Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 18.07.2013, 21:54   #1
Çevrimdışı
Mislina
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Seçim Sistemleri ve Yerel Siyaset

Seçim Sistemleri Ve Yerel Siyaset

Demokrasi açısından seçim ise; “yönetilenlerin kendilerini yönetecekleri belirleme işlemi ve eylemidir.” Seçimler, özgür ortamda olmak kaydı ile siyasi partiler gibi demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Demokratik rejimlerde gerek siyasi partiler ve gerekse adaylar, savundukları düşünce ve idealleri gerçekleştirmek için seçmenlerin desteğini almaya çalışırlar. Çünkü demokratik rejimlerde yöneticileri seçme hakkı seçmenindir ve demokratik rejimlerde yönetim yetkisinin meşruiyetinin temeli de seçimlerdir.

Dar anlamda seçim sistemleri, seçmenlerce kullanılan oyların değerlendirilmesine ve seçim konusu kamu görevi için seçilen kişi veya kurul üyelerinin belirlenmesine ilişkin yöntem ve tekniklerdir. Geniş anlamda seçim sistemleri ise, seçim çerçevesinde seçme ve seçilme hakkı, seçim çevreleri, seçim sürecinin başından sonuna kadar, yani adaylık başvurusundan seçmenlerin oy kullanmasına ve sonuçların açıklanmasına kadar yapılan tüm işlemler, bunları yapan kişi ve kuruluşlar (siyasal partiler), seçim sürecini yöneten ve denetleyen kurumlar (seçim kurulları) ile ilgili kuralları kapsamaktadır. Geniş anlamda seçim sistemi, bir ülkedeki siyasal sistemin, bu arada özgürlükler rejiminin bir parçasıdır; ondan bağımsız olarak düşünülemez.

Her ne kadar ülkemizde seçim sistemi denildiğinde genel olarak dar anlam ele alınmakta ise de biz bu yazımızda seçim sistemini geniş anlamda ele alacağız.


Seçim Sistemleri


Emre Kongar’ın belirttiği gibi “Her demokrasi mutlaka seçime dayanır. Ama her seçim zorunlu olarak demokrasi getirmez! Bir seçimin gerçekten "demokratik" olabilmesi için en azından dört biçim koşulu gereklidir:

1-Seçimlerin adil ve şeffaf olması, seçmen listelerinin önceden ilan edilmesi ve bunlara itiraz edilebilme olanağının tanınması, oy verme işleminin kapalı oy açık tasnif biçiminde gerçekleşmesi gerekir.

2-Seçimlerin belli aralıklarla tekrar edileceğinin güvencede olması, "ömür boyu" seçilebilme gibi koşulların bulunmaması gerekir.

3-Seçmenlerin önünde, gerçekten birbirinden farklı seçeneklerin bulunması, oy verenlerin, ülkedeki farklı eğilimleri ve çözüm önerilerini temsil edenler arasında tercih yapabilmeleri olanağı sağlanmış olmalıdır.

4-Seçimlerde verilen oylarla, parlamentoda temsil edilme oranları arasında adil bir oransal ilişki bulunmalı, her parti aldığı oy oranıyla bağlantılı olarak adaletli bir temsil gücüne kavuşmalıdır.”

Ancak “her parti aldığı oy oranıyla bağlantılı olarak adaletli bir temsil” ilkesi istikrar ilkesi ile çatışabilmektedir. Çünkü seçimler sonucunda seçilecek hükümetin ülkeyi istikrar içinde yönetmesi beklenir. Bunun için de parlamentoda “çoğunluk” sağlanması gerekmektedir. Seçilecek hükümetin parlamentoda güçlü olarak yer alabilmesi için de değişik formüller uygulanarak seçimleri kazanan partinin mecliste oy oranının üstünde temsili sağlanmaya çalışılır. Buna “istikrar” ilkesi adı verilmektedir.

Farklı amaçlarıyla ters yönlerde işleyen, dolayısıyla birine üstünlük verildiğinde diğerinin etkisi zayıflayan bu iki ilke, her ülkenin siyasal özelliklerine uygun bir sentez içinde bir araya getirilmek istenir. Bu sentezde “fayda” ve “adalet”, başka bir deyişle, “yönetimde istikrar” ve “temsilde adalet” ilkelerinin yer aldığı ölçülere göre değişik seçim sistemleri ortaya çıkmıştır. Seçim sistemleri çok farklı olmakla birlikte genel olarak “Çoğunluk Sistemi” ve “Nispi Temsil Sistemi” olarak iki ayrı grupta incelenmektedir. Ayrıca bu iki sistemin karma uygulanmasından oluşan sistem bulunmaktadır.



a-Çoğunluk Sistemi:
Çoğunluk sistemi bir seçim çevresinde seçmenlerin yarıdan bir fazlasının veya çoğunun oyunu alan adayın veya partilerin seçimi kazanması esasına dayanmaktadır. Çoğunluk sistemleri içinde de, tek-turlu basit (nisbi) çoğunluk, iki-turlu basit veya mutlak çoğunluk alternatif oy gibi alt tipler ayırt edilebilir. Bunlardan en yaygını, İngiltere, ABD, Kanada, Yeni Zelanda ve Hindistan'da uygulanan tek-turlu basit çoğunluk sistemidir. Bu sistem, adı geçen tüm ülkelerde halen tek-isimli seçim çevreleriyle birlikte uygulanmaktadır. Tek-turlu basit çoğunluk sisteminde bir seçim çevresinde en çok oy alan aday, seçimi kazanmış olur. İki turlu sistemlerde, eğer birinci turda hiçbir aday veya parti gerekli çoğunluğa ulaşamamış ise bu durumda, ilk turda en yüksek oy alan iki aday veya parti arasında bu sefer ikinci tur seçim yapılır. Ancak bazı yerlerde en çok oyu alan değil belli oranda oy alan adaylar ikinci tura katılmaktadır. Örneğin Fransa’da ilk turda % 12.5 oy alanlar ikinci tura katılmaktadır. En az iki adayın bu orana ulaşamaması durumunda en çok oy alan iki aday ikinci tura girmektedir.

Çoğunluk sisteminde güçlü iktidar sağlanabilmektedir. Çünkü en yüksek oyu alan aday veya parti seçimi kazandığı için parlamentoda güçlü olarak yer alabilmektedir. Ancak kazanamayan parti o seçim çevresinden hiç temsilci çıkaramadığı için de “temsilde adalet” ilkesine açıkça aykırıdır. Bu sistem kolay ve basit olmakla birlikte özellikle iki turlu olması durumunda daha masraflı olabilmektedir.

Çoğunluk sistemi genellikle partiler arasında ittifakı zorunlu kılmaktadır. Gerekli çoğunluğu alabilmek için partiler arası ittifaklar yapılmakta, bu sayede de daha ılımlı listelerin çıkması sağlanabilmektedir. Bunun yanı sıra radikal-marjinal partiler de temsilci çıkarma şansını kaybetmektedirler. Bu da “temsilde adalet” ilkesi ile çelişmektedir.

Çoğunluk sisteminde dar veya geniş seçim bölgesi kullanılmaktadır. Dar bölge sisteminde her seçim çevresi bir temsilci çıkaracak biçimde bölünmektedir. Geniş bölge sisteminde ise birden fazla temsilci seçilecek biçiminde seçim bölgeleri oluşturulmaktadır. Dar bölge sistemi, alanın darlığı sebebi ile seçen ve seçilen arasında daha güçlü iletişim kurulmasına imkân sağlamaktadır. Bu durumda seçmenler genelde partilere değil adaylara oy vermektedir. Böylece daha güçlü temsilcilerin seçilmesi sağlanmaktadır.



b-Nispi Temsil Sistemi: Nispî temsil veya orantılı temsil, siyasal partilerin güçleri oranında, başka bir deyişle, seçimde aldıkları oy oranında parlâmentoda temsil edilmelerine olanak veren bir sistemler grubunun ortak adıdır. Nispî temsil sistemlerinde “adalet” ilkesi ön plândadır. Çoğunluk sistemlerinden farklı olarak, nispî temsil sistemlerinde her seçim çevresinden birden çok milletvekili seçilir; dolayısıyla bu sistemler, seçim çevreleri itibariyle her zaman çok adlıdır, geniş bölgelidir, liste usulü ile uygulanır. Nispî temsil sistemlerinde listelerdeki aday sıralaması, çok önemlidir. Çünkü her partinin aday listesinden o partinin kazandığı milletvekilliği sayısı kadar aday, oradaki sıraya göre milletvekili seçilir. Ancak eğer tercihli sistem kullanılıyorsa, bu durumda listedeki isimler tercih sayılarına göre ve en fazla alandan en az alana doğru sıralanır ve bu sıraya göre o partinin kazandığı milletvekilliği sayısı kadar aday seçilmiş olur.

Nispi temsil sisteminde çok farklı formüller söz konudur. Dünyada yaygın olarak kullanılan formüllerin üç yüzden fazla çeşidinin geliştirildiği iddia edilmektedir. Formüllerinin bu kadar çok farklılaşmasının altında yatan neden, oyları sandalyelere çevirecek matematiksel formüller konusunda bir anlaşma olmamasıdır. Bu formülleri genel olarak ikiye ayırmak mümkündür:

1) En Yüksek Ortalamalar (EYO) formülleri

Bu formüller arasında en yaygın olanı ülkemizde de kullanılmakta olan D’Hondt formülüdür. Bu formüle göre partilerin aldıkları oylar sırasıyla 1,2,3 gibi tamsayılara bölünerek “ortalama”lar bulunur. Her aşamadan sonra en yüksek “ortalama”ya sahip olan parti bir sandalye kazanır. D’Hondt formülünde bölenler serisi 1,2,3,4... gibi tamsayılardan oluşurken, Sainte-Lague sisteminde bu seri 1,3,5,7 gibi tek sayılardan oluşur.

En yüksek ortalamalar formülleri İskandinav ülkeleri, Lüksemburg, Hollanda, İspanya, Portekiz, İsrail ve Türkiye’de uygulanmaktadır.

2) En Yüksek Kalanlar formülleri

EYK formüllerinin temelinde daha önceden hesaplanmış bir kota yatar. İlk aşamada daha önceden belirlenmiş kotayı aşan partiler sandalyeleri kazanırlar. Daha sonra aldıkları oy toplamından kazandıkları sandalye sayısı çarpı kota işleminin sonucundaki rakam çıkarılır. Kalan rakamlar en yüksekten en düşüğe göre sıralanır. Ve işlemin ilk aşamasında dağıtılamamış sandalyeler bu sıralamaya göre dağıtılır.

En yüksek kalanlar formülünün ikinci aşaması seçim çevresi ya da ülke ölçeğinde uygulanabilir. Ülke ölçeğinde uygulandığında partilerin seçim çevrelerindeki kalan oyları ve dağıtılamayan oylar toplanır. Daha önce bahsedilen yöntemle sandalyeler partilere dağıtılır. Bu dağıtım işleminden sonra kalan oylar sıralanır ve iki aşamada da dağıtılamamış sandalyeler dağıtılır. Milli Bakiye adı verilen bu sistem 1961-1965 seçimlerinde ülkemizde uygulanmıştır.

Nispî temsil sistemleri, toplumdaki çeşitli siyasal görüşlerin, bunları savunan siyasal partilerin parlâmentoda –farklı derecelerde de olsa– çoğunluk sistemine oranla daha adil bir biçimde temsilini sağlar.

Nispi temsil sisteminde küçük partilerin, radikal partilerin de temsilci çıkarma imkânları olduğu için bunların sistem içinde tutulması sağlanmış olur. Böylece değişik görüşler, düzenin dışına itilmeksizin yasal zeminlerde temsil edilir.

Nispi temsil sistemi, temsilde adaletin sağlanması açısından önemli ise de özellikle küçük partilere seçilme imkânı sağladığı için parti enflasyonuna yol açabilmektedir. Ayrıca genel olarak hiçbir partinin tek başına iktidar olacak kadar temsilci kazanamamasına ve koalisyonlara yol açmaktadır. Bu olumsuzluğu en aza indirmek için de genellikle baraj uygulanmaktadır.

Barajlı nispi temsil sisteminde iki tür baraj söz konusu olabilmektedir. Bunlar ulusal ve bölgesel barajlardır. Sadece ulusal baraj veya sadece bölgesel baraj veya her ikisi aynı anda uygulanabilir. Ulusal baraj, bir partinin temsilci çıkarabilmesi için ülke genelinde belli bir oranda oy alma şartıdır. Örneğin ülkemizde bu oran % 10’dur. Bölgesel baraj ise, seçim bölgesinde temsilci çıkarabilmek için belli bir oranı alma zorunluluğudur. Ulusal baraj uygulanması durumunda seçim bölgesinde gerekli oranı aşsa bile partiler temsilci çıkaramazlar. Bölge barajı uygulanmadığı durumlarda genellikle bölgeler daraltılarak fiili olarak baraj uygulanmaktadır. Örneğin 20 temsilci seçilecek bir il iki seçim bölgesine bölünmekte ve böylece 10 temsilciye göre hesap yapıldığı için temsilci çıkarabilmek için gereken oranın artması sağlanmaktadır.

Barajlı sistemler istikrar ilkesine uygun ise de adalet ilkesine aykırı olmaktadır. Birçok ülkede baraj istikrar adına uygulanmakta ise de % 10 gibi yüksek bir oran sadece ülkemize has bir durumdur. Bunun sonucunda da birçok partiye verilen oylar mecliste temsil edilememektedir.



c-Karma Sistem: Bu sistemi uygulayan ülkelerde seçilecek temsilcilerin bir kısmı çoğunluk, bir kısmı da nispi temsil sistemine göre seçilmektedir. Örneğin Federal Almanya’da Federal Meclis’in 656 üyesinin yarısı, tek adlı çoğunluk sistemine göre 328 seçim çevresinden; diğer yarısı ise, küçük partilerin sandalye kazanmasını kolaylaştırmaya, böylece onlara sınırlı ölçüde bir prim vermeye yönelik olarak nispî temsil sistemine göre partilerin eyalet listelerinden seçilmektedir. Seçim, her seçmenin kullandığı iki oyla gerçekleştirilir. Birinci oy, tek adlı seçim çevresindeki bir aday, ikinci oy ise bir partinin eyalet listesi için kullanılır.

Kaynak
__________________
"Ama gerçek, aziz dostum, can sıkıcıdır."

  Alıntı ile Cevapla
Mislina'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 18.07.2013, 21:56   #2
Çevrimdışı
Mislina
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Seçim Sistemleri Ve Yerel Siyaset

Türkiye’de Yerel Seçim Sistemleri

Ülkemizde yerel seçimlerde, 1960’lara kadar genel seçimlerde olduğu gibi çoğunluk sistemi uygulanmıştır. 1961 Anayasa’sının yürürlüğe girdiği dönemde, belediye başkanlığı seçimleri tek turlu çoğunluk sistemine göre yapılmış, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeliklerinin seçiminde ise nispi seçim sistemine geçilmiştir. 1982 Anayasa’sının yürürlüğe girmesiyle birlikte yerel seçimlere ilişkin yasal düzenleme de yenilenmiş ve yerel seçimlere ilişkin usul ve esasları düzenleyen 18.01.1984 tarih ve 2972 sayılı ‘’Mahalli idareler ile mahalle muhtarlıkları ve ihtiyar heyetleri’’seçimi hakkında kanun çıkarılmıştır. Bu kanuna göre: “Belediye Başkanlığı’’ ile “Muhtar, ihtiyar heyeti’’ ve “İhtiyar meclisi’’ seçimleri çoğunluk sistemine göre yapılmakta, “İl genel meclisi’’ ve “ Belediye meclisi’’ seçimlerinde ise nispi seçim sistemi uygulanmaktadır.

2972 sayılı Kanun’un 22. maddesine göre: “Belediye Başkanlığı seçimlerinde en çok oy alan aday Başkanlığa seçilmektedir.” Aynı kanunun 32. maddesinin 4. fıkrasında da “Muhtar, İhtiyar Heyeti ve İhtiyar Meclisi seçimlerinin ekseriyet sistemine göre yapılacağı” belirtilmektedir.

İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi üyeliklerinin seçiminde, “Onda Birlik Baraj Uygulamalı Nispi Temsil Sistemi” uygulanmaktadır.

2972 sayılı Kanunun 23. maddesine göre, bu sistemde, “Bir seçim çevresinde kullanılan geçerli oy toplamının onda birine tekabül eden sayı, bütün partilerin ve bağımsız adayların aldıkları oy sayısından ayrı ayrı çıkarılmakta, bu çıkarmadan sonra geriye oyu kalmayan siyasi partiler ve bağımsız adaylar üye tahsisinde hesaba katılmamaktadır.”

Kanunun 23. maddesinde hesaplama şu şekilde tarif edilmektedir: “Bir seçim çevresinde kullanılan geçerli oy toplamının onda birine tekabül eden sayı, bütün partilerin ve bağımsız adayların aldıkları oy sayısından ayrı ayrı çıkarılır. Bu çıkarmadan sonra geriye oyu kalmayan siyasi partiler ve bağımsız adaylar üye tahsisinde hesaba katılmaz.

Yapılan çıkarmadan sonra geriye oyu kalan siyasi partilerin ve bağımsız adayların isimleri alt alta, kalan oyları da hizalarına yazılır. Bu sayılar önce bire, sonra ikiye, sonra üçe ... şeklinde devam edilmek suretiyle o seçim çevresinin çıkaracağı asıl üye sayısına ulaşıncaya kadar bölünür. Elde edilen paylar, siyasi parti ayırımı yapılmaksızın, en büyükten en küçüğe doğru sıralanır.

Belediye ve il genel meclisi üye tamsayısı kadar üyelikler, bu payların sahibi olan siyasi partilere ve bağımsız adaylara, sayıların büyüklük sırasına göre tahsis olunur.

Son kalan asıl üyelikler için birbirine eşit rakamlar bulunduğu takdirde bunlar, aralarında ad çekmek suretiyle, tahsis yapılır.”

Belediye meclis seçiminde ayrıca istikrar adına kontenjan sistemi kullanılmaktadır. “Buna göre birinci gelen partinin belli bir kontenjan sayısı kadar meclis üyesini fazladan alması sağlanır. Kontenjan adayı gösterilen belediye meclis üyesi seçim çevrelerinde bu maddeye göre yapılan bölme işlemi kontenjan sayısı çıkarılmak suretiyle yapılır. Kontenjan adayı gösterilen bu seçim çevrelerinde geçerli oyların en çoğunu almış olan siyasi partinin kontenjan adayları belediye meclis üyeliğini kazanmış olurlar.” 2972 sayılı Kanun uyarınca belediye meclisleri seçimlerinde “Siyasî partiler, belediye meclis üye sayısı 9 ve 11 olan beldelerde bir, 15 olan beldelerde iki, 25 ve 31 olan beldelerde üç, 37 olan beldelerde dört, 45 olan beldelerde beş, 55 olan beldelerde altı adet kontenjan adayı gösterirler.” Kontenjan adayları, aday listelerinde nispî temsil sistemine göre seçilecek diğer adayların “sıralamasına dahil edilmeyerek kontenjan adayı” olarak ayrıca yazılırlar. Kontenjan adayı gösterilen seçim çevrelerinde “geçerli oyların en çoğunu almış olan siyasî partinin kontenjan adayları belediye meclis üyeliğini kazanmış olurlar.” Böylece belediye meclisleri seçimlerinde nispî temsil yanında 1’den 6’ya kadar “kontenjan adayı” için tek adlı veya çok adlı kontenjan sistemi, çoğunluk sistemine göre uygulanmaktadır. Yani en fazla oyu alan parti listesinde kontenjanda yer alanlar doğrudan meclis üyesi olmakta ama kontenjan dışındaki meclis üyeleri ise nispi temsil sistemine göre seçilmektedir. Dolayısıyla belediye meclis seçiminde nispi ve çoğunluk sistemleri karma olarak kullanılmaktadır.

Ülkemizde 1963 yılına kadar belediye başkanı halk tarafından seçilmemiştir. Belediye meclisi kendi içerisinden bir belediye başkanı seçmekte idi. Ancak bu yapıda belediye başkanları güçsüz konumda idiler. Bu sebeple 1963 yılında çıkarılan 307 sayılı Kanun ile belediye başkanlarının doğrudan halk tarafından seçilmesi yöntemi uygulanmaya başlanmıştır.

Belediye başkan seçiminde çoğunluk sistemi uygulanması istikrar ve güçlü başkan uygulaması açısından önemlidir. Ancak bu sistem her zaman güçlü başkan seçimine imkân veremeyebilmektedir. Birden fazla adayın yüksek oy aldığı durumlarda % 25-30 oranı ile başkan seçilmektedir. Oysa belediye başkanının güçlü olabilmesi için daha yüksek oy oranı alması beklenmelidir. Bu sebeple belediye başkan seçiminin de iki turlu olması düşünülebilirdi. İlk turda hiçbir adayın belli bir oranı örneğin % 50’yi aşmaması durumunda en fazla oyu alan iki aday arasında ikinci tur seçimleri yapılabilir. Ancak bu sefer de başkanın bir partiden, meclis çoğunluğunun ise başka bir partiden oluşması söz konusu olabilir. Çünkü ikinci turda oluşacak parti ittifakları meclis dengesinin dışında gelişebilir. Bu olumsuz ihtimali azaltmanın yolu da ikinci tura girecek partilerin ilk turda en çok oyu alan adaylar değil de belli bir oranın üzerinde (Örneğin % 15) oy alan adaylar arasında yapılmasıdır.

Belediye meclis üyeleri seçiminde kontenjanda çoğunluk, diğer liste üyelerinde ise nispi temsil sisteminin kullanıldığı yukarıda açıklanmış idi. Kontenjan sistemi mecliste istikrar açısından önemlidir. Ancak meclis üyelerinin liste usulü ve nispi temsil sistemine göre seçildiği durumlarda güçlü meclis üyesi sıkıntısı yaşanmaktadır. Liste usulü sebebi ile meclis üyeleri ile seçmen arasında güçlü iletişim olamamaktadır. Özellikle Marmara Bölgesinde olduğu gibi, ilçe nüfusunun 500.000’i aştığı belediyelerde seçilen 45 meclis üyesi ne kadar gerçek anlamda seçmenin temsilcisidir? Listeler partilerin ilçe, il ve hatta bazen de genel merkezlerinde oluşturulmakta, o ilçede oturmayan kişiler bile meclis üye listesine girebilmekte ve meclis üyesi olabilmektedirler. Seçim sistemleri tartışmalarında genellikle % 10’luk baraj, kontenjan gibi hususlar eleştiri konusu olmaktadır. Oysa meclis aday listelerinin nasıl oluşturulduğu kanaatimizce daha önemlidir.

Aşağıdaki bölümlerde demokratik ve etkin bir belediye meclisi oluşturulabilmesi için değişik sistem önerileri yer almaktadır. Bu öneriler elbette geliştirilmeye muhtaçtır ama en azından yeni açılımlar bulunmasında fikir verebilir diye düşünmekteyiz.



Öneri 1:

Büyük yerleşim yerlerinde seçmenin blok oy kullandığı, belediye başkanı, meclis üyeleri ve il genel meclis üyeleri için aynı partiyi seçtiği bilinmektedir. Bunun aksi ancak 3,5,10 bin nüfuslu küçük yerleşim yerleri için söz konusudur. Büyük yerleşim yerlerinde ise farklılıklar çok ender görülmektedir. Meclis aday listeleri de bu tür tercihi teşvik etmektedir. Bunun sonucunda da gücünü seçmenden değil de kendisini o listeye yazan parti teşkilatından veya belediye başkanından alan meclis üyeleri gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Bunun doğal sonucu da kentliyi değil belli siyasi yapılanmayı temsil eden meclis üyeleri gerçeğidir.

Belediye meclis üye ve il genel meclis üye seçimlerinin liste usulü yapılmasının yol açtığı sıkıntılardan birisi de büyük nüfuslu yerleşim yerlerinde bağımsız meclis üyesi seçilmenin adeta imkânsız hale gelişidir. 200.000 seçmenin olduğu bir ilçede bir bağımsız adayın 20-30 bin oy alması adeta imkansızdır.

Belediye meclis üyeleri seçiminde tercih sistemi getirilebilir mi? Yani partiler seçilecek meclis üye sayısından daha fazla aday gösterir ve seçmen de bunlar içinde tercihte bulunursa bu durumda daha güçlü meclis üyeleri ve daha demokratik seçim söz konusu olabilir mi? Bu durum küçük ve orta ölçekli yerleşim yerleri için mümkündür. Ama nüfusu yüz binlerle ifade edilen yerleşim yerlerinde tercihli sistem sağlıklı yürümez. Çünkü seçmenin çok büyük bölümü tercih kullanmayacağı için özel çalışma yapan kişiler tercih sayesinde aslında hak etmeden meclis üyesi olabilirler.

Meclis üye seçiminde seçim bölgelerinin daraltılması daha etkin seçim için çözüm olabilir. Meclis üye seçiminde dar bölge çoğunluk sistemi uygulanabilir. Bunun için de seçilecek meclis üye sayısına göre mahalle nüfusları da dikkate alınarak seçim bölgeleri oluşturulabilir. Bu durumda daha dar bölgede, daha az seçmenle muhatap olunacağı için sadece partinin popülaritesi yeterli olmayacak, meclis üye adayının kişiliği de önem kazanacaktır. Bu da seçmenle iletişimi daha güçlü olan ve tekrar seçilebilmek için de sadece belediye başkanını ya da partisini memnun etmeyi yeterli gören değil, yanı sıra seçmenini de memnun etmeyi gerekli gören meclis üyelerinin oluşumunu sağlayacaktır. Bu sistemin aynı zamanda tercihli sistem ile birlikte uygulanması durumunda daha demokratik bir sistem söz konusu olabilecektir. Böylece partiler örneğin bir meclis üyesi seçilecek bölgede/mahallede en az iki veya üç aday gösterecek, en çok oyu alan listeden, en fazla tercihi alan kişi meclis üyesi olacaktır. Bu sistem hem seçmen katılımını artıracak, hem partilerin dayatma gücünü azaltacak ve hem de daha güçlü meclis üye seçimine imkân sağlayacaktır.



Öneri 2:

Seçim sisteminin temsil yönünden güçlü ve demokratik bir meclis oluşumunu sağlayabilmesi için öncelikle partilerin aday belirleme yöntemleri üzerinde durulmalıdır. Burada da iki temsil önem kazanmalıdır. Birincisi seçmeni temsil, ikincisi ise partiyi temsil olmalıdır. Çünkü bir parti listesinden aday olacaklar doğaldır ki o parti adına da siyaset yapacaklardır. Aksi takdirde bağımsız olarak aday olmaları gerekir. Ama parti listelerinden aday olanların sadece o partiyi temsilleri de demokratik sistem açısından uygun olamaz. Çünkü seçilecek olanlar nihayetinde o kentlileri belediye meclisinde temsil etmek üzere seçileceklerdir. Her iki temsili de sağlamanın yolu ise liste belirleme yönteminin demokratik olması ve seçimlerin de yukarıda belirtildiği gibi tercihli dar bölge sistemi olmasını gerektirmektedir.

Meclis listeleri seçilirken parti teşkilatlarında ön yoklama yapılması, ancak nitelik sorununa yol açmamak için de belli sayıda parti ilçe/il teşkilatlarına kontenjan verilmesi gerekmektedir. Örneğin; 45 meclis üyesi seçilecek yerlerde alt seçim bölgelerinin 3’er meclis üyesi seçilecek biçimde belirlenmesi, adayların 1/3’ünün parti ilçe/il teşkilatlarına kontenjan olarak ayrılması, 2/3’ünün ise parti üyelerinin katılacağı ön yoklama ile belirlenmesi mümkündür. ilçe/il teşkilatları her seçim bölgesi için bir olan kontenjanına karşılık iki aday, üye ön seçiminde de iki aday için dört aday seçilmelidir. Toplam altı aday ise seçimlerde alacakları tercihlere göre belirlenmelidir.

Belediye meclis seçimlerinde tercihli dar bölge sisteminin uygulamada zor olacağı aşikardır. Gerek seçmenin oy kullanması, gerek oy pusulalarının hazırlanması ve gerekse oy tasnif işlemleri bir hayli zor olacaktır. Buna karşılık daha demokratik ve daha güçlü meclislerin oluşmasına imkân verecektir.



Öneri 3:

Belediye meclis seçimlerinde bir başka yöntem daha radikal düşünmek sureti ile geliştirilebilir. Bu yöntem de belediye meclislerinde ilçe genelini temsil etmek üzere az sayıda belediye meclis üyesinin tercihli nispi temsil sistemi ile belirlenmesi, buna karşılık mahalle muhtarlarının bu görevlerinin yanı sıra belediye meclis üyesi olmalarının önünü açmak olabilir.

İlçe genelini temsil edecek meclis üyeleri partilerin aday listeleri sunmaları ve nispi temsil sistemine göre seçilmelidir. Burada tercihli sistem de düşünülebilir. Mahalle muhtarları da halen uygulanmakta olan çoğunluk sistemine göre seçilebilirler. Mahalle muhtarlıkları mevcut halleri ile yerel seçilmişler olmaktan ziyade, ikametgâh, nüfus sureti gibi bürokratik ve rutin işleri yapan “seçilmiş bürokrat” konumundadır. Oysa muhtarlar mahallelerin demokratik seçimlerle gelmiş yöneticileridir. Bu yöneticilerin aynı zamanda belediye meclis üyeleri olmaları durumunda hem mahalle yöneticileri olarak konumları güçlenecek ve hem de bu konumdaki meclis üyelerinden oluşan belediye meclisi güçlenecektir.



Ya İl Genel Meclisi?

İl Genel Meclisleri yerel yönetimler reformu kapsamında yapılan düzenlemelerle ciddi anlamda güçlendirilmiş, meclis başkanının merkezi idarece atanmış bürokrat olan Vali yerine meclis içinden seçilmesi ile nispeten daha demokratik hale gelmiştir. Ancak meclisin daha etkin olması, temsil kabiliyetinin artırılabilmesi için muhtarların ilçe belediye meclisi üyesi olmaları gibi belediye başkanlarının da il genel meclis üyesi olmalarının önü açılmalıdır.

İl Genel Meclisi üyelerinin bir bölümü il genelinde partilerin aday listelerinden nispi temsil sistemine göre seçilmeli ve kalan üyeleri de ilçe belediye başkanları oluşturmalıdır. Bu sayede İl Genel Meclisleri çok daha etkin konuma gelebilecek ve bu meclisler sadece İl Özel İdaresinin karar organı olmakla kalmayacak, demokratik yerel yönetimler olan belediyelerle İl Özel İdaresinin de koordinasyonuna katkı sağlayacaktır.



Değerlendirme

Seçimler demokratik ülkelerde halkın kendisini temsilciler yolu ile yönetmesinin bir aracıdır. Seçilecek yönetimin bu anlamda halkın temsilcisi olma vasfı çok önemlidir. Ne var ki gerek partilerin aday belirleme süreçleri ve gerekse seçim sistemleri sebebi ile bu temsilde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Katılım imkânının genişliği sebebi ile demokrasinin okulu olarak görülen, demokratik kültürün gelişiminde çok önemli rol oynayan yerel yönetimler ülkemizde bu misyonunu yeterince gerçekleştirememektedirler. Çoğu zaman yerel seçimler, ülkemizdeki genel siyasetin etkisi altında ve onun gölgesinde gerçekleşmektedir. Seçmenin yerel seçimlerde çoğunlukla adaylara değil partilere göre oy vermesi de bu durumun açık bir göstergesidir.

Ülkemizde demokratik kültürün ve kurumların gelişmesi için yerel yönetimlerin demokrasinin okulu olma misyonunu yüklenmeleri gerekmektedir. Ancak bunun için de halkın yerelde siyasete katılım kanalları genişletilmelidir. Bunun yolu da yerel seçimlerde adayları öne çıkarmakla, seçim yapılan makamların güçlendirilmesi ile mümkündür.


Hulusi ŞENTÜRK Sayı:34

Kaynak
__________________
"Ama gerçek, aziz dostum, can sıkıcıdır."

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Mislina'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 29.05.2021, 14:56   #3
Çevrimdışı
Ben kimim
Yasaklı Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Seçim Sistemleri ve Yerel Siyaset

Bir sonraki Türkiye genel seçimleri, en geç 25 Haziran 2023 te, Bir sonraki Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu ile aynı gün yapılacakmış.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
için, olarak, seçim, sistemleri, siyaset, temsil, yerel


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:01.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.