Deniz Gezmiş (1947 - 1972)

[@Tanıdık]

bu insanlar ölüp gitmiş insanlar sevenler olduğu kadar sevmeyenlerde olacaktır,bu dünya görüşleri ile alakadar bir şeydir.

deniz gezmiş keşke yaşasaydı, başörtüsü mağdurları içinde sol yumruğunu onların özgürlükleri için havaya kaldırırmıydı?

aramızda komünist-sosyalist ideolojiyi benimseyen arkadaşlarımız vardır, mutlaka vardır, komünizmin en öne çıkmış sınıfsız toplum idelaninin gerçekliği hakkında bilgi verebilir mi?

işim çıktı sonra devam ederiz,,

[@Umutgüneşi]

Harika bir konu ve birbirinden değerli yorumlar...

Ben, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını düşündüğümde ,onlarla ilgili taraflı ve tarafsız yazıları okuduğumda...

Hep şunu düşünürüm ; bugüne kadar hangi konuda onlar gibi onurlu ve gururlu olabildik hangi davamızın ölümüne savunucusu olduk... Hiç evet hiç...

Şu anki durumumuzda bunun bir gerçeği hepimiz sindirildik..

Önceliklerimiz değişti.. Bugünü yaşar olduk... Oysa geleceğimizi ve geleceğimizn umutlarınıda yok ettiğimizn farkına varamadan....


Tekrar teşekkür ederim abicik

[@denise]

Ataturk'un biraktigi, bir onemli nokta vardi Nutuk'ta ve hayat gorusunde.. Devrim.. Kurallari cizili, icerigi belli, son derece yalindi oysa.. Ancak bir turlu anlasilamadi bazi cevrelerce..

Deniz ve arkadaslari her ne yapmis olursa olsunlar, dikkat edilmesi gereken bir ozellikleri var ki hep esgecilir bu ve cocuklar gelip terorist kefesine oturtulur bir sekilde...

Deniz ve arkadaslarinin kendi caplarinda yakin tarihte bagirdiklari slogani ve arkadaki dusunceleri, Ataturk daha eski tarihte hayata gecirmistir.
Ataturk ile Deniz Gezmis ve arkadaslarinin ayni kefede kiyaslanacak tek noktasi budur. Hepsinin cikis noktasi bagimsiz bir ulkedir. Yoksa Deniz ve arkadaslarinin, Ataturkcu dusunceyi reddettikleri hicbir nokta olmamistir.

Devrim kavram olarak, "en buyuk devrimci" diye bir payeyi, tarihte kimsenin tekeline vermemistir, buna Ataturk de dahil olmak uzere.. Her gercek devrim kanlidir, her ulkeye gore gorecesi farklidir.
Ataturk'e gore en buyuk devrimci portre nasil ki Hz.Muhammed ise, Deniz ve arkadaslari ve bircok Asya ulkesine gore Ataturk, Ahmedinejad'a gore baskasi, bir baskasina gore de Hitler olabilir. Bu dongu surer gider.

Onemli olan ve irdelenmesi gereken devrim tesebbusunun, hangi fikri bayrak yaptigi ve ulke cikari icin ne ifade ettigidir. Bunlar irdelenmeden yapistirilan her yafta ve uzantilari, akan tarih icerisinde mahcup olmanizi saglayacaktir.
Tarih boylesine mukallit, bir o kadarda tekerrurden ibaret bir kavramdir cunku...

Deniz ve arkadaslari yeni bir ulke yaratmak, yeni bir bayrak dalgalandirmak adina hic kimseyi oldurmemistir.
Bugun hemen her ulke insaninin kolayca edinebildigi, kendini korumak amacli tasidigi, 7.65'lik bir tabancayi tasiyor olmak ne kadar bolucu ise, Deniz'de o kadar bolucudur.Yaraladigi insana yardim eden insan ne kadar bolucu ise Deniz'de o kadar bolucudur.
Bagimsiz bir Turkiye dusuncesi ne kadar boluculuk ise, isgal ettigi universiteyi donemin rektoru Prof.Dr.Serif Egeli'ye iade ederken, odasina Ataturk portresini kendisine sormaksizin asan Deniz'de o kadar bolucudur.

Turk tarihinin icinde, Ataturk'un yasami sirasinda sahsi tarafindan etkisizlestirilen, olumunden sonraysa her zaman gizli olmak kosuluyla kalmis birtakim zihniyetlere ve onlarin eylemlerine, Deniz ve 68 kusaginin en guzel tokadidir, usulca indirilmeye calisilan Ataturk portresinin duvara asilmasi...

Ataturk'un Cumhuriyet sonrasinda ulke kalkinmasi icin ne kadar Rusya'dan yardim almisligi kabul edilebilir ise, Deniz'in siyasi fikir anlaminda buradan etkilenmisligi de o denli dogaldir.Cumhuriyet sonrasi acilan yatirimlara, demiryollarina vs. bakin tarih hepsini aciklar.

Ha bu dusunce tarzinin etrafinda sekillenen belli olusumlar icinde, olumsuz davrananlar , ellerindeki gucu bir sure ulke menfaati icin harcayip, bir sure sonra kendi menfaatine kullanan olmamis midir? Elbette olmustur.

Ustelik bu sadece sol'u degil, sag'i da icerir Turkiye siyasi tarihi icinde...

Ama bu olusumlarin hicbiri, ne inandigi degerler adina kursun sikmamis sag goruslu insanlari ne de Deniz'i ve arkadaslarini terorist diye yargilamaya yetmeyecektir ve yetmemistir de..
O donemde acilan mahkeme dosyasi, tipki bugunun corap sokugu dosyasi gibi ihanet uzerine acilmis, alelacele karar verilmis ve bu insanlar daragacini boylamistir. Sonrasinda bir nesil, idam korkusuyla dusunce uretemeyen, hazira konmaya alismis ve apolitik yetismistir.

Aci olan sudur ki; daracaginda susturmaya calistiklarimiz icin uretmis oldugumuz cabaya, bugun hakikaten hakettigi halde daragacina gonderemediklerimiz hatiri sayilir bir kapak olmustur.

Dunun kalabalik topluluklarinda kovulmaya calisilan filo, bugun icislerimizin duzenekcisi olmus durumdadir.Dunun, degeri kendinden mechul, bilmem ne hoca,seyh isyanlari bugun lacivert kiyafetler icerinde versiyon degisikligi ile devam etmektedir.Daha gecen yil tartisilmiyor muydu, devlet dairelerindeki Ataturk resminin indirilme istegi..

Dun Ataturk'un bitmez tukenmez cabasiyla, Turkiye haritasina en son kattigi toprak parcasi olan Hatay'in stratejik ve mitolojik degeri neyse, bugun yasadigimiz donemde satilan, kiralanan topraklar, tesisler de ABD'nin su gune kadar Lozan Antlasmasini tanimayan tek ulke olusunda gizlidir.

Bunlar, siradan herkesin bilecegi basit bilgiler olsa da, sirf bunlardan bir tanesi dahi, Deniz'in ve arkadaslarinin varligina, savunduklari dusunceye tesekkuru haketmektedir.

Ki bu yuzdendir, dunun, bazi olaylari iyi analize etmis akilli basli ulkuculerinin "Bu ********leri gordukce, kalles olmayan Deniz'i ozledik" serzenisleri... Ben suna adim kadar inanirim ki dunun kaliteli, ideolojisini benimsemis, insana ve ulkeye zarar vermemis ulkuculeri, eger bugunleri o zamanlardan gorebilmis olsalardi, birakin catismayi,kantinlerde birbirini kirmayi, Deniz ve arkadaslari ile bagimsizlik anlaminda, dusunce bazinda tek yurek olurlardi. Buna her iki taraftan(sag-sol)inandigi ideolojiye gonul vermis insanlar toplulugunuda katarsaniz, varin siz dusunun sonuclari..

Devletin silahli pekcok gucu oldu bu donemde diyerek gaflete dusmeyelim.O gaflete dusersek, Canakkale'de dusenlerin de sebebini sorgulamamiz gerekir. O gunun bagimsizlik dusuncesi neyse, Deniz'in gorusu de odur. Sonucta Ataturk'un "6.Filo'yu kucaklayin milletim" diye bir vasiyeti yoktur.
O gun Canakkale'de yirtik yemeniyle savasip, gecilmesine izin vermeyen guruh neyse, 1968'de Dolmabahce'de amerikan askerlerinin denize atlayip canini kurtarmasina sebep olan guruhta aynidir ozde...


Bugun bile polis, asker icinde iki ayri gorusu benimsemis bilcumle insan vardir. Ama meslek kiyafeti icinde birlikte gecinip gitmek zorundadir.Meslek kiyafetini asiyorsa, o meslekte olmamasi gerekir kisinin...

Kaldi ki polislik veya askerlik bir meslekten cok, bir yasam bicimidir.Kisi bu meslegi ailesiyle, cocugu ile birlikte yapar bir nevi.. Bedelini sadece kendisi odemez yani.. O donemki olen polis, asker de, kiminde inandiklari, kiminde tasvip etmedikleri bir olaylar zincirinin ardinda dusmustur. Bu meslegin geregidir bir polis veya asker icin.. Su olayda olebilirim, sunda olmem diye secme luksu yoktur zira...

Kisaca bir Nazim usta ne kadar vatan haini ve bolucu ise, Deniz ve arkadaslari da o kadar vatan hainidir.

Deniz'in ve arkadaslarinin hayatina iliskin seyler yazilmadan once, ilkin idam eden, surgun eden, sonra bastaci yapan ve Turk tarihine altin harflerle adlarini yazdiran yonetimlerin sorgulanmasi gerekir, ki Deniz ve arkadaslari ve bu kavgalarda olen asker, polis, vatandas bilcumle herkes yukardan bir yerlerden gulumsemesin halimize....

Bagimsizlik atesinin dunu ve bugunu yoktur, hic olmamistir. O kendi halinde surekli yanmaya devam eder. Is mesaleyi bu atesle tutusturabilmekte..

.

6. Filo’nun kayıkları Amerikan askerlerini denizden topluyor.

[@SuLTaN]

Kimsenin onları yargılamaya hakkı yok bence. Onlar kahraman olmak için, gazetelerde boy boy resimleri çıkması için değil, düşünceleri doğru veya yanlış da olsa ülkeleri için genç yaşta o kadar sıkıntı çektiler; öldürüldüler.

Bugün hangimiz düşüncelerimizin sonuna kadar arkasında durabiliyoruz ki?
Genç olmalarına rağmen sağlam karaktere ve istikrara sahip oldukları için saygım sonsuz onlara...

Nur içinde yatsınlar...

[@banazlı]

Aşk Olsun


Aşk olsun sana çocuk, aşk olsun
Acıyorsam sana anam avradım olsun
Elbette Türkiye’de de en uzun koşuysa devrim
O, onun en güzel yüz metresini koştu
İlk o fırladı lüverden en sekmez mermisiynen
En hızlısıydı hepimizin, ilk o göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun..

Can Yücel

[@OkyanusunKalbi]

Deniz Gezmiş’in El Yazılı Mektubu Ortaya Çıktı

Deniz Gezmiş’in kendi el yazısıyla yazdığı mektup

Deniz Gezmiş'in 6 Mayıs 1972'de idam edilmeden önce babasına hitaben daktiloyla yazdığı ünlü mektubunun el yazılı müsveddesi ağabeyi Bora Gezmiş'e teslim edildi.



Habertürk'ün haberine göre, 68 kuşağı devrimci gençlik liderlerinden Deniz Gezmiş’in 6 Mayıs 1972’de idam edilişinden önce babası Cemil Gezmiş’e yazdığı ve “Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum’’ diye başlayan ünlü son mektubunun orijinali olduğu ileri sürülen bir mektup ortaya çıktı. Habertürk TV’de Haber Masası adlı programda gündeme getirilen mektup, İstanbul Ataşehir’de yaşayan Gülşah Yurtseven tarafından Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş’e teslim edildi.

DENİZ’İN ANNESİ VERMİŞ

Yurtseven mektubun hikâyesini şu sözlerle anlattı: “Deniz’in annesi Mukaddes Hanım Acıbadem’de öğretmenlik yaparken, öğrencilerinden biri de akrabamız Aynur Genç’miş. Mukaddes Hanım, bu mektubu ‘Sadece sana güvenebilirim’ diyerek saklaması için Aynur Genç’e vermiş. Annem ve ablam, nişanlandığında Aynur’u ziyarete gitmiş. O ziyarette konuyu ablama açmış ve korktuğunu, mektubu yakmayı düşündüğünü söylemiş. Ablamda ‘Sakın yakma, o mektup çok değerli’ demiş ve mektubu almış. Bu mektubun ablamda olduğunu ben de bilmiyordum.’’

Yurtseven, Anıtkabir ziyareti için Ankara’ya gittiğinde Deniz Gezmiş’in mezarını da ziyaret ettiğini belirterek, “Döndüğümde ablama ‘Deniz Gezmiş’in de mezarına gittik’ dedim. Gülümsedi. ‘O da bir şeymi, bende Deniz Gezmiş’in yazdığı mektup var’ dedi. İşte o zaman haberim oldu bu mektuptan” diye konuştu.

‘MÜSVEDDE OLABİLİR’

Mektubu Gülşah Yurtseven’den alan Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş, “Deniz’in el yazısıyla, bu mektuptaki yazıları kıyaslatacağız. Mektup müsvedde gibi. Bazı kelimelerin üstü karalanmış. Bu mektubun aslı daktiloda yazıldı. Belki Deniz bu mektubu yazdırtmadan önce el yazısıyla müsveddesini hazırlamıştır, bu mektup da o mektup olabilir. Ya da bu mektubu annem yazmış olabilir. Deniz’in mektubunu elinden alırlar diye korkmuş, o nedenle de bir örneğini yazmış olabilir. Annemin el yazısıyla da karşılaştıracağız. Deniz’in daktiloyla yazılan son mektubuyla bu mektup arasında tek bir fark var. Bu mektupta ‘Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği’ yazıyor. Oysa daktilo edilen mektupta o cümlesi yok. Onu idam sehpasında son sözü olarak söylemişti” dedi.(Haberturk)

[@Basakca]

"Üç Fidan" Anılıyor

’68 kuşağının devrimci gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan idamlarının 39. yıldönümünde, yurt çapında düzenlenen törenlerle anılıyor.Üç devrimci, 39 yıl önce bugün sabaha karşı Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde öldürüldü. İdam kararını durdurmak için eylem yapan arkadaşları Mahir Çayan ve 9 arkadaşı ise 30 Mart 1972’de Kızıldere’de katledildi. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun (THKO) kurucusu Deniz Gezmiş ve arkadaşları, 9 Ekim 1971’de başkanlığını Ali Elverdi’nin yaptığı, iddia makamında Baki Tuğ’un bulunduğu askeri mahkemece TCK’nin 1461. maddesi gereğince, “Anayasayı değiştirmeye, Meclis’i yıkmaya teşebbüs” ettikleri gerekçesiyle idama mahkûm edildi. İdam cezaları onaylanmak için parlamentoya geldiğinde, İsmet İnönü ve Bülent Ecevit aleyhte oy kullanırlarken Süleyman Demirel lehte oy kullandı. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay da idamı onayladı. Aydınlar, demokratlar, infazlarını engellemek için kampanyalar yürüttü ama karardan dönülmedi.

Devamı

[@Duayen]

Onların ölümü bile amaçlarını yaşatmaya devam ediyor..
Unutulmadılar unutulmayacaklar...

[@Banemin]

İçimden yazmak gelmişti. Önce yazılanları okumak istedim. Denise'nin bu yazısını görünce yazacaklarımın sadece ikinci baskı olacağını gördüm.


Teşekkürler Denise...

Orjinal Mesaj Sahibi denise

Ataturk'un biraktigi, bir onemli nokta vardi Nutuk'ta ve hayat gorusunde.. Devrim.. Kurallari cizili, icerigi belli, son derece yalindi oysa.. Ancak bir turlu anlasilamadi bazi cevrelerce..

Deniz ve arkadaslari her ne yapmis olursa olsunlar, dikkat edilmesi gereken bir ozellikleri var ki hep esgecilir bu ve cocuklar gelip terorist kefesine oturtulur bir sekilde...

Deniz ve arkadaslarinin kendi caplarinda yakin tarihte bagirdiklari slogani ve arkadaki dusunceleri, Ataturk daha eski tarihte hayata gecirmistir.
Ataturk ile Deniz Gezmis ve arkadaslarinin ayni kefede kiyaslanacak tek noktasi budur. Hepsinin cikis noktasi bagimsiz bir ulkedir. Yoksa Deniz ve arkadaslarinin, Ataturkcu dusunceyi reddettikleri hicbir nokta olmamistir.

Devrim kavram olarak, "en buyuk devrimci" diye bir payeyi, tarihte kimsenin tekeline vermemistir, buna Ataturk de dahil olmak uzere.. Her gercek devrim kanlidir, her ulkeye gore gorecesi farklidir.
Ataturk'e gore en buyuk devrimci portre nasil ki Hz.Muhammed ise, Deniz ve arkadaslari ve bircok Asya ulkesine gore Ataturk, Ahmedinejad'a gore baskasi, bir baskasina gore de Hitler olabilir. Bu dongu surer gider.

Onemli olan ve irdelenmesi gereken devrim tesebbusunun, hangi fikri bayrak yaptigi ve ulke cikari icin ne ifade ettigidir. Bunlar irdelenmeden yapistirilan her yafta ve uzantilari, akan tarih icerisinde mahcup olmanizi saglayacaktir.
Tarih boylesine mukallit, bir o kadarda tekerrurden ibaret bir kavramdir cunku...

Deniz ve arkadaslari yeni bir ulke yaratmak, yeni bir bayrak dalgalandirmak adina hic kimseyi oldurmemistir.
Bugun hemen her ulke insaninin kolayca edinebildigi, kendini korumak amacli tasidigi, 7.65'lik bir tabancayi tasiyor olmak ne kadar bolucu ise, Deniz'de o kadar bolucudur.Yaraladigi insana yardim eden insan ne kadar bolucu ise Deniz'de o kadar bolucudur.
Bagimsiz bir Turkiye dusuncesi ne kadar boluculuk ise, isgal ettigi universiteyi donemin rektoru Prof.Dr.Serif Egeli'ye iade ederken, odasina Ataturk portresini kendisine sormaksizin asan Deniz'de o kadar bolucudur.

Turk tarihinin icinde, Ataturk'un yasami sirasinda sahsi tarafindan etkisizlestirilen, olumunden sonraysa her zaman gizli olmak kosuluyla kalmis birtakim zihniyetlere ve onlarin eylemlerine, Deniz ve 68 kusaginin en guzel tokadidir, usulca indirilmeye calisilan Ataturk portresinin duvara asilmasi...

Ataturk'un Cumhuriyet sonrasinda ulke kalkinmasi icin ne kadar Rusya'dan yardim almisligi kabul edilebilir ise, Deniz'in siyasi fikir anlaminda buradan etkilenmisligi de o denli dogaldir.Cumhuriyet sonrasi acilan yatirimlara, demiryollarina vs. bakin tarih hepsini aciklar.

Ha bu dusunce tarzinin etrafinda sekillenen belli olusumlar icinde, olumsuz davrananlar , ellerindeki gucu bir sure ulke menfaati icin harcayip, bir sure sonra kendi menfaatine kullanan olmamis midir? Elbette olmustur.

Ustelik bu sadece sol'u degil, sag'i da icerir Turkiye siyasi tarihi icinde...

Ama bu olusumlarin hicbiri, ne inandigi degerler adina kursun sikmamis sag goruslu insanlari ne de Deniz'i ve arkadaslarini terorist diye yargilamaya yetmeyecektir ve yetmemistir de..
O donemde acilan mahkeme dosyasi, tipki bugunun corap sokugu dosyasi gibi ihanet uzerine acilmis, alelacele karar verilmis ve bu insanlar daragacini boylamistir. Sonrasinda bir nesil, idam korkusuyla dusunce uretemeyen, hazira konmaya alismis ve apolitik yetismistir.

Aci olan sudur ki; daracaginda susturmaya calistiklarimiz icin uretmis oldugumuz cabaya, bugun hakikaten hakettigi halde daragacina gonderemediklerimiz hatiri sayilir bir kapak olmustur.

Dunun kalabalik topluluklarinda kovulmaya calisilan filo, bugun icislerimizin duzenekcisi olmus durumdadir.Dunun, degeri kendinden mechul, bilmem ne hoca,seyh isyanlari bugun lacivert kiyafetler icerinde versiyon degisikligi ile devam etmektedir.Daha gecen yil tartisilmiyor muydu, devlet dairelerindeki Ataturk resminin indirilme istegi..

Dun Ataturk'un bitmez tukenmez cabasiyla, Turkiye haritasina en son kattigi toprak parcasi olan Hatay'in stratejik ve mitolojik degeri neyse, bugun yasadigimiz donemde satilan, kiralanan topraklar, tesisler de ABD'nin su gune kadar Lozan Antlasmasini tanimayan tek ulke olusunda gizlidir.

Bunlar, siradan herkesin bilecegi basit bilgiler olsa da, sirf bunlardan bir tanesi dahi, Deniz'in ve arkadaslarinin varligina, savunduklari dusunceye tesekkuru haketmektedir.

Ki bu yuzdendir, dunun, bazi olaylari iyi analize etmis akilli basli ulkuculerinin "Bu serefsizleri gordukce, kalles olmayan Deniz'i ozledik" serzenisleri... Ben suna adim kadar inanirim ki dunun kaliteli, ideolojisini benimsemis, insana ve ulkeye zarar vermemis ulkuculeri, eger bugunleri o zamanlardan gorebilmis olsalardi, birakin catismayi,kantinlerde birbirini kirmayi, Deniz ve arkadaslari ile bagimsizlik anlaminda, dusunce bazinda tek yurek olurlardi. Buna her iki taraftan(sag-sol)inandigi ideolojiye gonul vermis insanlar toplulugunuda katarsaniz, varin siz dusunun sonuclari..

Devletin silahli pekcok gucu oldu bu donemde diyerek gaflete dusmeyelim.O gaflete dusersek, Canakkale'de dusenlerin de sebebini sorgulamamiz gerekir. O gunun bagimsizlik dusuncesi neyse, Deniz'in gorusu de odur. Sonucta Ataturk'un "6.Filo'yu kucaklayin milletim" diye bir vasiyeti yoktur.
O gun Canakkale'de yirtik yemeniyle savasip, gecilmesine izin vermeyen guruh neyse, 1968'de Dolmabahce'de amerikan askerlerinin denize atlayip canini kurtarmasina sebep olan guruhta aynidir ozde...


Bugun bile polis, asker icinde iki ayri gorusu benimsemis bilcumle insan vardir. Ama meslek kiyafeti icinde birlikte gecinip gitmek zorundadir.Meslek kiyafetini asiyorsa, o meslekte olmamasi gerekir kisinin...

Kaldi ki polislik veya askerlik bir meslekten cok, bir yasam bicimidir.Kisi bu meslegi ailesiyle, cocugu ile birlikte yapar bir nevi.. Bedelini sadece kendisi odemez yani.. O donemki olen polis, asker de, kiminde inandiklari, kiminde tasvip etmedikleri bir olaylar zincirinin ardinda dusmustur. Bu meslegin geregidir bir polis veya asker icin.. Su olayda olebilirim, sunda olmem diye secme luksu yoktur zira...

Kisaca bir Nazim usta ne kadar vatan haini ve bolucu ise, Deniz ve arkadaslari da o kadar vatan hainidir.

Deniz'in ve arkadaslarinin hayatina iliskin seyler yazilmadan once, ilkin idam eden, surgun eden, sonra bastaci yapan ve Turk tarihine altin harflerle adlarini yazdiran yonetimlerin sorgulanmasi gerekir, ki Deniz ve arkadaslari ve bu kavgalarda olen asker, polis, vatandas bilcumle herkes yukardan bir yerlerden gulumsemesin halimize....

Bagimsizlik atesinin dunu ve bugunu yoktur, hic olmamistir. O kendi halinde surekli yanmaya devam eder. Is mesaleyi bu atesle tutusturabilmekte..

[@experella]

Öldüm mü sandınız beni 6 Mayıs'ta ?
Sayın bakalım o günden bu güne doğan çocukların adını...
Kaçı cellat, kaçı Deniz ?