30.05.2022, 14:08
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Erdoğan 560 Bin Kişiyi Nasıl Topladı: Bakanlıkta Çalışan Yurttaş Yaşananlar
Erdoğan 560 Bin Kişiyi Nasıl Topladı: Bakanlıkta Çalışan Yurttaş Yaşananları SoL'a Anlattı
'Sonuç olarak her dönem baskı gördük ama bu tarz bir etkinlik için bu tarz bir seferberlik ve zorlamaya ilk kez denk geldik. Bu baskıyı kesinlikle kabul etmiyoruz.'
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Mayıs’ta İstanbul’daki ‘Millet Bahçesi’ açılışı ve ‘Fetih Kutlaması’na 560 bin kişinin katıldığını açıkladı. Gerçekten 560 bin kişi var mıydı tartışması bir yana, ‘Millet Bahçesi’ buluşması öncesi hafta boyunca yaşananlar mitingin nasıl örgütlendiğine ilişkin oldukça fazla veri sundu.
Yapı-Yol Sendikası hafta başında yaptığı açıklamayla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda çalışanların zorla 29 Mayıs kutlamaları için ülke genelinden İstanbul’a taşınmak istediğini açıklamış, zorlamalara tepki göstermişti.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi de benzer bir açıklama yaparak, kimsenin söz konusu törene katılmaya zorlanamayacağına işaret etmişti.
Ancak süreç öyle bir ilerledi ki bakanlıkların yanı sıra okullara, veli gruplarına dahi tören için mesajlar iletildi, okullar üzerinden katılımın sınırlarının zorlanması talep edildi.
Mitinge katılanların pazartesi günü idari izinli sayılmasına ilişkin hukuksuz bir karara bile kolayca imza attılar üstelik.
İşte Erdoğan, sözünü ettiği sayıya bu şekilde ulaştı.
‘Hafta başında elimize liste tutuşturdular’
Törene katılmaya zorlanan binlerce isimden biri, tüm baskıya karşı söz konusu açılışa katılmadıklarını dile getirdi, neler yaşadıklarını soL’a anlattı.
Baskının en yoğun olduğu yerlerden biri olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda çalışan yurttaş, daha hafta başlar başlamaz ellerine listelerin tutuşturulduğunu, tüm bağlı çalışanların mitinge katılacağının söylendiğini aktardı.
‘Herkesin tepesine dikildiler’
Ailesinde bir rahatsızlık durumu olduğunu, kendisi gibi birçok çalışanın da benzer problemleri olduğunu aktaran yurttaş, buna karşın gördüğü baskı ve zorlamaları şu şekilde aktardı:
Herkesin tepesine dikildiler. Çok önemli mazaretlerimiz olmasına rağmen, kimisinin daha çok küçük çocukları olmasına rağmen, bahane kabul etmiyoruz, herkes gidecek dediler. Ben de mazeretimi dile getirdim, sonrasında gidemeyeceğini söyleyenleri teker teker çağırıp katılmalarının zorunlu olduğunu söylediler.
‘Bazı arkadaşlarımız çok özel mazeretleri olmasına rağmen baskıya dayanamayıp gittiler’
Sağlık sorunları dolayısıyla durumu tekrar ilettiğimde aynı olumsuz yanıtı aldım ancak kesin bir şekilde katılamayacağımı ilettim.
Benzer bir iş siyasi düşünceme yakın bir parti tarafından yapılsaydı yine katılmazdım. Biz özel olarak muhalif olarak bilindiğimiz için en çok zorlamayla da biz karşı karşıya kaldık. Bazı arkadaşlarımız çok özel mazeretleri olmasına rağmen baskıya dayanamayıp gittiler. Öğrendiğimiz kadarıyla tüm illerde hemen hemen aynı şeyler, aynı olaylar yaşanmış.
İdari amirlerden tehdit gibi sözler
İdari amirler “bundan sonra başınıza geleceklerden biz sorumlu değiliz” gibi tehditvari sözlerle dolaştılar. Böyle bir baskıyı kimse haketmiyor.
Türkiye’nin her yerinden böylesi bir işe uçaklar, otobüsler kaldırıldı. O kadar büyük baskılar kurdular ki… Bir şeyi de eklemek istiyorum; bu baskılara en çok kadın çalışanlar direndi, net tavır koyan, gitmeyenlerin büyük çoğunluğu kadın emekçiler oldu.
Sonuç olarak her dönem baskı gördük ama bu tarz bir etkinlik için bu tarz bir seferberlik ve zorlamaya ilk kez denk geldik. Bu baskıyı kesinlikle kabul etmiyoruz.
kaynak
|
|
|