Adam evli, rüya görüyor, olaylar olaylar…

[@Papazulya]

Ne kadar mantıksız olursa olsun, oraya gideceğim. 16 ağustos saat akşam 8 için sözleştik. Rüyada tanıştığım arkadaşımla uzun süredir görüşüyoruz aslında. O gün o saatte eşimle ve çocuğumla olmalıyım, teknik olarak yaptığım bu. Aldatma olarak anlaşılabilir, hatta dışardan bakıldığında rüya görmem akıl almayan bir eylem gibi de gözükebilir.

Son 10 yıldır ne yaptım ki? 10 yıldır evliyim ve 7 yaşında bir oğlum var: Aliş. Eşimle mutluyuz, standart bir düzenimiz… O, bu şekilde mutlu, ama tam da ben bu monotonluktan sıkılmaya başladığım günden beri geceleri rüyamda bir kadınla sohbet etmeye başladım. Bazı geceler -aptalca gelecek ama- eşimle birlikte olup uyuduğumda eşimle mi onu, yoksa onunla mı eşimi aldatıyorum diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Rüyamda daha önce hiç karşılaşmadığım biri ile saatler süren sohbetlerimiz oluyor. Beni anlıyor ve her yanına gittiğimde saatler konuşacak konumuz olabiliyor. Gerçekten rüya gibi… Benim açımdan baktığınızda bu daha sıradışı çünkü pek dışadönük biri olduğum söylenemez. İnsanlar bana hep geyik yaptı gibime geliyor. Ama bu kadın öyle değil ve neredeyse 3 yıl olacak. Eşim de dahil olmak üzre bu özel saatlerimin büyüsü bozulur diye bunu kimseye anlatmadım. Dünyadan sıkılırken, beni mutluluk kabızı olarak hissettiren ve kendimden iğrenecek kadar kötü bir boşluğun içine düşüren düzenimden kurtulduğum saatler… Kimse bilmemeli. Adını bile bilmediğim kadın. Yahu, insan niye 3 yıl boyunca sohbet ettiği kadının ismini bile bilmez? Sadece ismi değil kendisi ile ilgili birçok şey hakkında bilgi sahibi değilim. Ama rüya işte, kontrol bende değil, daha çok onda. En çok o konuşuyor.

Geçen gün ona şiir okumuştum, hem de ezberden. Anlamlandırma meselesi üzerine de saatlerce konuşmuştuk ve bir anda mesele buluşmaya geldi ve bu tarih ortaya atıldı: 16 ağustos. Yani bugün. İşyerinde çok gergindim. Gece, rüya bitip de uyandığımda bir daha yatağa dönemedim. Sabaha kadar ne giyeceğimi, ne yapmam gerektiğini düşündüm. Karım, 10 yıllık yoldaşım… Bundan haberi bile yok. Ama o suçlu! 10 yılı bana zindan ettiği günden beri aslında suçlu! Eğer o kadın olmasaydı delirirdim belki de. 3 çocuk daha yapardım, kafayı tava ile kırar, tımarhaneye tıkarlardı beni. Eşim de o anda terkederdi, basardı kıçıma tekmeyi. Ama her şey yerli yerinde, kimsenin bilmesine gerek yok. Bu küçük günah, her şeyin yerli yerinde olması için gereken dişli çark gibi.
İşten çıktığımda saat yediydi. Bu kadın çalıştığım yerin 10-15 km aşağısındaki restoranı nereden biliyordu? Daha önce onu görmüş müydüm? Neler oluyor? Sabırsızlıktan saat 7.30′a doğru yerimi almıştım bu restoranda. Onun beni değil de benim onu ilk olarak görebilmem için kuytu bir yere oturdum. İlk ben görmeliyim seni. Beklemeye başladım, sakinleşmek için yuvarladığım birkaç kadeh saat 9′a doğru beni iyiden iyiye sarhoş etti. Sinirlerim gerilmeye başladı. Kesin kapıdan bir bakıp kontrol etti ve beni göremedi. Çekip gitti. Kesin böyle oldu, yoksa niye gelmesin. Saat iyice geç oldu, iyiden iyiye kıllanmıştır evdekiler. Hemen eve dönmeli. Ama kızgınım ona da. İnsan iyice bir bakınır. Niye gelmemezlik edecek mişim ki? Onca yıldan sonra, görmek için. Erkenden gelmiştim.
Eve döndüğümde, ağzımın burnumun kokusuna, geç gelmeme, bu halime hiç aldırış gösterilmedi. Aliş uyumamıştı, aylin de alişin ödevine yardım etmeye çalışıyordu. Cahil kadın ne anlar hayat bilgisinden, matematikten. Kocasını mutlu edemeyen ne anlar hayattan da bilgisinden de. Ama yine de bu hezeyan ile sonuçlanan ufak kaçamağımı -kesin bir şeyler sezmiştir, kadın ya- Yok, zararsızdır Aylin. Baksana, bu halime bile ses çıkarmadı.
Yatağa yatar yatmaz bebekler gibi uyumuşum. Alkolün bana sağladığı tek lütuf. Bu bölümde kendimi bir anda gece olayın geçtiği yerde buldum. Bu sefer yan masalarda kimse yoktu. Karanlığın içinden sadece bizim aydınlatıldığımız masaya doğru geldi. Battaniyeye sarılmış üşür bir hali vardı. Yok canım baya tirtir titriyordu. Hastaymış, ondan gecikmiş. Ne yani? Asıl buluşmamıza gecikti de, rüyamızdakine mi geldi diye düşünmüştüm sanırım içimden. Sonrasını pek hatırlayamadım bu sefer ama, kendini affettirmiş ki, ona kızgın değilim bu sefer. Ha bir de 1 hafta sonrasına randevu istedi, iyileşecekmiş.
1 hafta geçmek bilmedi. Ama verimli geçirdim bu haftayı. Ofiste yarım kalan işleri hallettim. Sanırım artık biraz daha az nefret ediyorlar benden. Onun dışında şu rüya meselesini araştırmak aklıma geldi. Bu son yaşadıklarımdan sonra daha fırtınalı bir hal aldığı için araştırma ihtiyacı hissettim ilk kez. Astral seyahat gibi bir şey varmış, insanlar iletişim kurabiliyorlarmış ruhlarla, insanlarla, cinlerle vs. Pek mantıklı gelmedi ama, şimdi ben istemeden bu garip seyahate çıktım ve bu kadın mı beni buldu acaba? Merakımdan da her çıkışta , restorana gidip 1-2 saatimi geçirdim orada. 3. 4. gelişimden sonra, çalışanlarla aramız sıkı oldu, masamı boş bırakmadılar. İçkili yer ya, her gün de ipin ucunu kaçırarak eve geldim. Aylin sorular sormaya başladı, ağladı, sızladı… Kadının kim olduğunu sordu. Klasik aile içi durumlar işte. Ben bile bilmiyorum ki Aylin adını diyesim geldi bir an. Gülmekten alamadım kendimi. Bir de yüzsüzce gülüyormuşum diye bir fırça daha yedim Aylin’den. Nerelere takıldığımı da merak ediyormuş. Beraber çıkalım dedi bir akşam da. Saçmalamasın, yarın buluşma günü. Yarın olmaz, başka zamana kısmetse.
Buluşma gününe kadar yine 1 hafta boyunca aynı rüyalarımızı paylaştık. Heyecanlışmış, şuymuş buymuş… Bence biri benimle bu astral yollarından dalga geçiyor ya neyse. Kadını da bir yerlerden çıkartamıyorum. Tek yaptığımız da oturup konuşmak. Hemen hemen aynı yerlerde. Gündüz, gece, sabaha karşı, öğlen… Başka başka vakitlerde, hemen hemen hep aynı yerlerde. Bir o buluşma gününün olacağı, o gelmediği gece gördüğüm rüyamda buluşacağımız restorandaydık.

Saat 6 için sözleştiğimizden dolayı işten yalvaryakar çok erken ayrılıp yine o geçenki masada yerimi aldım. Kılığıma da çok önem vermedim bu sefer. Yaptığını anlasın diye de biraz kırılmış bir tavır takınacaktım. Hem haber versin gelemeyecekse. Telefon numaranı mı biliyor salak. Doğru. Bu akşam gelecek, içimde iyi hisler var. Keyfimi de yerine getirdi bu meret. Pek kalabalık da değil bu gün, hem cumartesi günü. Garip.

Koca 1,5 saat geçti. Yine gelen giden yok. Hay eşşek kafam benim, neden aklıma gelmez. İyi ya bu garsonlarla aran, sorsana adamlara nerde yengeniz, ay yani şey, bu kadın. Hemen de yenge yaptık iyi mi? Bak kardeşim orta boylarda, beyaz tenli ıı şey, şey böyle kahverengi gibi saçları olan yetişkin bir bayan. Çok beyaz tenli böyle peynir gibi kütür kütür. Saçmalama be. Yok görmemişler. Hiç böyle bahsettiğim gibi bir kadın gelmemiş 1-2 hafta içinde. Ne de güzel tarif ettim: Kütür kütür. Adam üstüne basa basa tekrar söyledi, gör me miş. Vay arkadaş , yok böyle olmaz.
Nasıl sinirlendim, ah bilseniz. Bütün restoranlara, garsonlara, astralcılara yok, herkese kafa atasım var. Tamam, çok mantıksız. Tamam deliyim ben. Yok değilim. Gayet iyiyim, bence böyle olmamalıydı ya. Bir kere sıradışı bir şey yapmak istedim o da elime yüzüme bulaştı. Yoo, benimle ne alakası var o aşifte gelmedi. Kesin dalga geçiyor biri benimle, hem de 3 yıldır. 3 koca yıl, kesin beni izliyordur da bir yerlerden. Ne gülmüşlerdir halime. Çok komik duruyorum değil mi? Suç bende asıl evli barklı adam ne işi var rüyayla, rüyadaki kadınla. Bir daha rüya müya görmek yok. Eşim var çocuğum var. Hay batsın eşim. Aliş yine iyi, Alişten umutluyum. Ama bu Ayten, ismine sıçtığımın. Anten mübarek. Beni sinir ederse anten diyeceğim artık. Anten! Anten! Anten Ayten! Brokoli soslu makarnalar altında kalasın Ayten, vileda kovasında boğulasın fikirsiz ev hanımı. Anne baba aklına uyup memleketten evlenirsen olacağı bu, ben de avrupalarda okumadım ama yine lise mezuniyetim var. Ben bu kadına diploma veren ilkokulu da şikayet edeceğim. Olmamış bu öğretmen hanım, olmamış bu beyim. Bunu rehabilite edin. Asıl beni tımar edin, rüyalarda kadınlara tav olup restoranlarda ekiliyorum.

Eve geldiğimde. O tanık olduğunuz sahne ile karşılaştım: Mumlar erimiş, soğumuş bir sofra, soğumuş bir kadın koltukta uyuya kalmış. Allah benim belamı versin, tez zamanda okunsun cenaze namazım. Kadıncağız sürpriz yapmak istemiş. Sarmalar, mercimek çorbaları, karnıbahar, hem cacık hem yoğurt hem ayran. Sofrada yok yok. Kıyamam sana ben. Gel uyandırayım da çilekeş ev kadını ol, zindan et bana geceyi. Yok öyle tatava. Uyuyacağım ben kafam güzel, kafam kadar güzel misin soğumuş Ayten?
Bu sefer gece hiçbir şey görmedim sanırım. Uyandığımda, kabus başladı. Ne korkunç bir hal ya. Bir uyandım bir çift göz bana bakıyor. Ah Ayten. Sabaha kadar sakladın mı şu çilekeş enerjini. Sabah sabah aldın ama enerjimi. Bu gece yemeğe götürüyorum seni, alışveriş bir şey yap. Ama batırma beni. Vur dediğimde öldürecekmişsin gibi geliyor. Ama olsun gel kurtaralım şu evliliği. Allahını seven üstüme gelsin, öğüt versin. Evlilik danışmanı da neymiş, nivorliyinsta değiliz, hiçbir şeyi danışmaya gerek yok. Senin köyünde evlilik danışmanı mı vardı Ayten allahsen. Yarın bir sarhoş oluruz, sevişiriz ederiz. Kurtuldu gitti bitti. Hadi makyaj yap, 1-2 birşeyler giyin ben de şaşırayım eşimden etkileneyim 2. baharımızı yaşıyalım vıcık vıcık. Bu haliniz çok mutlu ediyor beni Kenan bey. Ayten hanımla yeni yetme liseli aşıklar gibisiniz. Maşallah. Amman evliliğinizin altında kalın e mi? Hiç çıkmasak mı yemeğe, komşuların bu cümleleri bile yetti.

Lise rahattı, evlilikte mesaj atıp boşanmak yok. Nafaka var kontürlü yok, açıp arayıp eve geç geleceğim var en fazla.
İşten geldiğimde eşimi almak için günler sonra eve erken geldim. Tam da beklediğim gibi oldu. Ayten süslenmiş püslenmiş. Ruj almış, allık almış, kıyafet almış, tebessüm almış, cilve almış. Aldı da, devletin evliliğini kurtarmak isteyen bizlere sponsor olması lazım. Bu son hafta dışarı çıkmalarım ve bu son gün ay sonunu getirtmez bana. Alo devlet, çok açıldım yardım et. Ulan allah belanızı versin be. Oy falan vermem. Muhalefet haklı bunlar memleketi soyuyor. Yok canım beni 2 kadın batırdı. Bir buradaki bir öbür taraftaki.

Mekana girdiğimizde, yine herzaman ki yoğunluk bu sefer mevcuttu. 1-2 masa boştu, benim her zamanki pusma yerim doluydu bu sefer. Acaba rüyasında gördüğü kadını mı bekliyor zavallı. Ama kesin bekliyor, bir yandan da parmağındaki yüzüğüyle oynuyor. Gidip söylesem mi, bu kadınlar gelmez kardeşim. Eşini boşama. Yatırım yap, evliliğin kurtulsun. Bak ben battım, sen zararın neresinden döneceksin bilmiyorum ama kâr et kardeşim. Kâr. İlk defa evli gelince restorana, ki Aytenin kocacım! kocacım! diye vik vik seslenmelerinden sonra. Yersiz yersiz sarılıp öpmeleri, vıcık vıcık mutluluğu… Yan mahallenin kerhanesinden buldum kardeşim, en findirdeği, en uygun fiyatlısı buydu bunu aldım. Allah affetsin.
İyiden iyiye sarhoş ettik Ayten’le günü. Tuvalete gitme vakti geldi patlayacağım.

***
Kenan tuvaletten çıktığında. Hayat da bu ya. Adı geçmeyen beyaz tenli ıı şey koyu saçlı kadın mekana teşrif etmişti. Yanında orta yaşlarda, kadına göre kart sayılabilecek bir bey ile birlikte. Tahmin de edileceği gibi, beyimiz zengindi. Garson Kenan’ı tuvaletten çıkarken yakaladı. Kadını gösterdi, birşeyler söyledi. Ama kenan uğulduyordu, kafası, bilinci, beyni. Kenan uğulduyordu. Suratı bembeyaz oturdu masaya. Nen var canım, bembeyaz olmuşsunlarla geldi üstüne Kenanın Aylin. Öptü, sarıldı. Koktu Kenana. Şu bok gibi hayatının, bok kokan vakti. Ulan yosma, ulan sen kaç kişi ile fingirdiyorsun milletin rüyasında. Söyle lan ben kaçıncıyım! Bu amcayı da mı kandırdın. Ah ulan, nasıl kandım, nasıl inandım sana. Kaç kişiyi bekletiyorsun lan sırada. Beni unuttun lan, daha dün gece buradaydım. Ondan önceki hafta da buradaydım. Evet konuştuklarını, daha doğru ağzından tükürükler saçarak bağırmalarını. 3 cümlede 2 buçuk gibi bir anlaşılma oranı vardı bünyedeki alkolün de etkisiyle. Ayten tanır bilir Kenanı o hepsini anlıyordu. Oturduğu yerde çakıldı, garson, yenge abiyi götürelim dedi. Kenan’ı çıkardılar karga tulumba. Kenan’ın beyni akmıştı, Aylin’in makyajı. Kenan da Aylin de ağlıyordu.
Yok, bu olaydan sonra mutlu bir evlilikleri olmadı. Kenan 1+1 ev tuttu. Aylin, Alişle anasının evine gitti. Aliş, babasından nefret etti.


Deniz Durucan

[@Subutay]

10 dakika olsun koptum olduğum yerden.. Üzerine yazmak istediklerim var ama büyüyü bozmak niyetinde değilim. Bu muhteşem paylaşım için çok teşekkür ederim.


Dipnot : Aylin ve Ayten isimleri karışmış.

[@Basakca]

Monotonlaşan yaşamlar ve rüyaları.

Değiştirebilmek için hiç çaba göstermeksizin süre gelen hayaller ve bilinç altına yerleşen hayallerin rüyaları süsleyerek gerçek olacağına inanılan bir durum.

[@Şükrü Ülküseven]

oww Çok Sağol Emegin İçin.

[@Subutay]

http://www.youtube.com/watch?v=Jh3U8...5OsjZy2D5HnJUf

Bu şarkıyla tekrar okumak istedim.

[@C.Cienfuegos]

Yazarın eline sağlık,güzel bir hikaye olmuş.