye niyetlenenler, sakın hava raporuna bakıp da kanmasınlar, gelmeden önce buraya bir telefon açsınlar” diyor. Çünkü İstanbul'da yağmur yağdığında genelde Polonezköy'de yağmadığını söylüyor ve ekliyor, "Yazık oluyor o günlere, kimse çıkıp gelmiyor Polonezköy'e, boş bir gün geçiriyoruz, hava da çok güzel oluyor."
Piknik Park :0216 432 30 55
Polonezköy Country Club :0216 432 30 51
Leonardo Restaurant Havuz :0216 432 30 82
Adampol Otel :0216 432 31 54
Stella Pansiyon Et Mangal :0216 432 32 32
Polina Pansiyon Et Mangal : 0216 432 3153
Obora Pansiyon : 0216 432 30 47
Dohoda Pansiyon :0216 432 30 56
Hera Pansiyon : 0216 432 31 83
Gülayım Otel :0216 432 31 34
Polka Country Otel :0216 432 32 20
Polina :0216 432 31 53
Alinda Otel : 0216 432 30 99
|