|
Türk Ressamların Biyografileri Türk ressamların biyografi ve eserlerinden örnekler |
|
Seçenekler |
25.11.2016, 18:29 | #1 |
Çevrimdışı
|
Fantastik ve Sürrealist Ressamlarımızın Eserleri
Selma Gürbüz (1960 – )
Ertuğrul Oğuz Fırat (1923 – 2014)
Utku Varlık (1942 – )
Gürbüz Doğan Ekşioğlu (1954 – )
Nuri Abaç (1926 – 2008)
|
25.11.2016, 18:48 | #2 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Fantastik ve Sürrealist Ressamlarımız | Eserleri
Erol Deneç 1960’ta İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisi’ne girer ve Anton Lehmden’den resim eğitimi alır. Lehmden’in evinde Deneç’in çalışmalarını gören Ernst Fuchs, “Resim yapan Türk, Doğu’dan bize ulaşan bir ışık” şeklinde tanımladığı Deneç’i 1964’te Viyana’ya davet eder. Fuchs’un evinde 8 aylık bir çalışma sonucu beş ünlü profesörün bulunduğu sergiye katılan Deneç, Viyana’nın tanıdığı bir isim olur. Eserlerinde deformasyon ve detay işleyişi önemlidir. Erol Deneç tam anlamıyla bir sürrealist değil, fantastik realist bir sanatçı… 1960’lı yıllarda ortaya çıkıp, yakın zamana kadar da etkinliğini sürdüren Viyana Fantastik Ressamlar Grubu’nun da üyesi. Erol Deneç, fantastik realizmi şöyle tanımlıyor: “Sürrealizm, benim anladığım manada üst gerçek. Şöyle diyelim, gören için, madde üstü boyutunun gerçeği. Birçok sanat akımı gelip geçmiştir. Sürrealizm, bugünkü adıyla fantastik realizm mağara devrinden beri hep var, modası hiç geçmiyor, çünkü devamlı kendini yeniliyor. Şöyle düşünebiliriz, kalıcı resim, klasik resim, bu günün klasik resmi, fantastik realizm, hem hayal hem yetenek gerektiren bir sanat dalı olduğu için çok nadir sanatçı bu ekole eğiliyor. Anlamak da zor, şu sebepten, insanlar kendi özünü bilinmeyen yanlarını keşfetmekten korkuyor.” Erol Deneç’in bir de müzisyen kimliği var. Başta keman olmak üzere gitar vb. çeşitli enstrümanları da çalabiliyor. 1990’dan bu yana Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne devam ediyor. Kayıhan Keskinok Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nü bitirdi. İsviçre Hükümeti’nin bursuyla Lausanne Ecole des Beaux-Arts’da çalışma olanağı buldu. 1963-1968 arasında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nde öğretmenlik yaptı. TRT Ankara Televizyonu Artistik Hizmetler Birimi’nde dekoratörlük ve müdürlük görevlerinde bulundu. Keskinok üst üste bindirilmiş anlatım planları ile resimsel mekanın zenginleştirilmesi ve nesnel değerleri ağırlıksız düşsel bir mekanla birleştirerek resimlerini yapmıştır. Keskinok tarzını şöyle özetliyor: “Tavır olarak fantastik gerçekçi, düşsel gerçekçi denilebilir. Figürlerimin hepsinde anatomik yetkinlik aradığım için o açıdan gerçekçi demek lazım. Getirdiğim gerçeküstü birtakım düzenlemeler nedeniyle, daha doğrusu bindirmeler yaptığım için buna düşsel gerçekçilik diyebiliriz. Ama başka düşsel gerçekçilere pek benzemiyorum zannediyorum. Renkçilik açısından da benim kendi bulduğum bir şey var. Rengi çok canlı kullanmama rağmen boya hamuru ile çalışmadığım için ben kendi uydurduğum bir sözcüğü kullanıyor, bireşimci renkçiyim denilebilir.” Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nden mezun olan Cantürk, Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nü bitirdi, çeşitli öğretmen okullarında yöneticilik ve resim öğretmenliği yaptı. 1965-1966 yıllarında Paris’te öğretmen yetiştiren kurumlarda incelemeler, araştırmalar ve sanat çalışmaları yapan Cantürk, Samsun Eğitim Enstitüsü’ne atandı ve Resim-İş Bölümü’nün kurulmasında görev aldı, sonradan 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne bağlanan Resim-İş Bölümü’nde 1985 yılına kadar çalıştı, daha sonra ayrıldı. 1989 yılında Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümü’nde yeniden görev aldı. Emekli oluncaya kadar bu görevi sürdürdü. Cantürk, halen Eskişehir’deki atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Ertuğrul Ateş resimlerinde uzay boşluğunda yer verdiği, kadın vücut parçaları ve uzuvlarını, kuş, insan figürü ve doğasal organik formların değişime uğramış formlarını, simgesel öğelerle zenginleştirerek, gerçeküstücü anlatıma yönelen bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Ertuğrul Ateş, zaman ve mekan duygusunun olmadığı resimlerinde geriye çekilmiş, çerçevelenmiş, oyulmuş biçimlerle, bilinçaltı verilerinin yoğun karmaşasını hissettirerek kendine has bir atmosfer yaratır. Kurdelalı Ressam olarak da tanınan Ertuğrul Ateş şöyle diyor: “Benim resimlerim çözüm önermez, ders vermez; kulaklarınıza anlaşılmaz şeyler fısıldar usulca.” “Resmin bana verdiği her cevap başka bir soruyu doğuruyor” diyen sanatçının en çok ilgisini çeken sorular, aklın çözemedikleri. Kainat, uzay ve dünya dışı zeki yaşamdan, şamanın, büyücünün, simyacının alanına giren sırlara kadar uzanan bir ilgi bu. Tuvalinde düşler alemine davet eden, kahve falı resimlere dönüşen bu resimler, adlarını bile, efsaneler, söylenceler, rüyalardan alıyor. 1967’de ressam olmaya karar verir. Üniversite Resim Bölümü Öğretim Üyeliği yapar, Temmuz 2005’te emekli olur. Görsel ve yazılı basında, çeşitli kitapları da yer alır. Sanat dernekleri üyeliği, akademik uğraşılar, edebiyat denemeleri… Balamir şöyle diyor: “Duyguların çıkar ilişkilerine tutsak edildiği bir yaşamda, her şeye karşın bir masal yaratmak istiyorum, dünya gerçeğine inat. Sıradanlaşmış değer yargılarında bir yaşam anlayışı içinde olmadım. İnsanlık onurunun saygınlığında bir yaşam anlayışını aradım ve onayladım. Duygularım tam karşıtını bulmasa da, ben masalımda yaşıyorum. Resimlerim benim masallarım. Orada kuşlar şarkılar söylüyor, kelebekler korkmadan uçuyorlar. İnsanlar benim masalım da kendileriyle de buluşuyorlar. Çünkü resimlerim yüreği sevgiden geçenlerin buluştuğu yerdir de.” |
25.11.2016, 18:50 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Fantastik ve Sürrealist Ressamlarımız | Eserleri
Resimlerinde sonsuz uzay boşluğunda, sınırlandırılmış mekanlarla, mekansal derinliği veren Teoman Südor, konusal olarak efsanelerden, mitolojiden ve doğanın gizeminden etkilendiğini söylüyor. ‘‘Resimsel alanda iki büyük derdim var, derinlik ve ışık’’ diyen Südor sözlerine şöyle devam ediyor: ‘‘Resim yaparken konuyu seçmiyorum, hayal ediyorum. Benim dünyam bu. Ben buna resmin içinde yaşam diyorum. Resmi yaparken kendi içimde ne hissettiğim önemli. Varolan dünya üç boyutlu ama ben bunun dört boyutlu olduğunu söylüyorum. En, boy ve derinliğin yanı sıra zaman çok önemli kavram.’’ Hayallerini gerçekleştirdiği Akademi’nin bir başka anlamı da var Südor için, orası aynı zamanda hayatının aşkı ressam Gülseren Südor’u bulduğu yerdir. Bedri Rahmi’nin atölyesinden mezun olan Südor çifti, hocalarının öğrettiklerini belleklerine kazıdıklarını, ama hocalarının sanatsal takipçisi olmadıklarını, kendi özgün işlerini üretme yolunu seçtiklerini söylüyor. Habip Aydoğdu, uzay boşluğu içinde doğanın ve figürlerin parçalanmış formlarını, fantastik yaratıklara dönüştürdüğü lekesel soyutlamalarını, 1980 sonlarında, kuş başlı, insan gövdeli, mitolojik yaratıklar, 1990’larda uzay boşluğunda asılı fantastik figür ve biçimler, aniden ortaya çıkan panik yüz ifadeleri, hırçın fırça vuruşları, renk lekeleri, deformasyon ile güçlü dramatik anlatımları ortaya koymuştur. Habip kırmızısı tabiri de onun tablolarındaki yoğun ve derin kırmızıdan çıkmıştır. Aydoğdu şöyle diyor: “Ürettiğim resimlerin ruhuna ve yaşananlara da bu renk çok iyi uyuyordu. Sonra bu bilinçaltımda devam etti, kırmızı baskın bir renk olmaya başladı. Bana çok yakıştığına ve bugünün ruhunu çok iyi verdiğine hala inanıyorum. Garip bir renk, aşkı da içeriyor, isyanı da… Eskiden “Üstüme kaldı galiba” diyordum ama artık ben de onunla bütünleştim. Resimlerimin çoğu için kaos resmi yapıyor deniliyor, bunda gerçeklik payı var. Bir kaos yaşıyoruz, ne olduğumuz belli değil.” Ergin İnan, fantastik gerçekçi resimlerinde çok boyutlu, çok anlamlı ve çok görüntülü varlıkların sürekliliği ekolojik, biyolojik ve tinsel bağlamda ele alınmakta, evrensel imgelerin yanı sıra kültürel imgeler de kullanmaktadır. Kaligrafi, dinsel kitap sayfaları, eski mezar taşlarını anımsatan yazılı yüzeyler, portreler, yüzler, sözler, eller ve böcekler, yeni ve özgün bir anlatım biçimi içinde bu resimlerde yer almaktadır. Kullanılan imgelerin hiçbirisi yeni, bilinmeyen ve yaratılmış imgeler değildir. İnan’ın insan figürleri, kelebek, sürüngen, gözyaşı damlası, yaprak gibi imgeler ve yazıyla bütünleştirdiği kompozisyonları, felsefe oluşturacak bir temel üzerinde betimleniyor, ikonografik ve kültürel imgeler arasında kurulan görsel, simgesel ve mistik ilişkileri yansıtıyor. Ergin İnan “Benim resmim ya da düşüncem hep gönülde olanı çizmektir. Kim ki gönlüne gider, orada ellerin dokunamadığı, gözlerin göremediği resimleri görür, insanla kucaklaşır” diyen İnan, gerçeküstü ve fantastik yapıtlarında Asya, Avrupa ve Anadolu kültürlerinden edindiği birikimini özgün bir yorumla irdeliyor. 1971’de İstanbul Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nü bitirdi. 1980’li yılların ortalarına kadar yaptığı resimlerde, Çukurova peyzajını renkli bir şiirsellik içinde yansıttı. Geniş gökler altında pamuk tarlalarının yer aldığı bu dönem çalışmalarını, aynı kompozisyon şeması saklı tutularak, doğa görüntüsünün soyut plastik elemanlarla derinliğe doğru çekildiği, imgesel bir espas dokusunun ön plana çıktığı daha fantastik resimler izledi. Ekrem Kahraman resimlerinde gökyüzünün düşsel yorumları ve simgesel nesnelerle, sonsuz mekan duygusunu yaratır. 1974 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Lisans diplomasını aldı. 1988 yılında Pulsarlarda Kutupsal Elektron Jeti teorik fizik tezi, ABD Princeton Üniversitesi arşivine alındı. 1990-1992 yılları arasında İtalya, İspanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, Almanya, Brezilya ve ABD’de müzelerde etütler yaptı. 1992-1997 yıllarında post-empresyonist ve 1998-1999 yıllarında soyut dışavurumcu resimler yaptı. İlk kişisel sergisini 2000 yılında açtı. Aynı yıl iki şiir kitabı yayınlandı. 2001 yılında Erol Deneç Atölyesi’nde fantastik resim denemeleri yaptı. Bu dönemde fantastik resme vermiş olduğu örnekler İtalya ve Türkiye’deki kişisel koleksiyonlarda yer aldı. 2001 yılından itibaren sürrealist resimde yoğunlaştı. Özellikle Max Ernst ve Tanguy etkisinde klasik sürrealist çalışmalar yaptı. |
25.11.2016, 21:52 | #4 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Fantastik ve Sürrealist Ressamlarımız | Eserleri
Konu da kısıtlı olarak sunulan eserlere bakarsak, ressamlarımızın üretmiş oldukları yapıtlar ne kadar da sürrealist ve fantastik olsa da bir çoğuna çeşitli anlamlar yüklenmiş ve yaşamın içindeki olayları irdeliyor.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan.. |
26.11.2016, 18:04 | #5 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Fantastik ve Sürrealist Ressamlarımız | Eserleri
__________________
Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü) |
29.11.2016, 16:06 | #6 |
Çevrimiçi
|
Cevap: Fantastik ve Sürrealist Ressamlarımız | Eserleri
Tanımadığım ressamlarımız ve görmediğim resimleri. |
29.11.2016, 20:08 | #7 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Fantastik ve Sürrealist Ressamlarımız | Eserleri
Her ressamın kendine has bir resim yapma becerisi var. Ben Gürbüz Doğan Ekşioğlu'nun özellikle bu eserini çok beğendim. Her karesi ayrı bir anlam taşıyor.
Konu ve tanıtım için teşekkürler Redwineciğim ellerine sağlık olsun. |
20.12.2021, 11:37 | #8 |
Çevrimiçi
|
Cevap: Fantastik ve Sürrealist Ressamlarımızın Eserleri
Resimlerin bazılarını çok beğendim.
Ne yazık ki, kendileri yeteri kadar tanıtılmamış Mobil Sürüm ile Gönderildi |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |