Alman Gazetecileri Dehşete Düşürdük! | Rahmi Turan

[@Canan]

Alman gazetecileri dehşete düşürdük!


Gazeteler dünyanın aynalarıdır. Basın özgürlüğünün olmadığı ülkelerde vicdan, eğitim ve konuşma özgürlüğü de kalmaz!
Oy deposu olarak gördükleri halkın uyanmasını istemeyen iktidarlar, yumruklarını basının üzerinden eksik etmezler!
Peki, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın “Huzur adası” dediği Türkiye'miz ne durumda?
Bakan Bey'in huzur adasında çok sayıda gazeteci hapiste, binlerce dava var, muhalif köşe yazarlarının tepesinde hapis tehdidi sallanıyor! Hırsızlar, soyguncular cirit atıyor, canlı bombalar ve terör ölüm saçmaya devam ediyor.
Böyle bir ortamda basınımız ne halde?

* * *

Alman Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Frank Uberal ve Alman gazetecilerden oluşan bir heyet Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Türkiye Gazeteciler Sendikası'nı ziyaret etti. Görüşme sırasında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto şunları dile getirdi:
“2010 yılından bu yana basın en ağır baskıya uğradığı bir dönemi yaşıyor. Son altı yıl içinde 300'e yakın gazeteci arkadaşımız hapse girdi, çıktı. Çok absürd suçlamalarla cezaevinde kaldılar.
Cezaevindeki arkadaşlarımızı ziyaret etmek istediğimizde Adalet Bakanlığı'ndan izin alabiliyorduk. Ama son iki yıldır bu tür taleplerimiz geri çevriliyor. Halkın gerçekleri öğrenme kanalları hemen hemen tıkanmış durumda! Yasalarda değişiklik yapılmadıkça Türkiye özgür bir ülke olma şansını yakalayamaz”

* * *

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç de Alman gazetecilerle sohbette şöyle dedi:
“Gazeteciler hakkında açılmış binlerce dava var. Gerçekleri yazmak isteyen 7 bin gazeteci işsiz! Gazeteciler kaçırılıyor, tehdit ediliyor, başlarına silah dayanıyor! Şu anda 10 gazete dağıtımcısı ve 35 gazeteci cezaevinde…”
Alman gazeteciler dinledikleriyle dehşete düştüler ve “Türk meslektaşlarımızın inanılmaz güç koşullar altında görev yaptığını anladık. Gerçi zorlukları biliyorduk ama böyle ürkütücü bir durumla karşılaşmayı beklemiyorduk. İnanın ki şaşkınlık içindeyiz!” dediler.
İşte Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın “Huzur adası (!)”
Tabandan MHP'ye mesajlar!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Halkı alenen tahrik” iddiasıyla ifade vermek için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na çağrılınca sosyal medya kaynadı, bu arada bir sürü mail yağdı. İşte bunlardan (rastgele seçtiğim) bazıları:

* * *

– “Bahçeli, MHP'yi bitirene kadar gitmeyecek!”
– “Formalite icabı savcılığa gitti. İyi ağırlanmıştır herhalde”
– “MHP'yi bitirdiği için Devlet Bey'i devlet korur!”
– “Bu, itibarlaştırma projesidir. Şimdi onu kahraman yapmak istiyorlar.”
– “İlk seçimde baraj altında kalır ve gider ama Türkiye'nin umudu MHP de yok olur, ülke çok şey kaybeder.”
– “Bahçeli ve Semih Yalçın artık emekli olsun beyler… Gençler gelsin, MHP rahat bir nefes alsın, Türkiye kazansın”
– “Hadi iyisin, iyisin Bahçeli… Savcılığa çağırıp sana kıyak yaptılar!”
– “Maksat Bahçeli'yi tabanda kahraman yapmak!”
– “Şov başlamıştır. Vatandaşı kandırmak bu kadar kolay mı?”
– “AKP, MHP'den korktuğu için muhaliflere köstek oluyor.”
* “Halkımız ilk seçimde gereğini yapacak!”

* * *

Yukarıdakiler sadece birkaç örnek… Daha bunun gibi yığınla mesaj var…
MHP yönetimi, tabandan gelen bu sesleri dinler mi? Dinlemez tabii ki…
Koltuk onlar için çok tatlı çünkü! Sağı solu tehdit ederek, muhalifleri korkutarak koltuklarını korumaya kararlılar!

****

Tebessüm

Namaz kaç vakittir?

Köyün birinde adamlar dört vakit namaz kılıyorlarmış ve bundan şikâyetçiymişler.
Köyün imamını kasabaya, müftüye yollamışlar.
“Git şu müftüye söyle de namazı üç vakte indirsin!”
İmam, müftüye gitmiş, selam, aleykümselam, lâfa başlamış:
“Bizim köylü dört vakit namazdan şikâyetçi…” der demez müftü yerinden fırlamış:
“Nee? Dört vakit namaz mı? Yıkıl git karşımdan! Hiç dört vakit namaz olur mu? Beş vakit, beş vakit, beş vakit namaz kılacaksınız!”
İmam, süklüm püklüm köye dönmüş. Yarı yolda köylüler karşılamış ve uzaktan bağırıp sormuşlar:
“İndirdi mi, indirdi mi?”
İmam yumruğunu o biçim sıkıp sallamış:
“Nah indirdi, bindirdi, bindirdi!”

GÜNÜN SÖZÜ

Dürüst insan her zaman gerçeği söyler, akıllı insan ise yalnız zamanında!