Akşener’den Erdoğan’a 14 Mayıs yanıtı: İnsan 100 sayfa tarih okur be

[@Canan]

Akşener’den Erdoğan’a 14 Mayıs yanıtı: İnsan 100 sayfa tarih okur be


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim tarihini 14 Mayıs olarak açıklamasına yanıt veren İYİ Parti lideri Meral Akşener, "Sayın Erdoğan 14 Mayıs’ta bir seçim yapacağını ilan etti. Elindeki geniş imkânlarla muhtemelen kendisi bu kararı alma hakkına sahip. Ondan sonra da dedi ki, ‘73 yıl sonra işte bu malum zihniyetten kurtulacağız’. Yani insan 100 sayfa tarih okur be. İnsan 100 sayfa anı okur..." dedi.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin Şanlıurfa İl Kongresi’nde konuştu.

“İNSAN BİRAZ TARİH OKUR”

Akşener, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın seçim tarihini 14 Mayıs olarak açıklamasını hatırlatarak şöyle konuştu:

“14 Mayıs'ta bir seçim ilanı yapıldı. Yarın resmisi olur mu bilemem ama Sayın Erdoğan 14 Mayıs'ta bir seçim yapacağını ilan etti. Elindeki geniş imkânlarla muhtemelen kendisi bu kararı alma hakkına sahip.

Ondan sonra da dedi ki, ‘73 yıl sonra işte bu malum zihniyetten kurtulacağız'. Yani insan 100 sayfa tarih okur be. İnsan 100 sayfa anı okur. Yıl 1946…Demokrat Parti seçime girer, o seçim de açık oy gizli tasniftir.

Buna rağmen Demokrat Parti Meclis'te grup kurar. Sonra 1947'de kongrede bir karar alır. Bir Hürriyet Misakı yayınlarlar. Derler ki ‘Cumhurbaşkanı var olan partinin genel başkanı olamaz.' Demokratik seçimlerde açık oy gizli tasnif olamaz. Ya bunu düzelteceksiniz ya da biz sine-i millete döneceğiz.

“MAYISLAR BİZİMDİR”

Celal Bayar ve İnönü bir araya gelirler. İkisi yakın arkadaştır. İnönü der ki Celal bey anayasa değişikliği şu anda çok zor. Der ki ben partinin tüzüğünü değiştireyim, Meclis'in iç tüzüğünü değiştirelim, sonra anayasayı değiştiririz. İnönü partiden ayrılır, sadece Cumhurbaşkanı olur; ilerleyen süreçte Demokrat Parti tek başına iktidar olur.

Biz bugün 1950'yi hatırlamıyoruz. Bugün 14 Mayıs'ta 1946'yı hatırlıyoruz. Siyasi tarihini bilmeyen, bizi bilmeyen muhteremler övüne övüne bugün 73 yıl sonrasını kendiniz yaşatıyorsunuz. Biz onu değiştireceğiz 14 Mayıs'ta. Onun için diyoruz ki, mayıslar bizimdir; yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat.”

“AHLAKSIZ VE ŞEREFSİZ İLAN EDİYORUM”

Dün İsveç'te Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde bir kişinin Kuran-ı Kerim'i yakması provokasyonuyla ilgili de konuşan Akşener, şunları söyledi:

“Dün İsveç'te büyükelçiliğimizin önünde kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'i yakmaya çalıştı bir grup Vandal, şerefsiz, ahlaksız. Bununla ilgili her türlü tedbiri bu ülkenin cumhurbaşkanı ve kabinesi almak zorundadır. Ne gerekiyorsa yapmak zorundadır.

Ortada bırakılamaz bu. Bugüne kadar hangi dinden olursa olsun, hangi inancın olursa olsun herhangi bir kutsal kitabı insan hakları çerçevesi içinde yakmaya kalkışmak ve bizim inancımızın, bizim kitabımız olan Kuran-ı Kerim'i orada yakmaya kalkışmak ve İsveç hükümetinin buna insan hakları, fikir hürriyeti çerçevesi içinde izin vermesini en şiddetli bir biçimde kınıyorum, bunu yapmaya kalkışanları da ahlaksız ve şerefsiz ilan ediyorum.

Şimdi iktidar partisine düşen bu eylemin sonuçlarını İsveç hükümetinin ödemesini sağlamaktır. İsveç hükümetinin bu konuda gereğini yapması, yapmadığı takdirde de onun karşılığını Türkiye'nin vermesidir.”

13. CUMHURBAŞKANI MİLLET İTTİFAKI’NIN ADAYI OLACAKTIR”

Akşener, iktidarın Suriye ve dış politikalarını da eleştirerek, “Birinci derece sınırdaşlarımızın ortaya koyduğu ekonomik değer 7 trilyon dolar. Buna Mısır'ı, Türk dünyasını, Avrupa Birliği'ni ilave edin 21 trilyon dolar. Urfa, Kilis, Mardin, Gaziantep'in, Irak ve Suriye ile ticaretin sağladığı faydaları bir düşünün. Şimdi bu fayda gitti, buna karşılık sayısını bir türlü devletimizi yönetenlerin söyleyemediği sayıda yekpare göçmenle Suriye'de doğmuş, büyümüş göçmen kitlesiyle karşı karşıyayız. Urfa'da 800 bin göçmenin olduğunu söylediler. Kilis'te bu rakam 200 bin civarında. Bütün bunlar kontrolsüz, acayip bir sistem içerisinde kimine göre 5 milyon, kimine göre 6 milyon Suriyeli göçmeni sınırları içinde barındıran ve hakkında hiçbir bilgiye sahip olmayan bir Türkiye Cumhuriyeti var. Sebebi ne biliyor musunuz? Önce kardeşim Esad idi, sonra kızdı. Yahu dış politika ‘Ben onu seviyorum, o beni sevmiyor' diye olur mu? Dış politika ciddi bir iştir, bir hafızadır. İşte kadim devlet anlayışının ortadan kalkması, müsteşarlıkların ortadan kalkması, yandaşların elçi atanması en çok dış politikada ülkemizi bu hale getirdi.” diye konuştu.

13. CUMHURBAŞKANI MİLLET İTTİFAKI'NIN ADAYI OLACAKTIR”

“Şanlıurfa dünya şehri olacak” diyen Akşener, “Turizmiyle, tarımıyla, sanayisiyle ve dış politikada ortaya koyacağımız performansla, komşularla yapılan ticaretler neticesinde inşallah Avrupa'nın en önemli şehirlerinden biri olacak. Çünkü biz liyakate önem veririz, şeffaflıktan yanayız. Çünkü biz hukukun üstünlüğünü, yargının bağımsızlığını, korkusuzluğunu, objektifliğini gerçekten başaracak bir siyasi partiyiz. Mayıslar bizimdir. 14 Mayıs'ta eğer yapılacaksa cumhurbaşkanlığı seçimi, ben de buradan ilan ediyorum ki 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı'nın adayı olacaktır. Allah bizleri utandırmasın.” İfadelerini kullandı.

ÇOCUĞU SMA HASTASI OLAN BABA, SAĞLIK BAKANLIĞI'NDAN YARDIM İSTEDİ

Akşener'in konuşması sırasında SMA hastası bir çocuğun babası yardım izni almak için sesini duyurmaya çalıştı. Akşener sonrasında babayı sahneye çıkardı ve sesini duyurmasını sağladı.

SMA TİP-1 hastası Menesa Efnan'ın babası olduğunu söyleyen kişi, Sağlık Bakanlığı’na da seslenerek SMA hastası çocukların tedavisi için kaynak ayrılmasını isteyerek şöyle konuştu: “Bebeğimiz günden güne ölüyor. Ne olur bu konuda bize hassas davranın. Empati yaparak bize yaklaşabilirsiniz
Tek isteğimiz bebeklerimizin ölmemesi. Evlerimiz bize karanlık çünkü vicdan azabı çekiyoruz. Umarım en kısa zamanda Sağlık Bakanlığı sesimizi duyar, bu hastalığa çözüm olur. Hastalığımızın bedeli 2 milyon 125 bin dolar. Hastalığın çaresi var o da para.”

“14 MAYIS'TA BUNLARI ATTAYA GÖNDERMEK BİZİM GÖREVİMİZ”

Mikrofonu tekrar alan Akşener şu sözlerle konuşmasını sonlandırdı: “2 milyon doları bulamayan, vermeyen bu ülke ama pudracılara para bulan bu ülke. 5,10,15 maaş alan teknelerinden yayıla yayıla fotoğraf paylaşan şımarık AKP'lilerin çocukları… 5 bin dolarlık kıyafetlerle, bin dolarlık ayakkabılarla, tuhaf tranşlarıyla atanamamış gençleri, çocuğunun ölümünü izleyen babaları görmeyen, dili lal olmuş, kulağı sağır olmuş, bu insanların her birini 14 Mayıs'ta ataya göndermek bizim için görevdir.”

https://www.sozcu.com.tr/

[@Insanlikarayan]

23 Nisan ve 1 Mayis´in ardindan böyle secim karari almalari hic akilli olmamis!.