Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Maksat Muhabbet Olsun > Duygularımız


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 11.12.2015, 22:51   #21
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Gülümsün Özel Sayfası

Sevgi - Amour - Love - Aşk











Sevgi içimizdeki en değerli hazine. Sıcacık. Benim vazgeçilmezim. Paylaştıkça artan, kocaman olan iç zenginliğimiz.

Sevgi sözcüğünün geçek anlamı nereden geliyor biliyor musunuz?
Latince bir kelime olan 'a-mors' dan. Anlamı 'ölümsüzlük' demek.
Üstelik geçenlerde dünya genelinde yapılan bir ankette; en romantik sevgi sözcüğü yine bu kelimeye verilmiş.

Sevginin gücünü, ihtişamı anlatan bir başka sözcük ise Rönesans döneminde adeta simgeleşmiş.

''Amor vincit omnia''
Anlamı 'Sevgi her şeyi fetheder, yener.' demek.
Hepsi sevginin gücünü anlatan satırlar, öyle değil mi?
Sevgi ve aşkla bakabilmek hayata ve anlara.
Tüm amacımız bu doğrultuda değil mi zaten?
Bu nedenle ne kadar çok sevgiden söz edersek, sevgiyle ilgili sözcükler ve yazılar paylaşırsak o kadar iyi hepimiz adına. Biliyorum ki sizler de bana katılacaksınız.

Sevgiden söz edip de, sevgi kuramının kurucusu Amerikalı ünlü psikanalist, sosyolog ve filozof Erich Fromm'dan bahsetmeden olmaz elbette.

Almanya doğumlu Fromm bakın sevgiyi nasıl tanımlar?
''Sevgi, insanlığın sorunlarına bir yanıt olarak; kişideki aktif ve yaratıcı gücün kaynağı bir enerjidir.'' der ve devam eder.
''Bu yaratıcılıkla SEVMEK bir SANATtır.''
Ben bu tanıma bayıldım.

Psikolojide aşkın formülünü açıklayan Robert Stenberg' e göre ise; aşk sırasıyla; yakınlık, bağlılık ve tutkudan oluşuyor.
Şimdi gelin sevginin sözlüklerdeki tanımına bakalım.
"İnsanı bir şeye ya da bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu."

Ancak bu tanımı yetersiz ve yüzeysel bulan birçok yazarın, sevginin tam anlamıyla tanımlanamayacağını belirttiklerini de paylaşmak isterim.

Sevginin felsefedeki tanımı ise şöyle; ''Herhangi bir nedene dayandırılamayan duygudaşlık.''
Hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama; ölümsüz bir şehir olarak tarihi süsleyen; Roma şehrinin ismi de 'amor' kelimesinin tersten yazılmış hali.

R O M A . A M O R

Roma da tıpkı İstanbul gibi, yedi tepe üzerine kurulmuş gerçek bir aşk şehri. Üstelik içinde bambaşka bir devlet barındıran tek şehir. Çünkü 5 kilometrekarelik yüzölçümüyle dünyanın en küçük devleti olan Vatikan burada.

Bu isim, Roma şehrinin kurucusu olarak kabul gören Romulus tarafından verilmiş. Ve böylece şehrin ismiyle ölümsüzleştiğine inanılmış. Hatta kral Romulus 'Tanrı Quirinus' olarak tanrılaştırılıp tapılmış o yıllarda. Efsanesi de hayli ilginç.

Romulus ikiz kardeşiyle beraber dünyaya gelir. Ancak, her ikisi de henüz daha bebekken; taht kaygısı yüzünden; bir sandık içinde İtalya'nın üçüncü büyük nehri olan Tiber'e atılır. Tesadüfen bir dişi kurt tarafından bulunur. Onun sütüyle beslenir. Sonradan onları bulan kralın çobanı ve eşi sayesinde büyüyüp, cesur iki delikanlı olurlar.

Ancak kurmak istediği kentin ilk hazırlıklarını yaparken; ne yazık ki iki kardeş birbirine düşerler. İkiz kardeşini öldüren Romulus; kendi ismini vererek ölümsüzlüğüne ilk imzayı attığına inanır. Hem savaşta, hem de barışta güçlü yapısıyla büyük bir lider olduğunu kanıtlar. Son anına kadar kurduğu kentte kral olarak yaşar. Ölümü ise hayli ilginçtir. Günlerden bir gün çıkan büyük bir fırtınada kaybolur. Ve halkı onun gökyüzüne yükselerek, Tanrılar katına çıktığını düşünür.
Elbette bu bir efsane. Ancak isimlerin bu denli benzer olması, aşktan Roma'ya uzanan yolun gizemini de açıklar gibi.

Sevginin Yunan mitolojisindeki yeri ise apayrı. Bu muhteşem duyguyla ilgili pek çok Tanrı var.

İşte onlardan bazıları.
Kardeşçe sevginin adı Agape; cinsel sevgiyi temsil eden Eros; bozulan aşkları düzelten Philia; anaç sevginin kahramanı Storge; insanlar arasındaki kini ve düşmanlığı aşka dönüştüren Xenia ve son olarak hepimizin tanıdığı aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit.

Çin geleneğinde ve felsefesinde aşk ana kavramlardan bir tanesi. Sadece canlılara değil, cansız olan her şeye sevgiyle yaklaşma felsefesini benimsemişler yıllar içinde. Aynı şekilde sevgiyi saygıyla süsleyen Japonlarda bu konuya ciddiyetle yaklaşıp uygulayanlardan. Bizim kültürümüzde ise ilahi aşk ön planda tıpkı Farslılar gibi.
Son sözler kucaklaşmanın bir ihtiyaç olduğunu şiddetle savunan, Psikolog Virginia Satir'den gelsin. Yaşamımıza devam etmek adına 4 kez; gelişmemiz içinse 12 kez kucaklaşmaya ihtiyacımız olduğunu belirtiyor satırlarında.

Gerçekten de kucaklaşmanın insan ruhuna ve bedenine olan olumlu etkileri muhteşem. Stresimizi anında alması, sakinleştirmesi, enerjimizi artırması, gülümsetmesi değme ilaçlardan daha kıymetli bence.

Belki de bu yüzden sımsıkı kucaklaşmaları çok seviyorum ben. Sevgiyi derinden hissetmenin ve hissettirmenin en özel yolu.
O halde bizler ne duruyoruz hala? Yaşantımıza aşkı, sevgiyi davet edelim ve sevgiyle kucaklaşmanın muhteşem enerjisini birbirimize aktaralım.

Sevgiyle ve aşkla kalın.

Belgin ERYAVUZ
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 13.12.2015, 22:36   #22
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Gülümsün Özel Sayfası




2016' da gülmekten yanakların çatlasın..
Paranı koyacak cüzdan bulama...
Bankalar "yatırım" hesabın için telefonlarda kalsın...
Sağlık bedeninden aksın... ...
Aşk kalbini patlatsın...
Sen ışıl ışıl ol, herkes peşinde dolaşsın...
başarıların dillerde dolaşsın.....


Yastığa koyduğun kafanda "huzura" daha fazla yer kalsın....
ve her gece "iyi ki bunları yaptım,"
"iyi ki bunları yaşadım" diyerek uyu...
Yaşadıklarından ne öğrendiğini fark ederek... büyüyerek...
Yaşadığın her şeyden ve herkesten özgürleşerek...
YALNIZCA kendin olarak...
Kendin için yaşayarak...
Her sabah sevinçle uyan..
Daima ileriye bakarak..
Mutluluk yakanızı bırakmasın inşallah...



Alıntı
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.12.2015, 20:35   #23
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Gülümsün Özel Sayfası


Dışarıdan bir şeyler kazanabilmek için, içeriden bir şeyler yitirmek.
Yani şan, şöhret, mevki, makam şatafat, ün, şan kazanmak için;
Huzurunu, boş zamanını ve bağımsızlığını, bütünüyle ya da önemli ölçüde feda etmek;
Büyük bir budalalıktır.
Mutluluk çok zordur ve içimizdedir.
Başka yerde bulunması imkânsızdır.......
Sağlıklı bir dilenci, hasta bir kraldan daha mutludur.
Eksiksiz bir sağlıktan ve kusursuz bir bedenden daha iyi ne olabilir?
Sakin ve neşeli bir huy. Duru, canlı, nüfuz edici ve doğru kavrayan bir zekâ.
Ilımlı, yumuşak bir arzu ve bunlara uygun olarak iyi bir vicdan.
Bunların hepsi; yerini hiçbir rütbenin, ya da zenginliğin dolduramayacağı üstünlüklerdir.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.12.2015, 22:28   #24
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Gülümsün Özel Sayfası

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Aristo Mesajı göster
Tebrikler @Gülümsün

Çok güzel bir sayfa gerçekten.

Güzel alıntılarla da süslemişsin.

Ama bir şeyi merak ettim: Senin kaleminden de çok harika anlatımlar dökülürken, başkalarından alıntı yapmak niye?

Bu eleştiri değil kesinlikle. Sadece merak.

Çünkü senin kalemin alıntı yaptıklarından daha da güçlü gibime geliyor.
Sayfamı beğendiğin için çok teşekkür ederim. @Aristo Evet birkaç tane kendi kalemimden yazdıklarım var.

Merak ettiğin için şöyle bir açıklama yapayım. Başka bir forum sayfasında şiirlerimi paylaşıyordum. Birkaç gün sonra facebook sayfalarında çalındıklarını gördüm. O nedenle pek paylaşmıyorum.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 18.12.2015, 21:40   #25
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Gülümsün Özel Sayfası

Hayalciler toplanın, bizi anlattım!

Can Dündar, Silivri'den yazdığı mektuplardan birinde:

"İyi ki hayal kurmayı öğretmişsin kendine...

Havalandırma lambasından ay ışığı, florasan ıslığından yavuklu soluğu yapmayı biliyorsun." diyordu. Bu cümleyi okuyunca gülümsedim. Hayalciler ülkesinin vatandaşıyım ya, yakın hissettim kendime...

Aradan birkaç gün geçti, çok sevdiğim bir arkadaşım mr'a girecekti ve kapalı yerde kalma korkusu olduğu için haliyle endişeleniyordu. 45 dakika kalacaktı kutuda, "gözlerini kapa ve hayal kur" dedim O'na gayrı ihtiyarı bir şekilde. Hiç düşünmedim böyle derken de; laf olsun, teselli olsun diye de söylemedim. Çok doğallıkla en doğru öneriymiş gibi çıktı ağzımdan! Çünkü ne zaman zor bir an yaşasam ben öyle yaparım... Aslında her gece uykuya dalmadan önce, bazen gündüz vakti bir kuytuya, ya da lavaboya kaçıp... Daydreamer'ım evet...


Arkadaşım mr'a girdi başarılı bir şekilde, çok şükür ki sonuçları da güzel çıktı. Hiç kıpırdamaması gerekiyormuş mr'a giren kişinin. Klostrofobisine rağmen 45 dakika boyunca hiç kıpırdamamış benim cesur arkadaşım da! Çünkü hayalleriyle meşgulken korkuyu unutmuş! Bahçeli diyarlarda muhteşem güzellikler içindeymiş o süre zarfında; yeşilin kokusunu içine çekerken, çiçekler topluyormuş en sevdiklerine... Sonrasında görüştüğümüzde bana "Sen olmasaydın başaramazdım!" deyince şaşırdım. Ne yapmıştım ki, keşke elimden bir şey gelebilseydi. "Hayal kur!" demiştim ya, meğer onu kastediyormuş. O sığınmıyormuş benim gibi hayallere, daha bir gerçek yaşıyormuş hayatı! Çok şaşırdım tabii ki, hayalsiz yaşanır mıydı ki? Hayallerim olmadan geçirdiğim bir gün var mıydı ki benim? Yoktu... Katlanamazdım ki bazı zorluklara!


Can Dündar kimbilir nasıl öğretti kendine hayal kurmayı bilemem ama, bana bunu hayat öğretti! Çok güzel ve duygulu bir hikayem var hatta hayallerle ilgili, belki ileride paylaşırım. Yani nasıl desem; ben taa küçücük bir çocukken, yapamadıklarımı hayallerimde başarırdım. Beni sevmesini istediğim insanlar, hayallerimde etrafımda pervane olurlardı. Ve biliyor musunuz, yıllar boyunca bıkmadan usanmadan, aynı veya benzer hayalleri kura kura çoğunu gerçek ettim sonunda! Evet, karşınızda hemen hemen bütün hayalleri gerçek olmuş ve hayal kurmaktan vazgeçmeyen biri var.

Hayat beni tökezletmiyor mu, evet tökezletiyor; mesela bilenleriniz biliyor; perşembe günü işten ayrıldım. Ama hayallerim asla bitmiyor. Üzülmedim mi, evet üzüldüm, ama geçti gitti. Artık iş hayatına dair bambaşka, çok daha güzel hayallerim var.



Hayal kurmak mutluluktur!

"Bugünün hayal kırıklarının yarınki hayalleri gölgelemesine izin vermeyin." diye anonim bir söz var belki siz de duydunuz. Evet, hayallerimden asla vazgeçmiyorum ben de! Her ne kadar beni üzmeye kalksalar da, başaramıyorlar böyle olduğum için! Evet, o ayrıldığım işyerine ait hayallerim vardı, yarım kaldılar. Hiç önemli değil; şimdi yeni hayal ettiğim iş için çok daha taze hayallerim var. (bu olay gündemde diye örnekliyorum, çok üzüldüğüm için değil!) Ne bileyim çok daha huzurlu olduğum, zaman anlamında çok daha esnek davranabildiğim, çok daha fazla para kazandığım ve kesinlikle bana pozitif enerji veren, sevgi dolu insanların çalıştığı yeni bir iş hayal ediyorum. Ve biliyor musunuz, yarın bir tane de iş görüşmem var.






Hayal kurmak özgürlüktür de aslında!

Hayalimde bir bahçeli ev var mesela, gerçi henüz netleşmedi detayları ya, bazen bahçesine elma ağaçları dikiyorum, bazen onları söküp yerine gülhatmiler ekiyorum. Kim ne karışabilir ki benim hayalime! Ya da bir roman yazmışım, imza günleri yapıyorum mesela. Böyle bir hayalim daha var. Romanın adı henüz yok ama olsun, imza günlerim var!


Böyle düşününce, beynimin sınırsız hayal kurma kapasitesi için şükrediyorum. Ne kadar güzel ve etkileyici bir güç bu! Düşünsenize, istediğimiz dünyayı, üstediğimiz boyutta kurgulayabiliyoruz ve o dünyayı istediğimiz renklere boyayabiliyoruz. Orada senarist de kendimiziz, yönetmen de! İstediğimiz insanlara istediğimiz rolleri biçebiliyoruz...




Ne demiş Proust:

"Biraz hayal kurmak tehlikeliyse, bunun çözümü daha az hayal kurmak değil, daha fazla ve her zaman hayal kurmaktır."

Ben bir hayalciyim, dedim ya yarınki iş görüşmem için şimdiden hayaller kurmaya başladım. Olursa şahane olur, olmazsa yeni hayallerim olur...

Daha çook uzun yıllar güzel hayallerim olsun istiyorum, "Pişmanlıklar hayallerin yerini almadığı sürece bir insan yaşlı değildir." demiş ya John Barrymore, ben hep genç kalacağım bu gidişle...

İşte böyleee...

Gözünüzü kapatın, bir hayal kurun, hatta yazın buraya da, hep birlikte güzel hayallerimize güzel enerjiler gönderelim, hayallerimiz gerçek olsun, sevgiyle...

Alıntı
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.12.2015, 23:14   #26
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Gülümsün Özel Sayfası







Yolu yarılayan kadınlar duygularını yaşamasını bilir.


Davranışları sebepsiz değildir.


Kalbi kırıldıysa ağlar, ağlayışının sebebi erkeğin ona sunacağı sevgi değildir.


Mutluysa kahkahalar atar, gülüşünün sebebi dikkat çekmek değildir.


Seviyorsa kıskanır, kıskanç oluşunun sebebi kendine güvensizlik değildir. ...


Üzgünse omuz arar, destek istemesi çaresizliğinden değildir.


Suskunsa sebebi vardır, kendi haline bırakılması gerekir.


Yolu yarılayan kadınların hissiyatı kuvvetlidir.


Aldatıldığını sezgilerini kullanarak gün ışığına çıkarır.


Veda vakti geldi demenize bile gerek yoktur.


O verdiğiniz mesajı çoktan anlayıp kendi yolunu tutmuştur.


Her gidiş kadını daha da kadınlaştırır.


Gidenin ardından bakacak kadar hayatın uzun olmadığını anlamıştır.


Ve gizem kadına en çok bu yaşlarda yakışır...





Alıntı
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.12.2015, 23:24   #27
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Gülümsün Özel Sayfası





Çocukluğumu verin bana !
Elma şekerimi, pamuk helvamı...
Gökyüzünde nazlı nazlı süzülen uçurtmamı.
Bırakın koşup düşeyim yine mavi topumun arkasından
Soyulsun dizlerim umrumda değil...





Annem öpünce geçer nasıl olsa...
Ceplerime doldurayım renk renk bilyelerimi
Kavga edip küseyim sonra arkadaşlarımla, dert değil
Çok sürmez barışırım nasıl olsa...
Çocukluğumu verin bana !
Fışkıran gazozumu, leblebi tozumu bir de...
Bırakın babam beni yine omuzlarına alsın.
Bana çocukluğumu verin, büyüklük sizde kalsın...



Alıntı
__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.12.2015, 00:43   #28
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Gülümsün Özel Sayfası

Annem öpünce geçer nasıl olsa...
Ceplerime doldurayım renk renk bilyelerimi
Kavga edip küseyim sonra arkadaşlarımla, dert değil
Çok sürmez barışırım nasıl olsa...
Çocukluğumu verin bana !
Fışkıran gazozumu, leblebi tozumu bir de...
Bırakın babam beni yine omuzlarına alsın.
Bana çocukluğumu verin, büyüklük sizde kalsın...


Herkesin kendinden bir şeyler bulabildiği dizeler.

Harika bir sayfa.

Teşekkürler Gülümsün
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 22.12.2015, 23:43   #29
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Gülümsün Özel Sayfası

Hoş geldin...





Kapım çalındı...

Usul usul ve sessizce doğrulttum kendimi kapıya...
Buruk bir heyecandan öte, kalp sızıntılarımı toparladım her adımda...

Gelenin kim olduğunu adım gibi bile bile ağırdan sattım kendimi çaresiz...

Bir sonbahar akşamında, yere dökülen yaprakların mahmurluğunu düşünmedim belki ama, dalda kalanların acısını iyi biliyordum o günlerde... İçimde her zamankinden daha kırılgan mektuplar biriktirsem de, dışım hala aynı şarkıyı söylüyordu sonbahara inat...


"Gitme" diyebiliyordum sadece... Oysa çoktan gitmişti bile kalması gereken...


Gülüyordum belki, hatta kahkahaları tırmandırıyordum dört duvarıma... Ama isyan bayrakları çoktan yüreğime yapışmıştı...

Verem olmuş cümleler kuruyordum, köşe başlarında duruyordum ve hatta sisli bulutlarda uyuyordum...


İnsanlar biliyordum yürekleri lanetlenmiş...
Hüzünbaz ve düzenbaz gözler görüyordum...
"Karagül" oluyordun, ama gözyaşı kokuyordun geceleri...
Umarsız ve duyarsız nöbetlerde yıpranıyordu yüreğim...
Aşk'ın tadı bozuluyordu... Kekremsi ve zehir gibiydi...
Sevda çalıyor, Kutup yıldızında kalıyordun...

Sonra...
Sonra ansızın kayboluyordun...
Yıllarım oluyor, gençliğimi yoluyordun...

Şimdi ise kapımdasın işte...
Kapımdasın en dayanılmaz gülüşünle...
Açtım kapımı...
Boğazıma düğümlenen cümleleri bıraktım tahta merdivene...

Sus!
Sus, sakın bir şey söyleme...
Geldin ya!
Aşk kokuyor, ömrüm oluyorsun...
Hoş geldin ömür yolum...








Alıntı
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 22.12.2015, 23:56   #30
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Gülümsün Özel Sayfası

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Canan Mesajı göster
Annem öpünce geçer nasıl olsa...
Ceplerime doldurayım renk renk bilyelerimi
Kavga edip küseyim sonra arkadaşlarımla, dert değil
Çok sürmez barışırım nasıl olsa...
Çocukluğumu verin bana !
Fışkıran gazozumu, leblebi tozumu bir de...
Bırakın babam beni yine omuzlarına alsın.
Bana çocukluğumu verin, büyüklük sizde kalsın...


Herkesin kendinden bir şeyler bulabildiği dizeler.

Harika bir sayfa.

Teşekkürler Gülümsün

Çok teşekkür ederim. @Canan Okuyan gözlerine sağlık olsun.

__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
gÜlÜmsÜn, Özel, sayfası


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:10.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.