Tekil Mesaj gösterimi
Eski 21.11.2010, 22:59   #2
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Osmanlı Bankası Müzesi | Bank-ı Osmanî-i Şahane

Arşivden Belgeler







Adnan Dosyası








Anadolu-Bağdat Demiryolları Şirketi'nde
Bir Dolandırıcılık Hikayesi 1926-1938


Bağdat Demiryolu tarihini ana hatlarıyla aktaran arşiv belgeleri arasında, olayların seyrini değiştiren büyük devletlerin aralarındaki güç ilişkilerine odaklanmışken, Adnan Dosyası, bizi XIX. yüzyılın bu gergin siyasi ortamından uzaklaştırarak, özel bir yaşamdan kesitler sunması açısından ilgi çekicidir.

Adnan, 1926 yılında, Anadolu-Bağdat Demiryolları Şirketi'nin muhasebe bölümüne memur olarak girer ve görevine henüz yeni başlamışken bir dolandırıcılık işine karışır. Dosyanın tamamı incelendiğinde, bu girişiminin gerekçesi hâlâ kesinleşmez. 16 Aralık 1926 tarihinde, şirket kimliğini ve elindeki vekaletnameyi takdim ederek, Osmanlı Bankası'ndan 520£'lik bir ödeme talep eder. Elindeki ödemeye ilişkin mektup, görünüşte Anadolu-Bağdat Demiryolu Şirketi'nin antetini ve yetkili üç memurunun (Vasfi Bey, Genel Müdür Yardımcısı; Mehmet Salih Bey, Muhasebe Müdürü ve Kemal Bey, Osmanlı Bankası Cari Hesaplar Şefi) imzasını taşımaktadır. Mektupta kullanılan uslup, ödeme talimatlarında kullanılana o denli benzemektedir ki Osmanlı Bankası memurları, bu imzaların taklit olabileceği ihtimalini dikkate almazlar. Böylece Adnan, adı geçen meblağı, şirketin mühendisi olduğunu iddia ettiği "Naim Bey'e borç" adı altında alır.






Adnan Olayını Soruşturan Osmanlı Bankası'na,
Anadolu-Bağdat Demiryolu Şirketi'nin
25.12.1926 Tarihli Cevabı


Söz konusu meblağı dolandırırken gösterdiği ustalık her iki kurumu da şaşırtır. Osmanlı Bankası, Borçlar Kanunu'nun bir maddesini ileri sürerek, istihdam ettiği memurların görevlerini yerine getirirken verebilecekleri zararları önleyici tedbirler aldığını kanıtlayamaması durumunda, işverenin sorumlu tutulması gerektiğini savunur. Anadolu-Bağdat Demiryolları Şirketi, bu görüşe karşı çıkar. Adnan'ın şirket ismini kullanarak yasa dışı bir eylemde bulunduğunu ve bu durumda zararı suçu işleyen kişinin tazmin etmekle yükümlü olduğunu iddia eder.


Osmanlı Bankası ile Demiryolu şirketi arasındaki müzakereler sürerken, Türk hükümetinin talebi üzerine, Ocak 1927'de Adnan, Bulgar polisi tarafından Sofya'da yakalanır. Yapılan inceleme sonucunda, Bulgaristan Konsolosluğu'ndan kendi adıyla geçiş vizesi alarak İstanbul'dan ayrıldığı ve Sofya'ya hareket ettiği öğrenilir. Bir süre adliyede çalışmış olması vize işlemlerini kolaylaştırmıştır. Tutuklandığı esnada, üzerinde bulunan 12£ Daire-i Emanet'e teslim edilir.






Adnan Olayını Soruşturan Osmanlı Bankası'na,
Anadolu-Bağdat Demiryolu Şirketi'nin
25.12.1926 Tarihli Cevabının Fransızca Tercümesi



Nisan 1928'de İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, Adnan'ı 18 ay hapis cezasına mahkum eder ve sahte bir belge karşılığında dolandırdığı meblağı da tazmin etmekle yükümlü tutar. Ağustos 1928'de Yargıtay, Ceza Mahkemesi'nin kararını şekil yetersizliği nedeniyle temyiz eder. Bunun üzerine, Ceza Mahkemesi davaya tekrar bakar ve kararını tasdik eder; ancak Adnan'ın göz hapsi süresini dikkate alarak hapis cezasını 13 aya düşürür. Böylece açılan soruşturma sonuçlandığından, Ekim 1928'de, Osmanlı Bankası, Adnan'ın dolandırdığı meblağı tahsil etmek üzere girişimlerde bulunur.

1930 yılında Osmanlı Bankası'nın başvurusu üzerine, İcra Dairesi, mal beyanında bulunması için Adnan'a bir tebligat gönderir. Bu durum karşısında, Adnan ilk tebligatın çekildiği evi terk eder. Yeni ikametgah adresi bilinmediğinden, mal beyanında bulunması emri borçluya iletilemez.







Adnan Dosyası'nı Takip Eden Avukat Refet Tamerler'in

25.2.1938 Tarihinde Osmanlı Bankası
Hukuk Müşavirliği'ne Gönderdiği Bilgilendirme Yazısı


Nisan 1930'da Osmanlı Bankası Daire-i Emanet'e bırakılan meblağı tahsil etmek üzere İstanbul Savcılığı'na başvurur. Ancak, Ceza Mahkemesi tarafından tasnif edilen Adnan Dosyası ve Daire-i Emanet'e teslim edilen meblağın tarihi bulunamadığından, Osmanlı Bankası'nın girişimi sonuçsuz kalır.


Mart 1930'da, T.C. Devlet Demiryolları ve Limanları Umumi İdaresi, Osmanlı Bankası ile yürüttüğü iyi ilişkileri dikkate alarak, Adnan'ın tutuklandığı sırada üzerinde bulunan 12£'i ödemeyi üstlenir. Bu arada, Maliye Bakanlığı'nın talimatı üzerine, II. İcra Dairesi bu meblağı Osmanlı Bankası'na ödeyeceğini açıklar. Bunun üzerine, Osmanlı Bankası, bu meblağı Ziraat Bankası'ndaki hesabına yatırarak T.C. Devlet Demiryolları ve Limanları Umumi İdaresi'ne iade eder.






Wagons-Lits Şirketi'nin Mehmed Adnan İle İlgili
18.1.1927 Tarihli İstihbaratı



Mart 1937'de, yeni bir polis soruşturması sayesinde, Adnan'ın izi sonunda bulunur. Yapılan araştırma sonucunda, Kozlu Kömür Ocakları'nda muhasebe sorumlusu olarak çalıştığı saptanır. Osmanlı Bankası, eski Anadolu-Bağdat Demiryolları İdaresi ve T.C. Devlet Demiryolları ve Limanları Umumi İdaresi arasında süren yazışmalar neticesinde, T.C. Devlet Demiryolları ve Limanları Umumi İdaresi Adnan'ın dolandırdığı meblağı ödemeyi üstlenir. Ancak görülecek davanın Osmanlı Bankası lehine sonuçlanması durumunda tahsil edilecek tutarın kendisine devredileceği şartını koşar.

Temmuz 1937'de, Osmanlı Bankası, Adnan davasıyla ilgili Yargıtay kararının bir kopyasını elde etmeyi başarır ve haciz işlemlerini başlatmak üzere girişimde bulunur.





T.C. Devlet Demiryolları ve Limanları
Umumi İdaresi'nin 12£'i Osmanlı Bankası'na
İadesinin Yazısı 21.2.1931


Ocak 1938'de, Adnan, İstanbul'a doğru yola çıkarak Zonguldak'tan ayrılır. Mart 1938'de İcra Dairesi'nin edindiği bilgilere göre, yeni bir dolandırıcılık suçundan tutuklu bulunduğu ortaya çıkar. İcra Dairesi, Adnan'a bir vasinin atanması için Sultanahmet Sulh Hukuk Hakimliği'ne başvurur. Tutuklu hakkında soruşturmanın sürdürülmesi, atamanın gerçekleşmesiyle mümkün olacaktır.



Yirminci Yüzyıl Başında
Osmanlı Bankası Selanik Şubesi





1864 yılında hizmete açılan Osmanlı Bankası Selanik Şubesi'nin binası 29 Nisan 1903 akşamı saat sekizde kenti sarsan bir patlamanın ardından yerle bir olur, binanın çevresindeki bir çok bina hasar görmüştür. Personelden zarar gören olmamıştır. Aynı binada şubenin üst katında oturan şube müdürü Mösyö Letayf ve ailesi patlamadan sağ salim kurtulabilmişlerdir.






Tanzimat'ın başlangıç yıllarından Yunan egemenliğine girdiği 1912'ye, özellikle, yenilikçi padişahların kentsel politikalarının etkilerinin görülmeye başladığı 1860 yıllarının sonlarında Selanik'in tarihinde, geleneksel Doğu kentinin yerini modern bir kente bırakması anlamında yeni bir dönem başlamıştır. Kent dokusundaki değişimlerle birlikte hayat, düşünme ve üretim biçimlerinde de derin değişimler olmaktadır. Aşama aşama sanayinin kurulmasıyla Selanik şehri 1870'lerde sanayi ve uluslararası ticaret alanında Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer iki önemli sanayi ve ticaret merkezi olan İstanbul ve İzmir'i geride bırakmaya başlamıştır. Coğrafi konumu, demiryolu bağlantıları, Güney Avrupa, Ortadoğu ve Rus limanlarıyla sıkı ilişkilerin sürdürülmesine olanak tanıyan işlek limanı sayesinde tüm Balkanlar'ın tarım ürünleri buradan pazarlanmakta, Batı'dan gelen sanayi ürünleri de Selanik yoluyla en ücra köşelere gönderilmektedir
.





Bombalama Olayını Bildiren Yazışma


Nüfusunu başta Museviler olmak üzere Ortodoks Rumlar, Müslüman Türkler, dönmeler, Sırplar, Bulgarlar, Ermeniler, Arnavutlar, Ulahlar, Frenkler oluşturmaktadır. On dokuzuncu yüzyılın sonunda şehirde dil, din ve politik çıkarların rekabet ettiği çok sayıda okul bulunmaktadır. Bu dönemde Balkanlar'da gelişen milliyetçilik hareketlerinin etkisiyle, farklı etnik kökenlerden gelenlerin bir arada yaşaması giderek daha güçleşmekte, Osmanlı Makedonyası'nda olduğu gibi Selanik sokaklarında şiddet hüküm sürmektedir. Özellikle, Bulgar çetelerinin oluşmasıyla başlayan terör olayları şehirde huzursuzluk yaratır.

1903 yılının Nisan ayında Bulgar komitacıların, Avrupa devletlerinin ilgisini çekerek Selanik'e müdahale etmelerini sağlamak amacıyla yaptıkları saldırılarda artış olur. Olayların gelişimiyle bu amaç gerçekleşmiş, Osmanlı yönetimi Makedonya için Batı'nın baskısı altında bazı reformları yapmak zorunda kalmıştır.

15 Nisan'da Selanik Limanı'na demirli Fransız gemisi Guadalquivir'e bomba konur. Yarım saat sonra demiryolları garında bir başka bomba patlar. 29 Nisan 1903 çarşamba akşamı şehrin ana havagazı ve su boruları havaya uçurulur, havagazıyla aydınlatılan tüm Selanik merkezi karanlıkta kalmış ve suları kesilmiştir.





Selanik'e Giden Genel Müfettiş Mösyö Cartali ve

Selanik Şubesi Eski Müdürü Mösyö Sadoch'tan
Paris Komitesine Gönderilen Yazışma


Osmanlı Bankası binasına yapılan saldırıya ilişkin 30 Nisan 1903 tarihli arşiv kayıtlarında üç arabayla gelen Bulgar isyancıların şubenin çevresini sardıkları, nöbetçileri öldürüp binaya girdikleri ve gazı kestikleri, ardından gaz musluklarını açıp bomba atmalarıyla yangın çıktığı bildirilmektedir. Suçlular yakalanmıştır. Binanın büyük kısmı yanmış, henüz yıkıntılara girilememiştir. Kasanın zarar görmemiş olduğu umulmaktadır. Kasa ve hazine dışında her şey kayıptır.


Olayın ardından bir gün arayla, 1 Mayıs cuma sabahı şube hizmetleri banka binasının bahçesinde sürdürülür. Saldırının gerçekleştirildiği günlerde Edirne, Üsküp ve Manastır şubelerinde de olası bir saldırıdan korunma amacıyla tüm önlemler alınmaktadır. Genel teftiş sonucu Selanik'te olayların yatıştığı ve güvenin günden güne arttığı bildirilir. Öncelikle, 30 Nisan günü hesaplarının yapılması ve şube için bir yer bulunması önem taşımaktadır.






İdare Meclisinin 16-22 Mayıs 1903 Tarihli
Haftalık Toplantı Raporunda Banka Tarafından
Personele Zarar Ödentisi Yapılması ve
Yardımda Bulunan Kişilerin Ödüllendirilmesi Konulu Tutanak


2 Mayıs tarihli telgrafta hesapların çıkarılması için gerekli kayıt ve belgelerin kurtarılmış olduğu bildirilir. Kasa ve mahzen bölümleri dışında bina tamamen tahrip olmuştur. Tek gün arayla, işlere hemen tekrar başlanması kamuoyunda son derece olumlu bir etki yaratmıştır. 9 Haziran'da, yazışmaların kopyaları ve yangından kurtarılabilenlerle 30 Nisan günü muhasebe işlemlerinin tuttuğu bildirilir.


Mayıs tarihli bir yazışmada saldırı daha ayrıntılı olarak anlatılmaktadır: Birkaç ay önce, planlanan saldırı uyarınca bankanın karşı sırasında bir bakkal dükkanı açan bir Bulgar, bir kaç kişinin daha yardımıyla gizlice yeraltından banka binasına bir tünel kazmaya girişir ve bankanın altına bomba yerleştirirler. Saldırı tek başına bir olay olarak değil, genel panik ve huzursuzluk yaratma amacıyla 30 Nisan günü sabah saat bire kadar kentin farklı noktalarında süren patlama ve çatışmaların bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Böylelikle, olay gecesi saat sekize doğru kenti karanlığa gömen patlama saldırganlar arasında bir sinyal olmalıdır. Önce banka binasına dışardan bir bomba atılmış daha sonra bakkal dükkanıyla bomba arasındaki elektrik kablosu kullanılarak korkunç patlama gerçekleştirilmiştir. Tüm çabalara rağmen yangın söndürülememiştir.





Paris Komitesinden Gelen
8 Mayıs 1903 Tarihli Yazışma


Vali, yetkili kişiler banka için uygun ve güvenli bir yer ararlarken, dönemin en zengin Selaniklisi Saul Modiano nazik ve kendiliğinden bir davranışla, kendisine ait büyük sitede bürolarının bir kısmını bankanın kullanımına sunar. Taşınma için gerekli işlemlerin ardından 4 Mayıs gününden itibaren şube işlemleri geçici olarak burada sürdürülecektir.

Şube müdürü Mösyö Letayf olay sırasında ve hemen sonrasında yardımda bulunan herkesin ödüllendirilmesini talep etmektedir.

Uğradıkları maddi kayıplar için şube personeli, koruma yapan askerler, yardımlarını esirgemeyen rahibeler, yangının söndürülmesinde çalışanlar ödüllendirilir. Mösyö Letayf da uğradığı zarar, olaylar sırasındaki soğukkanlı tutumu, bankanın işleyişini aksatmayacak şekilde, gerekli kararları süratle alarak olayın üstesinden gelmesi göz önüne alınarak ödüllendirilir.




Bank-ı Osmanî-i Şahane'nin Şubelerinin
Bulunduğu Şehirler Hakkında: Selanik


Ön cephesi hariç tamamen yıkılan Osmanlı Bankası binası Selanik'in başlıca mimarlarından İtalyan Vitaliano Poselli (1838-1918) tarafından yeniden yapılarak 20 Haziran 1904'te hizmete açılmıştır.





Osmanlı Bankası binası 1902-3 yıllarında banka binalarının neredeyse tümünün bulunduğu, iş kesimine dönüşmekte olan Frenk mahallesinde yer almaktadır. Şehrin ticaretle uğraşan kesiminin yaptırdığı tipte, yenilikçi rolleri simgeleyen, metal iskeletli, cepheleri eklektik üslup çeşitlemeleriyle süslü bir yapıdır. Banka 1938'e kadar faaliyetini bu binada sürdürmüştür. 1951'den 1978 depremine kadar Yunan Sosyal Sigorta Kuruluşu İKA tarafından kullanılan bina, 1978 depreminde zarar gördüğü için restore edilmiştir. Halen Selanik Konservatuarı olarak hizmet vermektedir.






__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.