Tekil Mesaj gösterimi
Eski 01.04.2012, 16:19   #1
Çevrimdışı
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Bavul Ticaretinin Merkezi: Laleli (İstanbul)

"Tamam Laleli'yi anlatacağım ama önce benim gözümden bir giriş yazmak istedim.

Sabah 8 sularında Aksaray'dan Beyazıt'a çıkmakta olan kalabalığa ben de karışırdım. Hele güzel bir hava ve yeni yükselmeye başlayan bir güneşte varsa, o günde bu yürüyüş çok daha zevkli olurdu.

Beyazıt'ta işleri olan insanlar, İstanbul Üniversitesi'nde okuyan gençler kaldırımları işgal etmişken, ortada ise araba trafiği yoğunlaşmış olurdu. Güneş'e doğru başlayan bu yürüyüş sağlı sollu dizilmiş dükkan ve mağazalar arasında, sol tarafınızda İstanbul Üniversitesi'nin bir fakültesinin bulunduğu bina eşliğinde sürüp giderdi.

O zamanlar henüz Rus ve Ukraynalılarla tanışmamış esnaf dükkanlarını yeni yeni açarken, yol üzerindeki börekçiler işlerinin en yoğun saatlerini yaşamakta olurdu...''
Banemin








Lâleli semti, merkez İstanbul'un en önemli caddelerinden olan Yeniçeriler Caddesi'nin her iki tarafında yeralan, geçmişi çok eskiye dayanan bir yerleşmedir. 18. yüzyıla kadar kentin daha çok kalburüstü tâbir edilen kesimi tarafından rağbet görmüştür. Merkezî konumu, şehrin diğer semtlerine göre nisbeten derli-toplu cadde ve sokaklarla bölünmüş semtin bina yapısı, Süleymaniye veya Aksaray'ın tersine kâgir ağırlıklı olarak şekillenmiş.







Semtin en önemli yapılarından Lâleli Camii ve Hârikzedegân Apartımanları (Hârik: Yangın => Yangınzedeler apartmanı), semtin Aksaray'a inen cephesinde yeralırlar. Semtin sınırları yukarıda Koska'da, aşağıda ise Aksaray-Atatürk Bulvarı çizgisinde sona erer.

20. yüzyılın başlarında ve hatta ortalarına kadar (1950'ler-60'lar) ağırlıklı olarak konut alanı olarak tercih edilen semtin binaları çoğunlukla 2-3 katlı kâgir yapılar olup, 60'lardan itibaren 5-6 katlı betonarme apartmanlara dönüşmeye başlamıştır. Bina tarzı daha çok, Moda, Kurtuluş, Fatih, Pangaltı, Fındıkzade ve Yeldeğirmeni'nde rastlanan eski binalarla benzerlikler gösterir (Giriş kapısının üzerine yerleştirilen dairesel taç pencere, binanın kütlesinde cephelerin dik bir form yerine, nisbeten kıvrımlı şekiller çizmesi, pencere önü dar balkonlar, basamaklı geniş sahanlıklar vs...).




1970'lerden itibaren cadde üzerindeki binalar yavaş yavaş işyerleri haline dönüşmeye başlamış, bu dönüşüm 80'lerden itibaren ivmesini artırarak, semtin iç kısımlarına da sirayet ederek, bölgenin tamamıyla bir iş alanına dönüşmesine yol açmıştır.




Süleymaniye’nin sınırlarından çıkıp Divanyolu’ndan sağa döndüğümüzde önümüze Laleli adında bir semt çıkar. Yakın zamanlara kadar masal gibi bir semtti burası. Bir yanda eski konaklar, bir yanda zarif külliyeler, hanlar, medreseler, camiler vardı; diğer yanda ulusal mimarinin önemli örneklerinden biri olan Teyyare Evleri ve erken Cumhuriyet mimarisinin seçkin numunelerinden olan apartmanlar. Kendi halinde yaşayıp giderdi bu semtin insanı. Ama Laleli’den çok çok uzaklarda Berlin adı verilen bir şehir, o şehrin ortasında da bir duvar vardı. O duvar bir gün ansızın yıkıldı. Bu duvarın yıkılışı dünyada en çok nereyi etkiledi diye bir araştırma yapılsa herhalde Laleli ilk sırada yer alırdı.


İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi




Duvarın yıkıldığı tarihten bugüne kadar geçen 17 yıl içinde Laleli altüst oldu. Çünkü duvardan kurtulanlar dalga dalga İstanbul’a gelmiş ve Laleli’yi kendilerine mesken edinmişti. Ticaret hareketlenmiş ve konaklama talebi artmıştı. Göz açıp kapayana kadar eski yapılar yıkılıp yerine Berlin Duvarı’nın üç, dört katı yüksekliğinde şekilsiz hanlar, biçimsiz oteller yapıldı. Bir müddet sonra bu otellerden birkaçı kuzeyden gelip İstanbul’da fuhuş sektöründe çalışan beyaz kadınları çalıştırmaya başlayınca bütün Laleli, silinmesi çok zor olan bir damga yemiş oldu.




Tayyare Apartmanları veya Harikzedegân Apartmanları İstanbul’un Laleli semtinde yer alan, Mimar Kemalettin Bey’in tasarladığı ve 1922 yılında tamamlanan orijinal olarak apartman olarak inşa edilen ama günümüzde otel olarak kullanılan bina.

1918 yılında İstanbul’da çıkan yangında başta Cibali, Altımermer ve Fatih bölgeleri olmak üzere, çok geniş alana yayılan yangında bir çok evin kül olmasının ardından, yangınzedelerin en azından bir kısmına barınak sağlamak amacıyla evler yapılması planlandı. Bu sebepten ilk başta Harikzedegan Apartmanları (harikzedaga aynı zamanda yangınzede demektir) olarak verilen bu yapıların Laleli’deki bir araziye inşa edilmesi görevi Mimar Kemalettin Bey’e verildi. 1922 yılında tamamlanan ve dört bloktan oluşan yapıda toplam 124 daire yer alıyordu.




Kullanıma açıldığı 1922 yılından 1985 yılına kadar apartman olarak kullanılan bu bina, 1985 yılından itibaren Net Turizm adlı bir firmaya devredildi ve bu tarihten sonra Merit Antik Hotel olarak hizmet vermeye başladı. Daha sonra Naz Giyim’e devredilen bina 2006 yılından beri Crowne Plaza Old City olarek 5 yıldızlı bir otel olarak hizmet veriyor.




__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.