Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Kültür | Sanat | Edebiyat > Türk Edebiyatı > Türk Edebiyatı Ustaları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 30.11.2013, 01:29   #1
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart İhsan Oktay Anar


1960'ta Yozgat'ta doğdu. Tatar kökenli bir ailenin çocuğudur. Lisans, master ve doktora eğitimini Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde yaptı. “Sokrates öncesi felsefede varlık sorunu” başlıklı teziyle yüksek lisans; “Antik Yunan felsefesinde zaman kavramı” başlıklı teziyle doktora derecesini aldı. Halen aynı okulda öğretim üyeliği yapan Anar halen İzmir'de yaşıyor.

Yazın dünyasına öyküyle giriş yaptı. İlk öyküsü 'Kafirler İçin Apologya', Morköpük Dergisi'nde yayımlandı. İlk romanı 'Puslu Kıtalar Atlası'nın ardından 2005'te 'Amat', 2007'de 'Suskunlar' adlı romanlarını yayımladı. Kültür Bakanlığı tarafından tanıtımı yapılan 'Puslu Kıtalar Atlası' 20'den fazla dile çevirildi.

Kitapları;



Puslu Kıtalar Atlası
(1995)



17. yüzyılda Konstantiniye’de yaşayan, düşgücü zengin bir ihtiyar, kendini kuşatan dünyayı düşler. Kendi iç dünyasına doğru yolculuklara çıkan bu haritacı, düşlerinde gerçekliği arar ve düşlerinden devşirdiklerini Puslu Kıtalar Atlası adlı bir kitaba döker ve kitabını, savaşa gitmek üzere olan oğluna emanet eder. İhtiyarın oğlu, tuhaf bir siyah sikke bulduktan sonra inanılmaz bir serüvene sürüklenecek ve sonunda Puslu Kıtalar Atlası’nı okumaya başladığında, başından geçenlerin tümünün bu kitapta anlatılmış olduğunu görecektir (Tanıtım Bülteninden)

Kitab-ül Hiyel
(1996)


"Ustaların kılınç yapmak için saatlerce ve günlerce dövdükleri demir neden serttir, bilir misin? O, insanoğluna hemen boyun eğmez, çünkü onların, kendisiyle işleyecekleri suçları bilir. Bu yüzden de ortak olacağı günahların bedelini ateşte dövülürken peşinen öder. Zalimlerin kolları kendi erişilmez isteklerine göre çok kısadır. Tutkularının büyüklüğü onları böylece sakat kıldığından, bizim kılınç dediğimiz koltuk değneğini kullanırlar. İcad ettiğin silah işte onların tutkularını büyütecek ve zulümlerini arttıracak. Sen onların kollarını uzattın. Oysa kılınçlar yeterince uzun değil miydi?"

*Puslu Kıtalar Atlası'yla birçok okuru şaşırtan ve sevindiren İhsan Oktay Anar'ın ikinci romanı Kitab-ül Hiyel, "eski zaman mucitlerinin inanılmaz hayat öyküleri"ni anlatıyor. Yafes Çelebi, Calud ve Lalezar Necef Bey'den Angilidis Efendi'ye, Samur ve Yağmur Çelebiler'den Uzun İhsan Efendi'ye bir sürü mucit, hiyelkar, aktarıcı, "rivayet edici", mağdur, sarhoş, meyhaneci, kahveci... Okuyanın okumayanlara kolay anlatamayacağı ama insanın birileriyle paylaşmak isteyeceği romanlardan, Kitab-ül Hiyel.
*(Tanıtım Bülteninden)

**

Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri(1997)



Çok uzak zamanlarda değil, günümüzün otuz, bilemediniz elli yıl öncesinde, üstelik hep "ülkemizde" geçiyor Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri. Ancak... Sanki o zamanlardan ve o mekânlardan değil de, başka zaman ve mekânlardan, hatta başka dillerden aşina olduğumuz hikâyeler... Yani, Puslu Kıtalar Atlası'nı ve Kitab-ül Hiyel'i okumuş olanların tahmin edebilecekleri gibi, üzerine söz söylemesi zor, "içine dalması" keyif verici kitaplardan: Estetik'le oyun'un, mizah'la felsefe'nin bir edebî buluşması...
(Tanıtım Bülteninden)

Amat
(2005)



"Kıyıda ise üç direkli, iki güverteli ve 58 toplu bir kalyon, o karanlıkta usturmaçlarını puta edip iskeleye palamar vermişti. Yelkenlerin sarılı olduğu serenler hisar edilmiş ve tez zamanda yola çıkacağını ilân için mizana direğine mavi bayrak çekilmişti. Esrarengiz adam, kalabalığı yarıp elinden tuttuğu İsrâfil'le iskeleden gemiye doğru yürümeye başladı. Kalyonun
dikmesinin palangalarına asılan ve tıraka tutan gemicilere vardiyan, Yisa, sizi gidi sütü bozuk sünepeler! Yisa beraber! Varda ruhsuzlar! Varda! Bre aman! Laşka! Laşka!? diye feryat ediyor ve hurçların, sandıkların ve fıçıların ambarlara usûlünce istifine nezaret ediyordu. Güneşin doğmasına 7 saat kala esrarengiz adam, sürme iskeleden kalyonun çukur güvertesine çıkmak istedi. Fakat eline ne kadar asılırsa asılsın Eşek İsrâfil yerinden bir türlü kımıldamıyordu. O karanlıkta eline son bir kez daha asılıp Gel yâ mübarek diye nida eyledi. Bunun üzerine çocuk her nedense inat etmekten vazgeçti. Ne var ki, sürme iskelenin kayganlığından dolayı düşmemek için midir, İsrâfil'in kuşağına 40-50 yaşlarında, iri yapılı, sırma işlemeli siyah kaput giymiş biri yapışmıştı. İşte bu adam kuşağı bırakıp küpeşteye
tutundu ve güverteye ayak bastı. Bunun ilâhi düzenin bozulması demek olduğunu hiç kimse bilmeyecekti."
(Tanıtım Bülteninden)

Suskunlar
(2007)



Suskunlar, İhsan Oktay Anar'ın 2007'de çıkan romanı. Anar bu kitabında da önceki eserlerindeki üslubu kullanmış olmasına rağmen daha yerleşik ve kesin cümlelerle yazarlığının doruk noktasında olduğunu göstermiştir. Kitap Osmanlı İmparatorluğu döneminde geçer. Dönemin musiki cemiyetlerini ve musikinin konumunu irdeleyen bu eser yarattığı karakterlerle ve yazarın musiki hakkındaki bilgisiyle yine eğitici ve sürükleyici bir eser olmuştur. Olayların yaşandığı döneme ait kapsamlı bir araştırmanın ürünü olan kitap ayrıntılı yer ve zaman tasviri ile oldukça başarılı bir çalışma sözü edilen musikiyi yazar kalemiyle duyulabilir hale getirmiştir.




Yedinci Gün
(2012)



Kitaptan bir bölüm: "Benzin tankları da doldurulduğunda vakit gece yarısını çoktan geçmişti. Zeplinin kumanda kabinine önce Selahattin çıktı ve alavereye tırmanıp motör kabinine geçti. İhsan Sait ve İdris Dede ise ahşap merdivenden kumanda kabinine çıktılar. Aman Baba, aşağıda amelelerin başındaydı.

Yukarıdaki kumanda ve motör kabinlerinden yirmişer uçlu iniş palamarları sarkıtıldı. Aşağıdaki Aman Baba'nın emriyle 60 kadar amele bu palamarlara asıldı. Aman Baba'nın, ‘Hazır ol! Dikkat! Şimdi!' demesiyle, bu iş için görevli ameleler, zeplini kum torbalarına bağlayan halatları baltayla kopardılar. İşte tam bu anda palamarlara var güçleriyle sımsıkı asılan adamların ayakları yerden kesilir gibi oldu.

Aman Baba korkuyla, ‘Herkes palamarlara!' diye bağırınca geri kalan ameleler de telâşla koşuşturup halatlara asıldı ve tepesi neredeyse hangarın tavanına değen zeplin hasar görmekten böylece kurtuldu. Aman Baba, ‘Haydi arslanlarım! Göreyim sizi!' diye haykırdıktan sonra, adamlar kendilerini paralayarak, zeplini hangardan dışarı çekmeye başladılar. Göklere yükselmek için can atan bir ejderhaya benzeyen hidrojen dolu devâsâ hava sefînesinin halatlarına asıldıkları için, zaman zaman ayakları yerden kesili kesiliveriyor, yerden yükseldikleri böylesi durumlarda, sanki boşlukta koşuyorlarmış gibi bacaklarını sallıyorlardı.

Nihâyet dışarı çıktıklarında bu kez kendi terleriyle değil şiddetli yağmurla ıslandılar. Üstelik zeplini oraya buraya kımıldatan şiddetli rüzgâr amelelerin işlerini zorlaştırıyordu. Aman Baba, ‘Palamarları sakın bırakmayın! Kur'ân-ı Kerim'e nasıl yapıştıysanız halatlara da öyle yapışın! 40 adımımız kaldı!' diye bağırdığında amelelerin çoğunun tâkati tükenmişti. Nihâyet zeplini hangardan yeterince uzağa götürebildiler. Ama hemen hepsi sıfırı tüketmişti.

Çok geçmeden zeplindekiler palamarları aşağı bıraktılar. Hava sefînesinin kumanda kabininde, İdris Dede açtığı iskele ve sancak pencerelerindeki mesnetlere makinalı tüfekleri rapt ederken İhsan Sait, makina dâiresi telgrafının kolunu geriye çekti ve muhabere borusundan motör kabinine, ‘Selo! İskele ve sancak motörleri marş! Yarım yol ileri!' diye bağırdı.

Selahattin manyetoları çevirip irtifâ motörlerini gürül gürül çalıştırınca, zeplinin dört pervânesi birden, ‘Flap!….. Flap!.. Flap! Fırrrrrrrrrrrr!' sedâsıyla dönmeye başladı. İhsan Sait kordona asılıp kıç safra tankından su boşaltınca, zeplin bir süre kuyruk havada yol aldı. Ancak dümeni kırıp hava sefînesini, rüzgârın estiği yere döndürdükten sonra, baş safra tankının valfına bağlı kordona, meyil saati 14 dereceyi gösterene kadar asılır asılmaz, aşağıdaki herkesin üzerine zeplinden ‘Foşşşşşş!' diye su boşaldı. Zeplin artık olması gerektiği gibi, pupasını rüzgâra vermiş, burun yukarı seyrediyor, o karanlık gecede ve yağmur altında göklere yavaş yavaş tırmanıyordu! Allâh nazardan saklasın, bu koskoca hava sefînesi gerçekten muhteşemdi! Maşâ'allâh, Bârekallâh, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh! Fakat maateessüf, işte tam bu esnâda, bir tâlihsizlik kapkara yağmur bulutlarını dağıttı ve dolunayın ışığı zeplini bir süre gün gibi açığa çıkardı."
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Psişik Tırtıl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.11.2013, 13:46   #2
Çevrimdışı
Tntcool
Kelebek gibi uçar, arı gibi *******...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İhsan Oktay Anar

'Puslu Kıtalar Atlası' kitabını okumuştum, farklı bir dili var...
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Tntcool'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.01.2015, 13:01   #3
Çevrimdışı
Ekin
Başına Buyruk

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İhsan Oktay Anar

Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve sefadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı.


(Puslu Kıtalar Atlası)
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Ekin'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 14.05.2022, 17:22   #4
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İhsan Oktay Anar

Yazanı hatırlayamadığım, "Suskunlar" adlı bir dizi izlemiştim. O mudur .diye, özeti okudum ama o değilmiş.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 14.05.2022, 18:34   #5
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İhsan Oktay Anar

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Canan Mesajı göster
Yazmanı hatırlayamadığım, "Suskunlar" adlı bir dizi izlemiştim. O mudur .diye, özeti okudum ama o değilmiş.
İhsan Oktay Anar`ın ikisi 3er defa olmak üzere 5 kitabını okudum. İnanılmaz bir hikayeci.. Zaten felsefe bölümünde öğretim görevliliği yapmış.. Ve inanılmaz tarihi bilgi birikimi var, bunlarıda inanılmaz masalsı bir anlatımla kurgulama yeteneği.. Kitaplarının sinemaya uyarlanmışı anlatım, kurgu ve içerik bakımından pek mümkün görünmüyor.. en azından bu ülkede.. Yalnız bildiğim kadarıyla hikayelerden oluşan bir kitabı tiyatroya uyarlanmış İngiltere`de.. Kesinlikle tavsiye ederim.. Okuduğum en iyi türk yazarlandandır.. Hatta açık ara en iyisi..
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Psişik Tırtıl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 14.05.2022, 20:09   #6
Çevrimdışı
Tura
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İhsan Oktay Anar

Suskunları alıp okudum...bir daha da hiç bir kitabını okumadım. Bana ters geldi nedense...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Tura'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 15.05.2022, 00:56   #7
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İhsan Oktay Anar

Bazı kitaplar vardır, bitirsen de tekrar tekrar okumak istersin. Puslu Kıtalar Atlası da ben de öyle bir izlenim bırakmıştı. 3 kez okumuştum ve her cümlesinin etkisi altında kalıp üzerinde düşünmüştüm.
  Alıntı ile Cevapla
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
aman, anar, diye, için, ihsan, oktay


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:45.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.